Almanya Cumhurbaşkanı, Mölln saldırısında yakınlarını kaybeden Arslan ailesini kabul etti

Steinmeier, Arslan ailesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı Schloss Bellevue'de ağırladı

Fotoğraf: AA

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Schleswig-Holstein eyaletinin Mölln kentinde 23 Kasım 1992'de Neonaziler tarafından kundaklanan evde yakınlarını kaybeden Arslan ailesini kabul etti.

Steinmeier 30 yıl önce Mölln'deki ırkçı saldırıda annesini ve kızını kaybeden Faruk Arslan, eşi Hava Arslan, çocukları İbrahim ve Namık ile yengesi Ayten Arslan’ı Cumhurbaşkanlığı Sarayı Schloss Bellevue'de ağırladı.

Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Görüşmenin ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Faruk Arslan, Almanya Cumhurbaşkanı'nın kendilerini 30 yıl sonra davet etmesine bir taraftan üzüldüğünü, diğer taraftan da sevindiğini belirterek "Çünkü unutulmadığımızı anladık. Ama daha önce yapılsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Oturduk, dertlerimizi anlattık" dedi.

Arslan, Steinmeier ile olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek "Steinmeier’in bize candan sahip çıkacağını zaten içimizden hissediyorduk. Ancak dediğim gibi daha erken olması lazımdı" değerlendirmesinde bulundu.

Faruk Arslan, "30 senedir beklentimiz neydi? 'Biz bu yolu beraber yürüyelim. Beraber aşırı sağa karşı bir şeyler yapalım, yan yana olalım'. Bunları ilettik" şeklinde konuştu.

Anma etkinliklerinde Alman devletinin de mağdurların yanında olmasını talep ettiğini aktaran Arslan, "İlgileneceğiz dediler. 30 senedir zaten bize söz veriyorlar. Verilen sözlerin arkasında durmadıklarını biz hepimiz çok iyi biliyoruz. Verilen sözlerin arkasında durmaları gerektiğini biz onlara hatırlatmamız lazım. Hatırlatmazsak bunlar bu olayları doğru dürüst hatırlatmayacaklar. Biz değil onlar bize yolu göstermesi gerekiyor. Biz mağdurlar Almanya’ya bunun nasıl yapılması gerektiğini göstermeye çalışıyoruz" dedi.

Arslan, Steinmeier’e, "Odadan çıkarken 'Biz Arslan ailesiyiz. Buradan dışarı çıkınca Arslan ailesini unutmayın.' diye hatırlattım. İnşallah anlamıştır ne demek istediğimi.” ifadesini kullandı.

Faruk Arslan'ın eşi Hava Arslan da dertlerini anlattıklarını, Steinmeier’in de dinlediğini belirterek "Çok iyi geçti. Beklediğimiz gibi değil. Gelirken kendime stres yaptım. 'İlk defa Cumhurbaşkanı ile konuşacağım, 30 sene aradan sonra ne konuşacağım?' diye düşünürken karşımıza çok iyi bir insan çıktı" şeklinde konuştu.

Hava Arslan, "O günlere geri döndük. Biraz ağladık, biraz hüzünlendik" şeklinde duygularını dile getirdi.

Mölln faciasının üzerinden 30 yıl geçtikten sonra Cumhurbaşkanı'nın kendilerini davet etmesinin geç bulduğunu aktaran Arslan, "Demek ki hatırladı tekrar. Benim içimde ukde kalmıştı. Ben de bir çocuğumu, evladımı kaybettim. Yeğenimi kaybettim. Kayınvalidemi kaybettim. Sağlığımı kaybettim. Çok ağrıma giderdi 'Herkesi makamına çağırıyor da bizi neden çağırmıyor?' diye. Biz de bir anneyiz. Geç de olsa unutulmamışız. Bir görüşme imkanı bulduk" dedi.

Ayten Arslan ise Steinmeier ile güzel bir görüşme yapıldığını söyleyerek "Duygulandım, onur duydum, önemsendiğimizi hissettim. Güzel geçti. O günleri tekrar hatırladık ama hatırlamak da iyi 30 yıl sonra" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı'nın Arslan ailesine "Yanınızdayız, bir bütünüz" mesajı verdiğini aktaran Arslan, ırkçı saldırının üzerinden 30 yıl geçtikten sonra neler hissettiği sorusuna "Acı ilk günkü gibi. Anlatınca tekrar yaşıyorsun" şeklinde konuştu.

Faruk Arslan’ın oğlu İbrahim Arslan da protokol gereği Steinmeier’in davetine icabet ettiklerini vurgulayarak "İnşallah protokol gereği bir davet olmaz. Çünkü bu davetten olumlu ayrıldık. Mağdurların bakış açısını anlattık. Sadece bizim değil, (ırkçı saldırılara uğrayan) genel olarak mağdurların görüşlerini ilettik. İnşallah bizi dinlemiş olduğunu ümit ediyoruz ve sonra bizimle irtibata geçmesini bekliyoruz. Bugün başka bir beklentimiz yok" değerlendirmesinde bulundu.

Mölln'de, 23 Kasım 1992'de kundaklama sonucu Bahide Arslan ile torunları Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz hayatını kaybetmiş, çıkan yangında 9 kişi de yaralanmıştı. Olayların ardından yargılanan iki Neonazi'den biri yaşı küçük olduğu için 7,5 yıl, diğeri 15 yıl hapis cezalarının ardından serbest kalmıştı.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU