Peru'da protestoların tansiyonu düşmüyor

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Güney Amerika ülkesi Peru'da yaklaşık iki aydır devam eden toplumsal huzursuzluğun ardından, hükümet karşıtı protestolar devam ediyor.

Ülke genelindeki yol kapatma eylemleri ulaşımın aksamasına neden oluyor. Şu ana dek ülkede çıkan olaylarda yaklaşık 70 kişi hayatını kaybetti.

Protestoların merkez üssü ülkenin yoksul güney bölgesi olmaya devam ediyor.
 

aa2.jpg
Fotoğraf: AA

 

En büyük gösteriler ve en kalıcı barikatlar, Lima'dan sonra ikinci büyük şehir olan Arequipa ve Juliaca, Ayacucho, Cusco ve Tacna'da gerçekleşiyor.

La Libertad ve Amazonas'ta da Ekvador sınırına yakın geçen petrol boru hattında yangın çıktığı haberleri geliyor. 

Peru'nun atanmış başkanı Dina Boluarte hükümeti, ordu ve istihbarat teşkilatı ile ABD Büyükelçiliği'nin desteğiyle iktidarını sürdürmeye devam ediyor olsa da kabinesindeki eğitim, kültür, çalışma ve üretim bakanları çıkan olaylar nedeniyle istifa ettiler.  

Boluarte hükümeti yalnızca Peru oligarşisini temsil etmiyor, aynı zamanda ABD ve Avrupalı şirketlerin çıkarlarını da gözetiyor.
 

Reuters (1).jpg
Ülke genelinde çıkan olaylarda yaklaşık 70 kişi öldü / Fotoğraf: Reuters

 

Washington ve Avrupa Birliği, hem açıktan hem de perde arkasından, Peru'nun stratejik maden zenginliklerinin çıkarılmasını güvence altına almak için Boluarte ile yakın çalışıyor.

Nitekim devrik solcu Başkan Pedro Castillo'yu devirmesinin ardından ABD büyükelçisi Lisa Kenna, Peru'nun "milli yatırımlarını" görüşmek üzere madencilik ve enerji bakanlarıyla bir araya geldi.

Avrupalı şirketlerde, Rusya'da sağladığı enerji ihtiyacının yerini almak için Peru'dan LNG ithal ediyor.

Zira Peru büyük bakır, altın, çinko, gümüş, kurşun, demir ve doğal gaz rezervlerine sahip.  

Washington'un Peru'daki kitlesel protestolarla ilgili endişesi, Antapaccay'deki Glencore ve MMG'nin Las Bambas tesisi gibi devasa madencilik operasyonlarının kapatılması ve maden cevherini liman tesislerine bağlayan ana otoyolların ablukaya alınmasına odaklanıyor.

ABD Büyükelçiliği, protestoların sert bir şekilde bastırılmasını teşvik ediyor.
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

Peru, Brezilya ve Arjantin'den sonra Güney Amerika'nın üçüncü büyük ülkesi ve en çok "dünyanın gıda başkenti" ve Machu Picchu'ya ev sahipliği yapmasıyla biliniyor.

1,2 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplar ve kıyı bölgeleri, yaylalar ve ormanlardan oluşuyor.

Peru, farklı bölgeleri sayesinde farklı meyve çeşitleri, kinoa (dünya çapındaki üretimin yüzde 40'ından fazlası Peru'dan geliyor) ve kahve ile büyük ölçekli bir tarım sektörüne sahip.

Ayrıca ülke, dünya çapında en büyük ikinci bakır üretimini artırıyor ve Lityum ve Altın'ın en önemli madencilik bölgeleri arasında yer alıyor.

Peru ekonomisi, Güney Amerika'daki tüm ülkeler arasında son 10 yılın en büyük GSYİH büyümesine sahip oldu ve Kovid-19 salgınından çok sert darbe almasına rağmen, yeni hükümet başta sağlık olmak üzere birçok büyük ölçekli yatırım projesi açıkladı.

Diğer birçok Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi, özellikle bazı sektörler kamu yatırımlarının yüzde 80'inden fazlasına bağlı olduğundan, başarılı bir iş modeli kişisel ilişkilere dayalı gerçekleşti.

ABD'li yatırım bankacılık devi Goldman Sachs, 2022'de "bakır yeni bir petroldür" şeklinde bir açıklama yaparak; "Bakırın Paris iklim hedeflerine ulaşılmasında oynayacağı kritik rol göz ardı edilemez… En uygun maliyetli iletken malzeme olan bakır, bu yeni enerji kaynaklarını yakalamanın, depolamanın ve taşımanın kalbidir" değerlendirmesinde bulundu.

Peru'daki mevcut kitlesel protestolar devam ederken, ülke siyasi bir çıkmaza doğru da gidiyor.

Çünkü dünyanın en büyük bakır, kurşun, çinko, kalay, gümüş ve altın üreticilerinden biri olan Peru'nun ekonomisi, toplam ulusal ihracatın yarısından fazlasını ve GSYİH'nin yüzde 10'undan fazlasına karşılık gelen madencilik sektörüne dayanıyor.

Dünyanın en büyük 3 ulusötesi madencilik şirketi olan BHP, Rio Tinto ve Glencore ile Kanada, Brezilya, İsviçre, İngiltere, ABD, Japonya ve Avustralya'nın  önde gelen şirketleriyle birlikte Peru'da yoğun bir şekilde maden ve enerji alanında yatırım yapıyor.

Dolayısıyla çok uluslu şirketler burayı çok karlı bir kaynak merkezi olarak görüyor.

Hatta Peru aynı zamanda önemli bir sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) üreticisi.

LNG ihracatı büyük ölçüde Shell gibi yabancı şirketler tarafından denetleniyor.

Avrupa Birliği, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Rus enerjisini boykot etmesinin ardından Avrupa, 2022'de Peru LNG'sinin en büyük ithalatçısı oldu.
 

Pedro Castillo Reuters1.jpg
Pedro Castillo / Fotoğraf: Reuters

 

Solcu devrik cumhurbaşkanı Pedro Castillo, 2021'de göreve aday olduğunda, seçim kampanyasının ana temalarından birini Peru'nun doğal kaynaklarını milleştirmeyi düşünüyordu.

Yabancı şirketleri ülkeyi "yağmalamakla" suçlayarak, sosyal programları finanse etmek için madencilikten elde edilen tüm gelirin yüzde 70'inin devlete gitmesini sağlamak için küresel şirketlerle sözleşmeleri yeniden müzakere etmeye çağırdı.

Göreve başladığında, Castillo'nun siyasi olarak yapabilecekleri çok sınırlıydı.

Sağcı muhalefet kongrede çoğunluğa sahipti ve istikrarsızlaştırmaya ve sonunda onu görevden almaya kararlıydılar. 

Latin Amerika'daki bu darbelerin tek nedeni doğal kaynaklar olmasa da önemli bir faktör.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU