Erdoğan'ın yeniden inşada acele etmesi tarihin tekerrür edeceği endişesine neden oluyor

Yıkıcı sarsıntıların etkisiyle başa çıkma baskısı altındaki Cumhurbaşkanı, çok mu hızlı hareket ediyor?

Samandağ'da yıkılan evler (AP)

Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın depremlerin vurduğu bölgelerde birkaç ay içinde onbinlerce konut inşa etme telaşının başka felaketlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Toparlanma çabaları sürerken bile, bir kısmı Erdoğan hükümetiyle yakın bağlara sahip, Türkiye'nin büyük müteahhitleri yeniden imar ve inşaya hazırlanıyor. Yeniden seçilmek için 14 Mayıs'ta zorlu bir yarışa girecek Cumhurbaşkanı, depremden etkilenen bölgeyi gelecek yıl içinde dönüştürme sözü verdi. Salı günü bölgeye yaptığı ziyaret sırasında, "sadece birkaç ay içinde" 309 bin yeni konutu yeniden inşa etme taahhüdünde bulundu. Çarşamba günüyse Erdoğan, inşaatına bu ay başlanacak 400 binden fazla yeni konut sözü verdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öte yandan şehir planlama uzmanları, artçı sarsıntıların halen devam ettiği bir bölgede bu kadar çabuk inşaat yapmanın, depremlerde muazzam sayıda kişinin ölmesinde payı bulunduğuna inandıkları, aynı türden düşük kalitede yapılar ortaya çıkaracağından endişe duyuyor.

Jeologlar ve şehir planlamacıları, toprağın henüz oturmadığı bir bölgede kapsamlı jeolojik araştırmalar yapılmadan aceleyle inşaat projelerine girişmenin ciddi bir hata olduğunu söylüyor. 6 Şubat'tan bu yana yaklaşık 10 bin artçı deprem kaydeden sismologlar, sarsıntıların iki yıla kadar devam edebileceği uyarısında bulunuyor.

Jeofizik mühendisi Savaş Karabulut, The Independent'a herhangi bir inşaat yapılmadan önce çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. İnşaat mühendisleri, jeologlar, şehir planlamacıları ve mimarlardan oluşan ekiplerin etkilenen bütün bölgeleri incelemesi gerekiyor. Su ve kanalizasyon altyapısının yanı sıra ulaşım ve iletişim sistemleriyle gelecekteki muhtemel depremler de dikkate alınmalı. Zemin değerlendirmelerinin yapılması gerekiyor.

Karabulut, "Erken uyarı ve acil durum yönetim istasyonları kurulup sürekli gözetlenmeli" dedi.

Merkezi yönetim tüm bu sorunları sadece bir yıl içinde çözeceğimizi açıkladı. Bu bilim dışı çözümü kabul etmek mümkün değil. Aksi takdirde bir sonraki deprem daha büyük bir felaketle sonuçlanabilir.

Erdoğan, hükümetinin ölümcül depremlere yönelik tutumu nedeniyle bir eleştiri dalgasıyla karşı karşıya kaldı; 45 binden fazla kişi öldü ve Suriye'nin kuzeyinde 6 bin kişinin daha öldüğü bildirildi. Türkiye lideri, "deprem fırtınasına" yakalandığını söyleyerek Ankara'nın müdahalesini savunurken, yüzbinlerce kişinin evsiz kalması nedeniyle hızlı hareket edilmesi yönünde bir baskı meydana geldi.

Deprem bölgesindeki yaklaşık 164 bin bina ya depremde yıkıldı ya da yıkılmasını gerektirecek kadar ağır hasar aldı, onbinlercesiyse zarar gördü. Pazartesi günü güneydoğudaki Malatya'yı vuran önemli bir artçı sarsıntıda en az iki kişi hayatını kaybetti.
 

Uydu görüntüleri, depremin yol açtığı hasarın öncesi ve sonrasını gösteriyor


ANKA haber ajansının ulaştığı planlara göre gelecek aylarda depremden zarar gören 5 ilde toplam 23 milyon 426 bin metrekare alana 85 bin daire yapılacak.

Çarşamba günü Erdoğan, "Enkazı kaldıracağız, yaraları saracağız. Yıkılanların yerine daha iyisiyle yenisini yapacağız, insanımızın önüne yeni bir hayat sereceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı, cuma günü Ulusal Risk Kalkanı adı verilen bir toplantının düzenleneceğini ve ülkedeki, inşaat kurallarına uygun olmayan yapıların gözden geçirileceğini de söyledi.

Yetkililerin depremden birkaç gün sonra yeniden yapılanma için ihalesiz sözleşmeler imzalamaya başladığı ve Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Hatay ve Adana'nın bazı bölgelerinin yeniden inşasına yönelik bir "Afet Bölgesi Tasarım Alanları Rehberi" hazırladığı iddia ediliyor. ANKA'ya göre belgede "hükümete yakın" 9 şirketin adı geçiyor.

Türkiye'nin en iyi ilişkilere sahip, en büyük müteahhitlerine ve güçlü konut otoritesi TOKİ'ye bağlı yapıların çoğu depremlere dayandı.
 

Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü Ankara'daki mecliste düzenlenen toplantıda iktidar partisi üyelerine sesleniyor (Reuters)


Ankara'daki siyasi çevreler, Erdoğan'la Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) çarşamba günü Cumhurbaşkanı'nın bizzat teyit ettiği üzere 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler öncesinde can havliyle şanslarını artırmaya çalıştığını söylüyor. Erdoğan, "Bu millet Allah'ın izniyle 14 Mayıs'ta gereğini yapacak" dedi.

Son kamuoyu anketleri, yaygın düşünceye göre felakete ilk başta beceriksizce müdahale edilmesinden Erdoğan ve partisinin zarar gördüğünü fakat bunun kendisinin ve destekçilerinin korktuğu kadar büyük olmadığına işaret ediyor. Erdoğan'ın bazı potansiyel rakipleri henüz adaylıklarını açıklamasa da son anketlere göre başa baş bir yarış gerçekleşecek. Ama depremden önce başlatılan çeşitli harcama programlarının Erdoğan'ın popülaritesinde yarattığı küçük artış da kaybolmuş görünüyor.
 


Siyasi rakipleri, Erdoğan'ın depremle başa çıkmasına yönelik meydana gelen tepkiden cesaret almış gibi duruyor. Bu hafta İstanbul'da oynanan iki büyük futbol maçında taraftarlar "Hükümet istifa!" sloganları attı. Taraftarları eleştiri sloganları atan takımlardan biri olan Fenerbahçe'nin, hafta sonu Kayserispor'la oynayacağı maça seyirci sokması yasaklandı.

Muhalefetteki İYİ Parti'nin danışmanı Selim Sazak, "Hızlıca yeniden yapılanmaya başlamaları gerekiyor" diyor.

Siyasi hasarın bir kısmını ancak bu şekilde kontrol altına alabilir ve telafi edebilirler.

Erdoğan depreme ilk müdahaledeki eksiklikleri kabul ederek hayatta kalanlardan "helallik" yani bağışlanma istedi. Erdoğan'ın bu hafta deprem bölgesindeki depremzedelere para dağıtırken görülmesini eleştirenler, bunu bayağı bir gösteri diye nitelendirdi.

Depremden etkilenen bazı bölgeler AKP'nin kalesi konumunda. Sazak, hızlı bir yeniden yapılanmanın destek kaybının önüne geçilmesini sağlamakla kalmayıp, seçim öncesinde siyasi ağları güçlendirebileceğini de söylüyor.

Devlet şirketleri parayı müteahhitlere veriyor, müteahhitler de bunun bir kısmını partiye veriyor.

Bir başka endişeyse, aceleyle yeniden yapılanmanın karakterden yoksun binalara yol açarak Türkiye'de çok kültürlülüğün en canlı görüldüğü illerden biri olan tarihi Antakya gibi bölgeler de dahil, ülkenin tarihi alanlarının silinip gitmesi.

Sazak, "Bu yerlerin kentsel karakterini dönüştürecekler" diyor.

Antakya'nın karakteri ve kozmopolitliği olmayan bir "küçük Dubai" haline gelmesi umurlarında değil.



https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU