SETA “fişleme ve andıç” suçlamalarına karşı kendini savundu: Sosyal medya ağ analizini içeren bilimsel bir çalışma

Yabancı basın kuruluşları için çalışan Türk gazetecileri isim isim raporlaştıran SETA, "fişleme ve andıç" benzetmelerine karşı kendi savundu ve raporun bilimsel olduğunu ileri sürdü

SETA isimli bir vakıf, yabancı basın kuruluşlarının Türkçe servisleri için çalışan muhabir, editör ve kameramanları isim isim yazarak daha önce nerelerde çalıştığı, sosyal medyada hangi haber ve yazıları paylaştığı gibi bilgilere yer vermişti.

Rapor kamuoyunda büyük tartışma başlatmış ve yapılanın fişleme olduğu belirtilmişti.

SETA tartışmaların ardından yöneltilen suçlamalara bir açıklamayla yanıt verdi.

“Uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetleri uzun süredir kamuoyunda tartışılıyordu. Tartışmaların odak noktası bu kuruluşların tek sesli bir yayın çizgisine sahip olduklarıydı" denilen açıklamada, "Buna karşın uluslararası medya kuruluşları ise çok sesli ve objektif bir yayıncılık yaptıklarını öne sürüyordu” ifadeleri yer aldı.

SETA’nın tartışmaya somut bir katkıda bulunmak istediğinin söylendiği açıklamada, “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporun da bu çabanın bir ürünü olduğu savunuldu.

Raporda uluslararası medya kuruluşlarının kritik olayları haberleştirirken ürettikleri siyasi pozisyonların incelendiğini ilave olarak bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin de sosyal ağ analizinin yapıldığı ifade edilen açıklamada çalışmanın tamamen açık kaynaklarda yer alan verilerle yapıldığı öne sürüldü.

SETA’nın açıklaması şu şekilde:

Özellikle muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma değildir. Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir. Rapora yapılan fişleme ve andıç ithamlarının gerçeklikle ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen açık kaynaklara dayanılarak yapılan, adı geçen gazetecilerin gazetecilik faaliyetleri dışındaki hiçbir bilgiyi içermeyen bu çalışmayı fişleme olarak itham etmek iyi niyet sınırlarının ötesindedir. Keza şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılan ve sosyal medya ağ analizini içeren bilimsel bir çalışmayı andıç olarak nitelemek de maksatlı bir suçlamadır. Dünyadaki farklı düşünce kuruluşları metot ve/veya içerik olarak benzer çalışmalara imza atmışlardır. Sayısız örnek arasından RAND’ın “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey”, Center for American Progress’in “The Roots of the Islamaphobia Network in America” ve Media Pluralism Monitor’un her yıl periyodik olarak yayınladığı raporları kamuoyunun dikkatine sunarız. SETA olarak bundan sonra da iyi niyetli ve yapıcı eleştirileri dikkate alarak Türkiye’nin gündemindeki meseleleri soğukkanlı ve somut verilere dayanarak çalışmaya ve ulaştığımız sonuçları kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

 



 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU