Suriye’den çekilme kararı, Cumhuriyetçilerin Trump'ın azlini desteklemesini sağlayacak mı?

Analiz: Kilit destekçileri Suriye kararı nedeniyle Başkan'a karşı konum alıyor. Ancak Trump'ın azledilmesini ne kadar arzu ediyor olabilirler?

Trump'ın Amerikan askerlerini Suriye'nin kuzeyinden çekme kararı bazı çevrelerce tepkiyle karşılandı (AFP) 

Amerikan dış politikasının ileri gelenleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki son hamlesi karşısında isyanda. Trump'ın kendi partisinin üst düzey üyeleri, Amerika'nın Kürt müttefiklerini Türkiye askeri güçlerinin saldırısı karşısında yüz üstü bırakmasına alenen veryansın ediyor.

Bu durum Cumhuriyetçi Parti'nin artık Trump’ı eleştirmekten çekinmeyeceği ya da eleştirilerinin siyasi sonuçlarından korkmayacağı bir taşma noktasına ulaşılıp ulaşmadığı sorusunu beraberinde getiriyor. Dahası şimdi Cumhuriyetçiler bir konuda başkanlarına karşı gelme cesaretini topladığına göre, bu yolda devam edebilir ve hatta bir ihtimal yakında Trump'ın azledilmesini talep eden kalabalığa bile katılabilirler.

Cumhuriyetçi Parti'nin Trump’ı Suriye kararı nedeniyle alenen suçlaması, Başkan'ın Kongre’de zaten zayıf olan konumunu tehdit ediyor gibi görünüyor. Demokratlar Temsilciler Meclisi'nde Trump'ın azledilmesi çalışmalarını başlatmak üzere zırhlarını kuşanırken, Senato’yu kontrol eden Kongre'deki Cumhuriyetçilerse başkanlarının arkasında durmak ve azil konusunda oluşabilecek herhangi bir desteği bertaraf etmek için bir araya gelmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak Cumhuriyetçiler'in oluşturduğu bu blok, Trump Türkiye'nin Suriye'yi istila etmesinin yolunu açmak üzere Amerikan birliklerini geri çektiğinde kırıldı.

Trump'ın Amerikan birliklerini Suriye'nin kuzeyinden çekme kararını kınamada Demokratlara katılan üst düzey Cumhuriyetçiler, Trump'ın bu hamleyi tersine çevirmesini istedi ve Türkiye'ye karşı Kongre'de harekete geçme sözü verdi. En ateşli taraftarlarından bazıları, birlikleri çekme kararında Trump'ı yalnız bıraktı ve görünüşe bakılırsa şimdi Başkan'ın Washington’da Kentucky Senatörü Rand Paul’dan başka hiçbir gerçek destekçisi kalmadı.

Trump'ın kendi yönetiminin mensupları, bu ani kararla ilgili endişelerini ve yaşadıkları kafa karışıklığını dile getirmek için basına isimlerini vermeden konuşuyor. Yönetimden üst düzey bir yetkili, Washington Post’a yaptığı değerlendirmede “Bu tam bir kaos” dedi.

Beyaz Saray ve Kongre arasında ortaya çıkan bu ani çatışma, tam da Trump'ın partisine en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde patlak verdi. Yönetimi azil soruşturmasına karşı bir mücadeleye girmişken, Trump yaklaşmakta olan fırtınayı savuşturmak için Kongre'deki müttefiklerine güveniyor. Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan'a sarsılmaz desteğiyse artık o kadar da yıkılmaz görünmüyor.

 

 

Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat çoğunluğun Trump'ın görevden alınmasını destekleyecek yeterli oyu bulacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Sonrasında Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato, Başkan'ın azledilmesi ya da göreve devam etmesi konusunda nihai kararını vermek zorunda kalacak. Ve bu noktada Cumhuriyetçiler arasındaki Suriye ayrışması, Başkan'ın azli konusunda partinin genel eğilimini değiştirmeye yetecek kadar şiddetli olmayabilir.

Uzmanlar, Senato’daki Cumhuriyetçilerin Trump’ı Suriye konusunda eleştirmek için bazı siyasi imkanlara sahip olmakla birlikte bu imkanları sınırlı tuttuğunu ve seçimin bariz sonuçlarını gözeterek Başkan'ı terk etmeyeceğini söylüyor.

Washington'daki Cato Enstitüsü Dış Politika Direktörü John Glaser, Cumhuriyetçi Parti'nin Trump'a desteğinde önemli bir çatlak görmediğini belirtti. Glaser, The Independent’a yaptığı açıklamada, Cumhuriyetçilerin şu ana kadar Ukrayna konusunda safı bozmazken Suriye’ye gelinceyse “tepkilerini açığa vurduğunu” söyledi.

Glaer, “Azletme işini hala çok uzak görüyor ve bunun politik açıdan pahalıya mal olacağını düşünüyorlar. Ve Trump'ı bırakacak olurlarsa, ki bir kısmı bırakabilir, bu da görevden alma sürecinin çok sonlarında -Temsiler Meclisi'nin işi bitmek üzereyken ve mesele Amerikan halkının önüne serilmişken- gerçekleşecektir" dedi.

Washington isyanı, Trump'ın Suriye'deki kararını değiştirmesine yetmedi ya da onu karar üzerinde bir düzenleme yapmak zorunda bıraktırmadı. Ne var ki Trump'ı Türkiye'nin eylemleriyle arasına mesafe koymaya çalışmaya zorladı. Yönetim, Trump'ın gerektiğinde Ankara'ya “çok güçlü” ekonomik yaptırımlar getirmeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a önümüzdeki ay Beyaz Saray’da Trump’la görüşmek üzere sunulan davet hala geçerli ve son olaylardan etkilenmemiş gibi görünüyor.

Donald Trump’ın Suriye kararı, seçim kampanyasında kullandığı, Amerika’yı Ortadoğu’daki “sonu gelmez savaşlardan” çıkarma sloganına dayanıyor. Bu vaat yalnızca kendi tabanı içinde değil, aynı zamanda ABD'nin dört bir yanında halktan da destek görüyor. Ortalama bir Amerikalı için Trump’ın vesayet altından nasıl çıkacağı, ne zaman çıkacağı kadar önem taşımıyor olabilir.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Sena Çenkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU