Tahişü'l-Huban'ın sonunu beklemek

"Hızlı düşün… Olan bitene ağlama… Duyuların, Tahişü'l-Huban'ın harikalarına inanıyor"

Fotoğraf: Reuters

Suudi-İran anlaşmasının yankıları hala sürüyor; bunda şaşılacak bir şey yok.

Önceki bir yazıda da söylendiği gibi, amacına ulaşması halinde anlaşma, sadece bölgede değil, tüm dünyada etkili olacak.

Henüz ilk adımlarını atıyor olsa da tüm basın organlarına adından söz ettiriyor.

Çin'in ara arabuluculuğunda başlayan bu anlaşmanın etkin olup olmayacağının her detayı ve çıktısı, özel bir tartışmayı hak ediyor.

İki gün önce burada, Suudi Arabistan'daki yetkililerin hiç şüphesiz Pekin'de olup bitenlerin etkinliğini ölçmek için belirgin kriterler koyduklarından ve sonraki adımların bu kriterler temelinde atıldığından bahsetmiştim.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ardından İran tarafının anlaşmayı başarıya ulaştırmadaki samimiyetini ölçmek adına Suudi Arabistan için en iyi göstergenin Yemen sahası olduğuna işaret ettim.

İran tarafının Suudi Arabistan ve diğer Araplarla sağlıklı bir iklim oluşturma konusundaki ciddiyetini anlamak için en yakın ve belirgin ölçüt bu.

İran hem Suudi Arabistan'ı hem Yemen devletini hedef alarak Husi milislerini finanse etmeyi durdurmak suretiyle ciddiyetini gösterebilir.


Dağlar, vadiler ve çöller arasında birbirine geçmiş sınırlar ve aileler, kabileler ve kasabalar arasındaki karmaşık etkileşimle Suudi Arabistan'ın en yakın komşusu olmak bakımından Yemen, diğer mevzulardan önce gelir.

Nitekim altında, üstünde, çevresinde yuvalanan ve kendilerini ideolojik, askeri ve güvenlik açısından Suudi Arabistan'ı hedef almaya adanmış Husi milisler ve onların arkasında pusuda bekleyen İhvancı kurt var.

Tüm bu siyasi aslanların her gün ve her an ağızlarını açıp dişlerini gösterdiklerini görüyoruz.

Taiz yakınlarındaki Vadi el-Huban'da insanları korkutan ve Yemen rivayetlerinde adından Tahişü'l-Huban diye bahsedilen bir canavar hakkında kadim bir Yemen "efsanesi" vardır. Yemenli edebiyatçı Zeyd Demmac'ın hikâyesi serisi bu adı taşıyor.  

Hikâyesi İmami döneminde epey yaygınlaşan korkunç bir melez canavar bu; öldürücü ve aslandan daha acımasız.

Geceleri çıkıp kaşla göz arasında hayvan ve insan avlar ve geriye ne et ne kemik bırakır, kurbanların toynakları ve tırnakları dışında ortada bir şey kalmaz!
 


Bazı Yemenli entelektüeller bunun, İmami döneminde korku atmosferi oluşturmak ve insanları özellikle Taiz'den İmam'a isyan edilen Aden'e yolculuktan caydırmak için uydurulan bir hurafe olduğunu düşünüyor.

Mesela Amir ed-Dümeyni diyor ki:

Büyüdüğümüzde hayvanlar arasında Tahiş'i göremedik, şeklini bile bilmezdik. İnsanlar aslan, kaplan, kurt ve diğer hayvanları görmüş ama Tahiş'i asla görmemiş; ne özelliklerini ne şeklini biliyorlar. Bunun için yalanı, abartıyı ve cehaleti simgeleyen bir efsane ve hurafeye dönüşmüş.


Tahişü'l-Huban'ın adı, Ziryab el-Yemen ile Muhammed Mürşid Naci'nin mükemmel bir şekilde söylediği, sözleri Sultan es-Suraymi'ye ait devrimci bir kasidede de geçer:

Hızlı düşün… Olan bitene ağlama… Duyuların, Tahişü'l-Huban'ın harikalarına inanıyor.


Tümgeneral Muhammed Ali el-Ekva' tarafından yazılan ve İmam Ahmed Hamidüddin'in garip kişiliğini tarif eden İmam Ahmed'in Şahsiyeti ve Döneminin Adamları adlı kitapta şu ifade geçmektedir:

Bununla birlikte İmam Ahmed; 'Tahişü'l-Huban', 'Büyük Gözlü' ve 'Ahmed Ya Cennah' olarak adlandırılırdı.


Biz de yeni bir perdenin açılmasının ardından Tahişü'l-Huban'ın ölümünü ve Vadi el-Huban ile tüm Yemen vadilerini bütün bozgunculardan temizlenmiş bir halde bırakmasını bekliyoruz ki Yemen tekrar mutlu, övgüye değer, güzel bir şehir olsun.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU