Birleşik Krallık hükümetinin Suriye halkı için adalet aramasının tam zamanı

Suriye'deki 10 yıllık korkunç şiddet BK'yi harekete geçirmek için kesinlikle yeterli

Enver Raslan, 4 bin kişiye yapılan ve 27 kişinin ölümüyle sonuçlanan (kendisinin inkar ettiği) işkenceyi yönetmekten suçlu bulundu (AP)

13 Ocak Perşembe günü bir Alman mahkemesi, türünün ilk örneği olan davada yargılanan şimdiye kadarki en üst düzey Suriyeli subayı insanlığa karşı suçlardan mahkum etti. Enver Raslan, 4 bin kişiye yapılan ve 27 kişinin ölümüyle sonuçlanan (kendisinin inkar ettiği) işkenceyi yönetmekten suçlu bulundu.

Bu, müebbet cezasıyla sonuçlanan iki yıllık özenli bir soruşturma süreci ve işkenceden kurtulanlar için ender görülen sembolik bir zaferdi.

Birleşik Krallık'ın (BK) Suriye özel temsilcisi bu zaferi "tarihi" ve "Suriye halkı için adalet ve hesap verebilirlik yolunda bir adım" diye niteledi. Britanya'nın Almanya büyükelçisi paylaştığı tweet'te, BK'nin "ceza hukuku kapsamında savaş suçlarının tutarlı bir şekilde kovuşturulmasını" desteklediğini yazdı.

Peki BK böyle hissediyorsa, neden daha fazlasını yapmıyoruz? Neden diğer devletlerin çabalarına kenardan bilfiil alkış tutmaya indirgendik?

Acı gerçek şu ki Suriye'deki korkunç savaşın başlangıcından 10 yıl sonra, insan hakları gruplarının on binlerce kişinin keyfi olarak tutuklandığını, hukuka aykırı şekilde gözaltına alındığını, zorla kaybedildiğini ve işkence gördüğünü söylediği ülkede Suriyelilerin adalete kavuşması umudu çok az. Suriye'nin yöneticileri bu durumu defalarca reddetti ve dolayısıyla kendi aygıtlarının eylemlerini soruşturmakla ilgilenmiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu, sorumluluğun yurtdışında harekete geçmek olduğu anlamına geliyor. Koblenz'deki mahkemenin uygun olduğu, BK'nin harekete geçmeye karar vermesi halinde devlet düzeyinde daha fazlasını yapabileceği yer tam da burası.

BK makamlarının izleyebileceği en az 4 farklı yol var. Birincisi, devletlerin, nerede gerçekleşmiş olursa olsun suçları kovuşturmasına izin veren evrensel yargı yetkisi ilkesini kullanarak Almanya'nın izinden gitmek. Suriyeli iki eski yetkilinin kendini Almanya'nın batısındaki sakin bir kasabadaki mahkeme salonunda bulmasının nedeni de bu.

İkincisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açmak. Üçüncüsü, son Hollanda ve Kanada örneklerini takip ederek Uluslararası Adalet Divanı'nı (UAD) dahil etmek. Dördüncüsüyse Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) karmaşık ve kusurlu olsa da yaratıcı yollarla hâlâ mümkün olan soruşturmaları tetiklemek. Bundan daha sonra bahsedeceğim.

Şimdiye kadar hükümetimiz, bildiğim kadarıyla bu seçeneklerin hiçbirini takip etmedi. Nedenini anlamakta zorlanıyorum. Bu hayal kırıklığını, dünya çapında işlenen daha iğrenç suçlardan bazılarını soruşturmak için giderek daha yaratıcı yollar keşfetmek zorunda kalan Britanyalı hukuk firmaları ve kuruluşları da hissediyor.

Suriye'de işlenen suçları kovuşturmanın çeşitli yollarını araştıran Londra merkezli Guernica 37 Group'un avukatı ve kurucu ortağı Toby Cadman, Britanya hükümetinin, örneğin Suriyeli avukatların suçları belgelemek için eğitilmesine yardımcı olmak amacıyla önemli kaynaklar ayırdığını ancak her ne sebeple olursa olsun, bir İngiliz mahkemesinde dava açmadığını açıklıyor.

Gerçekten de evrensel yargı yetkisi ilkesini kullanan Guernica 37, Londra Polis Teşkilatı'na Suriye konusunda halen incelemede olan şikayetlerde bulundu. Bunlar arasında Britanyalı cerrah Dr. Abbas Han'ın tutuklanması, bir Suriye hapishanesinde işkence görmesi ve ölümüyle ilgili bir soruşturma da var. 2014'te Britanyalı jüri, bunun bir cinayet olduğuna karar vermişti. Cadman, o dönem bu vakanın Londra Polis Teşkilatı'na havale edildiğini fakat yeterli kanıt olmaması ve büyük ölçüde kaynak eksikliği nedeniyle dikkate alınmadığını da sözlerine ekledi.

Cadman, soruşturma yürüten kolluk gücü ve yetkililerimizin inisiyatif alması gerektiğini savunuyor:

BK ne yaptığına yakından bakmalı, kolluk kuvvetlerine ve savcılık makamlarımıza çalışmaları için gereken kaynakları ayırmalı.

Britanya mahkemeleri bir yana, başvurulacak uluslararası organlar var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Suriye üzerinde herhangi bir yargı yetkisi bulunmamakla birlikte, Suriye'deki hastaneleri bombalandığı iddiasıyla Rusya'ya karşı bu mahkemede dava açmak için devam eden çabalar var (Moskova bu suçlamayı şiddetle reddediyor). Bu çabalar başarılı olursa, Moskova bu saldırıların kurbanlarına ve hayatta kalan ailelere tazminat ödemek zorunda kalabilir.

İnsan hakları avukatları bana BK'nin teorik olarak davayı öne çekebileceğini söyledi ama BK bunu henüz yapmadı.

Diğer bir seçenek Hollanda ve Kanada örneklerini araştırmak. Hollanda, Eylül 2020'de, Suriye'yi BM'nin işkenceye karşı sözleşmesi uyarınca sorumlu tutma niyetini ülkeye bildirdiğini duyurmuştu. Kanada ise Mart 2021'de bu çabalara katıldı. Her iki ülke de UAD'de Suriye aleyhine dava açılmasına yol açabilir.

UCM daha karışık. Bu mahkemenin Suriye üzerinde yargı yetkisi yok. Bununla birlikte, bir grup Suriyeli mülteciyi temsil eden G37 ve Londra merkezli Stoke White'la avukatları Rodney Dixon tarafından, Suriyelilerin Ürdün'e yasadışı şekilde sınır dışı edilerek insanlığa karşı suç işlendiği iddiasıyla ilgili soruşturma açılması için ayrı başvurular yapıldı. Mahkeme yine de iddia edilen suçların Suriye'de başlayıp, Suriyelilerin şu anda mülteci kamplarında yaşadığı Ürdün'deki UCM topraklarında tamamlandığı temelinde hareket edebilir.

UCM savcısı henüz bu konuda karar vermiş değil. Fakat önde gelen bir taraf devlet olarak BK, bu konudaki yargı yetkisini kullanmak için doğrudan UCM'ye dilekçe vererek süreci hızlandırabilir. BK, iddia edilen suçun mağdurlarının yapamayacağı bir şeyi yaparak, UCM savcısının reddini UCM yargıçlarına götürerek karara itiraz etme yetkisine sahip. 

UCM'ye başvuran Suriyeli mültecilerin avukatı Rodney Dixon, Koblenz'in devletin harekete geçme iradesi varsa neler yapılabileceğini gösterdiğini açıklıyor. Dixon bana, "Uzun süredir Suriye'de savaş suçlarını takip etmenin uluslararası mahkemelerin erişiminin ötesinde olduğu iddia ediliyor. Gerçekte, hesap verebilirliği sağlamak için devletlerin kullanabileceği birden fazla yol var" diyor.

Birkaç kişinin inisiyatif alması hayal kırıklığı yaratıyor. Şimdi adalet çağrılarını mevcut yasal yolları kullanarak yerine getirmeliler.

Suriye'de 10 yıllık korkunç şiddet bizi harekete geçirmeye kesinlikle yeterli.



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU