Üçüncü dünya savaşı: Ciddi bir tehlike mi yoksa sadece bir gözdağı mı?

Korkunç sonuçlara yol açacak yanlış bir hesap korkusu var olmaya devam ediyor

Fotoğraf: Rex

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin son birkaç gün içinde 4 farklı vesile ile nükleer silah kartını kullandı.

Dahası Rus nükleer caydırıcı kuvvetlerine özel savaş görevi durumuna geçmesi emri vererek bu kartı masaya koydu.

Böylece, Ukrayna savaşının tırmanması ve Kremlin ile Batı ülkeleri arasındaki artan gerilimle birlikte, bir hata nedeniyle işlerin alt üst olması ve bir üçüncü dünya savaşına sürüklenmesi ihtimaline dair korkuları uyandırdı.

Nükleer silah tehdidinin bu şekilde alenen kullanılmasıyla endişelenen Batılı başkentlerde, Putin'in akli dengesinin durumu ya da Birleşik Krallık Savunma Bakanı Ben Wallace'ın dediği gibi tamamen çıldırdığını mı sorgulayan bazı açıklamalar ve sorgulamalar gündeme geldi.


Yine Washington'da, ABD Senatosu İstihbarat Komitesi Başkanı Senatör Mark Warner, Putin'in "Eski Rusya'yı yeniden inşa edebilecek veya eski Sovyet nüfuz alanı fikrini yeniden canlandırabilecek tek tarihi figür olduğu algısıyla megalomaniye yakalandığına" dair endişelerini dile getirdi.

Putin'in dengesizliğine ilişkin bu açıklamaları ve Batılı imaları abartılı kabul etsek bile, nükleer silah kartını sürekli sallaması endişe verici.

Zira Ukrayna'yı işgal etme kararından önceki son konuşmalarında görüldüğü gibi Putin, Batı'nın ülkesini küçültme girişimleri olarak gördüğü durumdan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve ardından NATO ittifakının genişleyerek Rusya'yı kuşatma girişiminden dolayı kızgın.

Bu yoğun kızgınlık hali ile birlikte aşağılanma ve haksızlığa uğramışlık duygusuyla Putin, kendisini izole etmiş gibi bir görüntü çizdi.

Tıpkı bazı bölümleri resmi medyada yayımlanan Güvenlik Konseyi'ndeki toplantı sırasında Dış İstihbarat Direktörü'nü kendisini destekleyecek şekilde konuşmadığı için alenen azarlarken yaptığı gibi, üst düzey yetkililerinden gelse bile herhangi bir muhalif görüşü kabullenemiyor gibi göründü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Putin'in durumu ve son zamanlarda aldığı kararlarla ilgili endişeler Batılı çevrelerle sınırlı kalmadı, aksine bazı Rus çevrelerinde de görüldü.

Moskova'daki Rusya Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Dr. Andrey Kortunov, bu hafta İngilizce yayın yapan Sky News kanalına verdiği röportajda, Ukrayna'yı işgal etme kararından duyduğu hayal kırıklığını dile getirerek, bunu bir utanç olarak nitelendirdi.

Kortunov, "Şok oldum çünkü uzun süre askeri bir operasyonun mümkün olmadığını düşündüm. Bu makul değildi" dedi.

Kortunov, Ukrayna'ya yönelik herhangi bir işgal operasyonundan doğacak potansiyel kayıp ve kazanımlara dair hesaplamalara dayanan, Rusya ve halkı için maliyetli olacağı sonucuna varan analizini Kremlin'e sunduğunu kaydetti.

Ancak ılımlı seslerin dikkate alınmadığını ve Putin'in, danışmanlar grubunu Siloviki veya eski generaller ve casuslar gibi güçlü adamlardan oluşan küçük bir zümreyle sınırladığını belirtti.


Dr. Kortunov'a geçmişte hep desteklediği Putin'in akli dengesi hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, bir süre sessiz kaldıktan sonra, Putin'in mantığını anlamıyorum, "Onun (Putin'in) sebepleri var, belki de kendi açısından zararın kabul edilebilir olduğunu düşünüyor. Bilmiyorum" dedi.

Kortunov'un bundan daha fazla açık sözlü veya cesur olması mümkün değil, ama söyledikleri rahatsız edici bir tabloyu aktarmaya yetti.

Çünkü Putin'in risk almaya hazır olduğunu, ister Ukrayna'nın işgali, isterse Batı ile yaşanan krizde olsun, vizyonunu gerçekleştirmek için her şeyi yapacağını doğruladı.


Aslında, ABD ve bazı Batılı başkentlerdeki yetkililer, geçen temmuz ayında Kremlin'in web sitesinde Putin adına yayımlanan 5 bin kelimelik bir makaleyi okuduklarından beri giderek daha fazla endişelenmeye başladılar.

Makale, ülkesine karşı komplo kurmakla suçladığı Batı'ya kızgın bir vizyon, bağımsız bir devlet olarak tanımadığı anlaşılan Ukrayna'ya karşı kötülük yeminleri içeriyordu.

Bu tezinde, Rus Devlet Başkanı Ukrayna tarihini yeniden yazmaya çalıştı. Tarihsel olarak Rus topraklarının bir alanını işgal ettiğini söyleyerek meşruiyetini açıkça sorguladı.

Bunu Rusya'nın yağmalanması olarak nitelendirdi. Sözlerinin devamında, Ruslar ile Ukraynalıların tek halk olduğunu ve sorunları yaratanın Rus karşıtı komplolar olduğunu söyledi.

Daha fazla Ukrayna toprağını ilhak etme niyetinde olduğunu açıkladı. Özellikle Donbass bölgesine atıfta bulundu. Ukrayna'nın hayatta kalmasının ancak Rusya ile ortak olmasıyla mümkün olduğu uyarısı yaptı.


Putin'in Ukrayna'daki askeri macerası ile yanlış hesap yaptığı, bunun kendisi ile ülkesine çok pahalıya mâl olacağı ve müzakere yolunu seçmiş olsaydı, bundan kaçınabileceği konusunda Batı başkentlerinde bir fikir birliği var.

Zira Batı'da Rusya'nın NATO'nun sınırlarının genişlemesine ilişkin korkularını anlamaya çağıran, Ukrayna'nın NATO'ya katılmayacağı konusunda Moskova'ya teminatlar verecek uzlaşılara varmayı destekleyen sesler vardı.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana, NATO şu ya da bu şekilde Moskova ekseni etrafında dönen 9 ülkeye yayıldı.

O tarihten bu yana NATO ittifakına katılan bu ülkelerden ikisinin, Estonya ve Letonya'nın Rusya ile ortak sınırları bulunuyor.


Sorun şu ki Putin Moskova'daki ılımlı seslere kulaklarını tıkadı ve işgali önlemeye yönelik Fransız ve Alman çabalarına karşılık vermedi.

Acaba, Batı ve NATO'nun bir zayıflık anında olduğunu ve Ukrayna'daki planlarını gerçekleştirmek için bu fırsatı kullanabileceğini mi hissetti? Yoksa gerçekten megaloman mıydı?

Kaderinin güçlü bir Rus imparatorluğu inşa etmek ve Sovyetler Birliği'nin çöküp dağılması nedeniyle utanç verici olduğunu düşündüğü bir evreyi silmek olduğunu mu hissetmeye başlamıştı?


Batı istihbaratı şüphesiz Putin'in akli dengesini değerlendirmek için her hareketini veya söylediği herhangi bir kelimeyi analiz etmeye odaklanmış durumda.

Öte yandan Batılı hükümetler, Ukrayna'ya asker gönderme ve Rusya ile askeri bir çatışmaya girme niyetinde olmadıklarını teyit eden beyanlarda bulunuyorlar.

Tüm bunların kaynağında, Putin'in dünyayı yeni bir dünya savaşına doğru itecek daha fazla yanlış hesap yapma endişesi yatıyor.

Zira Rusya Cumhurbaşkanı ve ona en yakın isimler halen nükleer silah kartını sallıyorlar. Bu konuda yapılan en son açıklama dün, üçüncü dünya savaşı çıkarsa, nükleer silahların kullanılacağını ve dünyanın geniş çaplı bir yıkım yaşayacağını söyleyen Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan geldi.
 


Buradaki tehlike, Putin ve çevresindekilerin Batı'dan gelen askeri tehditten bahsetmenin yanı sıra, artık Batı'nın Rusya'ya yakın zamanda uyguladığı sert ekonomik yaptırımları da bir saldırganlık ve tepki göstermeyi haklı çıkaran bir tehdit olarak görmelerinde yatıyor.

Eski Rusya devlet başkanı Dmitri Medvedev, 2019'da Batı'nın Rusya'yı Swift finansal sisteminden ihraç etmesinin bir savaş ilanı olacağını söylediğinde, Rusya tarafında var olan bu düşünceyi dile getirmişti.

Bu hafta da Fransa Maliye Bakanı'nın Rusya'ya kapsamlı ekonomik ve mali yaptırımlar uygulanacağına ilişkin açıklamasına yanıt olarak; "İnsanlık tarihinde ekonomik savaşların çoğu zaman gerçek savaşlara dönüştüğünü unutmayın" diyerek yeniden dile getirdi.


Putin'in kendisi birkaç gün önce Batılı ekonomik yaptırımları ülkesine yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi ve Rusya'nın nükleer caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirme gerekçeleri arasında saydı.

Buna bir de, Putin'in iki yıl önce Rusya'nın nükleer caydırıcılık politikasını, nükleer silahların sadece bir nükleer saldırıya değil, devletin varlığını tehdit eden her türlü saldırıya karşı kullanılmasına izin verecek şekilde değiştirilmesini desteklediğini eklediğimizde, korkular gerçekten ciddi ve ürkütücü hale geliyor.

Özellikle de Rus liderliğinin bu konudaki tekrarlanan tehditleri göz önüne alındığında.

Putin sadece Ukrayna'yı işgal etme hedeflerini gerçekleştirebilmek için Batı'nın gözünü korkutmak istiyor olabilir.

Gelgelelim, korkunç sonuçlara yol açacak yanlış bir hesap korkusu var olmaya devam ediyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU