Büyütülmek istenen ateş çemberine NATO kılıfı

İsmail Çetin Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Arap Baharı ile başlayan süreçte Arap ülkelerini ve Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren ABD ve AB, Doğu Bloku'nu karıştırmak için Kazakistan'da denediği olmayınca Ukrayna'da fitillediği ateşi Finlandiya ve İsveç hamleleri ile büyütüp ateş topuna dönüştürerek devam ettirme peşinde koşuyor.

Son hamlesi ile bir taşla 2-3 kuş vurma peşine düşen ABD, Finlandiya ve İsveç'i Rusya'ya düşman yaparak ateş çemberini daha da genişleterek hem bölgeyi karıştırmak, hem de Rusya'yı zor durumda bırakmanın planlarını kuruyor.

Ortadoğu'yu yeniden dizayn eden zihniyetler, Doğu Bloku'nu da dizayn etmek için kolları sıvadı. Kısaca yeni dünya düzeni için düğmeye basıldı. Bunun için Doğu Bloku'ndaki büyütülmek istenen ateş çemberine NATO kılıfı uydurulmaya çalışılıyor.

NATO üyesi olmak için ilk adımları atan İsveç ve Finlandiya Türkiye'nin iade talebinde bulunduğu FETÖ ve PKK üyesi 33 teröristin hiçbirini iade etmedi. İpleri ABD'nin elinde olan ve bu ipleri sıkılaştırmak isteyen ABD, elindeki teröristleri iade etti mi ki İskandinavlar edecek.

Bu yüzden dolayı bölgemizi karıştırmak isteyenlere ivedilikle önlem almak zorundayız. Ortadoğu'daki yaşananların yansımalarını yaşamamak adına önlemlerimizi alıp, ona göre siyasetimizi şekillendirmemiz şarttır.

Bölgemizdeki huzur, refah ve barış ülkemizdeki huzur, barış ve refahla doğru orantılı olduğundan hareketle ülke menfaatlerini şahsi menfaatlerimizin önüne koyarak hareket kabiliyeti belirlememiz kaçınılmaz bir vaziyet almıştır.

İskandinav ülkeleri olarak bilinen ve hep tarafsız olarak yaşayan 5,5 milyon nüfuslu Finlandiya ve 10 milyon nüfuslu İsveç NATO'ya girmek için bir anda mücadele vermeye başladı.

İki ülkede sebep olarak Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme çabalarını öne sürse de ABD tarafından oyunun içine sokulmak istendikleri açık seçik görülüyor. ABD yine her daim olduğu gibi insan hayatını hiçe sayarak tehlikeli oynamaya devam ediyor. 

Enkazı arkada kalan ve daha da devam eden Arap Baharı sürecinin ilk fitillendiği Irak'la başlayan sürece dönecek olursak;

Demokrasi ve insan haklarını getireceğim siyasetine "Kitle imha silahı var" senaryosunu ekleyerek yazdığı ve kamuoyunu da bu yalanla ikna ederek bölgeyi yakıp yıkan ABD, ardından "Kitle imha silahı yokmuş, yanılmışız" sözleri ile dünyayı şoke etmiş ama gelin görün ki kimsenin kılı dahi kıpırdamamıştı.

ABD günün sonunda bu bölgeye kendi ülkesinde bile olmayan insan haklarını, demokrasiyi getirmediğini bir kenara bırakın, getirecek insan bırakmadı.

Burada en vahim durum ise, basında yer bulan ve hafızalarımıza kazınan "Irak'a ilk bomba düştüğünde 8,5 milyar dolar kasamızda" sözü de tarihin derinliklerinde yerini almıştır.

Neticede kendi toprakları ve vatandaşı risk altında olmayınca gerisi teferruat mantığı ile hareket eden, arkasına AB'yi de takan ABD, başka toprakların üzerinde bina kalmamış, caddeler yok olmuş, insanlar bir hiç uğruna ölmüş umurunda olmadığı gibi konuşurken de mangalda kül bırakmadığına bütün dünya şahit olmuştur.

Arap Baharı'nın son esintisini Afganistan'la tamamlayan ABD bu bölgedeki görevini tamamlayarak "Doğu Bloku Baharı" için kolları sıvamış ve hiç zaman kaybetmeden harekete geçmiştir.

Kazakistan'da oynadığı oyun tutmayınca Ukrayna, ardından da NATO kılıfı ile Finlandiya ve İsveç'i hareketlendirmiştir. 

"Doğu Bloku Baharı"nı körüklemeye çalışan ABD her gün farklı planları devreye koyarak bu bölgeyi de karıştırmayı şahsına şiar edinmiştir.

Anlaşıldığı üzere hiçbir zaman amaç değişmeden devam eden bir trenin ön vagonu misali yol almaya devam etmektedir.

ABD ve AB aynı kelimelerle "Ukrayna'nın arkasındayız" cümlesini kurarak ve bunu da diline pelesenk ederek hareket ettiğini görmekteyiz.

Konuşmalarına bakacak olursanız Ukrayna'nın Rusya'yı bir günde haritadan silmesi gerekir. Lakin işin aslına baktığımızda sözden öteye kasıtlı olarak gitmeyen ABD ve AB, Ukrayna'nın haritadan silinmesi filmini izletmektedir.

Farklı değerlendirecek olursak da çok güçlü olarak lanse edilen ABD ve AB'nin Rusya'nın karşısında aciz kaldığı ortadadır.

Yarım ağız "Ukrayna'nın arkasındayız" diyerek Ukrayna'yı ileri sürenler şimdi yine olayı büyütmek, ateş çemberini genişletmek için İskandinav ülkelerini devreye koyma çabasındadırlar.

Ateş çemberini büyüterek çetrefilli hale getirmek için var gücü ile çalışan ABD'nin amacı her zaman olduğu gibi bağcıyı dövmek olduğu için; "bölge karışsın, kaos ortamı oluşsun, tarafımıza gebe kalsınlar, istediğimiz atı oynatalım ve ardından tarafımıza bağlı yönetimi atayalım. Bölgenin zengin yeraltı kaynaklarını sömürelim" mantığı açık ve seçik görülmektedir.

ABD, Finlandiya ve İsveç hamleleriyle Rusya'nın göz irisine köz basmaya çalışmaktadır. Bu bölgeyi de tamamen savaş enkazı altında bırakmak için ateşe benzin döktüğü yetmiyormuş gibi körükte yapmaktadır.

Son yapılan Finlandiya, İsveç hamlesi karşısında Rusya'da boş durmamakta ve gardını alarak salvolar yapmaktadır.

Neticeye bakacak olursak niyetin halis olmadığı Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliği ekonomik göstergeler açısından dünyaya tehdit olduğu gibi Doğu Bloku'nda da gerilimi arttırarak büyüteceği aşikârdır. Zaten ilk mesajları da Rus yetkililer vermiştir.

Amaç Ukrayna'nın başarısı değildir. Amaç Finlandiya ve İsveç'in çıkarları değildir. Amaç bu bölgenin yakılıp yıkılarak bölgenin cılızlaştırılması ve ABD'nin istediği gibi at oynatması, AB'nin amaçlarına hizmet etmesi için ortam oluşturulmasıdır.

Bundan dolayı bu bölgede aklıselim hareket edilmesi gerekir. Çünkü Doğu Bloku'ndaki kargaşa ve kaos çemberinin büyümesi üçüncü dünya savaşı demektir.

Sonuç olarak bu bölgede yaşayan her ülke, zarar görmemek adına birbirine düşmeden bu bölgede fitne çıkaran zihniyetlere karşı tek bilek olmak, geçit vermemek zorundadır.

Yoksa ateş topu patlayacak olursa bu bölge çok büyük yaralar alır. Bu bölge yaraları da Ortadoğu gibi olmaz. Dünya ateş topuna döner.

Bundan dolayı önce ülke, sonra bölge çıkarlarımız için kırk düşünüp bir hareket etmek zorundayız. Baştan bu yana tarafsız olarak hareket ettiğimiz gibi oyuna gelmeden bu tarafsızlığımızı devam ettirmeliyiz.

Bir abi edasında olaya üstten bakarak şahsi çıkarlarımızı, ülke menfaatlerinin arkasına koyup, Rusya, ABD restleşmesiyle başlayan bölgedeki hareketlilikten en karlı çıkan ülke olabiliriz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU