Tribünlerin sosyolojik etkisi var mı? "'Engelleyelim', 'seyircisiz oynatalım' gibi gariplikler daha büyük zarar verir"

Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünlerindeki "istifa" tezahüratlarına siyasiler, kulüpler ve Kulüpler Birliği Vakfı tepki gösterdi. Sosyolog Ahmet Talimciler, tribünlerin "istifa" tezahüratlarını ve bunun sosyolojik etkisini Independent Türkçe'ye değerlendirdi

6 Şubat Kahramanmaraş depremleri 11 ilde etkisini gösterirken, 44 binden fazla vatandaş hayatını kaybetti.

Yaşanan felaketin ardından ertelenen spor müsabakaları da geçtiğimiz hafta sonu ertelenen maçlarla yeniden başladı.

Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor maçlarında tribünlerde yapılan tezahüratların yankılarıysa sürüyor.

Taraftarlar, Kahramanmaraş merkezli depremlerdeki can kayıpları ve sonrasında yaşananlar nedeniyle "hükümet istifa" tezahüratları yaptı.

Yapılan tezahüratlara sosyal medyada destek verildiği görülürken kulüpler, siyasiler ve Kulüpler Birliği Vakfı'ndan hükümetin arkasında durulan açıklamalar da geldi.

 

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "sporun siyasete alet edildiğini" savunarak, "Spor alanlarını siyaset meydanına çevirmek isteyenler; Devletin, Milletin, sivil toplum kuruluşlarının burada ortaya koyduğu çabaya kulak versinler. Mesaimizi bölmesinler. Bölmek isterlerse de hodri meydan" eleştirisinde bulundu.

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise "Spor sahaları siyaset alanları değildir. Provokasyonlara da hiçbir zaman izin vermeyeceğiz" açıklamasını yaptı.

 

 

"'Engelleyelim', 'seyircisiz oynatalım' gibi gariplikler daha büyük zarar verir" 

Sosyolog Ahmet Talimciler, tribünlerin "istifa" tezahüratlarını ve tepkileri Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

"Tribünler toplumsal hayatın minik bir minyatürüdür" diyen Talimciler, müsabakalarda yapılan "istifa" tezahüratlarıyla ilgili, "Orada her tabakadan, kökenden, ideolojiden gelen insanlar yer alır. Onları tek tip bir yapı içerisine hapsetmek ve bunun üzerinden genel bir değerlendirme yapmak bizi yanlışa götürür" dedi.

Yapılan istifa tezahüratlarının deprem sonrası yaşananlarla ilgili olduğuna ve bu nedenle tepki gösterildiğine değinen Talimciler, "Aslında iktidarlar açısından çok temel, hayata dair birtakım ipuçları farklıdır. O yüzden de 'Engelleyelim', 'Seyircisiz oynatalım' gibi gariplikler doğru sonuçlar değil, daha büyük zararlar verir" diye konuştu.

 

Ahmet Talimciler-Twitter.jpg
Ahmet Talimciler / Fotoğraf: Twitter

 

"'İçeride olması, dışarıda olmasından iyidir', 50 bin kişinin dışarıda bağırması daha büyük infiale yol açar"

Türkiye'nin çok büyük bir deprem yaşadığını ve bunun sonucunda yaşananların tüm ülkeye sirayet ettiğini söyleyen Talimciler, şu ifadeleri kullandı:

İnsanların bir kısmı yaşananlar sonrasında kimsenin istifa etmemesini, kimsenin olmamasını bir araya koydular ve 'Hükümet istifa' dediler. 'Hükümet istifa' en doğal demokratik tepkidir. Ve bu bunun dile getirilebileceği alanlardan biri de stadyumlardır. Tıpkı sokaklarda dile getirebileceği gibi. 'İçeride olması, dışarıda olmasından çok daha iyidir' diye bir söz var. Düşünün 50 bin kişi dışarıda 'Hükümet istifa' diye bağırıyor. Bu çok daha büyük infiale yol açar, çok da tehlikelidir. Bunun karşılığında sloganın orada atılması birtakım mesajların iletilmesidir. 

Söz konusu müsabakalarda sadece istifa sloganlarının atılmadığını, depremzedeler için de önemli girişimler yapıldığını hatırlatan Talimciler, "Sapla saman karıştırılıyor. Stadyumlarda depremzedeler için birtakım destek görüntüleri de sergilendi. Beşiktaş maçında çocuklar için oyuncaklar atıldı. Dünya basınında yer buldu. Hepsi birden gerçekleşti. Bunu unutmayalım. 'Hükümet istifa' diyenlerin içinde aynı zamanda oyuncak atan taraftarlar da var" değerlendirmesinde bulundu.

 

 

"'Seyircisiz tribün' isteniyor, ortaya çıkan sonuç bu" 

"Açıkçası seyircisiz tribün isteniyor buradan ortaya çıkan sonuç bu" diyen Talimciler, sözlerini şöyle sürdürdü:

Üniversite öğrencilerinin olmadığı üniversiteler. Seyircisiz tribün. Bu şekilde bir yere varamayız. Kayserispor-Fenerbahçe maçında neden Fenerbahçe seyircisi olmasın? Bunun ne sakıncası var? Bunun açıklanması lazım. Anlaşılan burada kalmayacak, başka takım taraftarlarına da gelecek. Böyle gözüküyor. 

"Bazı takımların açıklamalarında 'Siyaset yapmadan siyaset yapmak' devreye giriyor" 

"İstifa" sloganlarının ardından kulüplerden gelen açıklamaların da dikkat çektiğini ve ağır ithamlar kullanıldığını dile getiren Talimciler, "Bazı takımların
açıklamaları bence çok sıkıntılı ve hukuksal boyuta da taşınması gerekiyor. 'İstifa' sloganı atan taraftarları adilikle, şerefsizlikle neredeyse vatan hainliğiyle bir tutuyorsunuz. Kullanılan dil son derece ayrıştırıcı. Yani 'siyaset yapmadan siyaset yapmak' devreye giriyor" eleştirisinde bulundu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"'Hükümet istifa' diye bağırdığınızda 'devlet-millet karşıtlığı' ya da 'vatan hainliği' olmaz"

"Tribünlerde 'Hükümet istifa' diye bağırdığınız zaman bu devlet-millet karşıtlığı ya da 'vatan hainliği' olmaz" diyen Talimciler, "Burada sapla saman birbirine karışıyor. Ve sapla saman birbirine karıştırılıp steril alanlar isteniyor. 'Ses çıkmasın, protesto olmasın, tribünler konuşmasın' isteniyor. Böyle bir böyle bir dünya da ülke de yok. Deplasman yasağına bütün taraftarların karşı çıkması gerekiyor. Bir de bu protestoyu yapanlar veya destek açıklayanlar taraftarların hepsini veya kulübün tamamını temsil etmiyor. Bunu unutmayalım" şeklinde konuştu.

"Yasaklar doğru sonuç vermez, ayrıştırır, böler"

"İstifa" sloganlarıyla sporla siyasetin birbirine karıştırılmadığını, mevcut tabloda sporun siyasetle iç içe olduğunu düşünen Talimciler, sözlerini şöyle noktaladı:

Önümüzdeki karşılaşmalardan birinde örneğin 'Dik dur eğilme, Trabzon seninle' diye tribünden bağırsak, eleştiri yapan siyasiler ne diyecek? Aynı tepkiyi mi verecekler? Tribünleri yekpare gibi düşünmek doğru değil. Bu daha fazla zarar verir.... Sanki siyaset ve spor birbirinin tamamen dışında olan iki adam, hiç yan yana gelmemişler, bağlantıları olmamış gibi davranıyoruz. Hep iç içeydi ve bunu sağlayan da ülkenin insanları. 18 Nisan'da televizyonlarda Rıdvan Dilmen, 'Daha güçlü Türkiye için Arda kardeşim, Burak kardeşim' demedi mi? Bunların hepsi oldu. Türkiye'de siyaset sanki bugün tribünlerde muhalif olarak ortaya çıkmış gibi hava oluşturmanın anlamı yok. Bundan önce de vardı, sonra da olacak. Burada olup bitenleri bir tarafın lehine-aleyhine görüp olanları yasaklamak doğru sonuç vermez. Tam tersine ayrıştırır, böler. Bunun anlamı yok.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU