Batı, Suudi Arabistan'ın kararlılığı sayesinde Ortadoğu'yu yeniden keşfediyor

Bu bölgenin bölücü projeler karşısındaki kararlılığı ve Suudi Arabistan'ın onları ne pahasına olursa olsun engellemekteki ısrarı olmasaydı, bu önemli stratejik değişim gerçekleşmeyecekti

Fotoğraf: AP

Riyad'ın açıkladığı gibi Başkan Joe Biden'ın ziyaretinin ikinci günü, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, Mısır Arap Cumhuriyeti, Ürdün Haşimi Krallığı ve Irak liderleriyle düzenlenecek bir görüşmeye ayrılacak.

Bu, ABD ve Avrupa'ya pozisyonunu yeniden gözden geçirmesi yönünde ve hayati çıkarlarınızın bulunduğu, onun size ihtiyaç duyduğundan daha fazla sizin ona ihtiyaç duyduğunuz, onunla ilişki kurmanız gereken bir Arap "ittifakının" olduğunu keşfettiğiniz, bu ittifakın liderliği de burada şeklinde önemli bir mesaj ileten Suudi Arabistan'ın kaydettiği büyük bir başarıdır.

Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Selman'ın ABD ziyareti ve Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesinden Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz'in ABD Başkanı Joe Biden'a davetinin duyurulmasına kadar geçen süre tam ve eksiksiz bir aydır.

Prens Halid bin Selman'ın ziyareti mayıs ortasındaydı. Davet haziran ortasında duyuruldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu ay içinde Suudi Arabistan ve ABD'deki yetkililer arasında, Biden'ın temaslarını düzenlemek için karşılıklı ziyaretler gerçekleştirildi.

Amaçlanan düzenlemenin sadece resmi protokoller için olmadığını, genellikle her iki tarafın da ihtiyaç duyduğu anlaşmaların müzakere edilmesi ve sonuçlandırılması anlamına geldiğini bilmek önemli.

Böylece liderlerin ziyareti sadece resmi olarak varılan anlaşmaları onaylama amacıyla gerçekleşmektedir.


Ziyaret tarihinin belirlenmesi, ABD Başkanı'na Suudi Arabistan ziyaretinin tarihinin her fırsatta medya tarafından defalarca sorulmasının ardından geldi.

Amerikan medyası, galon fiyatının 5 doları aşması ile daha önce ulaşmadığı bir eşiği gören benzin fiyatları krizine çözüm bulması için Başkan'a baskı yaptı.

Zira yüksek benzin fiyatları ABD'de enflasyonu etkileyerek yüzde 8,6'ya ulaşmasına yol açtı. Bu da ABD için eşi görülmemiş bir oran.

Herkes bunun çözümün Riyad'da olduğu konusunda hemfikir.


Başkan Biden'a gelince... Ziyaretin enerji konusunu görüşmekle sınırlı olmayacağını, bölgedeki kapsamlı güvenlik konularının da ele alınacağını söyledi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Prens Halid bin Selman ile görüşmesinde "iki ülke arasındaki uzun vadeli ortaklığı" vurgulamıştı.


ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrian Watson, yaptığı açıklamada Sullivan'ın "Başkan Joe Biden'ın Suudi Arabistan'ın topraklarını savunmasına yardım etme taahhüdünü yinelediğini, Yemen'de BM aracılığı ile ateşkesin sağlanması konusunda Suudi Arabistan liderliğinin rolünü takdir ettiğini ilettiğini" belirtti.

"İkili, küresel ekonomik dayanıklılığı sağlama çabalarını koordine etmenin önemini de görüştü" dedi.

Bu, Amerikan yönetiminin, hayati dosyalarında Suudi Arabistan ile iş birliği ve koordinasyonun öneminin geç de olsa farkına vardığını gösteriyor. Zira Suudi Arabistansız bölgede istikrar olamaz.

Daha da önemlisi, yönetim ABD'nin çıkarlarının Suudi Arabistan ile ilişkisine bağlı ve bunun Amerikan vatandaşının yaşamının istikrarını doğrudan etkileyecek kadar etkili olduğunun da farkına vardı.

Çin dosyasında ABD'nin Suudi Arabistan'a ihtiyacı var. Rusya dosyasında ve İsrail dosyasında ona ihtiyaç duyuyor.

Ayrıca terörle mücadelede, bölgesel suların güvenliği dosyasında ve son olarak ABD'nin kendi içindeki fiyat enflasyonu ile mücadelede Suudi Arabistan'a ihtiyacı var. 
 


ABD'de petrol bulunmasının Suudi Arabistan gibi bir müttefikten vazgeçmesini sağladığını kim söylediyse yanlış hesap yapmış. İşte gerçek herkesin gözü önünde.

Başkan Biden'ın bahsettiği bölgedeki güvenlik sorunlarına gelince; bunlar sadece ABD'nin değil, bölge ülkelerinin de çıkarlarıdır.

Bu konuyla ilgili görüşmeler sadece müzakerelerinden dışlandığımız ama bugün ABD'nin de bu anlaşmanın sadece İran'ı ve Batı'yı ilgilendirmediğini, Körfez'in diğer yakasını ve ülkelerini de ilgilendirdiğini ve onların dışlanamayacağını kabul ettiği nükleer anlaşmayı değil, aynı zamanda İran dosyasını ve onun milislerini de kesinlikle içerecek.

Avrupa Birliği de başta Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri olmak üzere Ortadoğu ülkelerini yeniden keşfetmeye başlıyor.

Avrupa Birliği'nin yüksek temsilcisi Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi'nin KİK ülkeleri ile "iş birliği, koordinasyon ve entegrasyona dayalı" yeni bir strateji çağrısında bulunan ortak bildirisini yayımladı.

Bu bildirinin yaklaşımlarında, Avrupa Birliği bu varlığın (Körfez İşbirliği Konseyi) ister çevre, iklim, sağlık, isterse uluslararası ilişkiler, bölgesel askeri ve güvenlik iş birliği ile ilgili olsun tüm stratejik Avrupa dosyalarındaki önemini ilk kez keşfediyormuş gibiydi.

Sonuç olarak, bu bölgenin bölücü projeler karşısındaki kararlılığı ve Suudi Arabistan'ın onları ne pahasına olursa olsun engellemekteki ısrarı olmasaydı, bu önemli stratejik değişim gerçekleşmeyecekti. Suudi Arabistan nihayetinde bu verimli sonuçlara ulaşmak için çok şeye katlandı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU