Spotlight etkisi ve sosyal medya

Deniz Unay Independent Türkçe için yazdı

İllustrasyon: Kristina Miesel / Düzenleme: Independent Türkçe

Bir tiyatro gösterisinde sessize almayı unuttuğunuz telefon bir anda çaldıysa; o an herkesin size baktığını ve yadırgadığını düşünüyorsanız;

Bir davete giderken yoldan geçen bir arabanın üzerinize sıçrattığı küçük bir çamuru, katıldığınız davette herkesin fark ettiğine inanıyorsanız;

Bir iş toplantısında kıyafetinizdeki minik bir söküğe herkesin baktığını hissediyorsanız; 

Katıldığınız bir düğünde giydiğiniz kıyafet seçiminiz sizi memnun etmediyse ve düğündeki herkesin kıyafetiniz hakkında yorum yapacağından endişeliyseniz;

Yemek yerken üzerinize dökülen bir şey sizi içten içe sakar ve kötü hissettiriyorsa;

Emin olun, Spotlight etkisi altındasınız.


Spotlight etkisi nedir? 

Spotlight effect yani sahne ışığı etkisi kavramı Cornell Üniversitesi'nde Psikoloji Profesörü Thomas Dashiff Gilovich tarafından 1999 yılında ortaya atılmıştır.

Aslında bu kavram bizim toplumumuzda sıkça eleştirilen hatta komedi skeçlerine konu olan "Elalem ne der" fenomeninin aynısıdır.

İnsanlar yaşadıkları çevrede, yaptıkları tüm davranışların, diğer insanlar tarafından beğenilip eleştirileceğini hesaplayarak hareket ederler.

Bu şekilde yaşamını sürdüren insanlar hayatlarını kendileri için zorlaştırdığı gibi yakın çevresindeki insanların hayatlarını da zorlaştırırlar.

Genellikle şu tavsiye ve çekinceleri sıklıkla çevrenizden duyarsınız: 

"Sakın bu kıyafetle o düğüne gitme!"

"Orada sakın bu durumdan bahsetme!"

"O kişiye karşı mutlaka mesafeli olmalısın!"


Sahne ışığı etkisi, genellikle kişinin davranışlarının ve düşüncelerinin diğer insanlar tarafından tahmin edilmesi üzerine oluşan bir etkidir.

Aslına bakacak olursak çevremizdeki insanlar düşüncelerimiz, kıyafetimiz ve davranışlarımızla bu kadar sık ilgilenmezler.

Bununla ilgili olarak Cornell Üniversitesi'nde yapılan bir sosyal deneye gönüllü olarak katılan 109 öğrenci arasına, çok da sevilmeyen Amerikalı müzisyen Barry Manilow tişörtlü öğrenciler gönderilir. Bir süre diğer öğrenciler arasında vakit geçiren tişörtlü öğrenciler salondan çıkartılırlar.

Sonra öğrencilere bunu fark edip etmedikleri sorulunca, yaklaşık yüzde 25'lik bir öğrenci grubunun tişörtleri fark ettikleri tespit edilir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Spotlight etkisi ile ilgili başka bir bulgu ise, insanların diğerleri ile konuştukları ve tartıştıkları kişilerin tüm kelimeleri ve cümleleri hatırladıklarını düşünmeleridir.

Bu gerçekten mümkün değildir. İnsan hafızası her detayı hatırlayabilecek güce sahip değildir. Gün içerisinde işte, okulda, yolda, evde binlerce detay zihnimizden ışık hızı ile geçip gider.

Sadece hatırlamak istediğimiz ve aşırı derecede dikkatimizi çekecek detaylar bizimle kalır. Hatta bir süre sonra bu aşırı ve dikkat çekici detayları da unutur gideriz.

Sohbet esnasında bazen "Dün akşam ne yediğimi hatırlamıyorum onu nasıl hatırlayım" sözü tam da bunun için söylenmiş bir sözdür.

Aslında her şeyi çok hızlı unuttuğumuz halde, maalesef spot ışığı etkisini hayatımızın merkezinde ve her detayında hissetmekten kendimizi alamıyoruz.


Spot ışığı etkisi bir kaygı bozukluğu mu?

Spot ışığı etkisi kendinizce kusur olarak gördüğünüz şeylerin diğer insanlar tarafından daha yoğun görüldüğü ve konuşulduğunun düşünülmesidir.

Bu etki bazen insanların kıyafetlerini, davranışlarını daha sık kontrol etmesine neden olan bir kaygıya dönüşür.

Başkaları tarafından sürekli izlendiğini, takip edildiğini ve denetlendiğini düşünen kişi, sosyal kaygı durumunu yoğun bir şekilde yaşar.

Anksiyete terapisti ve yazarı Eileen Purdy'ye göre; spot ışığı etkisinde kalan insanlar sürekli davranışlarını değiştirerek öz benliklerini yargılar ve kendilerini tüketirler.


Spot ışığı etkisi ve sosyal medya ilişkisi 

Spot ışığı etkisi, sosyal medya ve mobil cihazların hayatımıza girmesi ile birlikte daha yoğun hissedilmeye ve yaşanmaya başladı.

İnsanlar gündelik hayatlarında çevrelerine karşı bu etkiyi yoğun bir şekilde yaşarken diğer bir taraftan sosyal medyadaki takipçilerine veya arkadaşlarına karşı sorumluluk hissediyor ve kendisini buna göre şekillendiriyorlar.

Sosyal medyada ise spot ışığı etkisine maruz kalan insanlar ise şu davranışları sergiliyor.

  • Fotoğraf çekilirken ışığa, ortama ve tüm detaylara özen gösteriyorlar. Çekilen fotoğraflar özenle filtreden geçiriliyor ilave ışık ayarlamaları yapılıyor. Altına yapılan açıklamalarda kelimeler dikkatle seçiliyor. Bu kadar detaydan sonra işin gerçeği insanlar hızlıca fotoğrafa göz atıp beğendiği gibi, çoğunlukla mecburiyet hissi ile fotoğrafa bakılmadan bir beğenme gerçekleşiyor. 
     
  • Kişi bir fotoğrafı ve videoyu paylaşırken kendisini takip eden insanların düşüncelerini tahmin etmeye çalışıyorlar. Yapılan paylaşımın detaylarını ise bu tahminler belirliyor. 
     
  • Kişi rekabet içerisinde bulunduğu insanların düşüncelerini tahmin etme eğilimine girerek yapacakları paylaşımlarda rekabet ettikleri kişilerin düşünebilecekleri detaylara yönelik hamleler geliştiriyorlar.
     
  • Bu etki içerisindeki insanların çoğunda "Günlük paylaşım yapmalıyım" kaygısı oluşur ve kendisini bu mecburiyet içerisinde bırakarak paylaşım sıklığını arttırır.
     
  • Spot ışığı etkisi altında kalan bazı insanlar ise, işleri ile ilgili her şeyin yolunda olduğunu gösteren paylaşımları sıklıkla yaparlar. Örneğin müşteri ziyareti, iş seyahatleri, mağazadaki kalabalık müşteriler, yeni ürünler gibi birçok detayı gün içerisinde sıklıkla paylaşırlar.
     
  • Spot ışığı etkisi altında kalan insanlar kendilerini takipçilerinin aşırı derecede önemsediklerini düşünürler ve oluşan bu narsist yaklaşım kendilerindeki sosyal kaygıyı daha fazla hissetmelerine neden olur.

Spot ışığı etkisini azaltmak ve kurtulmak mümkün mü?

Spot Işığı etkisi tamamıyla sosyal kaygının artması ile gelişir. Oluşan sosyal kaygıyı azaltmak için uzmanların önerdikleri şu tavsiyeler işinize yarayabilir:

  • Eğer toplum içerisinde kıyafetiniz davranışlarınız ile ilgili endişeler sizin üzerinizde bir strese neden oluyorsa derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışın ve şunu aklınızdan çıkarmayın: Tüm gözler ve dikkatler sadece sizin üzerinizde toplanmayacak.
     
  • Zihninizde canlanan kötü senaryoları büyütmeyin. 
     
  • İlk izlenim önemlidir, fakat her şeyin sonu değildir. Bazen oluşabilecek ufak tefek aksilikler insanları birbirine daha fazla yakınlaştırır.
     
  • Doğal olmaya çalışın. Unutmayın kendinize ne kadar fazla odaklanırsanız kendinizi daha fazla stres altında hissedersiniz.
     
  • İnsanların çoğunun detayları hızlı bir şekilde unuttuklarını hatta hatırlamakta zorlandıklarını unutmayın. Örneğin sizin en çok kaygı hissettiğiniz durumları arkadaşlarınıza sorun emin olun çoğu ya o aksiliğe dikkat etmemiştir ya da unutmuştur. 
     
  • Sosyal medya paylaşımlarında ise artık insanlar mutlak gerçekliğe özlem duyuyorlar. Daha fazla etkileşim için doğallıktan vazgeçmeyin.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU