Oscar'a damga vuran filmin arkasındaki bilimsel tartışma: Çoklu evrenler teorisi

Hawking'in ölmeden önce yazdığı son makaleden, paralel evrenlere inandığı için kariyeri biten Everett'e… Paralel evrenlere dair tartışmalar

Filmin başkarakteri Evelyn, paralel evrenlerde sadece kendisinin değil kocasının da farklı versiyonlarını tanıyor (A24)

Çok konuşulan bilimkurgu filmi Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once), 95. Akademi Ödülleri'ne de damga vurdu.

Yönetmen koltuğunda Daniel Kwan ve Daniel Scheinert'in oturduğu yapım, törenden aralarında En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yönetmen ödüllerinin de yer aldığı 7 Oscar'la döndü.

Aynı zamanda bir aile draması ve komedi olan film, Michelle Yeoh'un canlandırdığı Evelyn Juan Wang'ın evrenlerarası yolculuğuna odaklanıyor.

Kocasıyla yıllar önce Çin'den ABD'ye göçüp yeni bir hayata başlayan Evelyn, insanları ve ailesini kurtarmak için paralel evrenler arasında yolculuk etmek ve kendisinin diğer versiyonlarına bürünmek zorunda kalıyor.

Bu evrende bir çamaşırhane işleten Evelyn, diğerlerinde bir film yıldızı, kung fu ustası veya sadece bir kaya parçası olabiliyor.

Üstelik bu fantastik olay örgüsü, fizikte çok tartışılan gerçek bir fikir üzerine inşa edildi: Çoklu evren teorisi. Teorinin kendisi çok tartışmalı olduğu için filmin arkasındaki bilimsel tartışmalar da gündemde.

Çoklu evren nedir?

Teori kabaca, yaşadığımız evrenin tek evren olmayabileceği fikrine dayanıyor. Buna göre evren, diğer birçok evrenle birlikte daha büyük bir yapının parçası. Tıpkı sabun köpükleri gibi…

Teoriyi savunan bilim insanları, daha milyarlarca olası evren olabileceğini düşünüyor. Bu evrenlere "alternatif evrenler" ya da "paralel evrenler" de deniyor.

Bazıları neden çoklu evrenin gerçek olduğunu savunuyor?

Çoklu evren, uzun bir süre boyunca fiziğin değil, felsefenin alanı olarak görüldü. Bu yüzden, 1957'de birden fazla evren olduğunu savunan fizikçi Hugh Everett'in fikirleri alay konusu olmuş ve akademik kariyeri sona ermişti.

ABD'deki Kuzey Karolina Üniversitesi'nden kozmolog Laura Mersini-Houghton, Everett için şunları söylüyor:

Fizik bölümünden uzaklaştırıldı ve sonunda alkol bağımlısı olup genç yaşta öldü. Trajik bir son.

Birçok bilim insanı, ölçülemeyeceği veya sınanamayacağı gerekçesiyle bu fikre karşı çıkıyor. Ancak fizikteki pek çok şey gibi, mevcut modellerin açıklayamadığı gözlemler ve tutarsızlıklar bu fikrin yavaş yavaş bilim insanları arasında da ele alınmasını sağladı.

Örneğin, tek bir evrenin yaşam için uygun koşulları barındıracak şekilde gelişme olasılığı, aslında yok denecek kadar düşük. Evrenimizin milyarlarca evrenden sadece biri olduğu düşüncesi ise, insanların var olmasını sağlayan ender tesadüfleri daha makul kılıyor.

 

8f176626-4010-4ee4-a301-7aab4d7014ff.jpg

Teleskopla gözlemlenebilen, bilinen evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı genişliğinde (Wikimedia Commons)

 

Teoriyi savunan ünlü bilim insanları

Teorinin en önemli temsilcisi bugün halen Everett olarak görülüyor. Amerikalı fizikçi 1982'de 51 yaşında öldüğünde çoklu evren teorisi fizikçiler arasında ciddi biçimde tartışılmaya başlamıştı.

Bugün fikri ciddi biçimde ele alanlar arasında ABD'li teorik fizikçi Sean Caroll, "Kozmos: Bir Uzay Serüveni" belgeselinin sunucusu ve ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson ve 2018'de hayatını kaybeden Stephen Hawking yer alıyor.

Özellikle Britanyalı fizik profesörü Hawking'in 2018'de ölmeden önce  Belçikalı Thomas Hertog'la birlikte yayımladığı makale, teorinin geniş çapta tartışılmasını sağlamıştı.

Hawking'in son makalesi

Evreni meydana getirdiği varsayılan Büyük Patlama'yı konu alan makale, evrenin aslında sonsuz olmadığını, sonsuza dek genişlemeyeceğini ve daha önce düşünülenden çok daha basit bir yapıda olduğunu öne sürmüştü.

Makale, "kozmik enflasyon ve kozmik çoklu evren" teorilerine yeni bir soluk getirmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Modern fizik, evrenin nasıl oluştuğuna dair birden fazla teori öne sürüyor. Bunların başında gelen teori, Büyük Patlama sonrası "kozmik enflasyon" adı verilen hızlı bir genişleme evresinin başladığını söylüyor.

Kimilerine göre kozmik enflasyonla birbirinden çok farklı olan yeni evrenler de oluştu. Hertog ve Hawking'in makalesi ise bu düşünceyi farklı biçimde ele alıyor.

Makalede farklı fizik kanunlarının geçerli olduğu evrenler teorisi yerine, bu alternatif evrenlerin birbirinden çok da farklı olmayabileceği savunuluyor.

Hertog, "Eski teoriye göre çok çeşitli evrenler vardı, bazıları boş, bazıları cisimlerle dolu, bazıları çok hızlı genişleyen bazıları kısa ömürlü. Çok büyük farklar vardı" diyor.

Bilim insanı, kendi teorilerinin çoklu evreni "hepsi birbirine benzeyen ve idaresi daha kolay bir evren takımına" indirgediğini söylüyor.

Kabarcık evrenler: Hawking'den önce ne düşünülüyordu?

Evrenin sonsuza dek genişleyeceği fikrini baz alan çoklu evren anlayışı ise Büyük Patlama'dan sonraki enflasyon evresi sürerken, evrenin bazı bölgelerinde genişlemenin durduğunu ve kabarcıklar oluştuğunu savunuyordu.

Bu kabarcıklar ilk seviye embriyonik çoklu evrenler olarak görülüyordu. Fakat bu anlayış, aslında farklı kabarcıklarda farklı fiziksel kuralların geçerli olabileceğini öne sürmüştü.

Tıpkı Her Şey Her Yerde Aynı Anda'da karakterlerin bir evrende sosis parmaklara sahip olması gibi…

maxresdefault (9).jpg
Filmin sosis parmakların olduğu bir evren düşüncesi, ünlü bilimkurgu yazarı Douglas Addams'ın anlatılarına benzetiliyor (A24)


"Verdiğimiz her karar yeni bir evren yaratıyor"

Çoklu evrenlerin bir diğer savunucusu Caroll ise Eeverett'in izinden giderek "çoklu dünyalar yorumunu" benimsiyor.

Kuantum mekaniğinin yorumlarından biri olan çoklu dünyalar, yaşamdaki her önemli olayın birden fazla olası sonucu olduğunu ve dünyayı alternatif gerçekliklere böldüğünü savunuyor.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde görev alan Caroll'a göre bu yorum, insanların seçim yapması gereken her anda ve her önemli olayda bir paralel evren oluştuğu düşüncesiyle ilintili. Bu düşünce özellikle bilimkurguda çok popüler.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) fizikçi Max Tegmark, bu fikri şöyle açıklıyor:

Park cezası aldığımda, 'Aslında ceza yemediğim bir paralel evren var' diye düşünmeye çalışıyorum. Böylece biraz daha iyi hissedebiliyorum. Arabamın çekilmediği başka bir versiyon daha var.

Çoklu dünyalar yorumunun arkasında kuantum var

Farklı yorumlardan görüldüğü üzere, çoklu evrenlere inanan bilim insanları bu sonuca her zaman aynı yoldan ulaşmıyor. Diğer bir deyişle çoklu evrenlerin var olduğunu öngören birden fazla teori var.

Örneğin Hawking kozmik enflasyonu temel alırken, Everett'in çoklu dünyalar yorumu kuantum mekaniğinden yola çıkmıştı.

Bugün fizikçiler, kuantum parçacıklarının hem parçacık hem de dalga özelliği gösterdiğini biliyor. Bu durum, "dalga fonksiyonu" diye adlandırılıyor.

Öte yandan bir parçacığın aynı anda farklı kuantum durumlarında olabilmesi de mümkün. Ancak bir ölçüm yapılması halinde bu durumlardan yalnızca biri gerçekleşiyor. Bir anlamda gözlem yapılan kuantum parçacıkları belirli bir durumu "seçmeye" zorlanıyor ve diğer olasılıklar yok oluyor. Buna da "dalga çökmesi" adı veriliyor.

Everett'e göreyse dalga fonksiyonunda kodlanan tüm olasılıklar eşit derecede gerçek. Diğer bir deyişle "dalga çökmesiyle" bu olasılıklardan yalnızca biri ölçülüyor ama diğer olasılıklar sıfırlanmıyor. Bunun yerine başka gerçeklikler oluşuyor.

 

 

Her Şey Her Yerde Aynı Anda hangi teoriyi temel alıyor?

Bu noktada akla şu soru geliyor: Oscar Töreni'ne damga vuran Her Şey Her Yerde Aynı Anda'da konu edilen farazi çoklu evrenler, temelde hangi teoriyi baz alıyor?

Filmin yönetmen koltuğunda oturan Scheinert ve Kwan, New York Times'a verdikleri bir röportajda, hem kuantum mekaniğinin çoklu dünyalar yorumundan hem de kabarcık evrenler fikrinden ilham aldıklarını söylemişti.

Öte yandan birçok fizikçi, filmden keyif almalarına rağmen, konunun gerçekten bilimsel incelemeye dayanmadığını düşünüyor. Buna göre film, herhangi bir bilimsel teoriye "dayanmak" yerine onlardan sadece "ilham alıyor".

Virginia Teknoloji Enstitüsü'nden fizikçi Djordje Minic, "Çoklu evreni varoluşsal bir sorunu sanatsal bir yolla keşfetmek için araç olarak kullanmışlar. Bilimsel bir şekilde kullandıklarını düşünmüyorum" diyor.

Çoklu evrenler kanıtlanabilir mi?

Bilim dünyası bu sorunun cevabında da hemfikir değil. Teoriye karşı çıkanlar, bunu sınamanın ve kanıtlamanın mümkün olmadığını düşünüyor. Ancak kimisine göre insanlık bir gün bu teoriyi sınama imkanını da elde edebilir.

Sidney Üniversitesi'nden astrofizik profesörü Geraint Lewis, "Test edilebilir olup olmadığına dair hiçbir fikrimiz yok" ifadelerini kullanıyor:

Bunu sınayacak matematiksel bir teori elimize geçerse başka evrenlerin varlığını tespit edip edemeyeceğimizi görme şansımız olacak. Ancak şu anda hangi yolda olduğumuza dair hiçbir fikrimiz yok.

Paralel evrenler arasında seyahat mümkün olabilir mi?

Bazı teorik fizikçiler, paralel evrenlerin gerçek olduğu anlaşılırsa bunlar arasında seyahatin de mümkün olabileceği görüşünde. Solucan delikleri ve kara delikler gibi nesnelerin evrenler arasında köprü olabileceği savunuluyor.

Ancak bunlar birer tahminden ibaret. Zira şu anda çoklu evrende farklı gerçeklikler arasında nasıl seyahat edileceğine dair bir teori yok.

Ayrıca bu tür bir seyahat, özellikle çoklu dünyalar yorumu açısından kuantum mekaniğinin doğasının ihlal edilmesi demek. Bu yüzden böyle bir sıçramanın imkansız olduğunu düşünenler de var.

 

Yararlanılan kaynaklar: Forbes, Washington Post, The New York Times, The Next Web, Evrim Ağacı, BBC Türkçe, T24

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU