Barat Tan 24 yaşında. İstanbul'da ailesiyle birlikte yaşıyor.
Lise eğitimini tamamlamasının ardından çeşitli işlere girip çıktı.
Vatani görevini yapıp geldikten sonra bir tekstil atölyesinde işe başladı.
8 aydır düzenli olarak çalışıyor. Sabah 08.30'da mesaiye başlıyor. Akşam ise 19.00'da paydos ediyor.
Ancak hiçbir zaman belirtilen saatte işten çıkamıyor. Sürekli işler çıkınca o da son dakikaya kadar çalışmaya devam ediyor. İşten çıkıp evine gitmesi saat 21.00 buluyor.
Asgari ücretli olarak başladığı firmada; Trendyol ve Instagram üzerinden satış yapıyor. Mont imalatı yapan firmada çalışmaktan şu anda memnun olduğunu söylüyor Barat Tan.
"Herkes gibi benim de ev araba sahibi olma hayalim var"
Zira şimdilik önünün açık olduğunu ifade eden Tan, e-ticarete yoğun ilgi gösterildiğini düşünüyor.
Bu nedenle daha fazla çalışarak kısa sürede yetişmek ve kendi işini kurmayı planlıyor.
Askerliğini yapan, sigortalı bir işte çalışan Tan'ın hayalleri de yok değil. Öncelikle sevdiğiyle dünyaevine girmek istiyor. Ardından da "Herkes gibi ben de bir ev ve araba sahibi olmak için hayaller kuruyorum" diyor.
Bu cümlenin devamını şöyle getiriyor: "Ama aldığım ücretle neredeyse imkansız."
Barat Tan, bunun neden imkansız olduğunu ise yaptığı hesapla ortaya koyuyor.
"'Ek mesai yapsınlar' diyen Türkiye gerçeğinden habersiz"
Hükümetin açıkladığı "cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesine" başvurmadığını ancak en kısa sürede bir banka şubesine giderek müracaatta bulunacağını ifade eden Tan, şunları anlattı:
Ailemin yanında kalmazsam aldığım ücretle geçinmem mümkün değil. Asgari ücretle işe başladım ama şimdi 7 bin 600 lira alıyorum. Bu para ile ev kirası, faturalar, aylık geçinme ve bir ev ya da arabanın taksitini ödemek imkansızdır. Şu anda bile geçinmekte çok zorlanıyorum. En uygun bir öğün yemeğin bedeli bile 50 lira olmuş. Ek mesaiye gelince asgari bir ücretli neredeyse 12 saat çalışıyor zaten. Sabah 1-1,5 işe gidiş ve aynı şekilde akşam eve dönüş için yola giden vakit konulduğunda 17 saat ayakta olan bir insan nasıl ek mesai yapabilir?
Kira ödemediği halde geçinmekte zorlanıyor
Tan haksız mı? Kendisi kirada oturmadığı halde zorlanıyorsa aile geçindiren ve kira ödemek zorunda kalan başka asgari ücretli nasıl "sosyal konut" taksiti ödeyebilecek.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a göre ise bu pek tabii ki mümkün olabilir.
Bakan Kurum katıldığı bir televizyon programında "asgari ücretliler hem kira hem konut kredisini nasıl ödeyecek" sorusuna "vatandaşımız biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak bu bedeli karşılayabilir" yanıtını verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
10 milyon kişi düşük ücretle çalışıyor
Ancak Tan gibi düşük ücretli olanlar milyonların hesabına göre bu mümkün değil.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) "2022 Asgari Ücret Gerçeği Raporu"na göre Türkiye'de 10 milyon işçi düşük ücretle çalışıyor. Ayrıca asgari ücrete erişemeyen milyonlarca işçi de var. Kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret dahi alamıyor.
Sadece işçiler değil pek çok patron da asgari ücretlilerin belirlenen miktarlardaki taksitleri ödemelerinin mümkün olmadığını ifade ediyor.
Taksitler sabit değil, yılda iki kez zam gelecek
Üstelik taksitler de sabit değil. Yılda iki kere zam gelecek. Memur maaşlarına gelen zam miktarı kadar bir oran sosyal konutların taksitlerine yansıtılacak.
Bu konuda çok farklı hesap yapan ekonomistler de oldu. Onlara göre yüksek enflasyonun bu şekilde devam etmesi durumunda açıklanan fiyatların katbekat fazlası ödenecek.
Bugün 608 bin lira olarak pazarlanan eve; eğer yıllık enflasyon ortalama baz alındığında örneğin yüzde 20 olursa konutun fiyatı 7 milyonu bulacak. Şayet yıllık enflasyon yüzde 30 olursa 240 ayın sonunda söz konusu evin fiyatı 24 milyon lirayı bulabilir. Hesap yüzde 40 ya da bugünkü yüzde 80 enflasyon baz alınıp yapılırsa çok daha büyük miktarlar ortaya çıkıyor.
2 günde 1 milyon 500 bin kişi başvurdu
Netice itibarıyla iktidar konut ihtiyacının zirve yaptığı, kira fiyatlarının çok yükseldiği bir dönemde bir proje açıkladı. Halk da doğal olarak yüksek ilgi gösterdi.
Sadece iki günde bir milyon 500 binden fazla insan başvuruda bulundu.
Ancak Bakan Murat Kurum'un görüşü sadece asgari ücretlilerden değil toplumun farklı kesimlerinden tepki topladı.
Asgari ücretlilerden "diş sıkmasını" ve "ek mesaiye" kalmalarını isteyen Kurum'a sendika başkanları da tepki gösterdi.
"Ülkeyi yönetenleri ciddiyete davet ediyorum"
Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, ülkeyi yönetenleri başta işçi sınıfı olmak üzere halkın giderek zorlaşan geçim mücadelesi gibi memleketin yakıcı sorunları hakkında cümleler kurarken "ciddiyete" davet ettiklerini söyledi.
Açlık sınırının 7 bin lira olduğu bir ülkede, asgari ücretliler ve asgari ücret civarında maaş alanların değil konut taksitini ödemek, temel gıda harcamalarını bile karşılamakta büyük güçlükler yaşadıklarını hatırlatan Çerkezoğlu, "Bu hayatta kalma mücadelesini yok sayarak açlık sınırının altında ücret alan işçileri 'biraz daha diş sıkmaya' çağırmak en hafif ifadeyle gerçeklikten kopmaktır" dedi.
"Kimse 'ek mesai' tavsiyesinde bulunamaz"
Çerkezoğlu'na göre iş yaşamında Türkiye dünyanın en uzun çalışma saatlerini uyguluyor. Üstelik işçi sınıfı, geçim mücadelesi nedeniyle halihazırda çalışmak dışında bir yaşamı neredeyse kalmıyor. Bu nedenle de Türkiye işçi sınıfına "ek mesai" tavsiyesinde de bulunulamaz.
"Türk işçi sınıfı hayatta kalma mücadelesi veriyor"
DİSK-AR tarafından hazırlanan "Türkiye İşçi Sınıfının Görünümü 2021" araştırmasına göre Türkiye işçi sınıfının yüzde 60'ı zaten haftalık yasal çalışma süresinin üzerinde çalıştığını hatırlatan Çerkezoğlu, şunları kaydetti:
"OECD verileriyle 39 ülke arasında çalışma saatleri en yüksek ülke Türkiye'dir. Türkiye işçi sınıfına "ek mesai" yapsınlar demenin akılla ve mantıkla bağdaşır bir yanı yoktur. İktidarın bilinçli politik tercihleri sonucu, yoksuldan alınıp zengine, işçilerden alıp patronlara, dar gelirlilerden alıp bankalara veren bir bölüşüm şokunun ortasında Türkiye işçi sınıfı bugün giderek sertleşen bir hayatta kalma mücadelesi vermektedir."
"Dar gelirlileri koruyacak gerçek sosyal politika…"
"Türkiye işçi sınıfının, bizleri yoksullaştıran politikaların mimarlarının verdikleri akla ihtiyacı yoktur" diyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Türkiye işçi sınıfının ihtiyacı üretenleri, dar gelirlileri koruyacak gerçek sosyal politika önlemleridir, gelirde vergide adalettir ve örgütlenme hakkıdır" ifadelerini kullandı.
© The Independentturkish
