Hamaney ile değil Putin ile uzlaşma zorunlu

Putin ile uzlaşmak, İran ile uzlaşmaktan daha faydalı değil miydi?

Fotoğraf: AFP

Rusya-Ukrayna ihtilafı sürecinde son iki hafta içinde iki dönüm noktası kaydedildi.

  1. Ukrayna'nın büyük olasılıkla 9 Ağustos'ta, 2014'ten beri Rus kuvvetleri tarafından işgal edilen Kırım'daki Rus Saki Hava Üssü'ne yönelik saldırıları ve onu takip eden saldırıların, Karadeniz Filosu'na ait Donanma jetlerinin yarısının etkisiz hale getirilmesine yol açması.
     
  2. Ünlü aşırı Rus milliyetçisi Aleksandr Dugin'in kızı Darya Dugina'nın, tek başına olduğu babasının otomobiline konulan bomba ile öldürülmesi. Hedefin, Dugin'in kendisi veya baba ve kızın birlikte hedef olduğuna inanılıyor.

Bu iki anın öncesinde, Rus ordusunun Karadeniz'deki en önemli savaş gemisi olan Moskova kruvazörünün batması başta olmak üzere, Rus ordusu için aşağılayıcı uzun bir dizi sahne yaşandı.

Moskova, olayın kaza sonucu çıkan bir yangından kaynaklandığını söylerken, Kiev, savaşın güç, etkinlik ve silahlanma dengesi düzeyinde yeni bir evreye girdiğine işaret ederek, geminin Ukrayna füzeleri ile vurulduğunu iddia etti.

Altı ay önce, Rus saldırısından birkaç gün sonra düşme tehdidi altında olduğu söylenen Kiev'in, önce ABD'nin, sonra da geri kalan NATO müttefiklerinin yardımıyla, başkenti korumayı, ardından Kırım'ın iadesini talep etmeyi, dahası değerlendirmeler doğruysa, Darya Dugina'nın öldürülmesi yoluyla savaşın güvenlik boyutunun bir kısmını bizzat Rusya'nın içine taşımayı başaracağı kimin aklına gelirdi?

Bu gelişmeler, bazılarını Vladimir Putin'in sonu için iyimser tarihler belirlemeye teşvik ediyor.

Ama bunlar, Putin'in doksanların sonunda KGB ofislerinden Kremlin'e yükselişine her zaman eşlik eden iyimser tahminler. Ancak, gerçek o kadar basit değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Putin savaşı kazanamayacak gibi görünüyor. Fakat daha da tehlikelisi, komedi dünyasından gelmiş bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilen Ukrayna gibi nispeten küçük bir ülke karşısında yenilgiyi kabul edemeyecek olması.

Öte yandan, Putin, açıklamaları ve sahadaki provokasyonları arasından bir olasılık gibi başını uzatan Samson intiharını seçerse, Batı, savaşı nükleer savaş seviyesine itme macerasına girişmeden, onu tamamen yenebilecek gibi görünmüyor.


Rusya Savunma Bakanlığı'nın Ukrayna'yı Şubat ayında savaşın başlangıcından bu yana Rus kuvvetleri tarafından işgal edilen ülkenin güneyindeki Zaporijya Nükleer Santrali'nde, Moskova'yı nükleer bir felakete neden olmakla suçlamak için "basit bir kaza" düzenlemeye çalışmakla suçlaması buna bir örnek.

Bu siyasi, psikolojik ve saha kompozisyonu, Ukrayna-Rus krizinin ufkunda beliren intihar senaryolarıyla dolu.

Batı ve özellikle de Amerikan narsisizminin, Rusya ve ardından Çin'in yanı sıra Washington'ın dayanaklarını sabitlemeye, rakiplerinden her birinin ise en azından kendi hinterlandında kurallarını değiştirmeye çalıştığı küresel sistemden etkilenen tüm taraflarla ilişkilerindeki yıkıcı sonuçlarını da ifşa ediyor.

Rusların sahadaki aşağılanmalarına karşılık Putin, şimdiye kadar küresel sistem ve ittifaklarının bileşimine ciddi siyasi darbeler indirmeyi başardı.

ABD yaptırımlarının etkinliğini önemli ölçüde ortadan kaldırmak için uluslararası ekonomik verileri kendisine hizmet ettirmeyi başardı.

ABD'nin düşmanları ve rakipleri cephesinde Putin, Ukrayna'daki savaşını başta Çin ve İran olmak üzere diğer ülkelerin gündemlerinin hizmetine sundu.

Böylece savaş öncesi var olan dünya düzeninin sonu söylemini ileri taşıyan, yeni uluslararası düzenlemeler üzerine çalışmalara başlama gereğini vurgulayan neredeyse uluslararası bir kamp oluşturdu.

Bu kapsamda Çin Savunma Bakanlığı'nın, Çin kuvvetlerinin Rusya, Hindistan, Belarus ve Tacikistan'ın da aralarında bulunduğu diğer ülkelerle "Vostok 2022" tatbikatlarına katılmak üzere Rusya'ya gideceğini açıklaması, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyareti arka planında Pekin ve Washington arasındaki artan gerilim ışığında, özel anlamlar kazandı.


Putin, ABD'nin müttefikleri cephesinden de çatışmada tarafsız veya yarı-tarafsız saflaşmalar çıkarmayı başardı.

Böylelikle Washington'un konumunu zayıflattı ve onun aracılığıyla uluslararası sistemin temellerini koruduğu ittifaklar ağını karıştırdı.

Dünyanın en büyük demokrasisi ve Washington'ın Hint-Pasifik bölgesindeki önemli stratejik ortağı olan Hindistan'ın, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınayan Birleşmiş Milletler kararlarını oylamaktan kaçındığını hatırlayalım.

Bu kararların en önemlileri, 25 Şubat tarihli Güvenlik Konseyi kararı ile "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının kınanmasını ve kuvvetlerinin derhal geri çekilmesini" öngören 2 Mart tarihli genel kurul kararıdır.


Putin ayrıca, bazı Körfez ülkeleri ile İsrail'in tarafsız bir pozisyon benimsemelerini sağlamak için, yeterince uzlaşma inşa etmeyi, yeterince ayartmalar sunmayı, endişe ve korkulara yeterince yatırım yapmayı başardı.

Bloomberg'e göre Putin'in belki de en önemli başarısı "enerji kaynaklarını militarize etme", Avrupa hükümetlerini, vatandaşların konut faturalarını sübvanse etmek için bütçelerinden milyarlarca dolar ayırmaya ya da Fransa'nın elektrik şirketini millileştirme kararında olduğu gibi, enerji üretim şirketlerinin yönetimlerine doğrudan girmeye zorlama başarısında yatıyor.

Buna ilaveten, savaşı finanse eden Rus kaynaklarını kurutmak için Rusya'nın petrol ve gaz üretim kapasitelerini durdurmaya oynanan bahis de başarısız oldu.

Rus enerji ürünleri, bugün halen bizzat Avrupa'da müşteriler buluyor. Rusya'nın kendisi, Çin ve Türkiye'den bahsetmiyorum bile.

En önemlisi, Moskova petrol ve gaz fiyatlarının kontrolünü yeniden ele geçirdi ve piyasaların artan enerji susuzluğu ışığında artık ürünlerini elden çıkarmak için büyük indirimler yapmak zorunda değil.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı, dünyayı uzun ve zorlu bir doğum sürecine soktu ve ne dondurulmuş bir çatışmayla sonuçlanacak kapsamlı bir Rus zaferi bekleyenler ne de bugün Putin için yakın bir son bekleyenler olsun, iyimser senaryolara yer bırakmadı.

Bu gerçeğin korkunç maliyetlerinin büyük bir kısmı, acılığına rağmen en makul seçenek olmaya devam eden Kremlin ile bir uzlaşma kabul edilerek önlenebilirdi.

Böyle bir görüşü bugün Putin'in destekçileri değil, Henry Kissinger'in sağı ile Noam Chomsky'nin soluna dağılmış Amerikan seçkinler dillendiriyorlar.
 


Savaşın başlangıcında New York Times gazetesi, NATO'nun Rusya sınırlarındaki Doğu Avrupa ülkelerini dahil edecek şekilde genişleme kararı nedeniyle "NATO" ve ABD'nin de sorumluluk yüklendiğini yayımlamıştı.

Gazete, ABD'nin Sovyetler Birliği'ne yönelik başarılı çevreleme politikasının mimarı ve Rusya konusunda en önde gelen Amerikalı uzman olan politikacı George Kennan'ın genişleme hakkındaki görüşünü de aktarmıştı.

Kennan diyor ki:

Bence bu yeni bir soğuk savaşın başlangıcı. Rusların yavaş yavaş aksi yönde hareket edeceğini ve bunun politikalarını etkileyeceğini düşünüyorum. Bence bu trajik bir hataydı. Bunun için hiçbir sebep yoktu. Kimse kimseyi tehdit etmiyordu. Bu genişleme, bu ülkenin kurucu babalarını mezarlarında ters dönmeye itecek.


Bu babalar adına Putin, Ukrayna'daki savaş aracılığıyla tarih ve coğrafyayı yeniden yazıyor.

İroni şu ki, Rusya ile uzlaşma seçeneğine öncülük edebilecek Washington, savaşın körüklenmesine katkıda bulunup uluslararası barışı bugün maruz kaldığı her şey ile karşı karşıya bırakırken, aynı Washington, 2015'teki anlaşma, Ortadoğu'daki çatışmaları ve gerilimleri körüklese de İran ile uzlaşma seçeneğine başvuruyor.

Putin ile uzlaşmak, İran ile uzlaşmaktan daha faydalı değil miydi?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU