Türkiye'de ders veren yabancı akademisyen uyardı: "IŞİD gibi örgütler depremle terör fırsatı yakaladı"

Dr. Hamoon Khelghat-Doost, İstanbul'daki pek çok başkonsolosluğun kapatılmasını da hatırlattı

Bir zamanlar neredeyse bir devlet kadar toprağı kontrol eden IŞİD, düzenlenen operasyonlar sonrasında yeraltına çekildi (AFP/Arşiv)

ABD merkezli The Media Line haber sitesi, depremle birlikte Türkiye'deki terör tehdidinin arttığını öne sürdü. 

Ortadoğu'ya odaklanan site, Türkiye'yle birlikte Suriye'yi de vuran Maraş depremlerinin Ankara'nın terörle mücadelesine darbe vurarak Suriyeli militanların ülkeye girmesine neden olabileceğini 7 Şubat tarihli haberde iddia etti. 

Üsküdar Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ders veren Dr. Hamoon Khelghat-Doost, yayın kuruluşuna şöyle konuştu: 

Şu anda Türkiye ve müttefikleri sadece yıkıcı deprem ve sonuçlarına karşı ne yapılacağına odaklanmış durumda. Türkiye devletinin tüm imkanlarını depremle ilgili meseleleri çözmeye yöneltmesi, aşırılıkçı örgütler için kaçırılmayacak bir zaman anlamına geliyor. Doğal afetler de dahil herhangi bir olay, eğer bir ulusun dikkatini sınırlarını korumaktan başka bir şeye yöneltiyorsa IŞİD gibi aşırılıkçı yapılan bu durumu çok büyük memnuniyetle karşılıyor.

Irak, Afganistan, Suriye, Türkiye, Lübnan ve İran hakkında çalışmalar yürütmüş olan akademisyen, IŞİD'in koronavirüs pandemisini de toparlanmak ve güçlenmek için bir fırsat olarak kullandığını söyledi. 

Khelghat-Doost, pek çok başkonsolosluğun kapatıldığını hatırlatarak uyardı:

Mevcut tehditlerin Türkiye'deki olağanüstü halle birleşmesi, yakın gelecekte terör saldırılarının düzenlenmesi olasılığına işaret ediyor.

Farklı terör örgütleri mensuplarının insani trajedileri kullanarak Türkiye sınırını geçmesi, yaygın bir uygulama. Gelecek günlerde tarihin tekerrür etmesinden korkuluyor.

21 Ocak'ta İsveç'in başkenti Stockholm'deki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasının ardından Avrupa ülkelerinin İstanbul başkonsoloslukları peş peşe geçici süreyle kapandıklarını duyurmuştu. Sonrasında kısıtlı sayıda ziyaretçinin kabul edileceği bildirilmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bunların "psikolojik harp" için yapılmış bir hamle olduğunu öne sürmüş, konsolosluklarını kapatan ülkelerin de aralarında olduğu 9 ülkenin büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmıştı.

Diğer yandan 4 Şubat'ta yapılan açıklamada 15 şüphelinin tutuklandığı duyurulmuştu. İçişleri Bakanlığı olası IŞİD saldırısı iddialarına cevaben şu ifadeleri kullanmıştı: 

MİT ve İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından iletilen bilgiler doğrultusunda; Türkiye Cumhuriyeti Stockholm Büyükelçiliğinin önünde Kuran-ı Kerim yakma olayının ardından, DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti (ISKP) lider kadrosu tarafından İstanbul’da bulunan İsveç Hollanda Başkonsoloslukları ile Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımıza ait ibadethanelere yönelik eylem gerçekleştirme talimatı verdiği gerekçesiyle 15 şahıs gözaltına alınmıştır.

Gözaltına alınanların tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumu'na teslim edildiğini duyuran Bakanlık, "Şahısların DEAŞ terör örgütü ve çatışma bölgeleriyle bağlantıları bulunduğu belirlenmiş, ancak Başkonsolosluklar ile Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımıza ait ibadethanelere yönelik somut tehditleri tespit edilememiştir" demişti.

Uluslararası güvenlik uzmanı Uğur Şener'in de görüşlerine yer veren The Media Line, Suriye'yle açık sınır politikasını zaman içerisinde değiştiren Türkiye'nin sınır güvenliğini kuvvetlendirmek için çabalarını sürdürdüğünü bildirdi. 

Şener, 911 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırının neredeyse tamamının güvenlik duvarıyla kaplandığını hatırlattı. Termal kameralar ve sensörlerin sınırdaki hareketlilikleri tespit edebildiğini vurguladı. 

Depremin ikinci gününde AFP, Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki Raco'da yer alan bir cezaevinde tutulan mahkumların başkaldırdığını duyurarak kaynağının şu ifadesini aktarmıştı:

Depremden Raco da etkilendi ve mahkumlar isyana başlayarak hapishaneyi kısmen kontrol altına aldı. IŞİD militanı olduğu düşünülen yaklaşık 20 mahkum kaçtı.

Fransız haber ajansı, Afrin'e bağlı Raco'daki hapishanede kalan 2 bine yakın kişiden 1300'ünün IŞİD'li olduğunu da bildirmişti. Çatı yapısını Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG'nin oluşturduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nden (SDG) de pek çok kişi cezaevinde bulunuyor. 

 

Independent Türkçe, The Media Line, The Jerusalem Post, AFP

DAHA FAZLA HABER OKU