Erdoğan: Herkesin vejetaryen olması beklenemez; ülkemizde domuz eti yiyenler var, müdahale etmeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de nefret söylemi ile ilgili konuştu

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de  Türkiye ve Pakistan ortak ev sahipliğinde 'Nefret Söylemiyle Mücadele' temalı etkinlikte konuştu.

Erdoğan, nefret söyleminin sosyal medya ve televizyon programlarında normalleştirildiğine dikkati çekerken “Günümüzde nefret söylemine, kutsal değerlere hakarete en fazla maruz kalanlar Müslümanlardır” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Nefret söyleminin fikir özgürlüğü parantezine alınmaması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sen nasıl inek eti yersin? Böyle bir saçmalık olabilir mi, insanlara böyle bir yaklaşım olabilir mi? O zaman biz de inek eti yiyoruz, bizim akıbetimiz ne olacak? Onlara mı soracağız bunu? Herkesin herhalde vejetaryen olması beklenemez. Böyle bir durum da söz konusu değil ama bunlardaki mantık, kafa yapısı, bir yandan 'inanç özgürlüğü' diyeceksiniz, bir yandan 'düşünce özgürlüğü' diyeceksiniz... Benim inancımın gereği bu değil. Senin inancının gereği olabilir. Ben senin inancına saygı duyuyorum, sen benim inancıma niye saygı duymuyorsun? Onun için bu ikili farklı bir şeyi kesinlikle anlamak mümkün değil. Bizim ülkemizde domuz eti yiyenler var. Biz 'Niye domuz eti yiyorsunuz?' diye bugüne kadar bunlara asla müdahale etmedik, etmiyoruz da. Niye? Onun inancının gereği odur, yiyebilir. Bizi çok da ilgilendirmez. Ama bunların inanç hürriyetini anlamak mümkün değil. Şu anda Hindistan'ın Keşmir'de geldiği noktanın tanımı mümkün değil, anlaşılır değil. Şu anda Keşmir adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyettedir. Buradaki insanlar adeta bu açık hava hapishanesinde mahkum konumundalar. Giriş, çıkış adeta yasak durumda ve yarın o bölgede ne tür kanlı eylemler olacağını şimdiden ben düşünemiyorum, anlamak ve anlatmak da istemiyorum.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Şu anda Azad Keşmir adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyettedir.

BM'de nefret söylemine ilişkin bir veri tabanı oluşturulması fikrini destekliyoruz.

Bütün devlet kurumlarına bu konuda (Azad Keşmir) önemli görevler düşüyor. Hem devletlerarası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir.

Barış dini olan İslam'ı terörle bir araya getirmek, çok büyük bir iftiradır, ahlaksızlıktır. Böyle bir şey kabul edilemez. Türkiye olarak yükselen İslam düşmanlığı, ırkçılık, nefret söylemiyle etkin mücadele yönündeki çabalara öncülük etmeye devam edeceğiz.

Ben Başbakan olarak İsrail'e gittim. İsrail'den Filistin tarafına geçerken eşimle arabada yarım saat sınırda bekletildim. Niye bekletildiğimi anlayamadım. Resmi ziyaret için Tel Aviv'deyim. Oraya geçerken başıma bu olay geldi. İşte İsrail'in devlet liderlerine yaklaşımı budur. Kimi beğeniyorlarsa onun için kapılar açıktır, beğenmiyorlarsa kapılar kapalıdır. Hiçbir zaman samimi değildirler.

Yeni Zelanda'daki terör saldırısı sonrası gerekli adımları atmak zorundayız.

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU