Kadim gelenek dengbêjlik Van'da kurulan Dengbêj Evi'ndeki eğitimlerle yeni kuşaklara aktarılıyor

Dengbêj İsmail Seyranoğlu, kadim geleneğini yaşatmak için Van'da kendi imkanlarıyla Dengbêj Evi açtı. Gençlere dengbêjlik üzerine eğitimler veren Seyranoğlu, bu evi aynı zamanda bilgi alışverişlerin yapıldığı bir divanhane olarak da kullanıyor

Dengbêj İsmail Seyranoğlu / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

Kürtler için dengbêjlik kültürel kodlarını koruyan ve toplumsal belleğini nesilden nesile aktaran kadim bir gelenek.

Dengbêjler; tarih, edebiyat, müzik ve her türlü toplumsal yaşanmışlığı kilamlara dönüştürerek unutulmamasını sağladı.

Ancak dijitalleşmenin hız kazanmasıyla beraber popüler kültür, varlığını şimdiye kadar güçlü bir şekilde sürdüren dengbêjlik geleneği üzerinde önemli bir tehdit. 


Dengbêjlik geleneğini korumak ve aktarımını sağlamak adına her gün yeni bir çabaya ve çalışmaya imza atılıyor.

Van'da Dengbêj Evi kuran Seyranoğlu'nun serüveni de böylesi bir çabayla başlıyor.

Kent merkezinde kiraladığı bir daireyi kendi imkanlarıyla Dengbêj Evi'ne çeviren Seyranoğlu, hem dinletiler yapıyor hem de yaşları 8 ila 20 arasında değişen gençlere dengbêjlik kursu veriyor. 
 

dengbêj
Dengbêj İsmail Seyranoğlu / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

49 yaşındaki Seyranoğlu doğduğu Hakkari'de küçük yaşlarda kilam söylemeye başlamış.

Annesi de dengbêj olan Seyranoğlu, kendisini besleyen ana kaynağın bu olduğunu söylüyor.

Yaşadığı birçok zorluğa rağmen bırakmamış bu tutkusunun peşini.

Yıllar önce kurduğu Dengbêj Evi'ne gelen gençlere dersler vererek hem bu deneyimlerini aktarıyor hem de Divanhane ile beraber Kürt sözlü kültürüne dair birçok öğenin unutulmamasına katkı sağlıyor. 
 

dengbêj
Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

Seyranoğlu, pandemi sürecinde online olarak yaptığı dengbêjlik atölyesini birkaç aydır yeniden yüz yüze gerçekleştiriyor.

Yöresel motiflerle süslediği 120 metrekarelik alanın her tarafını Elmasxan'dan Şakiro'ya kadar önemli dengbêjlerin fotoğrafları ve Kürt kültürüne ait geleneksel araç gereçlerle dizayn eden Seyranoğlu, şu sıralar 12 civarında öğrenciye ders veriyor. 
 

1.jpg
Divanhane, dengbêjlerin fotoğrafları ve geleneksel Kürt kültürüne ait araç gereçlerle dizayn edilmiş / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

"Annem dengbêjdi, kilamlardan hiç kopmadım"

İsmail Seyranoğlu, şöyle başlıyor hikayesini anlatmaya;

Hakkari'de doğdum. Annem dengbêjdi. Kilamlarla büyüdüm. Hiç kopmadım kilamlardan.  Birkaç yıl önce bu divanhaneyi açtım. Burada yeni nesillere dengbêjliğin ne olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bir edebiyat mıdır, tarih midir veya Kürtler için neyi ifade ediyor. Kendi imkan ve bilgimiz dahilinde bunu aktarmaya çalışıyoruz. 8- 20 yaş arasında öğrencilerim var. Gençlere kilam yani stranları öğretiyoruz. Bunun yanı sıra kilamların içinde geçen sözleri, deyimleri ve imgeleri anlatıyoruz. 


Popüler kültür dengbêjlik için bir tehdit 

Seyranoğlu popüler kültürün gençler üzerindeki etkisinden dert yanıyor ve bunu dengbêjlik için de önemli bir tehdit olarak değerlendiriyor.

Dijital çağın olumsuz etkilerine rağmen kurslara ilginin olduğunu söyleyen Seyranoğlu şöyle devam ediyor;

Gençlerden ilgi var, çok var diyememem. Ancak bizim için nitelik önemli. Samimi olsunlar, tarihlerini ve kültürlerini bilmek istesinler yeterli. Sonuçta iletişim çağındayız ve gençler popüler kültürün etkisinde kalabiliyor. 


Dengbêjliğe hala sadakat var 

Kürtlerin yaşadığı bölgeler arasında süregelen dengbêjlik tarzları arasındaki farka değinen Seyranoğlu, şunları söylüyor:

Bahdinan ve Botan bölgelerinde Dengbêjlik aşk ve doğa ağırlıklı yapılıyor. Ama Serhat Dengbêjliği daha çok ölüm, zulüm, talan ve katliam üzerine yoğunlaşıyor. Dile getirme biçiminde de temel farklılıklar var. Ki bu bölgeden önemli isimler de çıktı.


"Dengbêjliğe hala sadakat var" ifadesini kullanan Seyranoğlu, Kürt müziğinin halı hazırda kötü durumda olmadığını söylüyor ve şu uyarıda bulunuyor:

Müzisyenler araştırma yapmalı. Eski eserleri yenileştirirken yanlış kullanıyor ve tahrip ediyorlar. Bu yapılmamalı. 
 

2.jpg
Seyranoğlu, yaşları 8 ila 20 arasında değişen gençlere dengbêjlik kursu veriyor / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

"Dengbêjlik milletimiz için her şeydir"

Dengbêjliğin sadece uzun hava olmadığını hatırlatan Seyranoğlu şu değerlendirmede bulunuyor:

Bir miras olan dengbêjliği sadece uzun hava olarak görmemek lazım. Aynı zamanda narindir, kasidedir, beyittir. Eğitim verdiğimizde yabancı kelimeleri çıkarıyor , yerine Kürtçe kelimeleri bırakıyoruz. Çünkü Dengbêjlik milletimiz için her şeydir. Örftür, adettir. Bir halka ait ne varsa bir dengbêj kilamında izine rastlayabilirsiniz. Örneğin Kürtçe de karşılığını bilmediğimiz birçok kelime kilamlarda geçiyor. Bunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz verdiğimiz derslerde.


Atölyeye gelen gençlerden öncelikli olarak Kürtçeyi öğrenmelerini isteyen Seyranoğlu, iyi dengbêj olmanın iyi Kürtçe bilmekle mümkün olacağını söylüyor:

Kürtçe bilmeleri lazım. Çünkü kilamları öbek öbek değerlendiriyoruz anlam olarak. Sadece kilam okumuyoruz, kilamları inceliyor neye karşılık geldiğini neyi anlattığını anlamaya çalışıyoruz. 
 

3.jpg
Seyranoğlu, derslerin yanı sıra gelen misafirlere dinletiler de yapıyor / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

Dengbêj Evi aynı zamanda bir Divanhane olarak da kullanılıyor 

Tarihsel olarak ileri gelen bireylerin içinde dengbêjlerin de olduğu divanhaneler kurduğunu sözlerine ekleyen Seyranoğlu, kendilerinin buna benzer bir tarz oturtmaya çalıştıklarını ifade ediyor.

Divanhane bünyesinde yapılan etkinliklere değinen Seyranoğlu, sözlerine şunları ekliyor:

Divanhane Kürt kültüründe önemli bir şeydir. Alimlerin bilgilerini aktardığı, barışların yapıldığı, önemli konuların konuşulduğu bir yerdi, bir meclis gibi. Biz de buna benzer  bir misyon yürütmeye çalışıyoruz. Buraya dengbêjler de geliyor, sohbet etmek isteyenler de geliyor. Tarihte de biraz böyleydi. Örneğin Sürmeli Memed Paşa'nın divanhanesi meşhurdu, Evdalê Zeynikê onun dengbêjiydi biliyorsunuz. 


Seyranoğlu,  "Ayrıca, başka kültürel programlarımız oluyor. Yine aralarında kadınların da olduğu dengbêjleri topluyor, geçmişteki  ritüelleri canlandırıyoruz. Örneğin eskiden düğünler nasıl yapılırdı, gelinler ne giyerdi veya gelini götürürken hangi ezgiler söylenirdi. Bunları yaparak hafızayı da diri tutmaya çalışıyoruz" diye belirterek, Divanhane kısmındaki bu etkinlikleri asimilasyona karşı yaptıklarını sözlerine ekliyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU