Kansere karşı ruhsat mücadelesi: LÖSANTE

LÖSEV’in çürümeye terk edilen 100 milyon dolarlık hastanesi LÖSANTE'ye ruhsat Sağlık Bakanlığı gündeminde yok

Fotoğraf: LÖSEV

LÖSEV’in kurduğu 400 yataklı hastane LÖSANTE'ye Sağlık Bakanlığı tarafından sadece 75 yatak ruhsatı verilmesine ilişkin tartışma TBMM’de reddedilen araştırma önergesi ile yeniden gündeme geldi.

Süreci Independent Türkçe’ye değerlendiren LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Emel Bayrak, “Hastane, 4 milyon insanın küçüklü büyüklü verdiği bağışlarla yapıldı. Bir hastanede görebileceğiniz her türlü teknik donanım var. İnsanların bu kadar ihtiyacı varken onca cihaz ve donanım boş bekliyor” dedi.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, ruhsatın verilmeme gerekçesi olarak şehir hastanelerinin doluluk oranlarını işaret etti.

Sağlık Bakanlığı kaynakları ise ruhsat konusunun bakanlık gündeminde olmadığını aktardı.

Lösemili Çocuklar Haftası” kapsamında başlatılan farkındalık kampanyası ve TBMM’ye sunulan araştırma önergesinin AK Parti ve MHP’li milletvekillerin oylarıyla reddedilmesi ile LÖSANTE’ye yıllardır verilmeyen ruhsat tartışmaları da yeniden gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yılında kuruluşu için talimat verdiği hastaneye ilişkin tartışmada konunun tarafları Independent Türkçe’ye konuştu.

Hastanenin kuruluş süreci, tartışmalar ve tarafların değerlendirmeleri şöyle:

Kamu yararına STK

Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) 1998 yılında kurularak çocuklar için mücadeleye başladı.

2000 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşu (STK) olarak kabul edilen LÖSEV, 2004’te de yine Bakanlar Kurulu kararıyla "izin almadan yardım toplama hakkına sahip STK" olarak ilan edildi.

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun altıncı maddesi uyarınca kamu yararına çalışan bazı dernek, kurum ve vakıflar, izin almadan yardım toplayabiliyor. Bunlar arasında Diyanet Vakfı, Türk Kızılayı ve Türk Eğitim Derneği gibi kurumlar da var. 

LÖSEV’in hastanelere ilişkin mücadelesi kuruluşunun ardından başladı.

2000 yılında Türkiye'nin ilk Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE, 2008 yılında lösemili çocukların ücretsiz kolej eğitimi alabilecekleri Lösemili Çocuklar Okulu, 2010 yılında ise çocuklarının tedavileri için Ankara dışından gelen ailelerin tedavi esnasında uzun veya kısa dönem konaklayabilmeleri için Lösemili Çocuklar Köyü kuruldu.

2015 yılında da Avrupa’nın ilk Lösemili Çocuklar Kenti ve multidisipliner hastanesi LÖSANTE kuruldu.

İlk işaret Erdoğan’dan

LÖSEV tarafından Ankara’da kurulacak hastane için ilk yeşil ışığı o dönem Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan yaktı. 

Erdoğan’ın 2003 yılında Gaziosmanpaşa Lösemili Çocuklar Hastanesi ziyareti sırasında Milli Emlak Müdürlüğü’ne arazi tahsisi konusunda talimat verdiği TBMM belgelerine yansıdı.
 


Erdoğan’ın talimatının ardından 5 yıl işletilmeyen süreci 2008’de dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a soran CHP milletvekili Feyzi Topuz, hastane için istenilen arazilerin farklı bakanlıklara tahsisli olduğu yanıtını aldı.

Tuğla tuğla örüldü

LÖSEV’in hastanesi, bürokratik süreçlerin ardından 2014’te başlatılan “Bir tuğla da sen koy” kampanyası ile tuğla tuğla örüldü.

İlk planda 100 yataklı olması planlanan hastane projesi, dönemin siyasilerinin de teşviki ile 400 yataklı bir komplekse dönüştürüldü.
 

LÖSANTE 1.jpg
Fotoğraf: losante.org.tr


2015’te tamamlanan hastaneye Sağlık Bakanlığı tarafından 75 yataklık ruhsat verildi ve diğer alanların kullanımına izin verilmedi.

LÖSEV’in başlattığı yardım kampanyasına ilişkin televizyonlarda yayınlanan kamu spotu da Bakanlık isteği ile aynı dönemde yayından kaldırıldı.

Dönemin Sağlık Bakanı Müezzinoğlu: Aldıkları izin kadar koşsunlar

Ruhsat tartışmasının başlamasının ardından dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, LÖSEV’e tepki göstererek konu hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

LÖSEV’in bize müracaatı 100 yataklı bir hastaneydi. Biz de buna ilişkin ön iznini uygun bulmuştuk.

Ama ‘Ben güçlüyüm, ben kamuoyu algısını yönetirim, 400 yaparım, 400’ün karşılığını da bakanlıktan alırım’ diyorsa bu etik dışıdır, kural dışıdır.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden ve devletinden daha güçlü bir kuruluş olamaz.

Aldıkları izin ne kadarsa o iznin peşinden koşsunlar, kurallara uysunlar.


Hastane olanakları çürümeye terk edildi

400 yatak kapasiteli olarak kurulan ve 100 milyon dolar değerinde olduğu belirtilen hastaneye sadece 75 yatak için ruhsat verildi.

Yoğun bakım servisleri, ameliyathaneler, radyoterapi ve yetişkin kemik iliği nakil servisleri de ruhsatsız kaldı.

Hastanedeki 5 milyon dolar değerinde olduğu belirtilen radyoterapi ve kalp anjiyo cihazları da ruhsatsız olduğu için kullanılmadı.
 

lösante 2.jpg
Fotoğraf: losante.org.tr


80 yoğun bakım yatağının bulunduğu hastanede sadece 10 yatak için ruhsat alınabildi.

LÖSEV Hastanesi’nde kurulan 10 teknik donanımlı ameliyathanenin sadece üçüne kullanım izni verildi.

Dört bakan değişti, sorular yanıtsız kaldı

Hastanenin 2015’te kurulmasının ardından Sağlık Bakanlığı görevinde dört bakanın koltuk değiştirmesine karşın ruhsat sorunu çözülemedi.

Bu dönemde Mehmet Müezzinoğlu, Recep Akdağ, Ahmet Demircan ve son olarak Fahrettin Koca’nın oturduğu bakanlık koltuğunda ruhsat başvuruları karşılıksız kaldı.

TBMM’de bu süreç içinde defalarca verilen soru önergelerinin de yanıtsız bırakılması dikkat çekti.

Muhalefet vekillerinin 10 farklı önerge ile neden ruhsat verilmediği, bürokratik engeller, çözüm önerilerine ilişkin sorular, ‘’Süresi içinde yanıtlanmayarak gelen evraklarda yayımlandı’’ ibareleri ile yanıtsız bırakıldı.

Yönetmelik karmaşası: En az 100 yatak

LÖSEV’in ruhsat başvuruları yanıtsız kalırken bu dönemde Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler de dikkat çekti.

Bakanlık yönetmeliğinde şu hüküm yer aldı:

Özel hastane ön izin belgesinde hastanenin yatak kapasitesi belirtilir ve hastane bu kapasite ile ruhsatlandırılır.

Bakanlıkça onaylanmış ön izinden fazla hizmet alanı bulunması halinde ilgili sağlık tesisi ruhsatlandırılmaz.


LÖSANTE için 400 yatak kapasiteli olan projeye inşaat izni verilmesine karşın “ihtiyaç yok” denilerek yatak ruhsatı 75 ile sınırlı tutuldu.

2017’de yayımlanan yönetmelik değişikliğinde de “Özel hastanelerin gözlem yatakları hariç en az yüz hasta yataklı açılmasına izin verilir” hükmü olmasına karşın LÖSEV hastanesinde yatak sayısı artışına izin verilmedi.

Meclis araştırmasına ret

Her yıl 2-8 Kasım tarihlerinde ‘’Lösemili Çocuklar Haftası’’ kapsamında başlatılan farkındalık kampanyası ile birlikte CHP, ruhsat verilmeyen hastaneyi yeniden TBMM gündemine taşıdı.

LÖSEV’in farkındalık kampanyasına destek veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de lösemili çocuklarla bir araya gelerek “Maskemi takarım farkındalık yaratırım” mesajını paylaştı.

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl de kanser hastalığında erken tanı ve teşhisin büyük önem taşıdığını belirterek LÖSANTE’ye ruhsat verilmesi, hastanenin çürümeye terk edilmemesi ve halk sağlığının hiçe sayılmaması için Meclis Araştırması talep etti.

TBMM’de görüşülen önerge, AK Parti ve MHP’li milletvekillerin oylarıyla reddedildi.

LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Emel Bayrak: Siyasiler ‘daha büyük projeye imza atın’ dedi

LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Emel Bayrak, “Sadece çocuklara hizmet verilirken yetişkinlere de hizmet verecek şekilde 80’i yoğun bakım olmak üzere 400 yataklı tam teşekküllü her türlü cihazı çalışmaya hazır şekilde bekleyen bir hastane açıldı. Hastane, 4 milyon insanın küçüklü büyüklü verdiği bağışlarla yapıldı. Başlangıçta bu hastanenin daha küçük çaplı olarak açılması düşünülürken o dönemki siyasilerin ‘yapmışken daha büyük projeye imza atın’ gibi önerileri olmuştu. Nitekim son derece güzel bir hastane oldu” dedi.
 

LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Emel Bayrak-.jpg
LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Emel Bayrak / Fotoğraf: losante.org.tr


“Yasal ama ruhsat verilmiyor”

Hastanelerde yatak sayısına oranla hekim çalıştığını aktaran Bayrak, “Bu 400 yatağın sadece 75’ine ruhsat verilip çalıştırtabiliniyor. Hekime kadro verilmediği gibi hastanenin bazı bölümlerine de ruhsat verilmiyor” diye konuştu.

"En son gelişme olarak radyoterapi veremediğimiz için bir çocuğumuzu GATA’ya gidip gelirken ambulansta kaybettik" diyen Bayrak sözlerini şöyle sürdürdü:

Onun oluşturduğu kamuoyuyla ‘radyoterapi onayı verildi’ görüntüsü verilse de kadro açığından ve bir takım kadrosuzluk ve ruhsatsızlık durumlarından o da yapılamıyor.

O da son derece göstermelik girişimdi. Anjiyo yapılamıyor, bypass yapılamıyor. Bir hastanenin tam teşekküllü diyebileceğimiz çoğu işleri yerine getirilemiyor.

Bu aslında son derece yasal bir şekilde düzenlenebilecek bir durum ama ruhsat verilmiyor.


“İhtiyaç varken onca cihaz boş bekliyor”

Sağlık Bakanlığı tarafından “bulunduğunuz bölgede ihtiyaç yoktur” gerekçesinin sunulduğunu aktaran Bayrak, şöyle devam etti:

Birkaç ay önce Sağlık Bakanlığı bize bir öneride bulundu. ‘Tüm hizmetlerinizi hastalardan fark almadan gerçekleştirirseniz, size ruhsat vermeyi tekrardan değerlendireceğiz’ dediler.

Biz bunu kabul ettik ve medyaya da yansıdı. ‘Fark almadan hizmet vereceğiz, yeter ki bu 400 yatak onaylansın ve ameliyatlara izin verilsin’ dedik.

Bunu kabul etmemiz bile ruhsat değerlendirme konusunda olumlu bir etki yaratmadı.

Halka hizmet edeceğiz, zaten lösemili çocuklardan hiç fark alınmıyor, hiç para alınmıyor.

Ekonomik durumu güç olan yetişkin hastalardan da hiç fark alınmıyor, vakıf aracılığı ile giderleri karşılanıyor.

Bir hastanede yapabileceğiniz her türlü teknik donanım var. İnsanların bu kadar ihtiyacı varken onca cihaz ve donanım boş bekliyor.


“Başarı oranımız yüzde 92”

Bayrak, hastanede kanser tedavisi dışında başka bölümlerin yapılma gerekçesini ise “Birinci nedeni, lösemili çocukların tedavilerinin sürdürülebilir oluşuyla alakalı. Sonuçta lösemili çocuk, çocuk olarak kalmıyor. 18 yaşından sonra yetişkin bölümüne geçiyor. Yüzde 92 gibi bir başarı oranımız var" diyerek açıkladı. 

18 yaşından sonra yetişkin olarak takibe alınan hastaların değerlendirmelerinin yetişkin bölümünde yapıldığını hatırlatan Bayrak "İkinci nedeni ise bir hastanenin ekonomik olarak sürdürülebilirliği. Hastanenin varlığı, lösemili çocuklar için sonsuz tedavi olanağı demek” diye açıkladı.

“Amaç, şehir hastanesine giden hasta sayısını artırmak”

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman ise ruhsat verilmemesine ilişkin "Bir takım özel hastanelere, özellikle bakanın mütevelli heyeti başkanı olduğu vakfın üniversitesine daha yeni 600 milyonluk teşvik verildi" şeklinde konuştu.
 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman.jpg
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman / Fotoğraf: ttb.org.tr


"LÖSANTE tamamen kamu hastanesi zihniyeti ile çalışan bir hastane" diyen Adıyaman neden tam kadro verilmediğini anlamadığını vurguladı. 

2006’da “Yap-Kirala-Devret” olarak da bilinen “Kamu Özel Ortaklığı Modeli”nin 2012’de başlayan üçüncü aşaması Şehir Hastaneleri’nin “yüzde 70 doluluk zorunluluğu” şartını hatırlatan Adıyaman şöyle devam etti:
 

Kamuyla ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı bir hastanenin açılması şehir hastanelerine giden hasta sayısını azaltabileceğini düşündükleri için bunu açmak istemedikleri konusunda bir endişem var.

Bunun dışında başka hiçbir şey söz konusu değil çünkü orada tam teşekküllü bir hastane yok. İhtiyaç var.

Bilkent Şehir Hastanesi’ni açtılar, dört tane merkezdeki hastaneyi kapattılar. Buradaki tek amaç, şehir hastanesine giden hasta sayısını artırmaktı.

Dolayısıyla LÖSANTE’ye ruhsat vermemelerini de buna bağlıyorum.


Sağlık Bakanlığı: Gündemimizde yok

Independent Türkçe’nin ulaştığı Sağlık Bakanlığı kaynakları, LÖSEV’e verilen yatak sayısının kabul edilmeyip, ısrar nedeniyle bu noktaya gelindiğini ve ruhsat için yeni bir sürecin de işletilmediğini söyledi.

LÖSEV hastanesine ilişkin yeniden başlayan tartışmaya karşın ruhsat konusunun Sağlık Bakanlığı gündeminde olmadığı öğrenildi.

Lösemi 2002’de tehdit olarak görülmüyordu

LÖSEV’in kurulduğu dönemde Sağlık Bakanlığı’nın kansere ilişkin tutumu da dikkat çekti.

2002 yılında dönemin MHP’li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, lösemili çocuklara ilişkin soru önergesine “Türkiye’de lösemi indansı yüz binde 1,5- 2,5 arasındadır. Yılda ortalama 350-400 yeni lösemi vakası tespit edilmektedir. Bu nedenle, çocuk çağı lösemisi ülkemizde önemli bir kanser problemi olarak görülmemektedir” yanıtı vermişti.


LÖSEV verilerine göre; Türkiye’de her yıl 16 yaş altında 1200-1500, toplamda 2 bin yeni lösemi vakası ortaya çıkıyor.

LÖSEV’e göre; bir yaşın altında, 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye de cevap azalıyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU