Muhafazakar siyasette bitmeyen kavga: Erbakan hayatta olsaydı…

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin ardından uzun bir dönem aynı saflarda siyaset yapan AK Parti ve Saadet Partisi mensupları arasında sert bir tartışma başladı. Tartışmanın ekseninde ise 2 partinin de ortak "Hoca"sı, Erbakan var

Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 1994 İBB seçiminde hem kendi partisinin adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem de SHP'nin adayı Nurettin Sözen'in elini havaya kaldırırken çekilmiş bir fotoğraf

Milli Görüş hareketinin lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 27 Şubat 2011'de vefat etti.

Vefat ettiğinde Saadet Partisi'nin genel başkanıydı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2002'den bu yana Türkiye'yi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milli Görüş hareketi içinden çıksa da partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın tabiriyle "Milli Görüş gömleğini çıkarttı". 

Saadet Partisi'nde bir süre genel başkanlık yapan Numan Kurtulmuş, partiden istifa ettikten sonra Halkın Sesi Partisi'ni kurmuş ama yaklaşık 2 yıl sonra partisini kapatarak AK Parti'ye katılmıştı.

Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, Saadet Partisi genel başkanlığına aday olmuş ancak delege tarafından genel başkanlığa seçilmeyince Yeniden Refah Partisi'ni kurdu.

Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nde de, eski başbakan yardımcılarından Ali Babacan'ın kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi'nde de daha önce Milli Görüş partilerinde görev almış isimler var. 

Dolayısıyla Necmettin Erbakan ismi, birçok siyasi partiyi ve mütedeyyinleri siyasetle buluşturduğu için hatırı sayılır bir seçmen kitlesini çok yakından ilgilendiriyor.

6'lı masada bir sandalye de Saadet Partisi'nin

Erbakan'ın kurduğu 5'inci siyasi oluşum olan Saadet Partisi, 2018 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti ile birlikte Millet İttifakı'nın bir bileşeniydi.

Saadet, 5 muhalefet partisiyle birlikte "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" masasının da bir üyesi.

Önümüzdeki seçimlerde bu birlikteliğin yeni bir seçim bloğu kurması güçlü ihtimaller arasında. 

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, geçen hafta bir televizyon programına konuk olmuş ve "Erbakan hayatta olsaydı CHP ile birlikte olur muydu" şeklindeki bir soru üzerine şunları söylemişti:

"Bugün bizim güttüğümüz politikaları belki de çok ileri bir noktada gündeme getirirdi. Erbakan Hocamız bu noktalarda herkesle bir araya gelmekten çekinmez, nerelerde uzlaşılabilir bunun üzerinde dururdu. Her partinin de benimsediği temel fikirler vardır. Bu fikirlerin hepsi kabul edilemez diye bir şey yok."

Karamollaoğlu'nun bu sözleri, son seçimlerden önce Saadet Partisi'ne yöneltilen bir eleştirin tekrar alevlenmesine neden oldu.

AK Parti kurmayları ve hükümeti destekleyen bazı gazeteciler, Saadet Partisi ve partinin lideri Karamollaoğlu'nun, alışılmış tabirle "Erbakan'ın kemiklerini sızlattığını" öne sürdü. 

Karamollaoğlu'na ilk tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Geçmişte Milli Görüş partilerinde yaptığı görevleri sıralayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tereciye tere satmasınlar. Biliyoruz bu işleri. Böyle bir saçmalık olur mu? Herhalde o malum Kıbrıs hadisesi sebebiyle oradan ilhamla böyle bir şeyi söyleme noktasına gidiyor ki, elmayla armudu birbirine karıştırmamak lazım. O günün şartlarıyla ondan sonraki şartlar hiç birbiriyle mukayese dahi edilmez ve böyle bir benzetme olmaz" demişti.

 

1200x627-son-dakika-baskan-erdogan-ozbekistan-donusu-duyurdu-doner-donmez-putin-ve-zelenskiye-bunu-soyleyecegim-1648722931497.jpeg
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saadet Partisi'yle ilgili açıklamaları Özbekistan'da, beraberinde götürdüğü gazetecilere yaptı / Fotoğraf: AA

 

Saadet Partisi lideri: Ben hiçbir zaman gömlek çıkarmadım

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözlerine yanıt veren Karamollaoğlu, "Erdoğan'a sadece şunu diyorum; ben hocamın yanında bulundum, sizinle de yan yana durduk ama ben hiçbir zaman gömlek çıkarmadım. Erbakan Hoca'yla belli bir süre beraber olmak onun bütün politikasını anlamak değildir. 19 yıldır Erbakan Hocamızın hiçbir politikası uygulanmamış, kurduğu fabrikalar satılmıştır" ifadelerini kullandı.

Tartışmanın fitili böylece ateşlendi. AK Parti'li yetkililerin iddiasına göre, Erbakan asla CHP ile yan yana gelmez, Millet İttifakı'na dahil olmazdı.

İddiayı bir adım ileri götürenler, "Erbakan hayatta olsaydı AK Parti'yi desteklerdi" bile dedi. 

AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ise Saadet lideri Karamollaoğlu'nun yaşını gündeme getirerek "Yaş olarak bizden çok büyük. Allah uzun ömür versin. Ben ondan önce ölebilirim, başka bir şey ama normal şartlarda çok yaşı olan bir büyüğümüz. Hatırası iyi olsun isterim. Vefatından sonra herkesin çok güzel şeyler söylemesini beklerim. 50 yıllık bir hareketi dön dolaş bir vekile indirince, 6'lı masada CHP'nin figüranı haline getirince, 'Atatürk yaşasaydı Refah Partisi'ne oy verirdi' diyen bir liderin vizyonundan gelip de 'Erbakan Hoca hayatta olsaydı CHP'ye oy verirdi'ye kadar düşüren bir anlayış çok üzüyor bizi" ifadelerini kullandı.

 

bülent turan - aa
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan / Fotoğraf: AA

 

"Erbakan hayatta olsaydı Erdoğan'ın alnından öperdi"

Bu sözleri bir televizyon programında söyleyen Turan, "Erbakan Hoca'nın hayatı CHP'nin varlığına isyandır" diyerek, "Erbakan'ın oğlunu bile partide tutamamış bir isimdir. Parti tabelası çalarak parti kurulursa olacak olan budur. Zaten Milli Görüşçülerin büyük çoğunluğu AK Parti'dedir. Bir kısmı Fatih Erbakan'ın yanındadır. Çok çok az kısmı orada kalmıştır" iddiasında bulundu. 

Turan'a göre "Erbakan hayatta olsaydı teravihin ilk günü namazını Ayasofya'da kılar ve Erdoğan'ın alnından öperdi."

Son olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ bir açıklama yaparak "Erbakan hayatta olsaydı Karamollaoğlu gibi tipleri Saadet Partisi'nin kapısından içeri almazdı. Karamollaoğlu'nun sözleri Erbakan'ı sevenlerin gönlünü incitmiştir" diye konuştu.

Bu sözlere tepki ise Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın'dan geldi.

 

Birol Aydın
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın

 

Saadet Partisi Sözcüsü Aydın: Bunları duyan da Erbakan Hoca hiç yaşamamış sanır 

Hem Turan'a hem de Dağ'a ayrı ayrı yaptığı açıklamalarla tepki gösteren Aydın, şunları söyledi:

"İktidar yetkilileri; 'Erbakan Hoca hayatta olsaydı..' şeklinde cümleler kurarak, hakikati perdelemeye çalışmak için periyodik olarak nöbet değişimine devam ediyorlar. Bırakın bu laf kalabalıklarını da cevap verin; Hocamızın kabrini ziyaret ettiğiniz kadar sağlığında kendisini ziyaret ettiniz mi? 'Erbakan Hoca yaşasaydı' diye cümle kuran sizler, hocamız ev hapsinde yaşarken kendisini hiç ziyaret ettiniz mi? Arşivse arşiv, hafızaysa hafıza."

"Bunları duyan da sanki Erbakan Hocamız hiç yaşamamış sanır. Genel Başkanımız Sn. Temel Karamollaoğlu, yıllarca hocamızla omuz omuza mücadele vermiştir. Şimdi de aynı mücadeleyi yine 'Saadet Partisi çatısı altında' kararlılıkla sürdürmektedir. Hangi kapıların eşiğini öperek ve hangi kapılarda el pençe divan durarak iktidara geldikleri aşikar olanlara diyoruz ki; hadi başka kapıya."

"Erbakan 6'lı değil 16'lı masa bile oluştururdu"

Prof. Dr. Mete Gündoğan, Necmettin Erbakan'ın yanında bulunmuş ve başbakanlığı döneminde onun müşavirliğini yapmış bir isim.

Tartışmayı Independent Türkçe'ye değerlendiren Gündoğan, "Erbakan, CHP ile birlikte olur muydu sorusuna şu yanıtı verdi:

"Erbakan Hoca, herkesle beraber olurdu ama bu birliktelik bir seçim ittifakı çerçevesinde olurdu. 6'lı değil 16'lı masa bile oluştururdu ki 2007 seçimlerine giderken bunu da yapmak istedi ama hiçbir zaman, bir sistem önermesi olarak Adil Düzen önermesinin dışında başka bir şeyin altına imza atmazdı." 

 

821671-1108951311.jpeg
Gündoğan, Erbakan'ın müşavirliğini yapmıştı / Fotoğraf: Twitter

 

"İmza atacağı şey seçim protokolü olurdu sistem önerisi değil"

6 partinin "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" önermesi olduğunu hatırlatan Gündoğan, "Burada Avrupa Birliği, NATO referansları var. Erbakan Hoca, Derviş-Fisher döneminde kurulan kurullara yapılan göndermelere ve sistem önerisindeki haliyle Merkez Bankası'nın bağımsızlığı gibi meselelere imza atmazdı. İmza atacağı şey bir seçim protokolü olurdu. Dolayısıyla bu tartışmada her iki tarafın da haklı olduğu yönler var" diye konuştu.

"Seçmen AK Parti'yi sorguluyor, oraya bir 'Erbakan boyası' lazım"

Ekonomik sorunların AK Parti tabanında bir sorgulamayı da beraberinde getirdiğini vurgulayan Gündoğan, "Bir şeyin sorgulaması başlarsa bu başka alanlarda da devam eder. AK Parti'ye destek veren ana omurga, Milli Görüş referansı olan ya da hayatları Milli Görüş'le kesişmiş insanlardan oluşuyor. Bu omurgada sorgulama başlayınca AK Parti'de de maziye aidiyeti vurgulayan bir söylem ihtiyacı oluşuyor. Bu da Erbakan'dır. Yani bir 'Erbakan boyası' lazım. Konsantre olmasa da orada olması gerekiyor. Orada durması lazım. Erbakan referansıyla aşağıya bir mesaj verilmek isteniyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Ekran Resmi 2022-04-12 13.28.53.png
Mukadder Başeğmez / Fotoğraf: Akşam gazetesi - Arşiv

 

Başeğmez: Erbakan 6'lı masaya önderlik ederdi

Mukadder Başeğmez, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi'nde milletvekilliği yaptı.

Numan Kurtulmuş'un liderliğindeki HAS Parti'nin kuruluş aşamasında görev aldı.

Son olarak İYİ Parti kurucuları arasında yer alan Başeğmez de Milli Görüş'ün rahle-i tedrisatından geçmiş bir siyasetçi.

Erbakan'ın şahıs ve partilerden bağımsız olarak Türkiye'nin geleceğinden, birlik ve bütünlüğünden yana tavır koyacağını söyleyen Başeğmez, "Erbakan Hoca, 2002 seçimlerine giderken AK Parti'ye karşı birçok siyasi partiyi bir araya getirmek için çok çalıştı. Büyük Birlik Partisi'yle görüşmek için de beni gönderdi. Anavatan Partisi, Demokrat Parti de davet edilen partiler arasındaydı. Hepsini toparlamaya ve 6'lı hatta 7'li masayı kendisi kurmaya çalışmıştı" dedi.

"Bugün olsaydı ülkenin içinde olduğu felaketten kurtulması için her türlü çabayı gösterir ve 6'lı masaya önderlik ederdi" ifadelerini kullanan Başeğmez şunları söyledi "AK Parti ülkenin istikbalini değil tek bir insanın iktidarı için konuşuyor, onun için düşünüyorlar" diye konuştu.

 

Ekran Resmi 2022-04-12 13.56.29.png
Fehmi Çalmuk

 

"CHP-MSP koalisyonu devlet kararıydı"

Fehmi Çalmuk, Milli Görüş çevresini yakından izleyen bir gazeteci.

Milli Görüş hareketinin iki ana prensibe dayandığını söyleyen Çalmuk, "Biri antiemperyalist duruş diğeri de 'Hayra motor, şerre fren olmak'tır. 'Erbakan hayatta olsaydı CHP'nin yanında dururdu' şeklinde açıklamalar Milli Görüş'ün genetik kodlarıyla uyuşmuyor" ifadelerini kullandı.

Erbakan'ın başbakan yardımcılığı yaptığı CHP-MSP koalisyonunun örnek olarak göstermenin doğru bir yola iletmeyeceğini savunan Çalmuk, şunları kaydetti:

O koalisyon devlet kararıyla kurulan bir koalisyondur. Bir partinin, laiklik karşıtlığından dolayı kapatılmasının hemen ardından yerine kurulan partinin, Cumhuriyeti kuran partiyle koalisyon kurmasının başka bir izahı yoktur. Milli Görüş, merhum Erbakan'ın hayati bir mirasıdır. Bu mirasın paylaşılması konusunda kendi yetiştirdiği öz evladı ile manevi evlatları arasında bir miras kavgası yaşanıyor. Ama tarihi kodlar bakımından Milli Görüş'ün kime yakın kime uzak durması gerektiğini taban görüyor. Milliyetçi Cephe döneminde alınan pozisyon ve 1991'de kurulan ittifak bunu gösteriyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Helalleşme" vurgusu da dahil olmak üzere birçok konuşmasının Saadet Partisi merkezli bir yapı tarafından oluşturulduğunu öne süren Fehmi Çalmuk, "Herkes Kılıçdaroğlu'nun adaylığını öngörse de Karamollaoğlu da cumhurbaşkanı adayı olmak ve yakın zamanda bu yakınlaşmanın neticesini görmek istiyor" diyerek sözlerini noktaladı. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU