Silahlı gruplar, yüzlerce parti, onlarca oluşum ve paylaşılmayan makamlar... Şiilerin tetikte olduğu Irak'ta sular durulmuyor

Siyasi krizin yaşandığı Irak'ta tansiyon düşmüyor. Mukteda es-Sadr destekçilerinin meclis binasında başlattıkları "açık süreli oturma eylemi" devam ederken, başka Şii gruplar da "Yeşil Bölge"ye girmek istiyor

Şiilerin tetikte olduğu Irak'ta sular durulmuyor / Fotoğraf: AA

Irak farklı etnik, dini ve mezhebi yapılara ev sahipliğiyle adeta bir mozaiği andırıyor.

Arapların en büyük etnik unsur olduğu ülkede, Kürt, Türkmen, Şebek, Hristiyan, Sabia Mendayi, Keldani, Asuri ve Yahudi gibi çeşitli ırk ve inanca mensup insan var. 

Yüzde 55'ini Şii Arap, yüzde 22'sini Sünni Arap, yüzde 19'unu Kürtler, yüzde 3'ünü Türkmenler ve kalan yüzde 1'lik kısmını ise diğerleri oluşturan Irak'ta, Merkezi Sayım Kurumu'nun 2017 yılında yaptırdığı sayıma göre 37 milyon 139 bin 519 kişi yaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ülke, petrol ve doğalgaz zengini olmasına rağmen ekonomik kriz ile boğuşuyor. 

Ekim 2019'da uzun yıllar süren olumsuzluklar ve kötü düzene karşı patlak veren geniş halk protestoları neticesinde Adil Abdulmehdi başbakanlığındaki hükümet istifa etti.

Yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen hala hükümet kurulamadı

Başbakan Mustafa el-Kazımi liderliğinde kurulan hükümet göstericilerin talepleri doğrultusunda 10 Ekim 2021'de erken seçim kararı aldı.

Seçimlerde 167 siyasi parti, oluşuma bağlı ve bağımsızlar dahil 3 bin 249 aday yarıştı.

329 sandalyeli parlamentoda Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Grubu) 73, Muhammed Halbusi'nin başında olduğu Takaddum Koalisyonu 37, Nuri Maliki'nin liderliğini yaptığı Kanun Devleti Koalisyonu 33, Mesut Barzani ile özdeşleşen Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) 31, Hadi Amiri'nin Fetih Listesi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 17'şer, Sünnilerin ikinci lideri adayı Hamis Hançer'in ekibi 14 koltuk aldı.

 

Seçimlerde 3 bin 249 aday yarıştı
Seçimlerde 3 bin 249 aday yarıştı / Fotoğraf: AA

 

Geri kalan sandalyeler diğer Şii, Sünni ve Kürt partiler arasında dağıldı.

Her seçimden sonra kaos ve siyasi tıkanıklık yaşanıyor

Anayasada yazılı olarak belirtilmese de 2006'dan bu yana Irak'ta başbakanlık Şiilerin, cumhurbaşkanı Kürtlerin ve meclis başkanlığı da Sünni Arapların hakkı olarak görülüyor.

Ülkede 2005'teki ilk seçimlerden bu yana neredeyse her seçimden sonra siyasi kaos ve tıkanıklık yaşandı, aylarca hükümet kurulamadı.

10 Ekim 2021'de yapılan seçimlerin üzerinden yaklaşık 10 ay geçti ama hala hükümet kurulmuş değil.

Çünkü seçimlerden sonra parti ve oluşumlar, siyasi hesaplarına göre ittifaklar oluşturmaya çalıştı.

Önce Sünni Araplar bir araya geldi, sonra Şii gruplar bir ittifak kurdu. Daha sonra Sadr Grubu bağımsız olarak parlamentoya girenlerden bazılarını yanına çekti.

 

Sadr destekçilerinin Meclis binasındaki oturma eylemi sürüyor
Sadr destekçilerinin Meclis binasındaki oturma eylemi sürüyor / Fotoğraf: AA

 

Sadr'cı vekillerin istifası, Koordinasyon Çerçevesi'ne fırsat sundu

Sadr, yanına KDP ve Sünni Arapları alarak "Anavatanı Kurtar" ismiyle bir ittifak kurdu. 

İran yanlısı olarak bilinen diğer Şii grupların ittifakının ismi ise "Koordinasyon Çerçevesi" oldu.

Sünni Araplar, yoğun uğraşlar sonucu meclis başkanlığı koltuğunda uzlaştı ama Kürtler cumhurbaşkanlığı ve Şiiler de başbakanlık konusunda anlaşamadı.

İstediği şekilde hükümet kuramayan Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, yeni bir yol haritası çizdi ve kendisine bağlı 73 milletvekiline istifa çağrısı yaptı.

Sadr'a bağlı vekiller istifa edince bu sefer diğer Şii partilerin sandalye sayısı arttı ve Koordinasyon Çerçevesi hükümet kurma olanağına erişti.

 

Koordinasyon Çerçevesi içerisinde yer alan Şii liderler
Koordinasyon Çerçevesi içerisinde yer alan Şii liderler / Fotoğraf: Twitter

 

Göstericilerin parlamentoda oturma eylemi sürüyor

İlk başta başbakanlık için birbiriyle yarışan Nuri Maliki, Haydar Abadi ve Hadi Amiri, daha sonra eski bakanlardan Muhammed Şiya es-Sudani ismi üzerinde uzlaştı.

Sudani ismini duyan Sadr, taraftarlarını sokağa çağırdı. Sadr destekçileri, beton bariyerleri aşarak hükümet binalarının yer aldığı Yeşil Bölge'ye girdi. Meclis binasını basan göstericiler oturma eylemine başladı.

Bunun üzerine İran'a yakın Koordinasyon Çerçevesi, Sadr Hareketi mensuplarının meclis binasını basması nedeniyle destekçilerine Yeşil Bölge çevresinde gösteri düzenlemeye çağırdı.

Başbakan Mustafa el-Kazımi aleyhine ve Nuri Maliki lehine slogan atan göstericiler Yeşil Bölge'ye girmek istedi, ancak güvenlik güçleri geçişlerine izin vermedi.

125'ten fazla kişi yaralandı

Güvenlik güçleri ve göstericiler arasında yaşanan gerginlikte 25'i güvenlik mensubu olmak üzere 125'ten fazla kişi yaralandı.

 

Gerginlikte 125'ten fazla kişi yaralandı
Gerginlikte 125'ten fazla kişi yaralandı / Fotoğraf: AA

 

Gerginlik sonrası Sadr, destekçilerine meclisten ayrılarak, oturma eylemine binanın çevresinde devam etme çağrısı yaptı.

Irak'ta şimdiden ne olacağını kestirmek zor ancak onlarca siyasi parti ve bir o kadar da silahlı grubun olması durumu daha da karmaşıklaştırıyor.

Peki, Irak'ta ne oluyor? Mukteda es-Sadr ve İran yanlısı Şii gruplar arasında bir çatışma yaşanır mı?

"Her an bir çatışma yaşanabilir"

Independent Türkçe'ye konuşan Iraklı Türkmen siyasetçi ve eski milletvekili Fevzi Ekrem Terzi'ye göre Bağdat'ta siyasi atmosfer endişe verici boyutta ve her an her şey olabilir.

Krizin Kürtlerin cumhurbaşkanlığı ve Şiilerin de başbakan adayı üzerinde uzlaşamamasından kaynaklandığını kaydeden Terzi, "Uzlaşmanın olması bir zor görünüyor, çünkü ülkenin iki büyük gücü olan Sadr ve Maliki arasında tam anlamıyla bir anlaşmazlık var. Bu anlaşmazlık eski defterlerin açılmasıyla bir hesaplaşmaya dönüşmüş durumda" dedi.

 

Fevzi Ekrem Terzi
Fevzi Ekrem Terzi / Fotoğraf: Twitter

 

"Sadr devrim peşinde"

Kendisinin de Yeşil Bölge'de olduğunu ve durumun gittikçe daha vahim bir hal aldığını ifade eden Terzi, "Ortam çok karmaşık ve her an Şii gruplar arasında bir çatışma yaşanabilir. Gruplar anlaşmaya yanaşmıyor. Sadr, parlamento dahil ülkedeki sistemin kökünden değişmesini istiyor. Yani bir devrim peşinde. Karşıtları ise sistemin devamından yana tavır sergiliyor" diye konuştu.

Koordinasyon Çerçevesi'nin cumhurbaşkanı ve başbakan seçmek için yakın zamanda Süleymaniye kentinde bir toplantı yapması için hazırlık yaptığı bilgisini aktaran Terzi, "Bir anlaşma olur mu bilinmez ama dünyanın birçok ülkesinin istihbaratı tabiri caizse Bağdat'ta cirit atıyor. İran, ABD ve Birleşik Krallık dahil birçok ülke Bağdat'a müdahale ediyor. Özellikle İran ve ABD çok etkin. Zaten Irak, İran ve ABD'nin anlaşamamasının ceremesini çekiyor" yorumunu yaptı. 

"Yürürlükteki sistemin geçerliliği sona ermek üzere"

Araştırmacı yazar Shaho Alkaradaghi ise seçimlerden birinci parti çıkan Sadr'ın çoğunluk hükümeti kurarak Irak'ı birçok krizi sokan ortaklıktan kurtarmayı amaçladığını söyledi.

Sadr'ın İran yanlısı Şii grupların tutumu nedeniyle parlamentodan çekildiğini ve muhaliflere mesaj vermek için sokağa çıkma kararı almasına yol açtığını belirten Alkaradaghi, "Ülke, her biri silahlı iki grup arasında gerçek bir çatışmaya sahne oluyor. Bu da ülkedeki anayasal ve güvenliği sağlayan kurumların devre dışı kaldığını ve çatışan tarafları bir araya getirecek güvenilir bir partinin olmadığını gösteriyor. Bu da şu an yürürlükte olan sistemin geçerliliği sona ermek üzere olduğunu görülüyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Shaho Alqaradaghi
Shaho Alqaradaghi / Fotoğraf : Independent Türkçe

 

"Sadr'ın gücünü hesaplamada hata yaptılar"

Tüm olasılık ve senaryoların olabilecek her duruma açık olduğunu, özellikle İran hakimiyetinin zayıfladığı ve Maliki'nin sızdırmalarının ardından Şii gruplar arasında güven eksikliğinin yaşandığının altını çizen Alkaradaghi, "Sadr'a yönelik bir saldırıya zemin hazırlama niyeti ışığında en tehlikelisi Şii grupların sokağa çıkması ve farklılıkları gidermek için silahlı çatışmaya girmesidir" dedi ve ekledi:

Koordinasyon Çerçevesi'nde bir yükselme vardı ancak öyle görünüyor ki Sadr hareketinin gücünü hesaplama konusunda hata yaptıklarını fark ettiler. Çünkü bir anda sakinlik ve diyaloğa çağıran bir hitapla karşılaştık. Bu da Sadr hareketinin artık taleplerini artırabileceğini ve taleplerini gerçekleştirebilmek için Koordinasyon Çerçevesi'nin zayıflığından ve dağınıklığından faydalanabileceği anlamına geliyor. Koordinasyon'un Sadr'ın şartlarını kabul etmesi ve silahlı çatışmadan kaçınması, 2003'ten sonra elde ettikleri tüm kazanımları ve ayrıcalıkları kaybetme anlamına gelecektir.

"Provokasyon önümüzdeki günlerin anahtar kelimesidir"

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Erkmen ise Irak'ta sabırlı olanın ve kendi kitlesini kontrol edebilenin sürecin galibi olacağı bir evreye girdiğini belirtti. 

Göstericilere karşı aşırı güç kullanımı veya bir katliamın Şiiler arasındaki çatışmayla iç savaşa dönüşeceğini kaydeden Prof. Dr. Erkmen, "Hiçbir grup iç çatışmanın yaşanması taraftarı değil. Çünkü onlar da Bağdat'tan başlayacak ve Şiiler gruplar arasında gerçekleşecek bir çatışmanın Sünni Arap ve Kürtlerin bağımsızlıklarını arayacakları bir parçalanma sürecini tetikleyeceğini çok iyi biliyorlar. Bu nedenle provokasyon önümüzdeki günlerin anahtar kelimesidir" ifadelerini kullandı. 

 

Serhat Erkmen
Serhat Erkmen / Fotoğraf: Twitter

 

"Şu anda ibre siyasi krizin iç savaşla sonuçlanmamasından yana"

Irak'ta krizi kaosa, kaosu da iç savaşa çeviren provokasyonların yaşanmasının sıradanlaştığının altını çizen Erkmen, "2006 başında Irak El Kaide'sinin Samarra'daki İmam El Askeri türbesine yaptığı saldırı Sünni-Şii çatışmasını; 2013 başlarında Anbar ve Kerkük'teki göstericilerin Irak güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi IŞİD'e olan desteği körüklemişti" örneğini vererek sözlerini şöyle tamamladı:

İki örnek de ülkeyi dev bir iç savaşa sürüklemişti. Bu nedenle krizin evrilebileceği noktayı anlayabilmenin yolu benzer örnekleri izlemek. Olaylar akışına bırakılır da bir süre sonra sokağın harareti dinerse yeniden hükümet kurma veya sıkıntılı bir erken seçim süreci başlar. Provokasyonlar ise ülkeyi en az üç parçaya ayıracak bir iç çatışmanın fitilini ateşler. Şu anda ibre bu siyasi krizin iç savaşla sonuçlanmamasından yana; ancak artık Irak'ı da en az Suriye kadar yakından izlemenin zamanı geldi.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU