Ne harika bir dünya

"Yeşil ağaçları görüyorum, kırmızı gülleri de / Onların benim ve senin için çiçek açmasını görüyorum / Ve kendi kendime düşünüyorum / Ne harika bir dünya"

Fotoğraf: Ty O'Neil/SOPA

Andrew Connelly, bir zamanlar Ukrayna'nın en güvenli şehri sayılan Lviv'de yaşayacak kadar şanslı bir İngiliz gazeteci.

Şimdi ise burada günde ortalama beş cenaze defnediliyor. Genç oğlunun cenazesinden yeni dönen bir baba ise Connelly'e şöyle söylüyor:

Rus annelere sesleniyorum, oğullarınızı savaştan geri çağırın.


Prospect Magazine'de yazan Connelly, Lviv'in mülteciler, diplomatlar ve kaçaklar için bir durak haline geldiğini, tren istasyonunun sığınak olarak kullanıldığını belirtiyor.

Bir piyanistin ise kalabalıklara "What a Wonderful World" (Ne harika bir dünya) parçasını çaldığını, bunun unutulmaz bir sahne olduğunu söylüyor.
 


Şarkının sahibi caz müzisyeni Louis Armstrong (Afrolar arasındaki belki de en beyaz dişlere sahipti), gençliğimizde Beyrut'a gelmiş, aynı parçayı çalmıştı. Ne güzeldi o günler.

Gençlik bir şarkı idi. Dünya ise 16 yıllık o büyük savaşın ardından tüm savaşlara veda etmiş gibiydi. Ancak Küba'da birdenbire yıkımın eşiğine gelinmişti.

John F. Kennedy, hala daha sırrı bilinmeyen bir kurşunla öldürülmüştü. Vietnam Savaşı; Lyndon Johnson, kovboy zihniyeti ve tarihsel kültürün nihilizmi ile genişlemeye başlamıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Satchmo parçayı söylemeye devam etti. Ancak biz bunu Londra'daki Palladium'da dinliyoruz. Zira bizi Beyrut'tan çıkaran savaş, meşhur sanatçı ve müzisyenlerinin buraya gelmesini engelledi.

Dünya ise diğer ülkelerde güzel kaldı. Orası bir yanardağ iken şurası ise bir göl; bir yanda bolluk, diğer bir yanda kıtlık.

Lviv tren istasyonu dün bir şaheser iken bugün ise bir sığınak. Kim bilebilirdi. Gözyaşı eksik olmuyor.

Yeşil ağaçları görüyorum, kırmızı gülleri de.
Onların benim ve senin için çiçek açmasını görüyorum.
Ve kendi kendime düşünüyorum.
Ne harika bir dünya.

 


Dünya, Lviv'deki istasyonda soğuk, açlık ve korku altında eziliyor. İnsanlar kaderleri ardından sürükleniyor.

Avrupa'da eski bir KGB subayının, hukuk okuduğu halde oyunculuğa sevdalanan eski bir komedyene karşı bir savaş açacağını kim bilebilirdi ki?

Zelenski'nin başkanlığı bir fiyaskoya benziyor, popülaritesi son iki yılda git gide düşüyordu. Bu harika dünyadaki her şey aniden alt üst oluverdi.

Şimdi piyanist parçasını çalarken dünya ise üçüncü bir dünya savaşından bahsediyor.

Ruslar resmi düzeyde nükleer tehlikeden bahsediyor. Çernobil santrali ise işgal altında.

Otel asansöründe bir Rus anne ve yaklaşık 6 yaşındaki çocuğuna soruyorlar:

Putin'in yanında mısınız?

Dehşete düşen anne ise çocuğu için "Henüz hiçbir şey bilmiyor" diyor.

Ürkek anneye soruyorlar:

Sürecek mi?

Oğlunu bağrına basarak şöyle yanıtlıyor:

Kim bilir…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU