Aileleri ile farklı illere kayıtlı olan Suriyeli çocuklar ne olacak?

Ebeveynleri ile aynı şehirde kayıtlı olmayan Suriyeli çocuklar okula gidememe riski ile karşı karşıya

Fotoğraf: Reuters

Türkiye’de kayıtlı olmayan, kayıtlı olduğu şehirde yaşamayan ve çalışma izni olmayan Suriyelilere yönelik son günlerde gerçekleştirilen operasyon gelen tepkiler üzerine esnetildi. İstanbul Valiliği 20 Ağustos’a kadar bu durumda olan Suriyelilere süre verdi. Ancak İstanbul’da yaşayan Suriyeliler üzerindeki tedirginlik bitmiş değil. Çünkü bir ailede farklı şehirlerde kaydolmuş bireyler var. Kimi ise yıllardır İstanbul’da yaşadığı için başka şehirde üçüncü kez sıfırdan başlamanın kendileri için imkansız olduğunu söylüyor.

Çocukları İstanbul’da, kendileri sınır illerinde kayıtlı olan aileler ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Savaşların en mağdur kesimi daima çocuklar.

Gelinen son noktada kimliği olmayan, ikameti başka şehirde olan ya da anne babasının çalışma izni olmayan çocuklar yine en mağdur kesim olacak.

Zira ebeveynleri ile aynı şehirde kayıtlı olmayan çocuklar okula gidememe riski ile karşı karşıya.

 

suriyeli mülteci çocuklar 2 reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

“Uygulama, bu zamana kadarki emeklerimizi boşa çıkarabilir”

Sümeyye Altun, çeşitli nedenlerle okula gitmeyen/gidemeyen ve çalışan Suriyeli çocukların okullara kayıt etmeyi amaçlayan Yeryüzü Çocukları Derneği’nin başkanı. Boğaziçi Üniversitesi’nden iki yıl önce mezun olmuş genç ve idealist bir yardım sever. Dört yıldır Suriyeli çocukları dert edinmiş olan bir grupla birlikte Bağcılar, Esenler, Esenyurt gibi ilçelerde sokak sokak dolaşarak tekstil atölyelerinde, inşaatlarda çalışan, sokaklarda gezen Suriyeli çocuklara ulaşıp hem onları hem ailelerini ikna ederek okullara kaydettirdiler. 2016 yılında da Onun İşi Okumak adlı projeyle başladıkları yollarına aynı yıl kurdukları Yeryüzü Çocukları Derneği ile devam ediyorlar. Şimdiye kadar 100’den fazla çalışan Suriyeli çocuğu okullara yazdırdılar, 330’dan fazla çocuğa destek oldular.

 

suriyeli mülteci çocuklar afp.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Altun, yeni eğitim öğretim dönemi için sistemlerine yeni öğrenciler alarak okullaştırmayı planladıklarını ancak yapılan son düzenlemenin aileleri tedirgin ettiği için çocuklarını okullara göndermek istedikleri halde kendileri ile iletişime geçmekten kaçındıklarını belirtti. 

Suriye’de savaştan kaçarak can havliyle kendilerini Gaziantep, Adana, Hatay gibi şehirlere atmış buralarda kayıt yaptırmışlar. Ancak bu şehirlerde hiçbir akrabaları, tanıdıkları yok. İş bulup geçinememişler. Haliyle hem daha çok imkân olduğu için hem de tanıdıklarının ve akrabalarının olduğu şehre, çoğunlukla İstanbul’a göç etmişler. Şimdiye kadar devletin de müsamaha göstermesi ile sokaklarda olan ya da çalışan bu çocukları bir şekilde okullara kaydettirdik. Hiçbir belgesi olmasa bile MEB’den okullara gönderilen bir yönetmelikle misafir öğrenci olarak derslere girebildiler. Bu çok önemli ve doğru bir karardı. Çocukların sokaklarda olmasından, çalışmasından okul sıralarında olması çok daha iyi çünkü. Karar çocukları sokaklardaki pek çok tehlikeden koruma amaçlı alınmıştı. Ancak alınan son kararlardan sonra bu çocukların durumunun ne olacağını merak ediyoruz. Aileler eğer İstanbul’da kalmakta ısrar ederlerse ki birçoğu edecektir, çocuklarını okula göndermeyecek. Bu da çocukların yeniden sokaklara tekstil atölyelerine dönmelerine yol açabilecek bir tehlikedir.

Altun, bazı ailelerde çocuklardan bir kısmının İstanbul’da bir kısmının ilk geldikleri ilde kayıtlı olduklarını belirtiyor. Bu çocukların durumlarının ne olacağını bilmediklerini anlatıyor: 

Bazı aileler var ki çocukların bir kısmı İstanbul’da, anne baba ve diğer kardeşler başka bir şehirde kayıtlı. Bu ailelerin durumu ne olacak? Anne babasının kaldığı ile gitse orada da okula gidemeyecek. Burada kalsa anne babası gönderilme tehdidi altında. Okullar başlayınca bu sorunla daha çok karşılaşacağız. Türkiye Devleti çocukları okullaştırmak için çok önemli adımlar attı şimdi yapılan uygulamalar geldiğimiz noktadan geri gitmemize yol açacak. Biz kendi destek olduğumuz çocuklar için çok emek harcadık. Sadece iş yerinden alıp okula göndermekle iş bitmiyor. Suriye’den gelmiş travma yaşamış çocuklara sosyo-psikolojik destek verdik. Çocuklar ilk geldiklerinde sınıflarda nasıl hareket edeceklerini bile bilmiyorlardı. Bir disiplinden sistemden haberleri yoktu. Onları belli bir sisteme dahil edip bir disiplin altına alana kadar çok zorlandık. Şimdi çocuklarımız belli bir düzeye geldi. Okullardan başarı haberler alıyoruz. Tekstil atölyelerinden alıp okullara yazdırdığımız çocuklardan dereceye giren takdir teşekkür alan başarılı olan çocuklarımız oldu. Şimdi sisteme yeni çocuklar dahil etmek istiyoruz. Ama bu kararlardan dolayı ne yapacağımızı bilemiyoruz. 

 

“Çocuklarımın okula devam etmesini istiyorum ama başka şehire gidemem”

S.S 30 yaşında. Adını paylaşmak istemiyor. 4.5 sene önce Suriye’den Adana’ya geldi. Burada bir yıl kaldıktan sonra iş bulamayıp İstanbul’a göç ettiler. Beş çocuğu var. Üç çocuğunun kimliği Adana’ya kayıtlı iki çocuğunun kimliği yok. Çocukları bu zamana kadar okula gidiyorlardı. Ancak alınan karar doğrultusunda ne Adana’ya dönebileceklerini ne de çocuklarını okula gönderebileceklerini söylüyor:

Çocuklarımın okumasını çok istiyorum. Ama eşimden ayrıldım. Beş çocuğum ve annemle yaşıyorum. Suriye’den kaçıp ilk olarak Adana’ya gittik. Oradan kimlik çıkarttık. Ama orada tanıdığım kimse yok, iş bulamadık. Geçinemedik. Oraya tekrar gitmem mümkün değil. Ne kira ödeyebilirim ne ev geçindirebilirim. Burada bana destek olabilecek tanıdıklarım var. İstanbul’da kalmak istiyorum. Çocuklarımın okumasını çok istiyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. Çok korkuyorum.

H.G 41 yaşında dört çocuk annesi. Eşinin Suriye’de vefat ettiğini söylüyor. Annesi, engelli kız kardeşi ve dört çocuğu ile önce Gaziantep’e gittiklerimi bir sene orada kaldıktan sonra iş bulamadıklarını ve İstanbul’a göç ettiklerini anlatıyor. Beş yıldır İstanbul’da olan H.G kendisinin ve iki büyük çocuğunun kimliğinin Gaziantep’e kayıtlı olduğunu iki küçük çocuğunun ise İstanbul’a kayıtlı olduğunu söylüyor. H.G son alınan kararlardan sonra çok yorulduklarını ve korktuklarını belirtiyor:

İki gün önce büyük oğullarımı polis sokakta durdurmuş. ‘Ya kimliğinizin kayıtlı olduğu Gaziantep’e kendiniz dönersiniz ya da biz sizi İdlip’e göndeririz’ diye tehdit etmişler. Benim Antep’te tanıdığım yok. Eşim öldü. Büyük oğullarım evi geçindiriyor. Ben de evden çalışıyorum. İki küçük çocuğum da okula gidiyor. Onlar okusun istiyorum. Burada kalırsak bizi Antep’e götürecekler Antep’e gitsek çocuklar okula gidemeyecek kimlikleri İstanbul’a kayıtlı olduğu için. Ne yapalım biz? Artık çok yorulduk hepimiz. Önce savaş sonra burada yaşadığımız sıkıntılar… Psikolojimiz bozuldu. Bugün kimliğimi İstanbul’a almak için Beyazıt’a Göç İdaresi’ne gittim. Senin Gazianetp’e gitmen lazım dediler. Nasıl giderim ben Antep’e? Ne yaparım orada. Yeni bir hayat kurmam imkânsız orada. Lütfen bana yardım edin. Çok yoruldum gerçekten.

 

Uygulama Anayasaya aykırı

Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ergin, kararların hukuki değil siyasi olduğunu, uygulamanın ise hem Geçici Koruma Genelgesine hem de anayasaya aykırı olduğunu söylüyor:

Mevzuata göre Suriyeli sığınmacıların sadece devletin belirlediği ve kayıt yapmasına izin verdiği illerde yaşaması gerekmektedir. Bununla birlikte sınır dışı edilmeleri kesinlikle yanlış ve yasaktır. Yapılması beklenen kayıt iline yönlendirmek, buna riayet edilmiyorsa kamplara yönlendirmektir. İçişleri Bakanlığı ve özelde İstanbul Valiliği, bu zamana kadar İstanbul’da Suriyeli sığınmacıların kayıtsız ya da kayıtlı olduğu il dışında seyahatlerine sessiz kalarak müsaade göstermişti. Hatta Geçici Koruma Yönetmeliği hükümleri uyarınca Suriyeli sığınmacıların kayıtlı olmadıkları illerde sağlık hizmetlerinden faydalanamaması ve çocuklarını okullara gönderememesi gibi yaptırımlar da vardı ama uygulanmadı. Bunlara hep göz yumuldu. Şimdi anladığımız kadarı ile İçişleri Bakanlığı tarafından doğrudan verilmiş bir karar ve talimat var. Karar hukuki değil siyasi olduğu için biz de hukuki olarak bir şey yapamıyoruz.

Ergin, farklı illere kaydedilmiş aile bireylerinin de mevzuattaki aile birleşimi hükümleri uyarınca bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kayıtlı olduğu şehirde yaşamalarına izin verilmesi gerektiğini belirtiyor:

Farklı illere kaydedilmiş aile bireyleri için de geçici koruma genelgesinde aile birleşimi bölümünde orada bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kayıtlı olduğu şehirde yaşamalarına izin veriliyor. Ancak şu an yapılan uygulama hem genelgeye hem de anayasaya aykırı. Üstelik hem bu insanlara kayıtlı olduğunuz illere gidin diyorlar hem de valilik talimatıyla otogardan Suriyelilere bilet kesilmesini yasaklıyorlar. Yani hem gidin hem de gidemeyin diyor. Nasıl gidecek gitmek isteyen?

 

Suriyeli çocukların okullaşma oranı son beş yılda yüzde 30’dan yüzde 60’a çıktı

Türkiye’deki Suriyeliler meselesinde en önemli konulardan biri okula gitmeyen/gidemeyen çocuklardı. Yapılan bütün araştırmalar gösteriyor ki savaş mağduru bu çocukların okullaşamaması onların ileride terör örgütleri, mafya, insan tacirleri, uyuşturucu tacirleri gibi pek çok tehlikeli grupların ellerine düşme riskini beraberinde getiriyor.

Yine yapılan araştırmalar Türkiye’ye göç etmiş Suriyeli nüfusunun büyük bir bölümünün kalıcı olduğunu gösteriyor ve uzmanlar bir an önce entegrasyon politikalarının uygulanması konusunda uyarılarda bulunuyor. Suriyeli çocukların eğitime dahil edilmesi entegrasyon için atılacak en önemli adımlardan biri.

Devlet de bu durumun geç de olsa farkına vardığı için zaman zaman düzenlemeler yaparak okullaşma oranını artırma gayreti gösterdi. AB ile projeler geliştirdi, kimliği, ikameti olmayan çocukların sokaklarda dolaşma yerine okul sıralarında olması için bu çocukların misafir öğrenci olmasının önünü açtı.

STK’ların, gönüllü insanların çabası devletin ön açması ile son beş yılda Suriyeli çocukların okullaşma oranı yüzde 30’dan yüzde 60’lara çıktı. Sokaklarda, tekstil atölyelerinde, inşaatlarda çalışan ya da çeşitli nedenlerle okula gitmeyen çocuklar okula başlayıp okuma yazma öğrendiler, Türkçe öğrendiler en önemlisi bir sisteme dahil oldular.  

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU