CHP ise İBB'ye yönelik operasyonun ardından her hafta gerçekleştirdiği 'Millet iradesine sahip çıkıyor' mitinginde yanıt veriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mitingde tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Silivri'den gönderdiği mesajı Amasya CHP İl Başkanı İlker Küp okudu. İmamoğlu'nun gönderdiği mektupta şunlar ifade edildi:
Yeşilırmak'ın iki yakasında kurulu şehzadeler şehri, masalsı ve destansı Amasya, haksızlık karşısında boyun eğmeyen, eğilmeyen, bükülmeyen, izzetini ve haysiyetini hiçbir ikbale değişmeyen Amasya halkı, bu kadim kentin kültürüne dair her şeyi kalbimde taşıyorum. Biliyorum nüfus azalıyor. Kırsaldan gençler göç ediyor. Gelişemeyen ekonomi umutlarımızı da çalıyor. Ama bir şeyi daha biliyorum. Değişim başladı. 2024 seçimlerinde yazdığınız başarı hikayesi yalnızca bir sonuç değil aynı zamanda başlangıçtı. CHP'nin yakaladığı bu ivme sadece sandıkta değil halkın kalbine kurduğu köprüdür. Turgay Sevindi başkanımızın liderliğinde Amasya Belediyesinin aldığı yüksek karne notu işte bu anlayışın bir yansımasıdır. Biz Türkiye'yi sadece yönetmek için değil, onarmak, kalkındırmak, iyileştirmek için yola çıktık. Ben özgürlüğünden mahrum bırakılmış bir kardeşiniz olarak yazıyorum bu satırları. Bu karanlık geçecek ve bu ülke yeniden nefes alacak. Çünkü siz varsınız, çünkü biz varız. Her şey çok güzel olacak.
Meydanda "Yiğidim Aslanım" şarkısı
CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi Amasya'da başladı
— Independent Turkish (@TurkishIndy) July 5, 2025
Özgür Özel; mitingin başında Silivri'de tutuklu Ekrem İmamoğlu için, Amasya halkıyla birlikte "Yiğidim Aslanım" şarkısını telefon ışıkları eşliğinde çaldırdıhttps://t.co/NEX9uDjSxZ pic.twitter.com/HNLAlRPsD3
CHP, Amasya'da "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi düzenledi. Mitingde konuşan Genel Başkan Özel, şu ifadeleri kullandı:
İtirafçı dedikleri iftiracı, bizim arkadaşlarımıza attığı yalanın arkasını, kenarını bile dolduramazken diğer taraftan bakın bakalım: Aziz İhsan Aktaş kimlerle çalışıyor? Yargıtay’ın işlerini o yapıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni o yapıyor, Devlet Hava Meydanları’nı, elektrik dağıtım şirketlerini, Türk Hava Yolları’nı, Pamukkale ve Uludağ Üniversitelerini, farklı illerdeki 20 şehir hastanesini, devlet hastanelerini… AK Partili Trabzon, Kocaeli, Kahramanmaraş, Ordu Büyükşehir b-Belediyeleri; Elazığ, Isparta il belediyeleri; Türkiye genelinde 40'tan fazla il belediyesi… AK Parti yönetirken Balıkesir’le Şanlıurfa’yı, şimdi de onlardan aldığımız Afyon’u, Kilis’i, Yozgat’ı, Uşak’ı… AK Parti döneminde bu adam çöplerini topluyor, hizmetinin ihalesini hep o kazanıyor. Bizimkilerden ihale aldı diye hepsini içeri atıyorlar. Ama bu kurumlardan birinin yöneticisini, AK Partili belediyelerde sormuyorlar. Bir suç makinesi üzerinden CHP'ye iftira atmak, tek suçu 31 Mart tarihinde AK Parti’yi yenmek olan arkadaşlarımızı cezalandırmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz.
Sayın Erdoğan’a söyleyeyim: aapırsan da köpürsen de, çıldırsan da, çatlasan da milletin dediği olacak. Sen gideceksin, Ekrem İmamoğlu gelecek. Bütün samimiyetimle söylüyorum, Amasya’da, kendi memleketimin insanı gibi sıcak, güzel, temiz insanların arasındayız. Bugün akşam, Muharrem’in 10'uydu, birlikte Muharrem orucumuzu açtık. Alevisiyle, Sünnisiyle pırıl pırıl, çalışkan, iyi niyetli; yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisinden başka bir şey olmayan, inanç ve iman sahibi harikulade insanların olduğu bir kent burası. Amasya’dan, Amasyalıların gözünün içine baka baka, televizyon ekranlarından herkese söylüyorum: Tayyip Bey yüz gün önce, 'İnsan içine çıkamayacaklar, birbirlerinin yüzüne, evlatlarının, ailelerinin gözüne bakamayacaklar' demişti. Buradan açıkça ilan ediyorum: Amasya’da bugün on binler insan içine çıktılar, bu meydana geldiler.
"Biz temiziz, siz yalancısınız, iftiracısınız"
Türkiye’nin gözünün içine baka baka söylüyorum; tek bir delil yoktur, iftira çoktur, arkadaşlarımız masumdur. Tarih bizi haklı çıkaracak. Biz temiziz, siz yalancısınız, iftiracısınız. Biz sonuna kadar arkadaşlarımızın yanındayız. Şunun için söylüyorum; Türkiye bir yol ayrımındadır. Sadece muhalefet değil, tüm siyaset tehdit altındadır. Bir avuç insan bu ülkeyi vesayetle yönetmek istiyor. Devletin şerefli yargı mensuplarını, bürokratlarını, vicdan sahibi siyasetçilerini, Amasya’da hangi partiye oy verirse versin, vicdan sahibi insanları doğru yerde durmaya, bu darbeye karşı milletin iradesine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Buradan büyük bir cesaret ve kararlılıkla şunu söylüyorum: Bugün tertemiz başkanlarımızı almışlar. Milletin rızası olmayan hiçbir düzen meşru değildir. İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da, Adana’da, Adıyaman’da üstümüze geliyorlar. Gelin yalanlarınızla, iftiralarınızla gelin. İntikamlarınızla, fezlekelerinizle gelin. Sabah şafak operasyonlarıyla, geceleri tutuklamalarla gelin. Gerçekleri değiştiremeyeceksiniz. Enerjimizi bitiremeyeceksiniz. Dayanışmamızı engelleyemeyeceksiniz. Çünkü davamızda haklıyız, güçlüyüz, birlikteyiz. Amasya’nın bütün demokratlarıyla, muhafazakâr demokratlarıyla, milliyetçi demokratlarıyla; Amsaya'da Alevilerle Sünnilerle biriz, birlikteyiz… Kurtuluş yok tek başına, kurtuluş yok.
Diyorlar ki 'Bu, sosyal demokratlar, bu demokratlar hakikaten değişik adamlar. Ne kadar vursak da, ne kadar küçümsemeye çalışsak da, zulmetsek de enerjileri değişmiyor. Omuz omuza, kol kola… Geliyorlar, şiir okuyorlar, şarkı söylüyorlar, halay çekiyorlar. Ama asla teslim olmuyorlar.' Evet, bu otobüs bütün Türkiye’yi geziyor, gezmeye de devam edecek. Sonuç alana dek, arkadaşlarımız kurtulana dek, memleket kurtulana dek bu otobüs durmayacak.
"Onlar kendi hırsları için bu millete cephe aldılar"
'Anadolu’ya turneye çıktınız maşallah' dediler. Evet, bu bir hisseli demokrasi kumpanyası. Gerçekten öyle. Ve burası, demokrasinin hisselere bölündüğü yer. Burası, kararın tek adamdan alınıp milletin kendisine verileceği, insanların kul olmayacağı, heba edilmeyeceği, vatandaş olarak demokrasiye sahip çıkacağı yürüyüşün başladığı, demokrasi sevdalısı Amasya’dır. Amasya’ya selam olsun...
Onlar kendi hırsları için bu millete cephe aldılar. Parti kurdular eyvallah. 23 yıl seçime girdiler, kazandılar eyvallah; başbakan oldular, bakan oldular, Meclis başkanı oldular, cumhurbaşkanı oldular. Millet oy verdi, millet saygı duydu. Biz ise 47 yıl birinci parti olamadık. 47 yıl boyunca ‘öf’ demedik. Kusuru millette, Amasya’da, Anadolu’da değil, kendimizde aradık. Gün geldi, baraj altı kaldık, ama darbeye kalkışmadık. Gün oldu, rakibimize darbe yaptılar, onlardan önce Meclise, demokrasiye sahip çıktık. Ama bunlar… Bırakın bizim gibi 47 yılı, seçimlere 47 ay vardı, bırakın 47 ayı, 47 gün bile katlanamadılar, tahammül edemediler, bozgun gösterdiler. Bir siyasi partinin ya da hareketin demokrat olup olmadığı, kazandığı gece değil, kaybettiği gece anlaşılır. Burada kazanınca övünen ama kaybedince millete kafa tutanlara demokrat denmez; onlara hazımsız denir. 50 sene kaybetmişiz, 50 sene 'öf' dememişiz, 50 sene kaybetmişiz ama millete bir şey dememişiz. Ama çatlasanız da patlasanız da artık millet 31 Mart'ta kararını vermiş, bugüne kadar da getirmiş. Bundan sonra da sonunu getirecek. Övünerek söylüyorum ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Türkiye’nin birinci partisidir."
Özel, iktidarı şu sözlerle eleştirdi:
Şimdi, milletin 31 Mart'ta verdiği mesajı almayanlar, millet kulaklarını çektiği halde anlamayanlar, sarı kartı gördüğü halde bundan ders çıkarmayanlar hâlâ milletle uğraşıyor. Asgari ücretliler, emekliler tarihlerinin en zor dönemini yaşıyorlar. Hatırla Amasya. İnanmayan, hafızasına güvenmeyen yarım bir kuyumcuya gitsin. Ben Türkiye'nin dört bir yanında yapıyorum. Kuyumcuya sorun; hemen bakıyor bilgisayardan. 2002’de Tayyip Bey gelmeden, AK Parti gelmeden çeyrek altın kaç paraydı, en düşük emekli maaşı kaç paraydı? Bu arkadaşlar gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Güya son verdikleri zamla...Bu iktidar gelmeden önce, asgari ücret 2002 yılında 7 çeyrek altın alıyordu. Şimdi bu asgari ücret sadece 3 çeyrek altın alıyor. Her biri emeklinin cebinden ayda 6 çeyrek altın aldın. Her bir asgari ücretlinin cebinden ayda 4 çeyrek altın kayıptır.Bu çeyrek altın: Masada peynirle kayıptır, tencerede kıyma olarak kayıptır, çocuğun beslenme çantasında kayıptır, hanımın çantasında kayıptır, senin ayağına geçirdiğin ayakkabının altındaki delikte kayıptır. Birileri devri değiştirmiştir, kendi dönemlerini başlatmıştır. Şimdi devrin tersine dönme zamanıdır. Amasya’dan haykırıyoruz ki: Bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacaktır.
"Bu millet size hakkını helal etmiyor"
Buradan bütün Türkiye’ye canlı yayında çağrımdır. Ama önce bir selamlama daha. Adıyaman, Adana ve Antalya izliyordu. İstanbul’da Vatan Emniyet’in önünde de canlı yayın var. Buradan oraya bir dayanışma alkışı yollayalım. Emeklilere yüzde 16 zam. Aynı gece doğalgaza yüzde 25 zam. ÖTV yüzde 45 artacak. Ama emekliye yüzde 16 verecekler. Biz bütün taraflarla görüşerek, bütün hesapları, kitapları yaparak en düşük emekli maaşının 30 bin 205 lira olması için, asgari ücretin 30 bin 205 lira olması için, memur emeklisine de 16 bin lira seyyanen zam verilmesi için üç ayrı kanun teklifini Meclis’e sunduk. Meclis açık, Reşat vekil orada. Bütün vekillerimiz orada. Diyorlar ki ‘15’inden sonra biz gideceğiz. Tatile gideceğiz.’ Nereye gidiyorsun? Millet bu haldeyken, emekli 14 bin lirayla sürünmekteyken, asgari ücret 22 bin lira ile açlık sınırının altındayken ve memur emeklisi seyyanen zam beklerken, 600 bin kamu çalışanı çerçeve sözleşmeyi beklerken nereye gidiyorsun? ‘Denize gideceğim. Tuzlu suya gireceğim.’ Buradan AK Parti’nin, MHP’nin milletvekillerine sesleniyorum. Milletin yarası var. Milletin yarası kanıyor. Milletin yarasına merhem olmak için Meclis var. Milletin yarasına merhem olmayanlar, yaraya tuz basanlar, tuzlu suya gidip giremezler. Bu millet size hakkını helal etmiyor.
''Emekliye verdikleri zammın 150 katını darbe için yaktılar''
Bir darbe yaptılar. Biraz önce söyledim, 150 milyar dolar; 6 trilyon lira. ‘Asgari ücret 30 bin lira olsun’ diyorum. ‘Kaynak yok’ diyorlar. Darbeye harcadıkları para gerekli işveren desteğinin tam 120 katı. Yani biz ‘Asgari ücret artsın’ diyoruz ya, şu çay ocağında, yanındaki reklamcıda, yanındaki esnafta, büfede çalışan arkadaşa ‘22 bin lira değil de 30 bin lira versin’ diyoruz. Ama bu esnafa yük olmasın diye ‘6 bin 500 lira işveren desteği verelim’ diyoruz. İşte bu işveren desteklerinin toplamının tam 120 katını darbe için yaktılar. Emekliye verdikleri zammın 150 katını darbe için yaktılar. Çiftçiye verdikleri 5 yıllık, 1 de değil; 5 yıllık desteğin 17 katını darbe için yaktılar. 6 Şubat’ta deprem oldu. ‘Asrın felaketi’ dediler, 100 milyara mal oldu. 1,5 katını, 150 milyar doları darbe için yaktılar. Bunun için artık ‘Para yok’ diyene ‘Karnımız tok bu yalanlara’ diyeceğiz. Bu para ile 86 milyonun, hepimizin cebinden 70’er bin lira çaldılar. Hepimizden 10’ar çeyrek altın aldılar. Millet bu parayı alamadığı zamla, iğneden ipliğe gelen zamla, doğalgaza, benzine, akaryakıta gelen zamlarla ödüyor. Bu para ile işsize iş, aşsıza aş bulunabilir. Bu para ile Türkiye ayağa kaldırılabilir. 13 milyon işsize 40’ar bin lira maaş bağlanabilir. 6 milyon yoksul aileye 83’er bin lira maaş bağlanabilir. 2,3 milyon çiftçinin bankalara tüm borçları kapanabilir. Aynı anda 1,7 milyon üniversite öğrencisine 3 bin değil, 83 bin lira para verilebilir, ailesine bile bakması sağlanabilir. Böyle büyük bir parayı darbeye harcayıp, vatandaşa bulamayanlar ama işlerine geldiğinde zevk içinde, sefa içinde, keyif içinde yaşayanlar var.
"AK Parti’den kurtulmanın zamanı geldi, çoktan geçiyor"
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın emrinde dünyanın en pahalı iki tane limuzin Mercedes’i var. Bin 500 odalı sarayda saniyede bir asgari ücret parası harcıyorlar. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın emrinde 14 uçak var. Bir tanesi uçan saray. Dünyanın en lüks uçağı. Yedi tane var, biri bunda. Ama ne yok? Yangın söndürme uçağı yok. Canım Ege’nin, vatanın dört bir tarafının ormanları cayır cayır yanarken uçak yetmiyor, helikopter yetmiyor, ekipman yetmiyor, Orman Genel Müdürlüğü’nün kahraman çalışanlarının sayısı yetmiyor. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ormandaki canlar yanıyor. Ama AK Parti sadece seyrediyor. AK Parti döneminde orman yangınları son 10 yılın ortalamasının bile bugün iki kat üzerine çıktı. AK Parti’nin varlığı ne kadınlara, ne çocuklara, ne işsizlere, ne gençlere, ne emekliye, ne asgari ücretliye, ne ormana, ne ormanda yaşayan canlılara iyi gelmiyor. AK Parti’den kurtulmanın zamanı geldi, çoktan geçiyor. Çoktan geçiyor.
"AK Parti aşırı kibrin partisidir"
Değerli Amasyalılar bir zamanlar bu topraklarda devlet milletin eviydi. Ve devlet millet içindi. Mahkemeler millet adına karar verir, okullar çocuklara karınca kararınca ama eşit hizmet sunardı. Hastanenin kapıları herkese eşit açıktı. Birilerine özel hastanelere daha iyi tedaviler, birilerine aylar sonrasına randevular yoktur. O evin anahtarlarını aldılar, çaldılar. Millete bu kapıları kapattılar. 86 milyon bir avuç insanın ihtirasına teslim edilmiş durumda. Devletin kurumları artık millete değil, bir partiye, o partinin seçkinlerine, onun torpillilerine çalışıyor. Gençler okuyorlar, ama torpil yoksa maalesef mülakatları geçemiyorlar. Artık gençler ‘Ben çalışırsam, istediğim okula giderim, istediğim mesleği yaparım’ değil, ‘Eğer bir tanıdık bulursak bir yerlere gelebiliriz’ diyorlar. Artık AK Parti milletten ayrı bir zümrenin partisidir. Artık AK Parti devleti ele geçirmiş kibirlilerin partisidir. AK Parti aşırı kibrin partisidir. Tarlada ter döken çiftçinin, okulda dirsek çürüten öğrencinin, cefakar anaların, babaların, devletin millete kapattığı kapıların ardında kalmasına izin vermeyeceğiz. Cumhuriyet'in tohumlarının atıldığı bu topraklarda tekrar devleti milletin yapmak için bir yürüyüşe var mısınız? Var mısınız? Hazır mısınız? Kurdukları bu kirli düzen artık çatırdıyor. Bakmayın kibirlerine, bakmayın asıp kestiklerine. Bakmayın tehditlerine, korkuyorlar. Artık bu bir avucun peşinden millet gitmiyor. Millet onların peşinde değil, millet nerede? İşte burada. Millet burada, Amasya burada. Gecenin bir vaktinde Amasya, umudun yanında. Artık o eski siyaset bitti. Artık bundan sonra milletin sesini duyanın geleceği, sesini duymayanın gideceği bir düzen var.
''3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler''
Bugün Erdoğan uçakta gelirken, günlerdir televizyonlar gösteriyor ya ve Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti. Anketlerde önde, farkı açıyor. AK Parti 30’un altına gitmiş, CHP 40’a tırmanıyor. Kimi 40 bulmuş, kimi 36. Ama Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi. İşte bunu hazmedemeyince kendine soru sordurmuş, cevaplıyor: ‘Onlar kadar biz de anket yaptırıyoruz. CHP birinci değil, eşitiz. Hatta öndeyiz’ diyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Amasya’dan sesleniyorum. Sen birinci parti olsan takla ata ata, parende ata ata sandığa gidersin. Hodri meydan, hodri meydan. Ey Erdoğan, 2 Kasım Pazar, eğer anketine güveniyorsan, kendine güveniyorsan, partine güveniyorsan hodri meydan. 2 Kasım Pazar getir sandığı, al boyunun ölçüsünü. Erdoğan kaçma, sandıktan kaçma, milletten kaçma, seçimden kaçma. Ben partime güveniyorum. Ben milletime güveniyorum. Ben adayıma, Ekrem İmamoğlu’na güveniyorum. Hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan. Buradan Erdoğan’a bir seslenelim mi? Ey Erdoğan, ben milletim, ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. 3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler. Milletin yüzü gülecek. Bunu Amasya’dan bütün Türkiye’ye haykırıyoruz. 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür. Bu güzel kentin güzel insanları, iki dağın arasında, Osmanlı’dan kalma kadim medeniyetin güzel, çalışkan insanları. Atatürk’e ev sahipliği yapan, Milli Mücadele’nin ilk durağı, Cumhuriyet’in kuruluş kodlarının temellerinin atıldığı bu güzel memleket, yeniden yüzyıl sonra, yeni bir yürüyüşe var mısınız? Hep beraber iktidara yürümeye var mısınız? Hep beraber Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapmaya var mısınız? Bu yolu birlikte yürümeye var mısınız? O zaman yürüyelim arkadaşlar, yürüyelim.
Özgür Özel'den Erdoğan'a: Hodri meydan
— Independent Turkish (@TurkishIndy) July 5, 2025
Ey Erdoğan, sandıktan kaçma, milletten kaçma, seçimden kaçma, ben partime, ben milletime, ben adayıma Ekrem İmamoğlu'na güveniyorum. Hodri meydanhttps://t.co/NEX9uDjSxZ pic.twitter.com/oEj4pO8qH6
Independent Türkçe