Biden ve Putin: Savaşı başlatmak ve bitirmekten kim sorumlu?

Dünyanın kaderini kontrol eden üç oyuncu uzlaşı alanından uzaklaşıyor ve bu kez uzaktan değil doğrudan sıcak savaş bölgesine yaklaşıyorlar

Kolaj: Independent Türkçe

Platformlarda, salonlarda, forumlarda ve hatta karar alma odalarında, kesin cevapları olmayan birçok soru dolaşıyor:

Bu savaşın patlak vermesinden kim sorumlu?

Savaşın devam etmesinden kim sorumlu?

Dünyayı bu savaştan kim kurtarabilir?

Ukrayna topraklarına kapsamlı bir askerî harekât gerçekleştiren Putin, bunu yapabilir mi?

Bazı kesimler onun bu işgale ilişkin gerçeklerini haklı görürken, diğer bazıları ise savaşı başlatmak için geçerli ve yeterli olmadığını düşünüyor.

Peki ya Biden?

Nitekim bu savaştaki doğrudan ve merkezi rolünü gizlemedi. Savaş başlamadan gerçekleşeceğini söyledi ve Ukrayna'nın yıkımına yol açıp Avrupa'yı istikrarsızlaştırsa bile Rusya'yı tüketecek her şeyi sağlamaktan geri durmadı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Putin, Amerikan çekimine cevap verme sorumluluğunu taşıyor. Çeşitli eğilimleri ve yorumları ile birlikte neredeyse tüm analistlerin ortak fikri budur.

Hepsi olmasa da birçoğu, Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Ukrayna ve dünya düzeyinde tepkinin boyutları" konusunda yanlış bir hesap yaptığını düşünüyor. Bu, savaşın uzamasına rağmen sahadaki mütevazı başarıları açıklıyor.


Şayet Putin ve ekibi Kırım savaşında test edilen tepkinin etkisi altına girdiyse, gerçekten gözden kaçırdıkları şey, o zamanın bugün olduğundan çok farklı olduğudur.

Rusya'nın başlattığı savaş, sahada belirleyici sonuçlara doğru ilerlemenin veya savaşın başında belirlenen hedeflerden geri çekilmenin zor olduğu bir noktaya ulaştı.

İlk seçeneği gerçekleştirmek üzere devam etmek, Rus devleti için feci tehlikeler içermektedir.

İkinci seçenek, buna sebep olanların sorumlu tutulacağı bir yenilgiyi beraberinde getirecektir.


Kanlı ve yıkıcı bu sahnenin, uzun ve yorucu bir küresel yıpranmanın zeminini hazırlayan ABD Başkanı Joe Biden'di.

Sanki Ukrayna'daki savaş ve harap olmuş ülkeye bol miktarda fon tahsisi, "Amerika'nın geleneksel etkisini her yerde yeniden kurmak ve Avrupa kıtasını yönetmek üzere" yapılan zorunlu bir geçişmiş gibi.

Washington, -kaprisleri ve savaşları ne kadar maliyetli olursa olsun- onların Amerikan şemsiyesi altında bağlılıklarını yenilemek ve tabiiyetlerini sürdürmek istiyor.

Keşke mesele bu noktada dursaydı. Biden bütün dünyayı tarihte görülmemiş bir küresel militarizme sürüklüyor.

Örneğin bir "Asya NATO'sundan" söz edilmesi boşuna değil. Nitekim Tayvan dosyası, Çin alanındaki küresel çatışma seviyesine dahil edildi. Tayvan, Çin'in acı veren kolu ya da Asya Ukrayna'sıdır.


Biden'in yaptığı sansasyonel açıklamalardan sonra, Asya'da işlerin ne şekilde seyredeceğini ve gelişeceğini kimse kesin olarak bilmiyor.

Seçim kampanyasında akılcılığın ve esnekliğin babası olarak nitelenen Biden, sürprizlerin babası çıktı. Kampanyasında söylenenlere Beyaz Saray'da riayet edilmedi.

Rekabetin şiddetlendiği dönemde Demokratlar, iç ve dış politikada her konuda Trump'tan farklı hareket edecekleri vaadinde bulundular.

Seçim kampanyasında Biden, rakibi Trump tarafından büyük ölçüde bozulan Avrupa ile ilişkilerde makul bir denge tutturacağını ve Filistin-İsrail çatışmasında nispi de olsa mutedil bir tutum takınma isteğinde olduğunu gösterdi.

Ardından Kongre'ye silahlı bir baskın düzenleme noktasına varan taraflar arasındaki rekabetten sonra Amerikan iç uyumunu yeniden sağlamada kararlı olduğunu gösterdi.
 


Biden ve Demokrat Parti'nin seçim kampanyası sırasında ortaya koyduğu olumlu imaj, yönetimde ikinci yılını tamamlamadan yıkıldı.

Avrupa ile kapsamlı ilişkiler sürecinde ufak bir pürüz gibi görünse de Fransa ile denizaltı krizi yaşandı. Sonra Biden, Ukrayna savaşını 'uzaktan kumanda' ile yönettiği Amerikan lokomotifinin arkasına Avrupa'yı da takıp, Çin sınırına kadar sürükledi.

Avrupa, bunun her ne kadar kendisinin çıkarına olduğunu düşünmese de içinden çıkmaya gücü olmadığı için Amerikan oyununa dahil olmak zorunda kaldı.


Ukrayna'daki Rus kartopu nereye ulaşacak?

Biden'ın dünyayı yeniden militarizasyonu nereye varacak?

İhtiyatlı bir şekilde hareket eden Çin daha ne kadar tüm çelişkileri tek elde tutacak?

Dünyanın kaderini kontrol eden üç oyuncu uzlaşı alanından uzaklaşıyor ve bu kez uzaktan değil doğrudan sıcak savaş bölgesine yaklaşıyorlar.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU