Dünya yazarı: Son hamle, faiz artışı

"Bir gerekçe üretir ve politika faizini çok yüklü oranda, en az 10 puan, hatta belki daha fazla artırırız. Bunu yapınca dolar o günlerde hangi düzeyde olursa olsun üçte bir kadar düşer"

Fotoğraf: AA arşivi.

Dünya yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ilerleyen aylara yüklü bir faiz artışı yapması durumunda kimsenin şaşırmaması gerektiğini söyledi.

Aktaş, bugünkü köşe yazısında “Tüm dünyada fiyatlar artarken, hemen hemen tüm ülkeler faizleri yukarı çekerek enflasyona karşı önlem almaya girişmişken biz neyimize güvendik de faizi indirdik?” diye sordu.

“Hadi eylülde ilk indirimi yaptık, hataydı; niye ekimde, kasımda, aralıkta da indirime devam ettik? Faizi aşağı çekenler, bunun kurları zıplatacağını bilmiyor muydu yani?” şeklindeki sorularını gündeme getiren Aktaş, ilerleyen aylarda faiz artışına gidilebileceğini söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aktaş’ın yazısının faizle ilgili olan kısmı şöyle:

Uygulanan bu dolambaçlı politikalarla düze çıkmamız mümkün değil. Yalnızca zaman kazanıyoruz, bunu görelim. İki gündür altını çize çize yazıyoruz; nisan geldiğinde ne olacak? Kur korumalı mevduatta vade dolduğunda vatandaş ne yapacak? Bu hesaplardan yoğun bir çıkış yaşanırsa, nasıl bir politika izlenecek, belli mi? Ayrıca Merkez Bankası döviz diye diye nereye saldıracağını bilemez halde. Bu bile tek başına ne kadar sıkıntı içinde olunduğunun bir göstergesi.            

Takvim sanki şöyle oluşturulmuş gibi görünüyor... Nisana kadar bu şekilde idare ederiz. Nisandan sonra turizm gelirleriyle döviz arzı artar, rahatlarız. Sonbahar geldiğinde normal zamanında yapılacak seçime artık artık dokuz ay kalmıştır. Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı konusunda sorun çıkarsa Meclis erken seçim kararı alır ve Erdoğan’a böylece bir kez daha aday olma yolu açılır, yani seçim hazirandan önce yapılır. Bu durumda sıra son hamleye gelir. Biraz da seçim takvimine bağlı olarak o son adım atılır:             

“Biz Türkiye’yi dünyadan soyutlayamayız, bugünün şartları farklı, her ne kadar faize karşıysak da Türkiye’nin bugünkü menfaatlerini gözeterek istemesek de faiz artışına gidiyoruz...” Böyle bir gerekçe üretir ve politika faizini çok yüklü oranda, en az 10 puan, hatta belki daha fazla artırırız. Bunu yapınca dolar o günlerde hangi düzeyde olursa olsun üçte bir kadar düşer. Bunun etkisiyle akaryakıt fiyatlarında çok önemli bir indirim olur. Hatta akaryakıttan alınan vergilerin bir kısmından yine vazgeçilebilir. Fiyatlar aylık bazda kayda değer oranda geriler; hele hele geçen yılın aralık ayındaki yüksek oran devreden çıkınca yıllık oranda da çok yüklü düşüş sağlanır. Davullar çalınır, halaylar çekilir; böyle bir ortamda da sandığa gidilir...

 

Dünya, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU