Küresel kriz ışığında stratejik noktalar

Bu uluslararası krizle başa çıkmak için pozisyonlarımızı koordine edip önceliklerimizi ve hareket tarzımızı belirleyebilecek miyiz?

Fotoğraf: Twitter

Rusya-Ukrayna çatışmasının uzaması meselesi, hepsi de bu çatışmanın yansımaları ve sonuçları olan pek çok örneği küresel, kıtasal ve bölgesel olarak farklı stratejik ufuklarda kendisini ifade etmeye itti.

Rusya'nın Ukrayna topraklarını işgali, Moskova'nın ulusal güvenliğini koruma bahanesi altında gerçekleşmiş olmasına rağmen -ki bu (modası geçmiş) geleneksel teori yönünden doğru olabilir- bu yaklaşım, Batılı ülkeleri ve ABD'yi doğrudan düşmanlaştırdı ve onları bir nüfuz testine soktu.

Doğrudan düşmanlaştırmanın yanı sıra hamleler, Rusya'nın Batı için kalıcı bir tehdit olarak kalacağı fikrini pekiştirdi.

Ayrıca Rusya'yı uluslararası sistemden de çıkardı ki bu durumun uzun süreceğini düşünüyorum. Çatışmanın yansımalarının, Rusya ile büyük ve ortak çıkarlara sahip ülkeler üzerinde yoğunlaşması da doğaldı.

Bunların en önde gelenlerinden biri, ortak stratejik çıkarlar ve hedefler çerçevesinde Rusya ile net bir yakınlaşma politikası benimseyen güçlü bir müttefik olarak Almanya'dır.

Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 20 yıldan fazla süren iktidarı dönemindeki stratejisi değişmeden kaldı.

Bu konudaki net Alman politikasına rağmen, çatışma hanesinden iş birliği ve yakınlaşma hanesine geçiş yapmadı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İttifaklar düzeyinde, Rus işgali, komşu ülkelerin yanı sıra daha önce Varşova Paktı üyesi olan ülkelerin yakın gelecekte Rusya ile herhangi bir alanda yakınlaşma konusundaki endişelerini artırdı.

Bu, Rusya'yı stratejik olarak zayıflatacak ve bu ülkelerle normal ilişkilerden mahrum bırakacak bir husus.

Artan endişelerin belki de en belirgin kanıtı, Finlandiya ve İsveç Başbakanlarının Atlantik İttifakı'na katılım dosyasını görüştüklerini açıklamaları ve birlikte başvuru yapmak istediklerini vurgulamalarıdır.  


NATO ittifakının bilhassa ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi, Avustralya ile Fransa arasındaki denizaltı anlaşmasının iptal edilmesi ve diğer örneklerden sonra zayıflama ve çatlaklarla boğuştuğu bir dönemde Rus işgali, ona kenetlenmeyi, kapasitesini geliştirmeyi, üye ülkelere yönelik gelecekteki herhangi bir saldırıya karşı koymak için araçlarını en üst düzeye çıkarmayı dayattı.

Bu bağlamda Avrupa'nın güvenliğini yeniden düşünmek ABD ve Avrupalı ​​liderler için kaçınılmaz hale geldi.

NATO'nun doğuya doğru genişlemesinin Rusya için bir kırmızı çizgi olduğunu inkar edemesek de, Varşova Paktı'nın erimesi ve NATO'nun birkaç küçük Avrupa ülkesini bünyesine katarak genişlemesi, işleri mevcut işgal düzeyine yükseltmemeliydi.

İşgal, "Rusya'nın tek kutupluluk ve Amerikan hegemonyası dönemi sona erdi" iddiasının, işgalin başlangıcından bu yana yaşanan başarısızlıkları örtmek için kullanılan bir siyasi propaganda olduğu gün geçtikçe kanıtlanacak bir varsayım olduğunu da ortaya koydu.

ABD şimdi işgalden öncekinden daha iyi bir stratejik konuma sahip.


Bu bağlamda, Rusya'nın uluslararası sistemden çıkışı, Rusya ile ABD arasındaki stratejik dengeden yararlanan orta büyüklükteki ülkelerin hiçbirinin çıkarına değil.

Bunun beklenen sonucu, bir süre sonra Çin ile yaşanacak olan yüzleşme beklenirken tek kutbun, yani ABD'nin konumunun sağlamlaşmasıdır.

Mevcut kriz, Rusya ile özel ilişkileri olan birçok ülkeyi büyük bir çıkmaza soktu. Bu ülkeler ilkeler ile çıkarlar arasında bir çatışma yaşar hale geldi ve bazıları ya Rusya yanlısı pozisyonlar sergilediler ya da dayatılan siyasi anlaşmaların ışığında tarafsızlık konumunu seçtiler.


Rus işgalinin, mevcut aşamaya uymayan tarihi kuruntulara dayanan Rus iddiaları doğrultusunda, Rus ulusal güvenliğini korumak için tüm uluslararası topluma yüksek bedeller ödettiğine şüphe yok.

Tüm dünyayı etkisi altına alan tahribat, Rusya, ABD ve Ukrayna'nın içine düştüğü stratejik hatalardan kaynaklanan bir sürecin ağır bedeli oldu.

Uluslararası düzeyde çatışma, BM'nin dünyada barış ve güvenliği sağlayamaması ortamında, uluslararası örgütün varlığının kronik kırılganlığının boyutunu ortaya çıkardı.

Saldırının sonuçlarının doğası gereği sahadaki performans, doktrin ve uygulamalar açısından Rus ordusunun imajı kötü bir darbe aldı.

Süreçten çıkaracağı çok askeri ders var. Rusya'nın bu operasyonu gerçekleştirmeye mecbur kaldığına inandığı doğru, ancak ortada kısıtlı bir stratejik görüş de var.

Bu görüş, Rusya'yı İkinci Dünya Savaşı atmosferine uzanan tarihsel bir mantıkla hareket etmeye sevk etti.

Pratik deneyim düzeyinde istila, nükleer caydırıcılık teorilerinin etkisizliğini doğruladı, zira bunlar istila iştahını dizginleyemediler.

Ama aynı zamanda, sahadaki konvansiyonel askeri operasyonlar nükleer caydırıcılık ve nükleer korku şemsiyesi altında yürütüldü.


Çin'e gelince, Rusya'nın stratejik bir müttefiki olduğundan ve bu ittifakı bozmak Rusya'nın izolasyonuna katkıda bulunabileceğinden, Washington'un doğrudan veya müttefikleri aracılığıyla baskı yapma girişimlerine karşılık, doğrudan müdahale veya destek olmaksızın tarafsız ve nispeten Rus pozisyonuna sadık bir pozisyon benimsedi. Bu pozisyonunu savaşın başlangıcına kadar da sürdürdü. 

Washington, Çin'e baskı yapmak için tüm tedbirlere başvurmaktan çekinmeyecek, bu da Pekin'in bu Amerikan denklemini kabul etmemesine yol açacak.

Çin ve Rusya'nın bilhassa Japon Denizi'nde ortak nüfuz dahil olmak üzere kozlara sahip olduğu göz önüne alınırsa, Çin, güvenilir bir müttefik olarak Rusya'nın zayıflamasının gelecekte Tayvan'a yönelik hareketlerini sınırlayacağına inanıyor.
 


Afrika düzeyinde, Rusya eğer mevcut çatışmada (en azından) siyasi olarak muzaffer olursa, genel olarak dış politikasının çehresini yeniden çizmesi ve eksiklikleri tespit edip gidermeye çalışması gerekecek.

Bu nedenle Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak için varlığını ve etkisini yoğunlaştırması bekleniyor.

Özellikle de bazı Afrika ülkelerinin Rus saldırısını kınadığı, Kenya ve Gana gibi "uluslararası sisteme saldırı" olarak nitelendirdiği için. Nitekim 25 Afrika ülkesi Rusya'yı kınayan BM kararı lehinde oy kullandı.

Kara kıta, Rus-Ukrayna çatışmasına verdiği tepkilerde keskin bölünmelere tanık oldu. Bazı ülkeler Rusya'ya yakınlaşarak  kazanç elde etmeye çalışırken, bazıları da Ukrayna'yı desteklemeleri için ABD ve Batı baskısına maruz kaldı.
 


Peki, bu değişkenlerin bölge üzerindeki etkisi nedir?

Rus kuvvetlerinin Suriye'nin birçok bölgesindeki faaliyetlerinde gözle görülür azalma, Suriye muhalefetinin görece yeniden üretilmesine olanak tanıdı.

Ukrayna dosyasındaki Rus-Amerikan geriliminin arka planında, Suriye arenasındaki çatışma örtülü uzlaşmadan şiddetli gerilim durumuna geçiş yapacak.

Bunun, ABD'nin Suriye'deki müttefikleri, özellikle de Washington tarafından askeri ve lojistik olarak desteklenen "Suriye Demokratik Güçleri" üzerinde olumsuz yansımaları olacak.

Buna ilaveten, Rusya'nın kuzey Suriye'deki sınırlı ABD askeri varlığına yönelik baskı uygulayacağı yönündeki güçlü olasılık, "Suriye Demokratik Güçleri" üzerindeki baskıyı artıracak ve Suriye rejimi karşısında askeri veya siyasi bir kalkandan yoksun kılacak.


Libya'da istikrarsız durum çözülmeden devam edecek. Rusya'nın enerji kaynakları üretimindeki payını azaltmak çabasıyla Libya petrolüne uluslararası ilgi ve odaklanma artacak. Bu ise bir sonraki aşamada ordu komutanı Halife Hafter'e daha büyük bir rol sağlayabilir.

Genel olarak, Rusya-Ukrayna çatışması, ABD ve Rusya'nın bölge meselelerine olan ilgisinde bir gerilemeye yol açtı. Bu ise, Türkiye'nin Suriye, Irak ve Libya'daki nüfuzunun artmasına katkıda bulunan göreli bir boşluk yarattı.

Rusya-Ukrayna çatışması tüm dünya ülkelerini etkilemeye devam edecek. Taşıdığı derin tehditlere ve zorluklara rağmen kendisini değerlendirecek vizyonlara ihtiyaç duyan fırsatları da beraberinde getiriyor.

Bu durum, özellikle dosya ile etkileşim açısından Arap bölgemiz için de geçerli. Bu uluslararası krizle başa çıkmak için pozisyonlarımızı koordine edip önceliklerimizi ve hareket tarzımızı belirleyebilecek miyiz?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU