Futbolda yeni polemik: Teknik direktör lisanslı mı lisanssız mı olmalı?

Malatyaspor Teknik Direktörü Cihat Arslan, "Lisansı olmadığı için konuşamıyorlar ama çalışıyorlar" çıkışıyla Türk futbolunun son dönemdeki lisanssız teknik direktör sorununa dikkat çekti. Spor yazarı Umut Eken, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Süper Lig'de son yıllara damga vuran genç antrenörlerin UEFA Pro Lisansı bulunmuyor / Fotoğraf: AA

Türk futbolunda son yıllarda oldukça artış gösteren genç antrenörler, yepyeni bir problemi de gün ışığına çıkardı.

Türkiye Futbol Federasyonu talimatlarına göre profesyonel liglerde yer alan kulüplerin teknik direktörlerinin UEFA Pro Lisans sahibi olması zorunluluğu yeni teknik direktörlerin sıkça karşılaştığı problemlerin başında geliyor.

Son dönemde yıldızları parlayan Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Şenol Can, Francesco Farioli ve diğer birçok teknik direktör, müsabakalar esnasında takımlarının başında farklı görev tanımıyla yer alsalar da maç sonu düzenlenen basın toplantılarına katılamıyor.

"Pro Lisans'ı kaldırın"

Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Cihat Arslan da Süper Lig'in 34'üncü haftasında Konyaspor'a 3-2 mağlup oldukları karşılaşmanın ardından bu konuya değindi.

 

Cihat Arslan-AA.jpg
Cihat Arslan / Fotoğraf: AA

 

"Anayasanın eşitlik maddesine istinaden diyorum ki, Pro Lisansı kaldırın" diyerek dikkatleri üzerine çeken Arslan, şu ifadeleri kullandı:

Teknik direktörlerle kim mukavele imzalıyorsa bu eczacı bile olsa çıkıp o konuşsun benim gibi. Şimdi düşünün benim lisansım yok, başka biri konuşacak burada ama küfrü yiyen benim, alkışı yiyen benim ama konuşan başka biri. Şimdi Nuri Şahin Türkiye'nin belki gelmiş geçmiş 4 dil bilen Dortmund'ta oynamış, Real Madrid'te oynamış, Emre'de öyle. En donanımlı insanlar lisansı olmadığı için konuşamıyorlar ama lisanssız çalıştırıyorsun. O zaman konuşma hakkı da verin. Biz onları dinlemek istiyoruz. Bunlar Türk futbolu adına vizyon getiren insanlar. Bunların da önünü açın.

Antrenörler lisanslı mı lisanssız mı olmalı?

Süper Lig'de son yıllara damga vuran ancak UEFA Pro Lisansı olmayan genç antrenörler, bu durumun sorgulanmasına neden oldu.

Ersun Yanal, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Samet Aybaba, Şenol Güneş, Yılmaz Vural, Bülent Uygun, Hamza Hamzaoğlu gibi antrenörlerin olduğu organizasyonda Ömer Erdoğan, İlhan Palut, Emre Belözoğlu, Francesco Farioli, Nuri Şahin, Volkan Demirel gibi isimlerin öne çıkması, bu tartışmaları daha da alevlendirdi.

Kimi Pro Lisans sahibi olmayan antrenörlerin Süper Lig veya diğer profesyonel liglerde görev almaması gerektiğini savunurken diğer kesim ise başarılı olanın görevde kalmasında bir beis görmüyor.

 

Umut Eken.jpg
Umut Eken / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Pro Lisans şu an sadece bir evraktan ibaret, kılıfına uyduruluyor"

Spor yazarı Umut Eken, antrenör lisanslı mı lisanssız mı olmalı konusunda Independent Türkçe'ye değerlendirmelerde bulundu.

Lisanslı ya da lisanssız ayrımının çıkmasında neyin nasıl uygulandığının önemli olduğunu dile getiren Eken, "Pro Lisans ya da lisans dediğimiz iş aslında spor ekosisteminde neyin nasıl uygulandığını da sorgulatır halde. Herhangi bir şey uygulamadığımız gibi aslında bunu da uygulamıyoruz" dedi. 

Şu anda Süper Lig'de görev yapan bütün antrenörler, teknik direktörler, alt liglerde çalışanların Pro Lisanslı olmadığını ifade eden Eken, "Hayır, kılıfına uyduruluyor. Teknik sorumlu olarak başkası gözüküyor. Adam kenardan taktiği veriyor. Takımı çalıştırıyor. Zaten biliniyor bu. Yani o lisans sadece bir evraktan ibaret" diye konuştu.

 

İlhan Palut-AA.jpg
İlhan Palut, UEFA Pro Lisans kursu kaydı olması gerekçesiyle özel izinle görevini yerine getiriyor / Fotoğraf: AA

 

"Taktik veren, transferi belirleyen, bütçe isteyen o ama yayıncı kuruluşta yok"

UEFA'nın bazı koularda dayatmaları olduğunu dile getiren Eken, şunları söyledi:

UEFA antrenörlük eğitimlerini, yetiştiricilik kalitesini arttırmak için federasyonlara bazı kuralları uygulaması zorunluluğu getiriyor. Ama diğer yandan aynı UEFA, sadece birkaç ay önce TFF'ye 'Çok fazla Pro Lisans veriyorsunuz' diye ikaz mektubu yazıyor. 'Milli takım arasında Pro Lisans eğitimi' haberleri görüyoruz. Orada Süper Lig'de başarılı olan teknik direktörler hala eğitim alıyor. Sonra sorguluyoruz. Bakıyoruz ki aslında teknik sorumlu başkası, teknik direktör başkası. Ne oluyor? Pro Lisansı olmayan antrenör çıkıp yayıncı kuruluşa röportaj veremiyor. Onun yerine resmiyette görünen kimse o konuşuyor. Onun dışında her şeyi yapabiliyor. Soyunma odasında taktiği veren, idman yaptıran, takımın statüsünü, transferlerini belirleyen, yönetimden bütçe isteyen o. Ancak yayıncı kuruluş yok. Çünkü neden? Hiçbir şey uygulanmıyor. 

"Belli bir müddet sonra sen de ben de belli liglerde takım çalıştırabiliriz"

TBMM'den geçen Yeni Spor Yasası'nın da benzer akıbete uğrayacağından söz eden Eken, "Evet, uygulanmayacak. Bu spor yasasına ihtiyaç var mıydı bu haliyle? Kısmen. Belli yerlerine evet. Ama çoğu zaten olan ancak uygulanmayan şeyleri tekrar yasanın içine kattık. Pro Lisansı da ona benzetiyorum biraz. Pro Lisans şartı olsa ne olur, olmasa ne olur? İsteyen istediğini teknik direktör yapıyor. Çok iddialı bir şey söyleyeceğim: Belli bir müddet sonra sen de ben de belli liglerde takım çalıştırabiliriz... Kulağa komik geliyor değil mi? Çünkü orada o ligin UEFA A, B, Pro Lisansı olan bir teknik sorumlu olması yeterli. Resmi imzalar onun üzerinden olacak. Çıkar idman sahasına idmanı yaptırıp taktiğini verip salarız takımı" yorumunu yaptı.

 

Emre Belözoğlu-AA.jpg
Başakşehir'le önemli başarılara imza atan Emre Belözoğlu'nun Pro Lisansı henüz yok / Fotoğraf: AA

 

"Bir dönüşüm yaşıyoruz. Yaşı ilerlemiş teknik adamların devri yavaş yavaş kapanıyor"

Türkiye'de kalifiye teknik adamlar konusunda eksikler olduğunu ancak buna karşılık son yıllarda genç teknik direktörlerin ön plana çıktığının altını çizen Eken, şöyle konuştu:

Bir dönüşüm yaşıyoruz. Yaşı ilerlemiş teknik adamların devri yavaş yavaş kapanıyor. Daha genç teknik adamların başarılı olduklarını görmeye başladık. Ömer Erdoğan, İlhan Palut ilk aklımıza gelenler. Değişen ve dönüşen bir futbol düzenimiz var. Ama burada lisans ya da Pro Lisans hiçbir şey ifade etmiyor. O teknik adamın yeterliliğiyle alakalı. Kendini geliştirebilir, öğrenebilir. Ondan sonra da aldığı evrak sadece resmi işler için işine yarar. Sen çok iyi bir şoför olabilirsin ama hiç ehliyetin olmamış olabilir. Oradaki prolisans da bu haliyle Türkiye'de bu. Vizyonu Avrupa'ya gitmek olan bazı futbolcular, şu anda çalıştıkları teknik adamları yeterli görmedikleri için özel taktik eğitimi alıyorlar. Teknik adamlarınki de bu. Bu gelişimi kurslarında mı sağlarsınız yoksa bireysel anlamda mı sağlarsınız? Bu onların tercihi. Yoksa Pro Lisans bir diplomadan ibaret. 

 

Volkan Demirel-AA.jpg
Pro Lisansı olmayan Volkan Demirel, Fatih Karagümrük'ün teknik direktörlüğünü yapıyor / Fotoğraf: AA

 

"Bu zorunluluk kalkmasa ne olur? Olan da olmayan da çalışıyor"

Pro Lisans'ın bir takım idare etmede şart olmadığını ve bunun başarılı örneklerinin olduğunu söyleyen Eken, sözlerini şöyle noktaladı:

Şart değil tabii ki. Emre Belözoğlu'nu Volkan Demirel'i görüyoruz. Çok başarılı sonuçlar aldırabiliyorlar takımlara. Şu an bir kağıttan ibaret. Çok sığ düşünüyormuşum gibi olabilir ama tekrar altını çiziyorum. Burada önemli olan teknik direktörlerin kendini güncellemesi, çağın gerekliliklerine uygun olarak taktik, teknik, kişilik, kondisyon gibi alanlarda kendilerini geliştirmeleri. Yoksa bu zorunluluk kalksa ne olur, kalkmasa ne olur? Şu anda olmayan da olan da çalışıyor. Her şeyde hiçbir şeyi doğru uygulayamadığımız gibi bunu da doğru uygulayamıyoruz. Sadece Pro Lisans alsın, parasını verip eğitim görsün, sertifikayı tamamlasın. Sen bugüne kadar hiç Pro Lisans kursuna gidip de eli boş denen teknik direktör gördün mü? Bunların hepsi başarılı demek ki. Hepsi geçiyor, hepsi başarılı ki TFF'de veriyor.

 

 

UEFA Pro Lisans nedir?

UEFA Pro Lisans, Avrupa futbolunun resmi yönetim organı olan Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin (UEFA) antrenörlük lisansıdır. 

Lisans, mevcut en yüksek antrenörlük sertifikasyondur ve sırasıyla UEFA'nın 'B' ve 'A' lisanslarının elde edilmesi sonucunda kazanılır. 

Bir Avrupa ülkesinin lig sisteminin en üst düzeyinde bir futbol kulübünü 12 haftadan fazla yönetmek isteyen antrenörler için UEFA Pro Lisansı talep edilmektedir. 

Pro Lisans için hangi aşamaları geçmek gerekiyor?

UEFA Pro Lisans sahibi olmak isteyen bir antrenör adayının birçok adımı geçmesi ve birçok sınavdan başarıyla ayrılması gerekiyor.

Öncelikle Grassroots Gönüllü Liderlik kursu, ardından Grassroots C lisansı isteniyor.

TFF'nin sitesinde yer alan bilgilere göre katılımcılar, Grassroots Gönüllü Liderlik kursu için 2 bin, Grassroots C Lisansı için ise 5 bin lira eğitim ücreti ödüyor.

 

 

Söz konusu kursların tamamlanması sonrası yeterli puanları elde edebilen katılımcılar TFF'nin kurs açması durumunda 25 bin lira ödeyerek UEFA B Lisansı'na müracaat ediyor. 

UEFA B Lisansı'nda üç yıl kalma zorunluluğunu tamamlayan katılımcılar, yine gerekli puanları toplayıp kurs açılması ve kontenjan olması halinde 35 bin lira ödeyerek UEFA A Lisans programına dahil oluyor.

UEFA-A lisansında yeterlilik koşullarını sağlayanlar, yeni açılacak ilk UEFA Pro Lisans kursuna kontenjan dahilinde katılmaya hak kazanılıyor.
 
TFF'nin son duyurusuna göre 2 yılda bir açılabilen ve 20 kontenjanla sınırlı olan Pro Lisans kursunun ücreti ise 100 bin lira.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU