Uzmanlara göre siyasi iletişimin bazı amentüleri var.

Siyasetin taşıyıcılığı ve desteğini oluşturmak

• Yönlendirmek ve ikna etmek
• Siyasal katılımın artmasına katkıda bulunmak 
• Gündem yaratmak
• Toplumsal değerlerin iletilmesine araç olmak

Bugünlerde siyasilerin pek çoğu bu yöntemlere başvuruyor.

İlk ciddi örnek 1948'deki ABD başkanlık seçimine dayanıyor.

O dönem hiç şans tanınmayan Harry Truman rakibi Thomas Dewey'e göre anketlerde yüzde 10 geride seyrediyordu.

Trenle tüm ülkeyi dolaştı.

15 milyonu aşkın seçmenle yüz yüze görüştü.

Mitingler öncesi "Ailemle tanışmak ister misiniz?" diye sorup eşini patronu kızını da onun patronu olarak tanıttı.

Ve 2 milyon oy fark atarak Beyaz Saray'a çıktı.

Yani liderlik bazen de bir etki süreci.

Ünlü iletişim bilimci Albert Mehrabian'a göre bir mesajın toplam etkisinin yaklaşık yüzde 7'si sözel, yüzde 38'i sesli, yüzde 55'i ise sözel olmayan öğelerden oluşuyor.

Yani yine beden dili devreye giriyor.

Beden dilinin öğreteceği şey, kendi bilinçaltınızla konuşabilmek. 

İşte tam da bu yüzden beden dili çok güçlü bir iletişim aygıtı.

Peki son 13 yıldır ana muhalefet liderliğini yürüten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun beden dili ne diyor?

Independent Türkçe soruyor, beden dili uzmanı ve psikoterapist Adrianne Carter yanıtlıyor.

"Kılıçdaroğlu birlik mesajı veriyor"

Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na bakalım. Kılıçdaroğlu'nun vücut dilini nasıl yorumluyorsunuz?

Adrianne Carter: Sadece eşiyle yürüdüğü klipten bahsetmek istiyorum. Bunu yapması çok zekice bir hareket. Kolunu eşine doluyor. Yürürken onu kendine çekip ve sahneye doğru yönlendiriyor. Vücut dili terimleriyle bu "Gel, beraberiz" demek. Ve bu halka açık bir vitrin... Onun rehberliğe ihtiyacı olmadığını biliyor ama bu, "Seni de ekliyorum ve birlikteyiz" ifadesinin halka açık bir gösterimi.

Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'na karşı beden dili ne söylüyor?

Sonraki video... Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı meclis grup toplantısında konuşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu hakkındaki siyasi yasak kararından bahsediyor. Kılıçdaroğlu, bu karar açıklandığında Berlin'i ziyaret ediyordu, Türkiye dışındaydı. Kararın açıklanmasının ardından belediye başkanının hazır bulunamaması muhalefet çevrelerinde tartışma yarattı. Kılıçdaroğlu daha sonra CHP'li belediye başkanını bu toplantıya davet etti. Burada baba-oğul ilişkisi gibi bir ilişkimiz var" dedi. Bu arada cumhurbaşkanı adaylığı için İmamoğlu'nun da adı geçiyor. Bunu söylüyorum çünkü bazı çevrelere göre bu iki isim arasında adaylık üzerinden dile getirilmeyen bir gerilim var. Bu videoda hem Kılıçdaroğlu'nu hem de İmamoğlu'nu görüyorsunuz. Sohbet sırasında beden dili ile ilgili yorumu size bırakıyorum.

Adrianne Carter: Odaklandığımız kırmızı kravatlı adam. Ne yaptığını gördünüz mü? Göğsüne doğru böyle bir el hareketi yaptı.  Bu içtenim ve samimiyim demekti. Dikkat çekici noktalardan biri bu. Yine bir sürü parmakla işaret var. Agresif hareketler değil, daha çok bir noktaya değinmek için... İkisi de ellerini göğüslerine götürüyor. Yani, aslında bunun gerçek ve samimi olduğunu düşünüyorum. Bunu yaptığın zaman "Samimiyim" demektir. Ve öyle kolay kolay numara yapamazsın gibi duruyor. Ve ben bunu şimdi yapıp ne söylemek istersem onu söyleyebilirim, vereceğim izlenim şu olur: "Samimiyet". Ama her ikisinin de samimi tepkiler olarak bunu yaptıklarını gördüm. Bu yüzden eğer sorunları varsa, şimdi sorunları çözülmüş gibi hissediyorum.  Çünkü ikisi de bunu yaptı. Hem samimi hem de içten tepkiler verdiler. Bir şeyi sahnelenmediler.

Ama belki bir şey kanıtlamak istiyorlardır. "İlişkimiz iyi, aramızda kötü bir şey yok, biz bir aile gibiyiz, birbirimizi anlıyoruz, baba oğul gibiyiz" Değil mi?

Adrianne Carter: Baba ve oğulların arası açılabilir. Ama bunu yaptıkları yerde ikisinin de samimi olduğunu hissettim.

"İnsanlarla iletişimi iyi"

Bu arada ana muhalefet partisi liderinin halkla iletişimini nasıl buldunuz?

Adrianne Carter: İnsanlarla çok daha sıcak bir ilişki olduğunu hissettim. Çok daha yakındı, bu yüzden mesafe açısından da daha çok yaklaştı, çok fazla gülümseme vardı, çok fazla etkileşim ve dokunma vardı, bu yüzden insanlarla çok daha fazla iletişim halinde olduğunu hissettim.

 

Yarın: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener