Can Ataklı: Fiyatların kabahati yok, soygunu yeni havalimanı yönetimi yapıyor

“Dükkan kiraları Euro bazındaymış. Üstelik yine Euro bazında bile çok yüksek kiralar talep ediliyormuş. Bunu TL’ye çevirince ortaya anormal bir kira rakamı çıkıyormuş. Böyle olunca da dükkan sahipleri kira bedelini ister istemez fiyatlarına yansıtıyormuş”

Fotoğraf: AA

Korkusuz yazarı Can Ataklı, İstanbul Havalimanı’nda satılan yiyecek ve içeceklerdeki yüksek fiyatlarla ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı. Ataklı’nın aktardığına göre ürünleri satan dükkanların kirası euro ile ödendiği için işletmeciler maliyeti ürünlere yansıtmak zorunda kalıyor.

Ataklı, bugünkü köşe yazısında İstanbul Havalimanı’nda bir pizzanın 530 TL, sandviçin 110 TL, kutu içeceklerin 63 TL, şişe suyun 31 TL olduğunu hatırlattı.

“İyi de bu fiyatlar niye bu kadar yüksek?” diye soran Ataklı, şunları yazdı:

Dükkan kiraları Euro bazındaymış. Üstelik yine Euro bazında bile çok yüksek kiralar talep ediliyormuş. Bunu TL’ye çevirince ortaya anormal bir kira rakamı çıkıyormuş. Böyle olunca da dükkan sahipleri kira bedelini ister istemez fiyatlarına yansıtıyormuş.

Bu durumda kötülük dükkan sahiplerinden mi geliyor? Hayır kötülük büyük soygunu yapan AKP’nin müteahhitlerinde ve dolayısıyla devleti yönetenlerde. Beş altı arkadaş var biliyorsunuz bütün ihaleleri onlar alıyorlar. Milyarlarca dolar tutuyor bunlar. Önce işi yapıp atıyorlar cebe parayı. Sonra da bilmem kaç yıl işletip yine paraları topluyorlar. Havalimanını işletenler de bunlardan elbette. Yetmiyor topladıkları para, işlettikleri yerleri astronomik fiyatlardan kiraya veriyorlar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Devletin yönetenlerin bu soyguna kayıtsız kaldığını söyleyen Ataklı, şöyle devam etti:

Kiralar çok yüksek diye dünyanın hiçbir medeni ülkesinde bir malın fiyatına aşırı zam yapamazsınız. Devlet bunu önler. İstanbul Havalimanı’nın işletmesi “dilediği gibi kira istiyor, kiracılar ise kiranın tamamını satılan ürünlerin fiyatlarına ekliyor” bu olacak şey değildir. Gerçek bir devlet bir havaalanı işletmesinin halkı böyle soymasına göz yummaz. Tabii medeni ülkeler için geçerli bu.

Yapılması gereken devletin “Her neresi olursa olsun, halkın her yerde ulaşabildiği mal ve hizmetler, halkın zorunlu olarak gittiği yerlerde farklı fiyatlarla satılamaz” demesidir. Devlet bunu uygulayabilse, yeni havalimanında yer tutmak isteyenler gelir gider hesabı yaptıklarında astronomik kiraları ödeyemeyeceklerini göreceklerdir. Böyle olunca kimse buraları kiralamayacak ve şirket kiraları makule çekmek zorunda kalacaktır. Oysa şu anda İstanbul Havalimanı işletmecisi, kiracısına “Ben seni soyarım, sen de git buraya gelen yolcuyu soy” mantığı ile işini yürütmektedir.

Ataklı, yazısına ayrıca şu notu düştü:

Kimileri “Havalimanı çok lüks, çok yeni, kiraların yüksek olması doğaldır. Ayrıca İstanbul’da birçok lüks mekânda fiyatlar çok daha yüksek” diyor, akılsızca. Lüks lokanta ve lüks otellere dileyen gider, fiyatını da öder, en önemlisi ne ödeyeceğini de önceden bilir. Yani buraya zaten parası olan gider. Oysa havaalanına girdiğiniz an buradaki hizmet veren dükkanlardan alışveriş yapmak zorundasınız. Zaten soygun diye tanımladığım şey bundan kaynaklanıyor. Rekabetin olmadığı yerde dilediğin fiyatı koymanın adı soygundur.

 

Korkusuz, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU