Tiran’da Kudüs Gücü bağlantılı bir hücre çökertildi iddiası

Arnavutluk Polisi, Halkın Mücahitleri Örgütü üyelerini hedef alma hazırlığında bulunan aktif bir terör hücresinin çökertildiğini duyurdu

Fotoğraf: Pa Frikë

Arnavutluk Emniyet Genel Müdürü Ardi Veliu tarafından yapılan açıklamada, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyonlar birimi Kudüs Gücü ile bağlantılı olduğu ileri sürülen hücrenin Arnavutluk polisi tarafından ortaya çıkarıldığı ifade edildi.

Çökertilen hücrenin Tahran’daki iki üst düzey subay tarafından yönlendirildiğini kaydeden Veliu, 4 kişiden oluşan söz konusu terör hücresinin örgüt şemasını paylaştı.

İddiaya göre hücre lideri “Peyman” soy isimli bir Kudüs Gücü üyesi. 

Veliu, Peyman’ın liderlik yaptığı hücrenin üyelerinden Avusturya pasaportu bulunan Alireza Naghashazadeh isimli şahsın saldırı planı hakkında bilgi toplamak için birçok kez Arnavutluk’a giriş yaptığını aktardı.

Alireza Naghashazadeh aynı zamanda Halkın Mücahitleri Örgütü’nün eski bir üyesiydi.
 

pafrike-velıu.jpg

Arnavutluk Emniyet Genel Müdürü Ardi Veliu / Fotoğraf: Pa Frikë


Kudüs Gücü bağlantılı hücrenin Türk üyesi

Arnavutluk polis şefinin açıklamalarına göre, hücrenin diğer iki üyesi Türkiye’de yaşıyor.

Bunlardan birinin Abdolkhaleg Malekzadeh isimli bir İranlı subay olduğunu kaydeden Veliu, Malekzadeh’in birlikte çalıştığı diğer şahsın Abdulselam Turgut adındaki bir Türkiye vatandaşı olduğunu belirtti. 

Polis şefi Veliu’nun aktardığına göre, Malekzadeh ve Abdulselam Turgut’un isimleri daha önce birçok organize suça karıştı.
 

şema.jpg
Veliu tarafından paylaşılan örgüt hücresinin şeması​​​​​​​ / Fotoğraf: AA


Arnavut makamlarınca 2011’de yaklaşık 1 ton eroin kaçakçılığı suçlamasıyla yakalanan Turgut, hapis cezasının ev hapsine çevrilmesinin ardından sahte pasaportla Arnavutluk’tan kaçmıştı.

Suikast hücresinin, Tahran yönetimi karşıtı Halkın Mücahitleri Örgütü’nün geçen yılki Nevruz kutlamalarına saldırı planladığını aktaran Veliu, bu planın Arnavutluk güvenlik güçleri tarafından önlendiğini ifade etti.

Arnavutluk İçişleri Bakan Yardımcısı Romina Kuko, Halkın Mücahitleri Örgütü’nü hedef aldığı iddia edilen saldırı hazırlığını önlediği için ülkesinin güvenlik güçlerine Twitter hesabından teşekkür etti. 
 


Arnavutluk’ta “istenmeyen şahıs” ilan edilen İranlı diplomatlar

Öte yandan geçtiğimiz yıl İran’ın Tiran büyükelçiliğinde çalışan iki diplomat, ülkenin güvenliği için tehdit oluşturan eylemlere karıştıklarından şüphelenildiği için Arnavutluk resmi makamlarınca istenmeyen kişi ilan edilmişlerdi.

ABD Başkanı Donald Trump, iki İranlı diplomatın istenmeyen kişi ilan edilmeleri nedeniyle Arnavutluk’a teşekkür mektubu göndermişti.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İranlı iki diplomatı "istenmeyen kişi" ilan eden Arnavutluk'un Dışişleri Bakanı Ditmir Bushati'yi arayarak tebrik etmiş, "Arnavutluk'un adımı İran terörünün Avrupa topraklarında kabul edilemeyeceği konusunda net bir mesaj göndermiştir" ifadelerini kullanmıştı.

İran Dışişleri Bakanlığı, İranlı iki diplomatın Arnavutluk'ta "istenmeyen kişi" ilan edilmesinde ABD ve İsrail'in baskılarının etkili olduğunu savunmuştu.

Avrupa’nın diğer ülkelerindeki İranlı muhaliflere yönelik saldırı şüphesi

Avrupa’da İranlı muhaliflere yönelik suikast ve saldırı girişimi iddiaları sadece Arnavutluk ile sınırlı değil. 

Danimarka geçtiğimiz yıl, İran istihbarat servislerini, Danimarka sınırları içinde İranlı bir siyasi eylemciye yönelik suikast planlamakla suçlamıştı.

Danimarka Polis İstihbarat Kurumu (PET) tarafından yapılan açıklamada, İran istihbaratının, Danimarka’daki Ahvaz'ın Kurtuluşu için Arap Mücadelesi Hareketi (ASMLA) üyelerine suikast planladığını ve bu kapsamda yürütülen operasyonda İran asıllı Norveç vatandaşı bir kişinin 21 Ekim’de İsveç’in Göteborg kentinde tutuklandığı duyurulmuştu.

Söz konusu suikast hazırlığı iddialarından sonra, Danimarka Dışişleri Bakanı Anders Samuelsen, Danimarka’nın Tahran Büyükelçisi’ni geri çağırmıştı.

Benzer şekilde, İranlı muhalif örgüt Halkın Mücahitleri’nin 30 Haziran’da Paris’te düzenlediği toplantıda bombalı saldırı gerçekleştirme hazırlığı içinde olduğu gerekçesiyle aralarında bir diplomatın da bulunduğu 3 İranlı, Belçika ve Almanya’da gözaltına alınmıştı.

Bu saldırı hazırlığıyla ilişkili olarak Avusturya'nın başkenti Viyana'daki İran Büyükelçiliği'nde çalışan bir İranlı diplomat Almanya'da gözaltına alınmıştı.

Bu gelişme üzerine Fransa, İran’ın Paris Büyükelçiliği’nde görevli bir diplomatı sınır dışı etmişti. 

Tahran yönetimi Danimarka ve Fransa’daki saldırı girişimleriyle alakalı iddiaların tümünü reddetmişti.

Halkın Mücahitleri Örgütü

70’li yıllarda Şahlık rejimine karşı mücadele etmek için kurulan Halkın Mücahitleri Örgütü, 1979 devrimine giden süreçte önemli rol oynadı.

Devrim sonrası Tahran yönetimiyle karşı karşıya gelen ve faaliyetleri yasaklanan örgüt, İran-Irak savaşında Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’e destek verdi.

Halkın Mücahitleri 1980'li yılların sonunda, Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in çağrısı üzerine Bağdat'ın kuzeydoğusundaki Diyala vilayetinde İran sınırına yaklaşık 80 km mesafedeki Eşref Kampı'na yerleşmişti. 

Irak’ın işgaliyle birlikte Baas rejiminin düşmesi ve İran yanlısı hükümetlerin kurulmasıyla Irak’ta Şii grupların saldırılarına uğrayan, askeri kampları kuşatılan Halkın Mücahitleri Örgütü 2016 yılı itibariyle Irak’ı tamamen terk etti.

İran haber ajanslarının iddiasına göre, örgüt ABD’nin Arnavutluk’ta inşa ettiği yeni askeri kamplara taşındı. 

Meryem Recevi liderliğinde İran’daki mevcut rejim aleyhinde lobi faaliyetleri yürüten örgüt ABD başkanı Donald Trump’ın ekibinden de destek görmekte.

Trump’ın şahsi avukatı ve eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani ile Trump’ın Ulusal Güvenlik Eski Danışmanı John Bolton, Halkın Mücahitleri’nin organize ettiği konferanslara katılarak Tahran’da rejim değişikliğine destek vereceklerini açıklamışlardı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU