Londra polisinden 8 yaşındaki çocuğa terör sorgusu

Aile, çocuklarına “travma yaşatan" sorgulama nedeniyle yasal süreç başlattı

The Independent, Londra’nın doğusundaki bir okulda 8 yaşındaki bir erkek çocuğunun, iki terörle mücadele polisi ve bir sosyal hizmetler görevlisi tarafından “radikalleşme” korkusuyla sorgulandığını ortaya çıkardı.

Küçük yaştaki çocuğun maruz kaldığı tavır nedeniyle ailesi yasal şikayette bulununca Terörle Mücadele Mesleki Kurallar Birimi de konuyla ilgili soruşturma başlattı.

İsimlerinin gizli kalmasını isteyen aile, Ilford’daki okulda arkadaşlarından ayrı bir yere alınarak sorgulanan küçük çocuğun “çok korktuğunu” ve “travma yaşadığını” söyledi.

Babanın iddiasına göre, oğluna İslam, gittiği camiler, dua edip etmediği ve diğer dinler hakkındaki görüşleri soruldu. Küçük çocuktan Kuran’dan ayetler okuması da istendi.

Geçen yıl temmuz ayında yaşanan sorgulamayla ilgili herhangi bir koruma ihtiyacı tespit edilmemiş ve polis tarafından başka bir işlem yapılmamış olsa da aile hukuki yollara başvurma kararı aldı.

Çocuğun ailesi Müslüman oldukları için hedef alındıklarını belirtirken, The Independent’a göre, babanın İslami bir grubun üyeleriyle bağının “radikalleşme korkuları”nı beraberinde getirmiş olabileceği belirtiliyor.

Baba, “Oğlumuzun tek başına, ailesinin bilgisi olmadan bu şekilde sorgulanmış olması karşısında dehşete düştük ve tam anlamıyla şok yaşadık. Biz anne babası olduğumuz halde 8 yaşındaki oğlumuza şimdiye kadar asla bu tür sorular sormadık. Birtakım yabancıların çıkıp da böyle sorular sorması bizi altüst etti” şeklinde konuştu.

Baba sözlerine şöyle devam etti: 

“Oğlumuz henüz üçüncü sınıfta ve bu olay nedeniyle ağır darbe aldı. O günden bu yana bize, neden diğer çocukların değil de kendisinin sorguya çekildiğiyle ilgili sorular soruyor. Güven duyduğu öğretmeninin, bu şekilde sorgulama için onu görevlilere teslim etmesinden dolayı ihanete uğramış hissediyor.”

Küçük çocuğun yaşadıklarından sonra kendilerinin de dini inançları ve ibadetleri nedeniyle sorgulandığını ifade eden aile, suçlu gibi muamele gördükleri için “son derece üzgün” olduklarını ve aynı şeylerin tekrarlanmasından korktukları için çocuklarını okula göndermekten çekindiklerini söyledi.

Aile, geçtiğimiz yıl yaz döneminin sonlarında yaşanan ve “İslamofobik” olarak nitelendirdikleri sorgulamayla ilgili Redbridge Konseyi ile Londra Polis Teşkilatı’na başvurularda bulundu.

Küçük çocuğun ailesi, bu olay öncesi okulun oğullarıyla ilgili bir endişe taşımamış olmasına dikkat çekti. Ancak diğer yandan babanın 2014 yılında, Anjem Choudary’nin örgütü El Muhacirun’la (al-Muhajiroun) bağı olduğu iddia edilen tebliğ stantlarına katılmış olduğu belirtiliyor.

Söz konusu örgüte ve alt gruplarına üye olanların, çok sayıda terörist saldırının planlayıcısı ve failleri olduğu öne sürülüyor. Bu saldırıların arkasında olduğu iddia edilenler arasında, Londra Köprüsü saldırısında elebaşı Khuram Butt ile Lee Rigby’nin katilleri ve IŞİD infazcısı Siddhartha Dhar gibi Choudary’nin takipçilerinin adı geçiyor.

Tanınmış saldırganların ve aşırılık yanlılarının aileleri, kendi davranışlarıyla ilgili herhangi bir endişeye yol açmasalar bile rutin bir şekilde hükümetin aşırıcılığa yönelik önleyici tedbir programı olan “Prevent”e tabi tutuluyor.

Hükümet, yüzde 42’si daha ileri bir eylemle sonuçlanmamış başvuruların, çocukların korunmasına yardım ettiğini ve korunmasız insanların destek almasını sağladığını savunuyor. 

İngiltere Terörle Mücadele Polis Şefi ve Londra Polis Teşkilatı Komiser Yardımcısı Neil Basu, geçtiğimiz yıl ekim ayında İçişleri Komitesi’ne verdiği bilgide, çocukları korumanın Prevent programının kalbi olduğunu belirtmişti.

Londra’nın doğusunda yaşanan son olayın ışığında hükümetin verilerine bakıldığında, 2017-2018 yılları arasında Prevent programına tabi tutulan insanların yarısından fazlasının 20 yaş ve altı olduğu görülüyor. 
Hükümetin Prevent stratejisinin bir parçası olarak, 2015 yılı temmuz ayından bu yana kreşler, okullar ve üniversitelerden “insanların teröre sürüklenmesini önlemek için gerekeni yapması” isteniyor.

Eğitim Standartları Ofisi (Ofsted), geçtiğimiz yıl ağustos ayında Hove’de bir anaokulunu, 2 yaşlarındaki çocukların aşırılık riski altında bulunup bulunmadıklarını tespit etmede başarısız olmakla eleştirmişti. 2016 yılında yaşanan başka bir olayda ise bir anaokulunun personeli, bir adamı salatalık (cucumber) keserken çizen ve bunu yanlışlıkla “kazan bombası” (cooker bomb) olarak telaffuz eden 4 yaşında bir çocuğu Prevent programına sevk etmişti.

Sivil haklar savunucusu Liberty’nin Yasal Savunma Direktörü Corey Stoughton, “Terörle mücadele kanunlarımız, özellikle de Prevent hizmeti, ayrımcılığın ve güvensizliğin artarak yayılmasına neden oluyor. Ayrıca okulların ve diğer kamu yetkililerinin, insanları dinleri ve ten renkleri yüzünden sorgulamalarına yol açıyor. Yeni Terörle Mücadele Yasa Tasarısı, Prevent programının bağımsız bir şekilde gözden geçirilmesi için fırsat sunacak.”

Londra’da bir okulda 8 yaşında bir çocuğun sorgulandığı olayı değerlendiren Stoughton, “Bu vaka, toplumları damgalamadan ve çocuklarla ailelerine travma yaşatmadan bizi koruyabilecek bir terörle mücadele stratejisi geliştirmenin ne kadar acil olduğunu gösteren son örnek oldu” ifadelerini kullandı.

Programdan olumsuz etkilenen insanlara destek veren Prevent Watch grubunun sözcüsü Mohammad Khan ise, “Bu olay bir kez daha Prevent’in İslam’a ve dini inançlara odaklandığını gösteriyor. Bir çocuğa, kutsal bir metni ezberden okutmak birçok açıdan yanlış ve otoriter bir devletin göstergesi. Prevent, terörizmi çok az engellerken, Müslüman topluma karşı derin önyargıların yerleşmesine yol açıyor” dedi.

The Independent’a yaptığı açıklamada, polisin bir çocuğu bu şekilde sorgulamasını anlayabildiğini söyleyen Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Uluslararası Güvenlik Çalışmaları Direktörü Raffaello Pantucci şöyle konuştu:

 “Ebeveynlerin çocuklarını radikalleştirebilme potansiyeli olduğu konusundaki endişeyi anlayabilirsiniz. Çocuğa, anne babasının gözü önünde değil ama güvenli bir ortamda yaklaşmanın yolunu bulabilirsiniz. Bu gibi olayların geçmişte ne kadar yaşandığını bilmek hayli zor. Çünkü böyle vakaların doğası gereği, çocukları bu tür bir olaya müdahil edilmiş olan ebeveynler mümkün oldukça sessiz kalmayı tercih eder. Ancak küçük çocuklar üzerindeki radikal etkiler yetkilileri çok endişelendiriyor.”

Öte yandan Londra Polis Teşkilatı sözcüsü, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Terörle mücadele polisinin Londra’nın doğusunda 10 yaşın altında bir çocukla ilgili endişeler üzerine okulu ziyaret ettiğini doğrulayabiliriz. Koruma amaçlı bu görüşme, bir sosyal hizmet görevlisinin eşliğinde yapıldı. Terörle mücadele polisi, toplumumuzda en hassas olanların korunması için ortak çalışmalar yürütüyor. Halktan gelen şikayetler bu çerçevede değerlendiriliyor ve Terörle Mücadele Mesleki Kurallar Birimi tarafından sorgulanıyor. Çocukla yapılan görüşmenin ardından korumaya almanın gerekmediği anlaşıldı ve polisin konuyla ilgili başka bir girişimi olmadı."

Redbridge Konseyi sözcüsü ise, “Meselenin sonuçlarıyla ilgili bir yorumda bulunamayız ancak bu konuda resmi bir şikayet aldığımızı doğrulayabiliriz. Vaka, konseyin prosedürleri çerçevesinde her yönüyle inceleniyor” ifadelerini kullandı.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/education

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU