Antik İsrail'de şarabın kökeni üzerine

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Antik şarap testileri

Bugün birçok kültür yaptırımlarının altında şüphesiz antik dünyanın gizemli alemi yatarken, bu gizemli dünyayı gün yüzüne çıkarmak adına sayısızca çalışmalar yürütülmüş ve yürütülmeye devam etmektedir.

Karanlıkta kalmış birçok sorunun cevabını bulmak adına çıkılan bu yolda, kimi zaman bildiğimizi sandığımız şeyleri aslında bilmiyor oluşumuz gerçeği yüzümüze çarparken, bundan ders alıp çok daha çaba ve gayretle karanlıktan aydınlığa ulaşmak adına yürümeye devam ediyoruz. 

Antik dünyada her nasıl ki, bugün olduğu gibi gece ziyafetlerini yahut bir akşam sefasını süsleyen alkollü içecekler gibi olmasa da yalın haliyle kimi zaman bir çalışma karşılığında alınan maaş, kimi zaman bir bayram kutlaması, kimi zaman da yeni bir mevsimin gelişini kutsamak adına sayısız ritüellerde bahsetmiş olduğumuz bu içecekler yer almaktaydı.

Aslında ilk kez ne zaman, nerede ortaya çıktıkları konusunda hiçbir zaman mutabık kalamadığımız "tarihin en eski birası" diye manşetlere düşen arkeoloji haberleriyle yetinmeye devam ediyoruz.

Biranın özünün arpa oluşu ve aynı zamanda ekmeğin de asıl kaynağının da ortak olması; üstelik bira üretiminde kullanılan taş oyuklarıyla bira yapımında kullanılan oyukların ortak bir alanda üretiliyor oluşu, bizleri biranın yapımı noktasında şüpheye düşürmektedir. 

Antik İsrail ve yayıldığı coğrafya itibariyle şarap üretimi ve tüketimi noktasında birkaç şey söylemek gerekir…

Üzüm hasatlarının nihai sonucunda bağcıların bu hasatla birlikte, özellikle İsrail erkeklerinin bu üzümleri işleyip şarap haline getirmesi, İsrail bağcılığının önemli sonuçlarından biridir.

Üzüm suları yalaklara akıtılarak kavanozlara akıtılırken gözlerinizin önüne gelen o enfes şarap yapımı muhtemelen tam manasıyla düşündüğünüz gibi değildi. 
 

2.jpg
Antik Mısır'da şarap üretimi / Görsel: Nereye dergisi

 

Antik Mısır'daki duvar resimlerinde yer alan şarap yapımı çizimlerinden anladığımız kadarıyla üreticilerin çoğu erkeklerden müteşekkildi.

Çoğunun üzümleri ayaklarıyla çiğneyip sularını kavanozlara koyarak mahzenlerde himaye ettiklerini söyleyebiliriz.

Antik İsrail'de de aynı yöntemlerin izlendiğini varsayarsak, erkekler ve kadınlar üzüm hasadı yapar; ağır üzüm kasalarını erkekler taşırlar, preslerini yine erkekler yaparlardı.

Yapılan çalışmalar sonucunda arkeologlar, Antik İsrail'de en eski şarap üretim merkezlerinden Gibeon ve Beth-shemesh (ayrıca En-gedi, Samaria, Shiloh ve Timnah) şehirlerinden bahsetmektedirler.

Bu şehirlerde şarap üretim merkezlerinin en eski preslerine ulaşılmışlardır.
 

3.jpg
Joshua Commanding the Sun to Stand Still upon Gibeon

 

Gibeon şehrinde bulunan şarap kavanozlarının üzerinde kutsal metinlerden yazılar bulunurken bazı kavanozların üzerinde ise üreticisinin adı bulunmaktaydı.

Üreticisinin adının olması bir marka tescili yahut bir iade /deposite ile alaka mı olduğu konusunda kesin bir şey diyememekteyiz. (Borowski, Oded "Agriculture in Iron Age Israel, s.110) 


İlk şarabın nasıl, ne zaman ve ne amaçla ortaya çıktığı konusunda çeşitli teoriler üretilirken çeşitli makale ve tetkik çalışmalarda sık sık bu konulara değinilmiştir.

Kadının antik dünyadaki yeri her daim sorgulanırken bu konuda nasıl bir konumda olduğu da merak edilen bir başka unsurdur.

"The Beginnings of Winemaking and Viniculture in the Ancient Near East and Egypt"  (Kadim Yakın Doğu ve Mısır'da Şarapçılık ve Bağcılığın Başlangıcı) adlı çalışmada kadının şarap üreticiliğinde nasıl bir rol aldığı anlatılırken yine aynı çalışmada şarabın tesadüfen bulunmadığı yönünde telkinler bulunurken doğal yahut fermente olarak bir şaraba rastlayıp rastlamadıkları konusunda çeşitli araştırmalar da yapılmıştır.

Halihazırda üzümün deri torablarda saklanıp fermente olmasına kaynaklık edilip edilmediği de bu çalışmanın bir diğer konusu olmuştur.

Bu deri torbalarda yer alan üzümlerin bir meyve suyu mu yoksa sarhoş edici bir etkisi olup olmadığı hep yanıtsız kalmıştır.

Şarabın nasıl keşfedildiği ispat edilemese de araştırmacılar bu yönde çalışmamalarını sürdürmektedirler. 


Yerleşik düzene geçişe henüz imtina edilmediği devirlerde bir bira yahut alkolden bahsetmek için elimizde yeterli delil bulunmazken, Neolitik devrimle birlikte yerleşik hayata geçen göçebe kavimler bir bakıma arpa özüyle bir bira ile de tanışmış oldular.

Erken dönem bağcılık ve şarap üretimi konusunda önemli merkezlerinden biri olan Türkiye'de yer alan Toroslar oldukça önemlidir.  

(The Beginnings of Winemaking and Viniculture in the Ancient Near East and Egypt" (Patrick McGovern, Ulrich Hartung, Virginia R. Badler, Donald L. Glusker, and Lawrence J. Exner)  
 

4.jpg
Antik Mısır'da şarap içimi / Görsel: Nereye dergisi

 

Arkeolog bu bölgede şaraba dair izlere rastlarken sadece üzümün içerisinde yer alan bazı asidik etmenleri içeren kavanozlara ulaştılar.

Çoğu araştırmacı buradan antik dünyaya yayılan bir şaraptan bahsederken ayrıca ele alınması gereken bir konu da Kutsal kitapta yer alan Nuh Tufanı'dır.

Tufan'dan sonra Nuh'un inanırsak eğer Ağrı dağına ektiği bağ ile yeninden bir canlanma yahut başlangıç mı olduğu şarap üreticiliğin ayrı bir tartışma konusudur.

İşin tuhaf yanı Kutsal kitap bu konudan bahsetmezken bizi başka kaynaklara yöneltmektedir. 

Filistin ve çevresinden özellikle Kenan'da bir endüstri halini alan bağcılık ve akabindeki şarap üretimi ekonomik açıdan belli bir yeri tutmaktaydı.

Elbette üzümler sadece şarap yapımında değil; kuru meyve, sirke yahut şurup yapımında da kullanıldılar.

Şarap üretiminin amatörce yapılıp yapılmadığı tartışılırken, bu iş için profesyonel bir beceri gerektiği konusunda hem fikir olabiliriz.

İsrailliler, sadece şarap değil aynı zamanda arpadan yapılmış biraları da tükettiler.

Özel gün ve bayramları kutlamak için de kullanılan biralar Kutsal Kitap'ta şöyle bahsetmektedir:

Ve parayı canının dilediği her şey için, sığırlar için ve koyunlar için ve şarap için, ve içki için, ve canının senden isteyeceği her şey için vereceksin, ve orada, Allah'ın RABBİN önünde yiyeceksin, ve sen ve evinin halkı sevineceksiniz.

(Tesniye: 14;26)


İbranice "sikura" yahut "shekar" kelimesi; elma, bal yahut hurma anlamına gelirken, aynı zamanda arpadan yapılmış alkol de kendi içerisinde bunu barındırır.

Antik dünyada yaygın olarak kullanılan şarap ve biranın Antik İsrail'de de yaygın olarak kullanıldığı araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur.

Bira kelimesinin kullanımı ne olursa olsun antik dünyada sarhoşlukla yakından ilgiliydi.

Sadece arpadan değil, çeşitli meyveleri de fermente edip alkol haline getirmeyi başardılar. Kutsal kitap doğru kullanıldığında alkolden şöyle bahsetmektedir: 

Yüreklerini sevindiren şarabı,
Yüzlerini güldüren zeytinyağını,
Güçlerini artıran ekmeği hep sen verirsin.

(Mezmur; 14:15)


Paul says, 'Drink no longer water, but use a little wine for thy stomach's sake and thine often infirmities' (1 Tim 5:23) 'Artık su içmeyin, mideniz ve sık sık rahatsızlıklarınız için biraz şarap kullanın.'


Eski Ahit'in İngilizce çevirilerinde bira için shekar'ı sert bir içecek ya da shot olarak geçer. Yani bir bakıma birayı alkolsüz bir içecek olarak aklamaya çalışmaktadır.

İbranice İncil'de bira yahut şarap paralel anlamda 28 kez geçmektedir.

Öyle ki; Antik Yakındoğu'da da bira ve şarap kelimeleri hep bir arada kullanılmıştır.

Ayrıca, İbranice shekar kelimesi, "arpa birası" anlamına gelen Akadca šikaru kelimesinden türetilmiştir.
 

 

Antik Yakındoğu'da yaygın olarak kullanılmış olan şarabın neden İsrail'de kullanılmadığı konusunda çekinceler yaşandığı hep bir tartışma konusudur. 

Antik dünyada tahılın yetiştiğini bilirken üzümün her yerde yetişemeyeceğini de bilmek gerekir ki; bu ticareti de beraberinde getirmektedir.

Bira Antik Mısır'da mezar ameleleri için bir günde galon şişe biranın maaş olarak verildiği de bilinen popüler bilgidir.

Kabızlıkta biranın lavman olarak kullanılması antik dünya doktorları tarafından önerilen bir yöntem idi.

Yine Antik Babil'de Hammurabi Yasaları'da bira alım satım ve ücretlendirme noktasında kuralları içermektedir.

Bira parayla satılmaz, arpa ile takas edilirdi. Bira için fazla ücret isteyen satıcı suda boğularak cezalandırılırdı. 

Ekmeğini suya at,
Çünkü günler sonra onu bulursun.
Yedi, hatta sekiz kişiye pay ver,
Çünkü ülkenin başına ne felaket geleceğini bilemezsin.

(Vaiz: 11-1-2)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU