BM Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan: Alınan kararları uygulamıyorsa BM ne işe yarıyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda, BM 74'üncü Genel Kurulu Genel Görüşmeleri Açılışı'nda yer aldı ve Genel Kurul'a hitap etti

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. Erdoğan, "Dünyanın bir yanı yüksek refah seviyesi, lüksle hayatını sürdürürken diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesi kabul edilemez." ifadesini kullandı.

"Huzurunuzda tekrar ediyorum, dünya 5'ten büyüktür" diyen Erdoğan, "Zihniyetimizi de kurumlarımızı da kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmiştir" şeklinde konuştu.

Nükleer güce dayalı kitle imha silahları konusunda Erdoğan, "Ya herkese yasak ya herkes için serbest olmalı, bu sorunu adalet temelinde çözüme kavuşturalım" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Bu salondaki tüm ülkeleri girişimlerimize destek vermeye davet ediyorum. Suriye, bugün insanlığın vicdanını yaralayan ve küresel adaletsizliğin sembolü haline gelen bir coğrafya durumundadır.

2009'dan yana rejim ve terör örgütleriyle mücadele ısrarla sürdürülmeye çalışılıyor. Yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne, yaklaşık 12 milyon insanın yerinden edilmesine yol açan Suriye krizinin sona erdirilmesinin zamanı gelmiştir.,

"Aylan bebeği dünya çabuk unuttu"

Suriye'de DEAŞ'a karşı ilk ve en ciddi darbeyi vuran ülke Türkiye'dir. Fırat Kalkanı Harekatı ile yaklaşık 3 bin 500 DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek çöküşlerini biz başlattık.

Teröristleri tespit etme, ülkemize giriş yasağı koyma ve sınır dışı etme konusunda yine en önde biz geliyoruz. Türkiye çatışma, açlık ve zulümden kaçan sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de ABD'deki 29 eyaletin tek tek her birinin nüfusundan daha fazla sığınmacı var. Şu an New York şehir nüfusunun yarısı kadar Suriyeli kardeşimizi topraklarımızda misafir ediyoruz.

 

Tüm dünyayı, Suriye'deki insani krizi durdurmak için inisiyatif almaya, çabalarımızı desteklemeye davet ediyorum. Aylan bebeği dünya çabuk unuttu.

Türkiye'nin yeni bir göç dalgasını karşılamaya tahammülü yoktur.

Tüm ülkelerin Türkiye'nin çabalarına destek vermesini bekliyoruz. Sığınmacılar için yürüttüğümüz çalışmalarda tek başımıza bırakıldık.

"Güvenli bölgeye 1-2 milyon mülteci yerleştirebiliriz"

Fırat'ın doğusundaki PKK-PYD yapılanması ortadan kaldırılmalıdır. ABD ile burada bir güvenli bölge oluşturulması konusundaki görüşmelerimiz sürüyor. İlk etapta 30 km. derinliğinde 480 km. uzunluğunda bir barış koridoru tesis etmek.

Güvenli bölge ilan edildiğinde bu bölgeye biz 1 ila 2 milyon arasında mülteciyi göçmeni yerleştirme şansına sahibiz.

Bunu tek başına Türkiye kaldıramaz. Rusya, ABD el ele vermek suretiyle bu mültecileri çadır kentlerden çıkartıp buraya yerleştirebiliriz.

Bu bölgeyi Deyrül zor, Rakka hattına indirebilirsek yerleştirilecek mülteci sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz.

"Kaşıkçı cinayetinin takipçisi olacağız"

Petrol üretim tesislerine yönelik saldırılarla yeniden alevlenen tansiyonun düşmesi umudumuzdur.

Cemal Kaşıkçı olayında, hala mahkeme yargı, süreci neticelendirmemesi sebebiyle, ülkemizce bu olayın takipçisi olacağımızı özellikle ifade etmek istiyorum

Mursi'nin ölümü

Seçilmiş Cumhurbaşkanının mahkeme salonunda çırpınarak ölmesi ve neticesinde ailesinin bile defnine müsaade edilmemesi de içimizde kanayan bir yaradır.

İran’a yönelik tehditlerin bir an önce rasyonel bir zeminde çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

"Merak ediyorum İsrail neresi"

Daha geçtiğimiz gün Filistinli bir kadının, İsrail güvenlik güçleri tarafından alçakça öldürülmesinden sonra bile harekete geçilmediyse artık diyecek söz bulamıyorum.

Bugün adaletsizliğin en çok yaşandığı yerlerden biri, İsrail işgali altındaki Filistin topraklarıdır. Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir? Bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947'de neresiydi, 1949-67'de neresiydi ve şu anda İsrail neresidir? BM İsrail'le ilgili aldığı kararları uyguluyor mu? O zaman BM ne işe yarıyor?

Türkiye olarak bizim bu konudaki tavrımız nettir, çözüm 1947 anlaşması temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıdır.

Size BM kürsüsünden soruyorum, İsrail devletinin sınırları neresidir? 1948 sınırları mıdır, 1967 sınırları mıdır yoksa daha başka sınırları mı vardır?

Yüz yılın anlaşması denen girişimin amacı Filistin'i tamamen ortadan kaldırmak mı? Bunlar dünyayı kana mı bulamak istiyorlar?

BM başta olmak üzere, uluslararası camianın tüm aktörleri vaatlerin ötesinde somut destek vermelidir. Filistinliler için yardım ve bayındırlık çalışmalarının etkin bir şekilde sürdürülmesi bu açıdan çok önemlidir.

Türkiye, mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir.

"Keşmir konusunun diyalogla çözümü şarttır"

Uluslararası toplumun hala yeterince ilgi göstermediği sorunlardan biri de Keşmir ihtilafıdır. Şu anda BM Güvenlik Konseyi'nin, BM'nin almış olduğu karara rağmen Keşmiş hala abluka altında ve 8 milyon insan dışarı çıkamıyor. Keşmirlilerin Pakistanlı ve Hintli komşularıyla birlikte geleceğe güvenle bakabilmesi için bu sorunun diyalogla çözümü şarttır.

Yeni Zelanda saldırısı ne kadar yanlışsa, Sri Lanka'daki saldırı da o kadar yanlıştır

Yeni Zelanda'daki Müslümanlara yönelik saldırı ne kadar yanlışsa, Sri Lanka'da saldırıların Hristiyanları ve Yahudileri hedef alması o kadar yanlıştır. Göçmenlere, özellikle Müslümanlara cehalet ve ön yargı ile yaklaşan herkes bu hastalıklı akımların yükselişine çanak tutuyor.

"Herkes için özgürlük, herkes için barış, herkes için refah ve herkes için huzurlu gelecek"ne işe

Bu amaçla 75. Genel Kurul Başkanlığı'na adayız. İstanbul'u çok kapsamlı bir BM merkezi haline getirmek istiyoruz. İstanbul'da BM Gençlik Merkezi kurulması önerimize aldığımız olumlu tepkiler için teşekkür ediyoruz. Sözlerime şu temennilerle son veriyorum. Herkes için özgürlük, herkes için barış, herkes için refah ve herkes için huzurlu ve güvenli bir gelecek.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU