Uzun yıllardır beklenen spor yasası TBMM'de... "Türk futbolunda liyakat ve profesyonellik olmadıkça bu kanun da çare olmayacak"

"Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi" TBMM Başkanlığına sunuldu. CAS Hakemi avukat Emin Özkurt, kanun teklifini ve spor camiasının bundan nasıl etkileneceğini Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Yeni spor yasasının, mevcut sistemdeki eksiklikleri gidermesi amaçlanıyor / Fotoğraf: AA

"Türk futbolunun kurtuluş reçetesi" olarak görülen "Spor Kulüpleri ve Federasyonları Kanunu" teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde.

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan'ın uzun yıllardır çıkması beklenen ancak bir türlü sonuç alınamayan yeni spor yasası teklifinin TBMM Başkanlığı'na sevk edileceğini duyurması, dikkatleri bu yasaya çevirdi.

Yeni spor yasası, Türkiye'de borcu 15 milyar lirayı aşan kulüplerin ekonomik problemlerden kurtulabilmesi için birtakım düzenlemeler getirecek.

Independent Türkçe, spor kulüplerinin içine düştüğü mali krizi defalarca gündeme getirmişti.

Öyle ki Süper Lig'de şampiyonluk yaşayan ve "Dört Büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) bildirdikleri bilançolar, acı tabloyu sık sık gözler önüne sermekte.

 

 

"Liyakata ve profesyonellik olmadıkça bu kanun da çare olmayacak"

İsviçre'deki Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ile Euroleague Basketbol Tahkimi'nin de tek Türk hakemi avukat Emin Özkurt, kulüplerin yapısında önemli bir değişiklik sağlaması beklenen kanun teklifini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Bir dönem çalışmaların içerisinde bulunan ve spor hukuku alanında Türkiye'yi uluslararası mecrada temsil eden Özkurt, yasanın 10 yıldan fazladır gündemde olduğunu hatırlattı. 

TBMM Başkanlığı'na sunulan yeni spor yasası teklifi ile birlikte somut adımların atılmasının nihayetinde bütün sporseverler tarafından pozitif karşılandığını söyleyen Özkurt, "Ancak bu adımlarla yetinerek bir yere varılmayacağının açık olduğunu da görüyorum" dedi.

Türk futbolunda gerçek manada liyakata ve profesyonelliğe dayalı bir fikir devrimi olmadıkça kanun da bir çare olmayacağını belirten Özkurt, "Yeni spor yasası ile birlikte başlayan bu reform hareketinin kulüpler ve federasyonlar nezdinde etki uyandırması için her bir spor dalının kendi kültürü içinde liyakati en ön planda tutulması bu reformların amacına ulaşması yolunda hayati bir önem arz ettiğini belirtmek isterim. Buna ek olarak sporun bütün kesimlerinin bir araya gelerek ortak bir müşterekte bu yasa çalışmalarına katkı sağlamasının da önemi bir kenara atılmamalıdır" diye konuştu. 

 

Emin Özkurt - Independent Türkçe.jpg
CAS hakemi avukat Emin Özkurt / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Pozitif bir adım ancak 'yeterli' olarak tanımlanmamalı" 

Yeni spor yasasını "pozitif bir adım" olarak nitelendiren Özkurt, "'Yeterli' olarak tanımlanmamalıdır. Yeni spor yasasının sporun öz ruhuna etki etmeden profesyonelleşmesi adına uygulamadaki geri dönüşler sayesinde geliştirilmesinin en az bu yasanın yürürlüğe girmesi kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla uygulamada ortaya çıkacak sorunları gidermek adına çözümlerin hızlıca alınması için Yürütme ve Yasama erkine büyük bir görev düştüğü de ortadadır" değerlendirmesinde bulundu.

 

"Şirketlerinde veremeyecekleri cesur kararları, kulüpleri yönetirken vermelerinin önüne geçilmesinin önemli aşamalarından biri"

Yeni yasada yer alan "Her yöneticinin kendi döneminin borçlarından sorumlu tutulması" maddesinin kamuoyunda tartışıldığını ve bu durumun kulüplere yönetici bulmakta zorluk çıkaracağı eleştirilerini yanıtlayan Özkurt, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kanunla birlikte sadece kulüp başkanları değil, kulüp yöneticileri de görev yaptıkları dönemlerinden, yaptıkları işlemlerden ve vermiş oldukları kararlardan şahsi olarak sorumlu olacaklar. Her ne kadar kulüplere yönetici bulma noktasında bu değişiklik olumsuz olarak lanse edilmeye çalışılsa da ben o kanaatte değilim, yine başkan olmak için ciddi yarışa gireceklerin olacağı düşüncesindeyim. Kaldı ki, mevcut kulüp yöneticilerinin kendi sahip oldukları şirketlerde veremeyecekleri cesur kararları kulüpleri yönetirken vermelerinin önüne geçilmesinin önemli aşamalarından birinin bu tür bir koşulun gelmesi olduğunu düşünüyorum. Kulüplerin yönetici bulma konusunda çekecekleri zorlukların aşılamayacak bir zorluk olmayacağı kanaatindeyim. Özellikle futbol gibi devasa büyüklüğe ulaşmış spor dallarında bu tür düzenlemelerin ülkemiz açısından zorunluluk hale geldiği ve kulüplerin borç bataklığından çıkması adına yararlı bir kanun hükmü olduğunu düşünmekteyim.

"Eleştiriler çoğu için makul gözükse de kulüplerin mali zorluklarının mevcut sistemle çözülemeyeceği görülüyor"

Kanun taslağı henüz hazırlanma aşamasındayken kulüplerin ve federasyonların denetiminin bakanlığa geçmesiyle ilgili bazı eleştiriler yapıldı. Bu maddeyle kulüplerin veya federasyonların bağımsızlığının sorgulanacağı iddia edildi. 

Tartışmalı maddeyle ilgili konuşan Özkurt, şu yorumu yaptı:

Yeni spor yasası ile birlikte kulüplerin ve federasyonların öngörülen dış denetimleri Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapılacak olup bakanlık söz konusu dış denetimi bağımsız bir denetim kuruluşuna da yaptırabilecek. Yapılan eleştiriler kulüp ve federasyonların bağımsızlığı konusunda hak verilebilir olsa da kulüplerin mevcut mali tabloları düşünüldüğünde kendilerine yeni bir ekonomik alan açamadıkları açıktır. Bu nedenle kulüplerin mali açıdan daha sıkı denetlenmeleri ve bu sıkı denetim yine kulüp yöneticilerinin eski savurganlıkları neticesinde oluşmuştur. 

 

 

"Geri dönüşler detaylı şekilde incelenmeli"

Kulüplerin birleşerek federasyon ve konfederasyon kurabilecek olmaları "paralel federasyon" iddialarını gündeme taşımıştı. Bu konuda teklif edilen madde değiştirilmeyerek kanuna eklendi. 

Özkurt, "Kanun maddesi 'paralel federasyon' kurulabilmesini mümkün kılar mı" sorusunu şöyle yanıtladı:

Teklifine göre aynı il sınırları içinde 15 spor kulübü bir araya gelip federasyon ve bu federasyonlardan 10 tanesi birleşip konfederasyon oluşturabilecektir. Kurulan bu federasyonların temel amacı kulüplerin kaynak ve güçlerini birleştirerek imkanlarını daha geniş ölçüde kullanmalarıdır. Bunun özellikle küçük illeri düşünülerek yapılan bir düzenleme olduğunu düşünmekteyim. Bu noktada federasyonların veya kulüplerin birleşerek 'üst kuruluş' kurmalarının bazı dezavantajları da ortaya çıkabilir. Şöyle ki; aynı federasyonda olan kulüplerin birbiri lehine rekabeti bozucu hareketleri muhtemel hale gelecek ve bunun doğal sonucu olarak da spor dallarındaki haksız rekabet olayları artış gösterebilecektir. Bu kanunun uygulamasından gelecek geri dönüşler detaylı bir şekilde incelenerek yeni hükümler eklenmeli ve sporun hızlı yapısına yasama erki tarafından da uyulması gerekmektedir.

 

CAS-Reuters.jpg
Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) İsviçre'de yer alıyor / Fotoğraf: Reuters

 

"Tahkim Kurulu'ndaki yapısal değişiklikler, CAS'ın sistemine paralel yapılmalı"

Çıkarılması planlanan yeni yasanın en dikkat çeken noktası TFF Tahkim Kurulu'nun yapısı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Ali Rıza ve diğerleri" kararları uyarınca yeniden düzenlenmesiyle ilgili olan bölüm.

Yasaya göre Tahkim Kurulu veya yönetim kurulunun görev süreleri 4 yıl olacak. Tahkim Kurulu üyeliği için en az 10 yıl mesleki tecrübe aranacak. Tahkim Kurulu üyeleri, bağımsızlık ve tarafsızlık yemini edecek. 

Özkurt, yeni yasanın Tahkim Kurulu'yla ilgili yapılması planlanan değişiklikler ve AİHM'nin yeterlilik düzeyiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

TFF Tahkim Kurulu'nun mevcut halinde, AİHM ve Ombudsmanlık kurumlarının vermiş olduğu kararlar ışığında sistemsel reformlara gidilmesi gerekmektedir. AİHM, TFF Tahkim Kurulu'nun tarafsız ve bağımsızlığı konusunda değerlendirme yaparken CAS'ın yapısına sık sık atıfta bulunmaktadır. Bu doğrultuda, Tahkim Kurulu'nda gidilecek yapısal değişikliklerin CAS sistemine paralel yapılması doğru olacaktır.

"Yakın ilişkiler, futbol paydaşlarının gözünde kurulların tarafsızlığını ciddi anlamda sarsmakta"

Tahkim Kurulu ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanları'nın yakın ticari ilişkisi bulunduğu, ortak ofis kullandıkları medyada sık sık öne sürülmüştü.

Özkurt, konuyla ilgili "Mevcut uygulamada görüldüğü üzere; Kurullar arasındaki yakın kişisel ilişkiler futbolun diğer paydaşlarının gözünde kurulların tarafsızlığını ve bağımsızlığını ciddi anlamda sarsmaktadır. Söz konusu ilişkilerin herhangi bir denetime tabi olmaması güvencesiz bir ortama sebebiyet vermekte, saygınlık ve kararların güvenirliği açısından ciddi sorun teşkil etmektedir. Tahkim Kurulu'nun bağımsız bir görüntüde olması gerekirken, Yönetim Kurulu ile beraber 4 senelik paralel bir görev süresine sahip olması, Tahkim Kurulu'nu olması gereken bu bağımsız görüntünün dışına taşımaktadır. Bu sebeple Tahkim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin Yönetim Kurulu'ndan bağımsız bir şekilde düzenlenmesi, mümkünse görev dönemlerinin paralel gitmemesi gerekmektedir. Ek olarak, uluslararası alanda tahkim denildiğinde hakemler tarafların kendi iradeleri ile seçtikleri kişilerden oluşmaktadır. Bu sebeple TFF Tahkim Kurulu'nun da Tahkim Hakemlerinden oluşacak bir havuz sisteminin benimsenip, uygulamaya geçirilmesi, kurulun tahkim olmasının doğasından gelen unsurun tamamlanmasını sağlayacaktır. Her ne kadar TFF Tahkim Kurulu üzerinde değişiklik yapılması planlanıyor olsa da tam bağımsız ve tarafsız bir Tahkim Kurulu'nun daha kapsamlı ve köklü düzenlemeler ile oluşturulabileceği kanaatindeyim" şeklinde görüş belirtti.

 

Kasapoğlu-Özkurt-Sancaklı.jpg
Mehmet Muharrem Kasapoğlu - Emin Özkurt - Saffet Sancaklı

 

"Sözleşme ödemelerinin tabiri caizse el altından, denetimden uzak şekilde yapılması, kayıt dışılığı bir hayli arttırmakta"

Yeni spor yasası taslağının bir diğer önemli amacı ise "futbolda kayıt dışılığı bitirmek". 

Kanun teklifine "futbolda kayıt dışılığı bitirmek" amacıyla birtakım maddeler eklendi.

Buna göre ödemelerin resmi kanallar aracılığıyla yapılması, çekmece kontratlar bitirilmesi, menajer ücretlerine tavan fiyat belirlenmesi gibi konular amaçlanıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Kayıt dışı ekonomi dünyada her alanda sorun olduğu gibi futbolda da büyük bir sorun teşkil etmektedir" diyen Özkurt, sözlerini şöyle noktaladı:

"Bu kapsamda, en önemli futbol paydaşlarının spor kulüpleri ve futbolcular olmasının yanı sıra, kulüplere ve futbolculara sponsor olan şirketler ve medya patronları para aktarırken, kayıt dışılık bir hayli artmaktadır. Söz konusu düzenlemenin asıl amacı, ağırlıklı olarak alt liglerde transferleri gerçekleştirilen genç oyuncuların transferlerinde şahit olduğumuz bir durumdur.

Yapılan sözleşmelerin ödemelerinin tabiri caizse el altından, denetimden uzak bir şekilde yapılıyor olması kayıt dışılığı bir hayli arttırmaktadır. Uygulamada görülmekte olan menajerlik sorunları ise iş mahkemeleri nezdinde bir hayli uzun ve içinden çıkılması zor bir hal almış vaziyettedir. Düzenlemenin, yerel mahkemeler nezdinde görülmekte olan uyuşmazlıkları kısa bir sürede hata payı olmaksızın sonuçlanmasına sağladığı şeffaflık ve kontrol edilebilirlik ile yardımcı olacaktır." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU