Sabah yazarı: Gıda ürünleri ihracatı kısıtlansın

"Temel gıda ürünlerinin ihracatı hiç olmasın demiyorum. Fakat en azından içeride ralli yaşanan gıda ürünlerinde kısıtlamalar devreye alınsın"

Fotoğraf: AA

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, gıda ihracatına kısıtlama önerdi. Önerisini tüketicinin fiyatlar dolayısıyla daha fazla yorulmaması sebebiyle gündeme getiren Güngör, “İhracatçı da depolaması zor ürünü işleyip satmaya kafa yorsun” dedi.

Dilek Güngör, bugünkü köşe yazısında Türkiye’nin en önemli sorununun gıda fiyatları olduğunu belirtti.

Güngör, art arda gelen zamları şöyle anlattı:

Gübreden zirai ilaca kadar üretim maliyetleri artıyor. Maliyet arttıkça çiftçi üretimi kısıyor. Kur seviyesi ihracatı cazip hale getiriyor. Kimse malını TL ile vadeli satmak istemiyor. TL ile içeriye satmak yerine dövizle yurtdışına satmayı tercih ediyor. Piyasanın tepkisi normal olabilir. Ama bu sefer de içeride fiyatlar inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Ondan sonra gıda enflasyonu yüzde 45'e yaklaşıyor.

Örneğin, domates… Bugün markete gittiğinizde en kötüsünün fiyatı 9 TL… Biraz daha iyisini alayım deseniz kilosuna 15-16 TL vermeniz gerek… Hadi o kış sebzesi değil… Pırasaya bakın, 10 TL… Ispanak 8 TL… Havuç, karnabahar alsanız 6 TL'den aşağısı zor…

Bunlar yaş sebze-meyve… Bir de un, şeker, yağ gibi ürünler var. Buğday ununa son 1 senede yüzde 86 zam geldi, ekmek fiyatları yüzde 54 yükseldi. Şeker, yağda da durum farklı değil…

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Şu anda birçok ülke arz açığı ve artan gıda fiyatlarını önlemek için temel gıda ürünlerine ihracat kısıtlaması getiriyor” iddiasını gündeme getiren Güngör, şunları yazdı:

Dünyanın önde gelen tahıl ihracatçıları Rusya ile Arjantin başladı. Bizde de Ticaret Bakanlığı birkaç hamle yaptı. Son dönemde şeker ve gübre ihracatına kısıtlama getirildi. Yeterli mi? İhracatçılar kızabilir ama bence değil… Acilen birçok temel gıda ürününe ve sebze-meyve ihracatına sınırlama getirilmelidir. Bütün dünyada gıda krizi konuşulurken, herkes kendi kendine yetme derdine düşmüşken, biz semeriyle seksene mal olan ihracat için tüketiciyi mağdur etmemeliyiz.

Niye böyle diyorum. Rakamlara bakın… Geçen bir yılda 5.2 milyar kilogram yaş sebze-meyve ihracatından 3 milyar dolar kazanmışız… Tonlarca malı konyetnerlere yüklemişiz, gitmiş oraya 'içinde kalıntı var' diye geri göndermişler, yarısı yolda çürümüş… 50 milyon dolarlık domates ihracatı için devletin en tepesini harekete geçirmişiz… 'İhracat yapacağız' diyerek içeride tüketiciyi yüksek fiyatla boğmuşuz… Yani yaptığımız iş ne İsa'ya ne Musa'ya yaramış… Tüm bu badirelerin sonunda yaş meyve-sebze ihracatından cebimize kilo başına 60 cent kalmış... Anlayacağınız, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya dememiş

Aynı değerde savunma sanayii ihracatı yapmışız… Kilosundan 51 dolara yakın para kazanmışız… Temel gıda ürünlerinin ihracatı hiç olmasın demiyorum. Fakat en azından içeride ralli yaşanan gıda ürünlerinde kısıtlamalar devreye alınsın. Böylece tüketici daha fazla mağdur olmasın. İhracatçı da depolaması zor ürünü işleyip satmaya kafa yorsun.

 

Sabah, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU