Korgeneral Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanlığı'na atanması "Dördüncü Momentum" olarak nitelendirilsin mi?

Mayis Alizade Independent Türkçe için Sadettin Tantan, Gazanfer Hamidoğlu ve Arif Şahmarlı ile konuştu

Tunceli Çemişgezekli korgeneral Bahtiyar Ersay, Azerbaycan Savunma Bakanı'na danışman oldu / Kolaj: Independent Türkçe

Ali Kemal Erdem'in Independent Türkçe'deki "Tunceli Çemişgeekli Korgeneral Ersay, Azerbaycan Savunma Bakanı'na danışman oldu" başlıklı haberi en çok okunanlar arasına girince konuyu uzmanlara ve yorumculara sormayı uygun bulduk.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çünkü Azerbaycan'ın aldığı karar sadece bir Türk generalin bakanlıkta görevlendirilmesinden ibaret değil; Osmanlı İmparatorluğu'nun en son döneminden günümüze kadar hem iki ülke arasındaki askeri ilişkileri ve hem de Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Asya'da söz sahibi olma girişimlerinin devamı niteliğindeki bir tasarruftu.

Ekim 1917'de Rusya'da gerçekleşen Sosyalist Devrim'den hemen sonra Bakü'de kurulan ve üyelerinin ezici çoğunluğunu Ermeni menşeli politikacıların teşkil ettiği Yönetim Konseyi, Osmanlı İmparatorluğu'nu bölgeyle ilgili planlar yapmaya zorlayınca Enver Paşa kardeşi Nuri Paşa'yı Ocak 1918'de Libya'dan İstanbul'a çağırarak Kafkas İslam Ordusu'nu kurması talimatını verdi.

Gürcüler, Azerbaycanlılar ve Ermenilerden ibaret Transkafkasya Federasyon Hükümeti'nin 26 Mayıs 1918'de dağılması üzerine Gürcistan, 28 Mayıs'ta ise Azerbaycan ve Ermenistan bağımsızlık ilan etti.

Fakat Tiflis'te ilan edilen bağımsız Azerbaycan devleti kendi sınırları içine gelemeyince bu görev Enver Paşa'nın kardeşi Nuri'ye düşmüş ve 17 Haziran 1918'de Nuri Paşa'nın himayesindeki Azerbaycan hükümeti üyeleri gelip Gence'ye yerleşe bilmişti.

4 Haziran'da Azerbaycan Devletinin kurucu lideri Mehmet Emin Resulzade'nin Batum'da Osmanlı Devletiyle imzaladığı anlaşmanın sonucunda Nuri Paşa kumandanlığındaki Türk Ordusu 15 Eylül 1918'de Bakü'yü işgalden kurtararak hükümetin Gence'den kurtarılmış başkente taşınmasını sağladı.

Mondros Mütarekesi Türk ordusunu bölgeyi terke zorlayınca askeri alandaki yardım ve iş birliğinin ilk aşaması da sona erdi.

İlişkilerin kurulması ve geliştirilmesi alanındaki ikinci hamle Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey'in Haziran 1992'de Türk generali kendine askeri başdanışman olarak atamasıyla yaşanırken üçüncü hamle 44 günlük savaşta Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği çok boyutlu destekle gerçekleşti.
 

Bahtiyar Ersay (2).jpg
Azerbaycan üniformasını giyinen ve Azerbaycanlı üst düzey subaylar arasında görülen Korgeneral Bahtiyar Ersay, bölgeyi iyi bilen bir isim olarak tanımlanıyor / Fotoğraf: Elvin Abdulla 

 

Birkaç gün önce Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı'na danışman atanması yeni değerlendirmelere de meydan açarken Independent Türkçe de konuyu incelemeyi uygun buldu.

Konuya ilişkin Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, şunları söyledi:

Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanı olarak atanmasını aslında Mayıs 1918'den bu yana gelişen dinamiklerin bir ürünü olarak görülmesi gerekir. Nuri Paşa'nın kumandanlığındaki Kafkas İslam Ordusu'nun kardeş Azerbaycan'ın bağımsızlığını kollayarak 15 Eylül 1918'de başkent Bakü'yü işgalden kurtarması bu dinamiğin beşiği başında durmuş bir faktör olarak sonraki gelişmelere ışık tuttu. Türkiye 1992'de bağımsız Azerbaycan'ın kendi ulusal ordusunu kurma sürecine çok aktif şekilde destek verirken askeri varlığını bu veya diğer şekilde Azerbaycan'dan asla eksik etmedi. 44 günlük savaşın ilk günlerinde savaşı mükemmel kurmay akıl tarafından planlandığını ve her şeyin kusursuz şekilde yapıldığını ifade ettiğimi iyi hatırlıyorum. 10 Kasım 2020'de savaşı sonuçlandıran üçlü anlaşmanın kendisiyle bir dizi sıkıntıları da getirdiğini o zaman ifade etmiş; gerek Ermenistan-Azerbaycan sınırını ve gerekse Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini kendi kontrolüne almış Rusya 'Barış Gücü' askerlerinin Azerbaycan'a yaratacağı problemleri gündeme getirmiş ve yönetimin vakit kaybetmeden zamanında kendi yurtlarını terk etmek zorunda kalan mültecileri geri göndermek kaydıyla onlara gayri-nizami harp talimlerinin verilmesini ifade etmiştim. Rus askeri güçlerinin bugün bölgede çıkardığı sorunların nedenlerinden biri de bölgenin yerli ahalisinin geri dönmemesidir. Bu bakımdan halihazırda Azerbaycan konusundaki en deneyimli askerimiz konumundaki Korgeneral Bahtiyar Ersay Paşa'nın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanlığına atanmasını önemli bir gelişme olarak değerlendirmek gerekir.


"Türk devletlerinin de bu sürece katılması bölgedeki istikrara destek sağlayacaktır"

"Bu, aynı zamanda, iki ülke arasındaki güvenlik anlaşmalarının gereğidir" diyen Sadettin Tantan, "Türkiye-Türkmenistan-Azerbaycan arasındaki doğalgaz nakli anlaşmasını dikkate aldığımızda bölgenin iç ve dış güvenliği bakımından teknolojinin gelişmesinden savunma ve savaş sanayisinin geliştirilmesine kadar birçok alanda üretim altyapılarının inşa edilmesi gerekir. Diğer Türk devletlerinin de bu sürece katılması bölgedeki istikrara destek sağlayacaktır. Azerbaycan yetkilileri Dağlık Karabağ, Laçin Koridoru, Zengezur Koridoru ve Nahçıvan ile barış anlaşması çerçevesinde Güney Kafkasya'daki Rusya askerlerinin bölgeyi terk etmesini sağlamak için etkili adımlar atmak istiyorsa, öncelikle Türkiye ile askeri, güvenlik ve istihbarat alanındaki işbirliğini derinleştirmesi gerekir" dedi.
 

tantan.jpg
Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan

 

Bunun yanı sıra Azerbaycan, Türkiye ve Türkmenistan'ın genel devlet altyapısında bağımsızlık, özgürlük, hukuk ve adalet kavramlarının içinin doldurulmasının da öncelik arz eden hususlar olduğunu belirten Sadettin Tantan, sözlerine şunları ekledi:

Bu hususlardan vazgeçilmesi durumunda iş birliğinin güçlükle ilerleyeceği açık. Rusya'nın yanı sıra AB ülkeleri ve ABD'nin de Ermenistan'a açık destek vererek yanlarına almaları Azerbaycan için her zaman sıkıntı kaynağı olacak ve baskıya sebebiyet verecektir. Onun için Türkiye ile Azerbaycan arasındaki askeri ilişkilerin geliştirilmesi sürece sadece bakanlığa danışman atamakla kalmamalı ve Aralık 2020'de Karabağ bölgesinde oluşturulmuş ortak Rusya-Türkiye Gözlem Noktası'nın Türk Barış Gücü statüsüne evrilmesi bölgeye huzur ve sükûnetin gelmesi bakımından isabetli bir adım olacaktır. Ermenistan'ın fakirliğin ve yoksulluğun pençesinde kıvranması diaspora Ermenilerinin umurunda değildir, Türkiye'nin inisiyatif alacağı bölgesel iş birliği projeleri Ermenistan'ın da kalkınmasına vesile olacağı gibi, Türkiye komşu İran'daki gelişmelere kayıtsız kalmamalı ve bu ülkeye demokrasi ve insan haklarının gelmesini telkin etmenin yanı sıra, Akdeniz'den Karadeniz'e ve Kafkasya'ya kadar olan geniş coğrafyadaki işbirliklerinin gelişmesini teşvik etmelidir.,
 

aa.jpg
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Erdoğan ve Aliyev, 15 Haziran 2021'de Şuşa Beyannamesi'ni imzaladı / Fotoğraf: AA

 

"Şuşa Deklarasyonu, askeri işbirliğine daha üst düzey bir statü kazandıracak"

Korgeneral Ersay'ın atanmasını sadece Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin son yıllardaki seyri çerçevesinde değil, aynı zamanda Azerbaycan-Rusya ilişkileri çerçevesinde değerlendiren Azerbaycanlı uluslararası ilişkiler yorumcusu Gazanfer Hamidoğlu'ya göre, 15 Haziran 2021'de Azerbaycan'ın Şuşa kentinde imzalanan ortak deklarasyonun bundan sonra atılacak her adımda önemli rolü olacak.

Araştırmacı yazar Hamidoğlu, Independent Türkçe'nin sorularını şu sözlerle yanıtladı:

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri 'müttefiklik' düzeyine yükselten Şuşa Deklarasyonu iki kardeş ülke iş birliğinde yeni bir paradigmanın yaranmasına da neden oldu. Fiiliyatta deklarasyon, Azerbaycan ille Türkiye arasındaki askeri işbirliğine daha üst düzey bir statü kazandırarak 'taraflardan birinin bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne, uluslararası düzeyde kabul görmüş' sınırlarının dokunulmazlığına veya güvenliğine üçüncü devlet veya devletlerce tehdit veya saldırı olması durumunda, taraflar istişareler yapacak ve bu tehdidin veya saldırının ortadan kaldırılması amacıyla BM Tüzüğü'nün amaç ve ilkelerine uygun olarak gereken girişimlerde bulunulacak ve birbirlerine BM Tüzüğü çerçevesinde gereken yardım yapılacaktır. Bu yardımın kapasitesi ve şekli ertelenmeden yapılacak görüşmeler yoluyla belirlenerek ortak tedbirlerin alınması için savunma ihtiyaçlarının karşılanmasına karar verilecek ve silahlı kuvvetlerin güç ve yönetim kademelerinin irtibatlandırılmış faaliyeti organize edilecektir.
 

Gazanfer Hamidoglu.jpg
Gazanfer Hamidoğlu

 

"Atamayı fiiliyatta 'malumun ilanı' olarak görmemiz gerekir"

Tarafların, iki ülkenin silahlı kuvvetlerinin çağdaş talepler doğrultusunda yeniden şekillenmesi ve modernleşmesi yönünde birlikte çalışmayı sürdüreceğini söyleyen Hamidoğlu, "Taraflar savunma kabiliyetinin ve askeri güvenliğin güçlendirilmesi yönünde kurmay heyetlerinin istişaresini, ortak eğitimin ve tatbikatların yapılmasını, iki ülke silahlı kuvvetlerinin ortak çalışma kabiliyetinin artırılmasını, çağdaş teknolojiler temelinde silah ve araç-gereç kullanımında sıkı iş birliği yapılmasını ve bu amaçla yetkili kurum ve kuruluşların irtibat hallindeki çalışmalarının teminini teşvik edecektir. İşte bu deklarasyon temelinde taraflar birbirlerine sahip oldukları silah ve araç-gereçleri sağlamayı taahhüt etmekte olup riskli ve kritik durumlarda Türkiye veya Azerbaycan ordusu yerine Ortak Türkiye-Azerbaycan Ordusunun devreye girmesi öngörülmektedir" şeklinde konuştu.

Bu bakımdan, Türkiye Silahlı Kuvvetleri Mensubu Komutanlarından Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanı görevine atanmasını sürpriz olarak görmemek gerektiğini belirten Gazanfer Hamidoğlu, bunu ise şu gerekçeye dayandırdı:

Zira Bahtiyar Paşa, Azerbaycanlılar için 44 günlük Karabağ savaşının efsane isimlerinden biri olup Genelkurmay Başkanlığında Türk ordusu mensuplarının hangi görevleri yerine getirmesinden de haberdardır. Zaten Ağustos 2021'den bu yana Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Türk Genelkurmayı'nda Azerbaycan Grubu'na başkanlık yapması kendisinin Azerbaycan için yabancı bir asker olmadığını ortaya koyan delillerin en önemlisidir. Savaş döneminde Azerbaycan Genelkurmay karargahında çok önemli görev üstlenmiş Bahtiyar Paşa'nın Bakanlık Başdanışmanı olarak atanmasını fiiliyatta 'malumun ilanı' olarak görmemiz gerekir. Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanına Danışman tayin edilmesi öncelikle Azerbaycan ordusunun Türk ordu modeline adapte edilmesi çerçevesinde değerlendirilmekte olup bu son derece zahmetli ve sorumluluk isteyen sürecin yönetilmesinde Türk ordusunun üst düzey subayının önemli roller oynayacağı beklenebilir. Azerbaycan ordusundaki mevcut durumun temelinden teftiş edilerek Sovyet döneminden kalma zihniyetin ve kadroların saf dışı bırakılması ve ordunun Türkiye-NATO standartları düzeyine getirilmesi ülke için hayati derecede önemli bir iş iken, son 30 yılda Türkiye'nin askeri okul ve akademilerinden mezun olan Azerbaycanlıların bu süreçte Türk komutana en iyi desteği vereceği de inkar edilemeyecek bir olgudur. Kolay bir süreç olmayacağını da şimdiden itiraf etmemiz gerekir.
 

Azerbaycan ordusu aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Bu atama Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Ben buradayım' mesajı olarak da değerlendirilebilir"

"Korgeneral Ersan'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Başdanışmanı tayin edilmesinin öncelikli mesajının Moskova ve Tahran'a olduğunu düşünüyorum" diyen Hamidoğlu, "Bu atama aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Ben buradayım' mesajı olarak da değerlendirilebilir. Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın atanma kararına Rusya'nın olumlu yaklaşacağını düşünmüyorum, şimdilik resmi bir tepki ortaya konmadığı gibi, medya ve yorumcular da bu konuda görüş belirtmeye pek istekli görünmüyorlar" ifadelerini kullandı.

Konuya ilişkin Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'nın birkaç gün önce yaptığı açıklamasına dikkat çeken Hamidoğlu, "Zaharova'nın 'Her ülke partnerleriyle askeri ve teknik alanlardaki iş birliğini geliştirme hakkına sahiptir. Ancak bunun yanı sıra biz iş birliğinin üçüncü ülkelere yönelmemesi ve Güney Kafkasya'daki güçler dengesini ihlal etmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu görüşümüzü mütemadi şekilde bölgedeki partnerlerimize iletiyoruz' açıklaması Rusya tarafının Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin askeri alanda bir adım ileriye götürülmesinden Moskova'nın rahatsız olduğuna işaret edebilir mi? 44 günlük Ermenistan-Azerbaycan savaşından ve geçen 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasından sonra Güney Kafkasya'daki durumları da değiştirebilecek gelişmelerle karşılaşıyoruz" dedi.
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

Zaferin üzerinden iki sene geçmesine rağmen, Azerbaycan'ın hala kendi toprak bütünlüğünü sağlayamamasının bölgede çatışma ihtimalini her zaman diri tuttuğunu söyleyen Gazanfer Hamidoğlu, "Bunun ana nedenini Rusya 'Barış Gücü' askerlerinin açık şekilde Ermeni yanlısı tutumlar içinde bulunması olup uzmanlar Rusya askeri güçlerinin bölgeyi terk etmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Batı'nın Güney Kafkasya'da ortaya çıkmış durumda aktif rol alamayacağını göz önünde bulundurduğumuzda tüm olguları hesaba katarak Türkiye'nin bölgede aktif rol almasının zamanının geldiğine inanıyoruz. Azerbaycan'la askeri ilişkilerin geliştirirken uzun perspektifte Ankara'nın bu hesaplar içinde olduğunu temenni ediyoruz" diye konuştu.


"Ersay Paşa'nın atanması Aliyev'in Türkiye'ye giderek daha fazla yaklaştığını gösteriyor"

Gelişmeleri Brüksel'den izleyen uluslararası ilişkiler uzmanı, Büyükelçi Arif Şahmarlı, Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın, Azerbaycan Savunma Bakanı danışmanı olarak atanmasını, her şeyden önce Türkiye'nin akılcı, ısrarlı ve kesintisiz askeri politikalarının bir aşaması olarak değerlendirirdi.
 

Arif Şahmarlı.jpg
Büyükelçi Arif Şahmarlı

 

Dikkati Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in Rusya tarafından sıkıştırılması olgusuna da çeken Büyükelçi Şahmarlı, Independent Türkçe'ye şu değerlendirmlerde bulundu:

Azerbaycan'ın kendi topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak için girdiği 44 günlük savaşın planlarının hazırlanması ve uygulanmasında Türk Genelkurmayının önemli role sahip olduğunu gösteren delillerden bir tanesi Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanı olarak atanması. Ayrıca, 2 Kasım 1993 yılından savaş başladığı 27 Eylül 2020 tarihine kadar kesintisiz 27 sene Azerbaycan Genelkurmay Başkanlığı koltuğunu işgal eden, koşulsuz Rusya yanlısı Korgeneral Necmettin Sadıkov'un ekarte edilerek savaşa girilmesinde de Türk Genelkurmayının önemli rolüne dair haberler daha o zaman bize de ulaşmıştı. Dışişleri Bakanlığı mensupları olarak 1990'ların hemen başlarında Türkiye ile Azerbaycan arasındaki askeri ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin bilgilere biz de sahip olduğumuz için Ankara'nın bu gelişmeleri hiçbir vakit boş bırakmadığı malumdu. Onun için Korgeneral Bahtiyar Ersay Paşa'yla ilgili alınmış kararın son 30 yıldaki gelişmeler ve hatta 1918'de Kafkas İslam Ordusu'nun faaliyetleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. 44 günlük savaşın sonunda milletimiz Türk ordusunun da bir 'Barış Gücü' olarak Karabağ bölgemize yerleşeceğini beklerken bunun gerçekleşmemesi milletimizi üzmüştü. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Türkiye'yle askeri ilişkiler alanında komünistlerin 'Bir adım ileri iki adım geri' ilkesini uygularken, 15 Haziran 2021'de Şuşa'da imzalanan ve iki ülke askeri ilişkilerini çok ileriye götürmesi gereken deklarasyon, ertesi ay Türk Genelkurmayı'nda kurulan Azerbaycan Grubu ve nihayet o grubun başkanı Korgeneral Bahtiyar Ersay Paşa'nın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanlığına atanması Aliyev'in Türkiye'ye giderek daha fazla yaklaştığını gösteriyor.
 

"Aliyev, çareyi bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sığınmakta bulmaya çalışıyor"

Arif Şahmarlı'ya göre, bunun bir dizi nedeni olmalı... O nedenlerin başında, maalesef 10 Kasım 2020'de imzalanan Azerbaycan-Rusya-Ermenistan anlaşmasıyla 'Barış Gücü' kisvesi altında Azerbaycan topraklarına yerleşen Rus ordusunun tamamen bağımsız hareket etmesinin yanı sıra, Kremlin'in İlham Aliyev'den daha fazla şey istemesi geliyor.
 

İlham Aliyev AA.jpg
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev / Fotoğraf: AA

 

"Muhtemelen Bakü'nün bu talepleri karşılamaya yeterli gücünün olmamasından dolayı Aliyev çareyi Türkiye'ye ve bizzat Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a sığınmakta bulmaya çalışıyor" diyen Büyükelçi Şahmarlı, sözlerine şöyle açıklık getirdi:

İlham Aliyev'in Brüksel Barış Planı sürecinden çıkması, Macron Fransa'sıyla arasının bozuk olmaması, ABD'nin açık şekilde Ermenistan'dan yana tavır alması da işleri zorlaştıran diğer faktörlerdir. Rusya'nın taleplerini karşılayamayan Aliyev'in, Batı'yla ilişkilerini de normalleştiremeyince İran'ın Azerbaycan bölgelerinin haklarını savunmaya kalkarak milliyetçi bir çizgi sergilemesi de aynı durumun dışavurumu olup hızla gelişen bu süreçler dış politikada her sabah yeni bir çizgiye savrulmayı da kendisiyle getirirken, diğer yandan Türkiye'yle müttefikliği daha da güçlendirmeyi talep ediyor. İşte Aliyev de bunu yaparak Sayın Erdoğan'ın yol göstericiliğine başvuruyor.


"Ancak Azerbaycan'dan farklı olarak Türkiye demokratik bir ülkedir" diyen Arif Şahmarlı "En geç 6 ay içinde yapılacak seçimlerde mevcut iktidar partisinin ve liderinin kaybetmesi durumunda İlham Aliyev asla hazmetmediği mevcut muhalefetle işbirliğinin yollarını aramak zorunda kalacaktır. Korgeneral Bahtiyar Ersay Paşa'nın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanlığına atanmasının sadece Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri alanında değil, Kafkasya'da barışın tesisinde önemli role sahip olacağını düşünüyorum" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
 

aa1.jpg
Fotoğraf: AA

 

10 Kasım 2020'de gece yarısı imzalanan Putin-Aliyev-Paşinyan anlaşmasıyla 44 günlük savaş sona ermiş ve sınırın Ermenistan tarafında bekleyen Rusya 'Barış Gücü' askerleri hem sınırı kontrol altına almış ve hem de 5 kilometre eninde, 60 kilometre derinliğindeki; toplam yüzölçümü 4 bin kilometrekarelik alanında kendi hakimiyetini kurmuştu.

Başta Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev olmak üzere, yöneticilerin "Rus askeri gücü nerede olacaksa, Türk askeri gücü de orada olacak" sözlerini birkaç kez tekrarlamalarına rağmen, Türkiye bölgeye bir türlü silahlı kuvvet gönderememişti.

Azerbaycan'a askeri güç sevk edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 16 Kasım 2020'de   TBMM'ye gönderdiği tezkerenin ertesi gün Meclis'ten geçmesine karşın, Bakü'nün bir türlü yeşil ışık yakmaması sonucunda askeri güç sevk edilememişti.

Tezkerenin süresi Kasım 2021 ve Kasım 2022'de birer sene uzatılmıştı.

İşte tüm bu gelişmeler yan yana konulduğunda ortaya şu sorular da çıkmıyor değil:

  1. Türkiye Barış Gücü askerlerinin bugüne kadar Azerbaycan'a sevk edilmesine hangi faktörler engel oldu?
     
  2. Türkiye Genelkurmayında Azerbaycan Grubu'na başkanlık yapan Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanı olarak atanması bölgede hangi gelişmelerin yaşanabileceğine işaret ediyor? Azerbaycan bu kararla Türk ordusunun gelişinin önünü mü açtı, yoksa Türkiye'ye "Bundan ötesini yapamıyorum" mesajı mı verdi?
     
  3. Korgeneral Ersay'ın yeni görevi Türkiye'nin bölgede yaşanması muhtemel mühim gelişmelere hazırlığı olarak da değerlendirilebilir mi?

Türk Genelkurmayının desteği ile Azerbaycan 25 Mayıs 1993'te kendi topraklarından son Rus askerini de çıkararak sadece 25 kilometreliğinde bulunduğu Hankendi'ye topyekûn operasyona hazırlanırken iç kargaşa iktidarın düşmesine neden olmuş ve 23 Temmuz 1993-31 Ekim 1993 tarihleri arasında beş il daha Ermeni işgali altına düşmüştü.

27 senelik işgal süreci 10 Kasım 2020'de kısmen sona erdiğinde, yabancı ordunun gelişinin büyük sıkıntılar yaratacağını Türkiye'de aklı başındaki herkes söylemişti.

İşte Korgeneral Bahtiyar Ersay'ın Azerbaycan Savunma Bakanı Danışmanı olarak atanmasını da o sıkıntıların gölgesinde Türkiye'nin hamlelerinden biri olarak değerlendirmek yanlış olmayacak…

Unutmadan şunu da ekleyelim:

1992'de Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in desteğiyle kısa sürede kurularak Hankendi'nin kapılarına dayanan Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerini 'başarısız' diye nitelendiren televizyoncu Mirşahin Ağayev, alçalmayı sürdürsün. Alçalmanın sınırı yok nasıl olsa da…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU