TÜİK Başkanı Dinçer: Bu koltukta şimdi ben oturuyorum, yarın başkası oturur…

“Sanıyor musunuz ki TÜİK’te enflasyon hesaplamasıyla ilgili birimde çalışan yüzlerce arkadaşım ortaya koydukları orandan çok farklı bir açıklama yapılmasını sineye çeker, hiç sesini çıkarmaz...”

Fotoğraf: Twitter

Açıkladığı verilerle kamuoyunda tartışma konusu olan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) mevcut başkanı Sait Erdal Dinçer, enflasyonu olduğundan düşük göstermenin kurumda kimsenin içine sinmeyeceğini söyledi. Kurum çalışanlarının böyle bir duruma ses çıkartacağını ifade eden Dinçer, “Enflasyon hesabında ben 84 milyona karşı sorumluyum, bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünya gazetesinden Alaattin Aktaş, bugünkü köşe yazısında TÜİK Başkanı Dinçer ile yaptığı görüşmeye yer verdi. Yazının ilgili kısmı şöyle:

TÜİK’le ilgili değişmesi hiç kolay olmayan, hatta belki de hiçbir zaman değişmeyecek bir yargı vardır:

“Bunlar var ya bunlar, enflasyonu yine düşük gösterecekler, zaten hep öyle yapıyorlar; siyasetçi emir veriyor, bunlar da uyguluyor!”

Bu ne bugünün yargısıdır, ne de yarın değişecektir. Girişte belirttiğimiz gibi herkesin kendine göre bir enflasyon algısı vardır ve bundan dolayı kendi enflasyonuyla örtüşmediği sürece TÜİK’in açıkladığı orana herkes dudak büker.

TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer’e bu yaklaşımı sordum:

“Ben sokaktaki bir vatandaş olarak şunu sormak istiyorum. Enflasyon oranı hesaplandı önünüze geldi, oranı çok yüksek buldunuz, ‘Törpüleyin şunu biraz’ der misiniz?”

Başkan tam yanıt verecekti ki soruma devam ettim:

“Ya da oran size göre makul ama daha üst makamlar düşük bir oran bekliyor. O durumda ‘Arkadaşlar bu oranı biraz aşağı çekmemiz gerekiyor’ diye çalışanlarınıza talimat verir misiniz?”

Gülümsedi Sait Erdal Dinçer... “Bakın Alaattin Bey” diye başladı:

“Diyelim ben ticaretle uğraşıyorum. Bu ticarette birine haksızlık yaptım. Bir süre sonra o kişi bana aynı şekilde davrandı, bu sefer haksızlığa uğrayan ben oldum. Sonuçta bir araya gelir, el sıkışır helalleşiriz.

Oysa enflasyon hesabında ben 84 milyona karşı sorumluyum, bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum. Biliyorsunuz, milyonlarca çalışan bizim açıkladığımız enflasyona göre zam alıyor. Şimdi o insanların adeta geliriyle oynamak, hakkını yemek... Bunu yapmam, böyle bir sorumluluk altına girmem söz konusu olabilir mi?”

TÜİK Başkanı Dinçer’in dikkat çektiği bir yön daha var: “Bu koltukta şimdi ben oturuyorum, yarın başkası oturur; yani başkanın kim olduğunu boş verin. Siz sanıyor musunuz ki TÜİK’te enflasyon hesaplamasıyla ilgili birimde çalışan yüzlerce arkadaşım ortaya koydukları orandan çok farklı bir açıklama yapılmasını sineye çeker, hiç sesini çıkarmaz...”

"Başkan Dinçer TÜİK’e güvenilmesini istiyor. Bunu istemek tabii ki en doğal hakkı" diyen Aktaş, şu yorumu yaptı:

Ama yıllardan beri süregelen öylesine bir güvensizlik var ki, öyle bir bilgi kirliliği var ki, bırakın sokaktaki vatandaşı, hala önem atfedilen bazı kişiler bile enflasyonun zincirle, takozla, pinpon topuyla özdeşleşmiş halkın kullanmadığı ürünlerle hesaplandığını düşünüyor, daha da ötesi bunu dile getiriyor. Üstelik TÜİK hangi mal ve hizmetlerle hesaplama yaptığını, bunların endeksteki ağırlığının ne olduğunu, her ayki fiyatları ve değişim oranlarını açıkladığı halde. O yanlış ezber bir türlü bozulmuyor, şehir efsanesini yıkmak mümkün olmuyor.

 

Dünya, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU