Cadılar Bayramı özel: Çağdaş korku sinemasından 25 başyapıt

Bu Cadılar Bayramı'nda 21. yüzyıl korku sinemasının ilerleyişine tanıklık etmek isteyenler için 25 filmlik bir liste hazırladık

Cehenneme Bir Adım'ın (The Descent) "yeniden doğuşu" temsil ettiğine inanılan ikonik sahnesi (Pathé Distribution)

2010'ların başında korku sineması birbirinin aynısı devam filmlerinin hakimiyeti altındaki ürkütücü bir duraklama dönemine girdi. Ancak bugün korkunun dirilişine tanıklık ediyoruz.

Eleştirmenlerin neredeyse hiç sanat değeri görmediği filmler korku sinemasını ele geçirmişken, 2013 ve 2014'te usulca başlayan uyanış, bir eseri eser yapan en temel özelliği korku unsurlarıyla birleştirmeyi başardı: Birden fazla yoruma açık olma.

Türün dirilişi, özellikle Amerikan Yazarlar Derneği'nin, 2017 yapımı Kapan'ı (Get Out) "21. yüzyılın en iyi senaryosu" seçmesiyle ayyuka çıktı.

Eleştirmenlerden tam not alan çağdaş yapımların neredeyse her biri, geleneksel korku unsurlarını yeniden yaratarak klişelerin yıkılışına katkı sunuyor. Eşsiz görsel anlatımlar, cesur deneysel girişimler ve sağlam senaryolar bu filmlerin vazgeçilmez özellikleri.

31 Ekim Cadılar Bayramı'nda 21. yüzyıl korku sinemasının ilerleyişine tanıklık etmek isteyenler için 25 maddelik kronolojik bir liste hazırladık. IMDb ve Metacritic puanlarının da eşlik ettiği listedeki yapımların öne çıkan özelliklerini yer yer eleştirmen yorumları ve tavsiyeleriyle aktarıyoruz.

Şeytanın Bel Kemiği (Devil's Backbone / El espinazo del diablo / 2001)

IMDb: 7,4

Metascore: 78
 

Devil's Backbone

Fernando Tielve'nin canlandırdığı Carlos başta olmak üzere, filmi çocuk karakterlerinin İspanya'nın geleceğini temsil ettiği düşünülüyor (Warner Sogefilms A.I.E.)


Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro, büyülü gerçekçiliğin sembolü haline gelen 2006 yapımı Pan'ın Labirenti (Pan's Labyrinth) filmine giden yolu Şeytanın Bel Kemiği'yle döşüyor.

Yine hüzünlü bir hayalet hikayesi olan Şeytanın Bel Kemiği, İspanya İç Savaşı sona yaklaşırken, hayatını kaybeden solcuların çocuklarının kaldığı gizli bir yetimhaneyi konu alıyor. Bu yetimhanenin ortasında faşistlere ait patlamamış bir bomba var. Kuruma yeni gelen 10 yaşındaki Carlos, babasının ölümünden habersizce onun gelmesini beklerken Jacinto adlı bir hayaletle karşılaşıyor.

Hayaletleri sadece korku unsuru olarak kullanan filmlerin aksine, Şeytanın Bel Kemiği'ndeki hayaletlerin anlatacak hikayesi var. Filmin gerilim unsurlarını yalnızca doğaüstü varlıklar değil, Franco'nun zafere yaklaşan askerlerinin tehdidi ve yetimhane içinde kirli hesaplar yapan bir karakter de oluşturuyor.

Diğerleri (The Others / 2001)

IMDb: 7,6

Metascore: 74
 

The Others
Filmin baş karakteri Grave rolünde ünlü oyuncu Nichole Kidman var (Warner Sogefilms)


Yönetmen koltuğunda Alejandro Amenábar'ın oturduğu film, II. Dünya Savaşı'nda eşini kaybeden genç anne Grave ve iki çocuğuna odaklanıyor. Çocukların Güneş'e alerjisi olduğu için perdelerin daima kapalı olduğu bir malikanede yaşayan ailenin dünyayla irtibatı bir sis tabakası nedeniyle kesiliyor ve esrarengiz olaylar baş gösteriyor.

*Spoiler içerir*

Bazı eleştirmenler Diğerleri'ni şaşırtmacalı finali nedeniyle M. Night Shyamalan'ın 1999 yapımı Altıncı His (Sixth Sense) filmiyle kıyaslıyor. 2013'te kaybettiğimiz ünlü eleştirmen Roger Ebert, bu kıyaslamayı şöyle yapıyor:

Bu filmi Altıncı His'le kıyasladığımda M. Night Shyamalan'ın olup biten küçük şeylerle gerilimi koruma yeteneğine bir kez daha hayran oluyorum. Bu filmin stratejisi ise çok daha büyük şeyler olacakmış gibi hissettirmek.

28 Gün Sonra (28 Days Later / 2003)

IMDb: 7,5

Metascore: 73
 

28 days later
Filmin başrolünde son olarak Peaky Blinders dizisinde rol alan Cillian Murphy var (Fox Searchlight Pictures)


Britanyalı yönetmen ve yapımcı Danny Boyle'un ses getiren zombi filminin senaryosunu, Ex Machina'dan tanıdığımız Alex Garland kaleme aldı.

Londra'daki bir araştırma merkezindeki denek maymunların, bir grup aktivist tarafından serbest bırakılmasıyla çevreye insanları zombiye çeviren bir virüs yayılıyor. Salgın patlak verdiğinde hastanede olan Jim, 28 gün baygın yattıktan sonra uyanıyor ve dışarıya çıktığında tüm kentin adeta bir hayalet şehre dönüştüğünü görüyor.

Filmdeki terk edilmiş Londra manzarası, sinema tarihinde yer etmiş sahnelerden biri. Yönetmen dijital el kamerasıyla çektiği bu sahnelerden şöyle bahsediyor:

101 dalmaçyalı gibi bir bütçeniz varsa Londra sokaklarını kapamak mesele değildir. Parayla herşeyi yapabilirsiniz ama bizimki gibi kısıtlı bir bütçeyle en iyi yol, hareket etmemize olanak tanıyan el kameralarını kullanmaktı. Sabahın erken saatlerinde sokaklara çıktık ve insanlardan izin isteyerek sahneleri çekmeye başaldık. Yaklaşık 20 kamera Cillian’ı farklı açılardan çekerken hangi sahne daha boş gözüküyorsa filme onu koyduk.

Buradaki zombiler ağır aksak ve bilinçsizce ilerleyen yaratıklar değil. 20 saniyede dönüşen bu yaratıklardan kaçmak gerçekten zor.

Ayrıca filmdeki korkutucu unsurlar da zombilerden ibaret değil. Türe yeni bir soluk kazandıran film, insan doğasına dair sorgulamaları da beraberinde getiriyor.

Testere (Saw / 2004)

IMDb: 7,6

Metascore: 46
 

Billy-the-Puppet-1.jpg

Tobin Bell'in canlandırdığı Jigsaw Katili'nin maskesi, 2000'lerin başında popüler kültürün gözde ürünlerinden biri olmuştu (Lionsgate Films)


Yönetmen koltuğunda James Wan'ın oturduğu Testere, kurbanlarını kaçırarak bir tuvalete ayaklarından zincirleyen Jigsaw Katili adlı bir psikopata odaklanıyor. Ses ve video kayıtları aracılığıyla kurbanlarını sadist oyunlar oynamaya zorlayan katil söze her zaman, "Bir oyun oynamak istiyorum (I want to play game)" diye başlıyor.

Testere, eleştirmenlerin "işkence pornografisi" diye nitelediği akımı başlatan yapım oldu. Testere'nin yanı sıra Eli Roth'un 2005 yapımı filmi Hostel de bu akımın ilk ve en bilindik örneklerinden. 

Ohio Eyalet Üniversitesi'nde korku filmleri üzerine çalışan Prof. Dr. Beth A. Kattelman'a göre, bu filmler uzun süreli yakın plan çekimlerle aşırı şiddet unsurlarını vurguladığı ve bunları "şehvet unsuru" olarak sunduğu için şiddet pornografisi diye niteleniyor. Kattelman, bu filmlerin şiddet ve intikam anlatıları aracılığıyla izleyiciyi tatmin etmeye çalıştığını ve 2001'deki 11 Eylül saldırılarıyla ilişkili olduğunu söylüyor:

ABD halkının terörizm tehdidine dair artan farkındalığının ve rastgele şiddet korkusunun bu filmlerin popülaritesini körüklendiğini öne sürüyoruz.

Birçok sinema yazarı Testere ve devamında gelen benzer filmlerin korku türünü "ucuzlattığı" gerekçesiyle eleştirse de Wan, kendine özgü bir izleyici kitlesi yaratmayı başardı ve türün sınırlarını yeniden çizdi. 

Cehenneme Bir Adım (The Descent / 2005)

IMDb: 7,2

Metascore: 71
 

the descent
Filmin oyuncu kadrosunda Natalie Mendoza, Shauna Macdonald, Alex Reid, MyAnna Buring, Nora-Jane Noone, Saskia Mulder ve Oliver Milburn yer alıyor (Pathé Distribution)


Britanyalı yönetmen Neil Marshall'ın Cehenneme Bir Adım'ı, izleyiciyi gerçekten de cehenneme doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Film, katıldıkları bir mağara keşfi sırasında yeraltında yaşayan saldırgan yaratıklarla kapana kısılan bir grup genç kadının hikâyesini konusu alıyor.

The Descent, bilhassa sosyal mesaj verme veya altmetin yaratma kaygısına düşmediği halde birçok farklı okumaya açık. Sıklıkla Dante'nin İlahi Komedyası'ndaki Cehennem tasvirine referansla anılan film, kadınlar mağaranın içlerine ilerlerken giderek daha çılgın bir hal alıyor. Türkçede "düşüş" anlamına gelen The Descent isminin hakkını verircesine çılgınlığa doğru dalıyor.

Film, bir korku filminden beklenen tüm klişeleri kullanırken eşsiz sinematografisi ve senaryosuyla ünlü sinema yazarı Ebert'ten 4 yıldız almayı başardı. Ebert, şöyle söylüyor:

Beyninizi askıda bırakmadan sinirlerinizi geren, vahşi ve sürükleyici bir eser.

Cehenneme Bir Adım, em arthouse hem de anaakım korku filmlerini sevenleri tatmin edebilecek nitelikte. 

Yaratık (Gwoemul / The Host / 2006)

IMDb: 7,1

Metascore: 85
 

The Host (Everett Coll).jpg
Yaratık'ın başrolünde Parazit'te de rol alan Song Kang-Ho var (Showbox Entertainment)


Filmin yönetmen koltuğunda 2019 yapımı Parazit'le Oscar Ödülleri'ne damga vuran Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho oturuyor.

Filmin gerçek bir hikayeden esinlendiğini belirtmekte fayda var. 2000 yılında Güney Kore'deki Yongsan askeri üssünde çalışan ve personeline morgun tesisatına 120 litre formaldehit dökmesini emreden Amerikalı Albert McFarland'ın karıştığı skandaldan ilham almış. Bu skandal, tıpkı filmdeki gibi, ülke genelinde Amerikan karşıtı hareketleri tetiklemişti.

Film, benzer şekilde askeri üste görev alan Amerikalı bir bilim insanının Han Nehri'ne formaldehit dökülmesini emretmesiyle başlıyor. Kimyasal nedeniyle mutasyona uğrayan balık benzeri bir yaratık sonunda bölge halkına korku saçmaya başlıyor.

Bong Joon Ho sinemasına aşina olanlar bilir; yönetmenin filmleri genellikle farklı türler arasında geçiş yapar. Yönetmen bu filmde de izleyiciyi hem geriyor, hem üzüyor hem de kahkahalarla güldürüyor. Sinema yazarı Jim Emerson, Yaratık'ın sinema tarihinin en iyi "korku içinde kaçış" sahnelerinden birine sahip olduğunu söylüyor:

Yaratık, birdenbire korkudan acıklıya, komediden aksiyona ve sonra tekrar korkuya dönüyor. Tıpkı görkemli canavarı gibi vahşi, çılgın, dağınık ve akıl almaz.

Yetimhane (El orfanato / The Orphanage / 2007)

IMDb: 7,4

Metascore: 74
 

The Orphanage
Filmde Laura rolünde İspanyol oyuncu Belén Rued var (Warner Bros.)


Meksika-İspanya ortak yapımı doğaüstü korku filminin yönetmen koltuğunda J. A. Bayona oturuyor.

Yönetmenin ilk uzun metraj filmi olan Yetimhane, büyüdüğü yetimhaneyi restore edip kimsesiz çocukların yararına sunmak isteyen Laura adlı genç bir kadına odaklanıyor. Kocası Carlos ve 7 yaşındaki oğlu Simon'la yetimhaneyi ziyarete giden Laura, burada korkunç bir acıyla yüzleşiyor.

Doğaüstü korku unsurlarının başarıyla kullanıldığı film, Şeytanın Bel Kemiği'nin izinden giderek yetim çocukların korku dolu acı geçmişini de su yüzüne çıkarıyor. The Guardian yazarı Ellie Violet Bramley şu ifadeleri kullanıyor:

Korku sona erdikten sonra filmin merkezinde çok saf bir kayıp ve yas duygusu kalıyor.

Rec: Ölüm Çığlığı (REC / 2007)

IMDb: 7,4

Metascore: 71
 

top-365-films-rec.jpg

Filmin baş karakteri olan TV muhabiri Angela'yı Manuela Velasco canlandırıyor (Filmax)


Yönetmen koltuğunda Paco Plaza ve Jaume Balagueró'nun oturduğu İspanya yapımı film, ilk çıktığı dönemde eleştirmenleri ikiye bölmüştü.

Rec: Ölüm Çığlığı, 1999 yapımı Blair Cadısı'yla (The Blair Witch Project) özdeşleşen buluntu film tekniğiyle zombi hikayesini birleştirdi.

Buluntu film tekniği kurgusal bir filmin tamamının ya da önemli bir kısmının gerçekmiş izlenimi vermesi için başvurulan bir yöntem.

Filmde genç bir TV muhabiri olan Angela ve kameraman Pablo, itfaiyecileri konu edinen bir program için aldıkları kaza ihbarı üzerine harekete geçiyor. Gazeteciler yaşlı bir kadının ev kazası geçirdiğini sandıkları olayın aslında dehşet verici, bambaşka bir hikaye olduğunu çok geçmeden anlıyor.

Gir Kanıma (Let the Right One In / 2008)

IMDb: 7,1

Metascore: 82
 

Let the Right One In
Filmin iki çocuk oyuncusu Lina Leandersson ve Kåre Hedebrant performanslarıyla beğeni toplamıştı (Sandrew Metronome)


İsveç yapımı Gir Kanıma, Stockholm'ün bir kenar mahallesinde yaşayan 12 yaşındaki Oskar'ın hikayesini anlatıyor. Oskar, annesi ve babası ayrılmış, yaşıtları tarafından sürekli zorbalığa uğrayan yalnız bir çocuk. Bir gece Eli adında soluk benizli ve kendisi gibi yalnız bir kızla tanışan Oskar'ın hayatı giderek daha tuhaf bir hal alıyor. Zira Eli bir vampir.

Yönetmen koltuğunda Tomas Alfredson'ın oturduğu film, romantik veya duygusal vampir hikayelerini sevenler için iyi bir seçenek. Gir Kanıma, popüler vampir filmlerindeki klişelere başvurmadığı için de yenilikçi ve özgün bir yapım olarak değerlendiriliyor. Bu filmde sarımsaklar, haçlar veya toprak dolu tabutlar yok. Karlı ve kasvetli İsveç manzarasında yalnız başına hayatta kalmaya çalışan iki çocuk var.

Roger Ebert, Gir Kanıma'yla ilgili şunları söylüyor:

Vampirlik unsurlarını aradan çıkarın. Bu, karanlık işler yapabilen iki yalnız ve çaresiz çocuğun hikayesi. Çocuklar umutsuzluğun kıyılarına vurmuş. Alfredson'ın renk paleti sıcak renklerden o kadar yoksun ki taze kan bile siyah.

Gir Kanıma 2010'da "Let Me In" adıyla ABD'de uyarlanmıştı. Eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan uyarlamanın yönetmen koltuğunda Matt Reeves oturmuştu.

Kara Büyü (Drag Me To Hell / 2009)

IMDb: 6,6

Metascore: 83
 

kara büyü
Çingene Ganush rolünde tiyatro oyuncusu Lorna Raver var (Universal Pictures)


2002 ve 2007 arasında çektiği Spider-Man üçlemesiyle tanınan Sam Raimi, Kara Büyü'yle birlikte yer yer absürt komediye kayan ama gerçekten de korkutucu bir filme imza atıyor.

Doğaüstü korku filmi, genç banka memuru Christine Brown'un kredi talebinde bulunan bir çingeneyi reddetmesiyle başlayan ürkütücü hadiseleri konu alıyor. Çingene, genç kadına bir kara büyü yapıyor ve bu dünyada cehennemi yaşayacağını söylüyor.

Kara Büyü, korku klişelerini sonuna kadar kullanan, zaman zaman da kendiyle dalga geçen (ama izleyiciyle asla dalga geçmeyen) bir film. Hakkında çeşitli teoriler olsa da (örneğin yeme bozukluklarını konu aldığına dair düşünceler) yalnızca hoş vakit geçirmek isteyen korku izleyicisine de hitap edebilir.

The Guardian yazarı Andrew Pulver, Raimi'nin filmdeki tarzını şöyle özetliyor:

Raimi, belirli bir sinematik tonu korumada usta: Korkutucu ama izlenemeyecek kadar değil. İsyankar ama zarafetini ve nüktedanlığını kaybetmiyor.

Derinin Altında (Under The Skin / 2013)

IMDb: 6,3

Metascore: 80
 

under-the-skin-scarlett-johansson.jpg
Filmde kendini Laura diye tanıtan uzaylıyı, bilimkurgunun tanıdık siması Scarlett Johansson canlandırıyor (A24)


Britanyalı yönetmen Jonathan Glazer'ın ses getiren filmi, İskoç yazar Michel Faber'ın aynı adı taşıyan bilimkurgu romanından özgün biçimde uyarlandı.

Film, insan formunda bir uzaylı olan Isserley'ye odaklanıyor. İskoçya'nın eşsiz manzarası eşliğinde minibüsüne yalnız erkekleri alan ve seks vaadiyle kandırarak derilerini çalan Isserley, içinde olduğu insan bedenini keşfettikçe dönüşüyor ve avcıyken av durumuna düşüyor.

Glazer, bu filmle aslında bir çeşit sosyal deneye de imza atıyor. Collider'ın aktardığına göre Scarlett Johansson aslında gerçekten de gece yarısı arabayla dolaşıp otostopçuları aracına almış. Onu arka planda gizli bir koruma ekibi takip etse de hem Johansson hem de çekimden habersiz yolcular büyük bir cesaret göstermiş.

Tüm bu ilginç ayrıntılara rağmen filmin herkese hitap etmeyeceğini vurgulamak gerek. Neredeyse her karesiyle ünlü tabloları andıran film, görsel zenginliğine rağmen çok ağır ve kapalı bir anlatıma sahip. Hızlı ve heyecanlı filmleri tercih eden korku izleyicileri için uygun olmayabilir.

Karabasan (The Babadook / 2014)

IMDb: 6,8

Metascore: 86
 

MV5BNDY2OTUyNzUtZmZiNS00Y2EyLThiNWMtZDZmMGJkMGI3ZjM3XkEyXkFqcGdeQXVyMDM2NDM2MQ@@._V1_.jpg
Filmin başrollerinde Essie Davis ve etkileyici performansıyla adından söz ettiren çocuk oyuncu Noah Wiseman yer alıyor (Umbrella Entertainment)


Yönetmenliğini ve senaristliğini Jennifer Kent'in üstlendiği film, birçok eleştirmen tarafından 21. yüzyılın en iyi korku filmlerinden biri olarak görülüyor.

Karabasan, eşini 6 yıl önce kaybeden ve oğlu Samuel'ı tek başına büyütmeye çalışan Amelia'ya odaklanıyor. Okuldan ve arkadaş çevresinden devamlı şikayet getiren zor bir çocuk olan Samuel'ı "yola getirmek" için uğraşan genç kadın, bir gün oğlunun kitapları arasında Mister Babadook adlı esrarengiz bir masal kitabı buluyor. Anne ve oğul giderek artan esrarengiz olaylardan sonra Babadook adlı bir canavarla mücadele ettiklerini anlıyor.

Film birçok farklı okumaya açık. Eleştirmenler, Babadook'un aslında yas, depresyon ve cinnet unsurlarını simgelediğine inanıyor. Bu nedenle Karabasan, hem bir psikolojik gerilim hem de doğaüstü bir yaratık anlatısı olarak izlenebilir. Filmin ilk yarısı anne Amelia'nın, ikinci yarısı ise küçük Samuel'ın gözünden aktarılıyor. 

ABD'li film eleştirmeni Glenn Kenny, Karabasan'ın sıklıkla Stanley Kubrick'in 1980 yapımı The Shining filmiyle kıyaslandığını aktarıyor:

Çok benzer temalara sahipler. Sorunlu karakterlerin kendi ruhsal yapısı ve onlara zarar vermek isteyen doğaüstü varlıklar arasındaki sınırları kasten bulanıklaştırıyorlar.

Ölümcül Oyun (Goodnight Mommy / 2014)

IMDb: 6,7

Metascore: 81
 

0911GOODNIGHTALT-superJumbo.jpg
Filmin başrollerini Susanne Wuest ve çocuk oyuncular Elias Schwarz'la Lukas Schwarz paylaşıyor (Stadtkino Verlei)


Veronika Franz ve Severin Fiala'nın yönetmenliğini üstlendiği Ölümcül Oyun, Avusturya yapımı bir psikolojik gerilim ve korku filmi.

Yüzünden estetik operasyon geçiren ve sargılarla kaplı halde eve dönen genç bir kadının ve ikiz çocuklarının hikayesini konu alıyor. Çocuklar yüzünü göremedikleri bu kadının kendi anneleri olup olmadığından şüphelendikçe gerilimin dozajı da artıyor. 

Eleştirmen ve seyircilerden övgü toplayan film, yetişkinlerin ve çocukların travmayla mücadele etme biçimini irdelerken, şaşırtıcı ve çarpıcı bir finalle sona eriyor.

Filmin ABD yapımı yeniden çevrimi de Eylül 2022'de vizyona girmiş ama orijinali kadar beğeni toplayamamıştı.

Cadı (The Witch / 2015)

IMDb: 6.9

Metascore: 83
 

the-witch-thumbnail-16-9_170907_123355.jpg
Anya Taylor-Joy'un Thomasin karakteriyle başrol oynadığı film, Sundance Film Festivali‘nden En İyi Yönetmen ödülüye dönmüştü (A24)


Cadı, arthouse korku filmleriyle ünlü bağımsız film stüdyosu A24'ün en iddialı işlerinden. Filmin yönetmen koltuğunda da son dönemde adından sıkça söz ettiren Robert Eggers oturuyor.

17. Yüzyıl Britanyasında geçen film, Hıristiyanlığın öğretilerine sıkı sıkıya bağlı William ve Katherine çiftinin 5 çocuğuyla birlikte ıssız bir ormanın ortasındaki yaşamını konu alıyor. Esrarengiz olayların merkezinde ise Anya Taylor-Joy'un canlandırdığı en büyük kızları Thomasin yer alıyor.

Güçlü bir alt metne ve feminist bakış açısına sahip film, semboller ve alegoriler açısından zengin. Ayrıca yarattığı gizemli atmosferle anaakım izleyiciye de hitap edebilir.

The New York Times ve Vanity Fair'de yazan film eleştirmeni Simon Abrams, şöyle söylüyor:

Film, alışılmışın dışında yöntemler kullansa da aslında güçlenmeyle ilgili bir fantazya.

Eggers, 2019 yapımı The Lighthouse'la da çağdaş korku sinemasının önemli örneklerinden birini verdi. 20. yüzyılın başlarında ıssız bir adada yaşayan, iki deniz feneri bekçisinin hikayesini konu edinen film, gerçeküstü bir ortamda deliliğin eşiğinde gezinen iki adam üzerinden iktidar kavramını sorguluyordu.

Raw (2016)

IMDb: 7,0

Metascore: 81
 

maxresdefault (6).jpg
Garance Marillier, Raw'da ilk büyük rolüyle heyecan verici, cüretkar bir performans sergiliyor (Fosuc World)


Çağdaş korku sinemasının adından söz ettiren bir diğer yönetmeni: Julia Ducournau. 33 yaşındaki genç yönetmen, Fransa-Belçika yapımı ortak filmde korku unsurlarını kanlı ve şiddet içerikli sahnelerle sağlıyor.

Ailesi tarafından doğumundan itibaren vejetaryen olarak yetiştirilen Justine, ablasının da öğrenimine devam ettiği veterinerlik okuluna başlıyor. Okulda bir kez çiğ et yemek zorunda kalan Justine, içinde harekete geçen ilkel bir dürtü sonucunda ete karşı dayanılmaz bir arzu duymaya başlıyor.

Film derinlerde kızkardeşlerin duygusal ilişkisini ele alırken aslında feminist bir bakış açısıyla olgunlaşma/büyüme hikayesi sunuyor. Justine'in et arzusu örneğin cinselliğin keşfiyle açıklanırken, genç kadının geçirdiği dönüşüm de çeşitli biçimde yorumlanabilir.

Ducournau, 2021'de çıkan korku filmi Titane'la da övgü dolu yorumlar almıştı. 

Kapan (Get Out / 2017)

IMDb: 7,7

Metascore: 85
 

ezgif-2-23d4a67482.jpg

Daniel Kaluuya Kapan'daki rolüyle En İyi Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi.(Universal Pictures)

Kapan, yine son dönemde korku sinemasında adından sıkça söz ettiren Jordan Peele'nin ilk uzun metrajlı filmi. Aynı zamanda Amerikan Yazarlar Derneği'nin yayımladığı 101 filmlik listenin ilk sırasında yer alarak, 21. Yüzyılın En İyi Senaryosu ilan edildi.

Akademi Ödülleri'nden de En İyi Özgün Senaryo Oscarıyla dönen film, Avrupa kökenli sevgilisinin ailesiyle tanışmaya giden Chris adında siyahi bir gencin hikayesini konu alıyor. Ailede fark ettiği tuhaflıkların sonunda Chris kendini bilimkurgusal ve korkunç bir oyunun içinde buluyor.

Irkçılığa ve siyahilerin toplumda nasıl "yeni moda" haline geldiğine incelikli ve zekice dokunan senaryoyu da Peele kaleme aldı.

Film, The Independent'ın hazırladığı "son 10 yılın en iyi 40 filmi" listesinde de üçüncü sırada yer almıştı. Kültür editörü Adam White'a göre Kapan, "Obama dönemindeki kapsayıcılıkla kandırılanların 'ırkçılık sonrası' ütopyasının sahteliğini" yansıtıyor::

21. yüzyılda hiçbir film, toplumu bu kadar özlü yansıtmadı.

Yönetmen, 2019 yapımı Us ve 2022 yapımı Nope filmleriyle de övgü toplayarak çoğu korku listesine üst sıradan girmeyi başarmıştı.

Oyun (Gerald's Game / 2017)

IMDb: 6,5

Metascore: 77
 

GeraldsGame_Trailer1.jpg
Filmin başrolünde Flanagan'ın birçok projesinde rol alan Carla Gugino var (Netflix)


Oyun, günümüz korku sinemasının en yenilikçi yönetmenleri arasında gösterilen Mike Flanagan'ın en beğenilen işlerinden. Özellikle Tepedeki Ev (Haunted of Hill House) dizisiyle övgü toplayan yönetmen bu filminde Stephen King'in bir kitabını uyarlıyor.

Jessie ve Gerald adlı evli bir çift, ıssız bir göl evinde seks oyunu oynamaya çalışırken hayatları bir anda kabusa dönüşüyor. Bir kaza sonucu Gerald öldüğünde, Jessie elleri yatağa kelepçeli halde kalakalıyor. Bir yandan hayatta kalma mücadelesi veren Jessie, bir yandan da odada bir yabancının olduğunu düşünmeye başlıyor.

Jessie'nin geçmiş travmalarıyla hesaplaşması, King'in Dolores Claiborne'la zirveye çıkan feminist bakış açısını yansıtıyor.

Kamera o tomeru na! (One Cut of the Dead / 2017)

IMDb: 7,6

Metascore: 86
 

one cut of the dead

Takayuki Hamatsu, filmde psikopat bir yönetmeni canlandırıyor (Enbu Seminar)


İlginçtir ki komedi-korku filmi denince akla ilk gelen, zombiler oluyor. En korkunç filmlerin başrolünde yer alan zombiler, aynı zamanda izleyicileri en çok güldüren korku unsurları.

Yönetmen koltuğunda Shin'ichirô Ueda'nın oturduğu Japonya yapımı bu film, iç içe geçmiş senaryosuyla hem çok eğlenceli hem de karmaşık bir komedi-korku filmi. Yaratıcı senaryosu ve sürükleyici olay örgüsüyle benzerleri arasından sıyrılıyor.

*Spoiler*

Kamera o tomeru na! için zombi filmlerinin Inception'ı denebilir. Filmin tek plan çekilen ilk kısmı, eski bir atıksu arıtma tesisinde zombi filmi çekmeye çalışan film ekibinin gerçekten de zombi saldırısına uğrayışını konu alıyor. 

Ancak filmin ikinci kısmında aslında önceki bölümün bir TV programı olduğu ortaya çıkıyor. Programın çekilme sürecinde yaşanan aksaklıklar, artık korkuyu tamamen geride bırakarak, yerini sürükleyici bir komediye bırakıyor.

Yok Oluş (Annihilation / 2018)

IMDb: 6,8

Metascore: 79
 

Annihilation_1.jpg
Ünlü oyuncu Natalie Portman, filmin baş karakteri Lena'ya hayat veriyor (​​​​​​​Netflix)


Yönetmen koltuğunda Alex Garland'ın oturduğu Netflix/Paramount filmi, Jeff VanderMeer'in aynı adı taşıyan bilimkurgu romanından uyarlandı.

Yok Oluş, doğa kanunlarının işlemediği, hükümetin uzun süredir karantinaya aldığı BölgeX adlı bir alana giden 5 kişilik keşif ekibini konu alıyor.

Bu tehlikeli keşif görevine liderlik eden Biyolog Lena'nın bir yıl önce kaybolan kocası, geri döndüğünde açıkça değişmiş. Lena kocasının başına gelenleri anlamak için ekibiyle bu tehlikeli yolculuğa çıkıyor.

Psikolojik gerilim unsurlarının ağırlıkta olduğu film, bilimkurgu sevenler için de tatmin edici. Aynı zamanda çiftlerin evlilik içindeki dönüşümüne dair dikkat çekici mesajlar taşıyor.

Chicago Film Eleştirmenleri Derneği Başkanı Brian Tallerico, şöyle yazıyor:

Yok Oluş, ekip ormanın eşiğini geçtiğinde kendini buluyor. Kendisini yavaşça ortaya çıkaran bir bilimkurgu filmi için büyüleyici bir ortam.

Sessiz Bir Yer (A Quiet Place / 2018)

IMDb: 7,5

Metascore: 82
 

quiet-place-picture.jpg

İlk filmin başarısının ardından yapımın devam filmi Sessiz Bir Yer: Bölüm II de geçen yıl vizyona girmişti (Netflix)


Dünyaca ünlü komedi dizisi The Office'teki Jim Halpert rolüyle adını duyuran John Krasinski, Sessiz Bir Yer'in hem başrolü hem de yönetmeni.

Film, avını sesle bulan gizemli yaratıklardan saklanmaya ve hayatlarını sessiz sedasız sürdürmeye çalışan bir aileyi konu alıyor. Karakterler sadece işaret diliyle haberleşebildiği için film çok az diyaloğa sahip. Ancak adım adım dizdiği gerilim unsurlarıyla seyirciyi hikayenin içine çekmeyi başarıyor.

Krasinski, özellikle A24 filmlerinin etkisiyle son dönemde baskın hale gelen sanatsal korku furyasının içinden son derece sade ve "basit" bir filmle sıyrılıyor. Sessiz Bir Yer, üç çocuklu bir ailenin Ridley Scott'un ünlü Alien filminden ve Jurassic Park dinozorlarından esintiler taşıyan canavarlara karşı hayatta kalma öyküsü.

Brian Tallerico, bu flm için şöyle yazıyor:

İzleyicinin kalp atışlarını hızlandıran, beklentileriyle oynayan ama onlara asla aptal muamelesi yapmayan türden bir film. Başka bir deyişle, gerçekten iyi bir korku filmi.

Ayin (Hereditary / 2018)

IMDb: 7,3

Metascore: 87
 

Hereditary
Toni Collette, Annie rolüyle izleyici ve eleştirmenlerin beğenisini topladı (A24)


A24'ün bir başka iddialı filmi Ayin'in yönetmen koltuğunda çağdaş korku sinemasının yeni gözdesi Ari Aster oturuyor. Film aynı zamanda 36 yaşındaki ABD'li yönetmeni dünya çapında üne kavuşturan işi oldu.

Ayin, gizemli büyükanneleri Ellen'ın ölümünün ardından Graham ailesinin başına gelen korkunç olayları konu alıyor. Ellen'ın kızı ve iki çocuk annesi Annie, atalarından kalma bir laneti keşfediyor ve bu lanetin elinden ailesini kurtarmaya çalışıyor.

Son derece yenilikçi bir film olan Ayin, izleyiciyi ani ses efektleriyle korkutmaya çalışmıyor. Buna rağmen tüyler ürperten bir korku filmi olarak görülüyor. Hem Cadılar Bayramı'nda dehşet verici bir film arayanları hem de arthouse korku filmlerini sevenleri tatmin edebilir.

New Yorker'ın film eleştirmeni Anthony Lane, şunları yazıyor:

Bu olağanüstü filmde lanetlenen aile yok. Aile lanetin kendisi.

Ritüel (Midsommar / 2019)

IMDb: 7,1

Metascore: 72
 

Midsommar-ending.jpg

Florence Pugh, Ritüel'deki etkileyici performansıyla birçok prestijli ödüle aday gösterilmişti (A24)


Saygın korku sineması sitesi Dread Central'ın günümüzün en yenilikçi 10 korku yönetmeni arasında saydığı Ari Aster, Ayin'den bir yıl sonra bu kez de Midsommar'la adından söz ettirdi.

Film, İsveç'in bir köyünde yaz gün dönümünün ritüellerle kutlandığı Midsommar etkinliklerine katılan genç bir çifti konu ediniyor. Ayrılmak üzere olan çift, bu etkinliği ilişkileri için son bir şans olarak görse de kutlamaların ve pagan ritüellerin göründüğü kadar masum olmadığı anlaşılıyor.

1973 yapımı Lanetli Ada'yı (The Wicker Man) izleyenler, iki film arasında bağlantı kurabilir. Aster, Ritüel'de bu ünlü korku filmini adeta ters yüz ediyor.

Yönetmen, önceki filmindeki ses efekti kullanmama tutumunu Ritüel'de bir adım ileri götürüyor ve havanın hiç kararmadığı, yemyeşil bir ortamda izleyici hem dehşete düşürmeyi hem de güldürmeyi başarıyor.

Görünmez Adam (Invisible Man / 2020)

IMDb: 7,1

Metascore: 72
 

invisible man
Filmin başrolünde Damızlık Kızın Öyküsü dizisindeki performansıyla beğeni toplayan Elisabeth Moss var (Universal Pictures)


Avustralyalı yönetmen Leigh Whannell'ın Görünmez Adam'ı, ünlü bilimkurgu yazarı H.G. Wells'in aynı adı 1897 tarihli klasik romanından uyarlandı.

İlk olarak 1933'te James Whale tarafından beyazperdeye aktarılan hikaye, varlıklı ve zeki bir bilim insanıyla sürdürdüğü ilişkisinde fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan Cecilia Kass'ı anlatıyor. Bir gece yarısı evden kaçmanın yolunu bulan Cecilia, eski sevgilisinin intihar ettiği haberini alıyor. Ancak daha sonra bu intiharın bir aldatmaca olduğunu düşündüren işaretler ortaya çıkıyor.

Havada gezen bıçaklar, aniden çekilen yorganlar ve ürkütücü ayak izleriyle gerilimin dozunu düşürmeyen film, psikolojik şiddete dair önemli mesajlar da barındırıyor. 

ABD'li sinema yazarı Tomris Laffy, "Tacizci erkeğin kendisi görünmeyebilir, ancak yaydığı korku, Görünmez Adam'da açıkça görülüyor" diyor:

Bir kadının toksik ilişkiden kaynaklı bastırılmış travmasını dayanılmaz ve elle tutulur bir şeye dönüştürmeye cesaret eden sofistike bir bilimkurgu-korku filmi.

Azize (Saint Maud / 2019)

IMDb: 6,7

Metascore: 83
 

Saint-Maud-film-horror-2020.jpg
Filmin başrollerini Morfydd Clark ve Jennifer Ehle paylaşıyor (A24)


Aslında 2019'da Toronto Film Festivali'nde gösterilen A24 filmi, pandemiden kaynaklanan aksaklıklardan dolayı ancak 2021'de gösterime girebildi. Bu yüzden stüdyo, filmi 2021 yapımı olarak da kabul ediyor.

Rose Glass'ın ilk uzun metraj filmi Azize, hastalığı nedeniyle ölümü beklemekte olan Amanda'nın son günlerinde, onun ruhunu kurtarmayı kendine takıntı haline getiren, inanç ve delilik arasında yolunu kaybetmiş hasta bakıcı Maud'u konu alıyor. 

Dini meleseleri irdeleyen korku filmleri ve dizileri son dönemde epey popüler. Eleştirmenler, Azize'yi genellikle 2017 yapımı First Reformed'la kıyaslıyor. İki film de dini baz alan gerilim unsurlarından hoşlananlar için eşsiz bir deneyim olabilir.

Pearl (2022)

IMDb: 7,2

Metascore: 73
 

Pearl
Pearl'e hayat veren Mia Goth, özellikle son 5 dakikalık sekansta sergilediği performansla çok konuşuldu (A24)


Barbar (Barbarian), Sissy, The Menu ve Piggy gibi yapımlar 2022'nin en sevilen korku filmleri arasında. Öte yandan senenin en çok konuşulan işi, günümüz korku sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Ti West'in X, Pearl ve MaXXXine üçlemesi oldu. A24 yapımı üçlemenin ilk iki filmi yayımlandı. Son filminse 2023'te gelmesi bekleniyor.

X, 1979'da Teksas kırsalında bir porno film çekmeye çalışan bir grup gence odaklanıyor. Hollywood hayalleri olan gençler, Pearl ve Howard adlı yaşlı bir çiftin evinde çekime başlıyor ve kendilerini büyük bir tehlikenin ortasında buluyor. İkinci film ise I. Dünya Savaşı'nın sonlarında bu kez Pearl'ün gençliğine odaklanıyor. 

Aynı zamanda psikolojik gerilim unsurlarıyla dolu film, genellikle 1976 yapımı Stephen King uyarlaması Carrie'yle kıyaslanıyor. Pearl, tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren babası ve mutsuz, sevgisiz annesi arasında bir gün çok ünlü olmayı düşleyen genç bir kadın. Ancak sinema yazarı Nick Allen'ın deyimiyle, "Pearl'de yolunda gitmeyen bir şeyler var ve nedenini asla anlamayacak".

Daha çok "slasher" (genellikle bir grup insanın peşinden koşan katilin olduğu) filmleriyle tanınan yönetmen, bu üçlemeyle türe yeni bir soluk getiriyor. 1978 yapımı Cadılar Bayramı'yla (Halloween) başlayan slasher filmlerde psikopat katiller, cinselliğini özgür yaşayan Amerikalı gençleri hedef alır. Bundan dolayı slasher genellikle ahlakçı bir alt tür olarak görülür.

West ise katilin maktul, maktulun katil olduğu bu iki filmiyle slasher'ın kurallarını baştan yazıyor.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU