Köylerin 'özel yetenekli' çocuklarının eğitim çabası: Veliler, yokluk içinde çocuklarını okutabildikleri için mutlu ve umutlu

Türkiye'de özel yetenekli öğrenci sayısı 64 bin 559 olarak tespit edilirken, zorluklar içinde eğitim alan bu çocukların aileleriyle Independent Türkçe için konuştuk

Fotoğraf: AA

Anne babaları ilkokul mezunu, çoğunun ailesi hayvancılıkla geçiniyor. Köylerde iki odalı evlerinde ders çalışma masası dahi olmadan yaşayan bu çocuklar, elde ettikleri başarılarla özel yetenekli öğrencilerin gittiği Bilim ve Sanat Merkezleri'nde eğitim alıyor.

Türkiye'de özel yetenekli öğrenci sayısı 64 bin 559 olarak tespit edilirken, zorluklar içinde eğitim alan bu çocukların aileleriyle konuştuk.

Aileler bunlara dikkat! 

  • Anne-babalar onların diğerlerinden farklı olmadığını sadece belirli özelliklerinin daha fazla geliştiğini kabul etmeli. 
  • Normal çocukların sergilediği her davranışı üstün çocukların da gösterebileceğini unutmamalı. 
  • Onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek ortamlar, dengeli yaşam için gerekli etkinlikleri oluşturmak önemli. 
  • Meraklı çocukların sorularına tepkisiz kalmak yerine uzman desteği almak gibi farklı alternatif yollar üretilmeli.      

Veliler, yokluk içinde çocuklarını okutabildikleri için mutlu ve umutlu.   

Her ülkede, nüfusun yüzde 10'unun 'özel yetenekli' olduğu tahmin ediliyor. Bu çocukların tespiti için yoğun bir çalışma yapılması gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde de bu konuda çalışmalar yapılıyor.

Öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda eğitim aldıkları Bilim ve Sanat Merkezleri'ne (BİLSEM) yönelik verilere göre, bu merkezlerde 64 bin 559 'özel yetenekli öğrenci' tespit edildi.

Biz de Türkiye'nin farklı illerindeki 'özel yetenekli' öğrencilerle konuştuk.

Yokluk içinde, maddi imkansızlıklara rağmen çocuklarıyla gurur duyan ve onlar için ellerinden geleni yapan velilere de kulak verdik. 


Çiftçi ailenin yetenekli çocuğu

Bu öğrencilerden biri Karaman'da eğitim gören, Kılbasan Köyü'nde yaşayan ve 6'ncı sınıfa giden 11 yaşındaki Bünyamin Efe Örgü.

Anne ve babası ilkokul mezunu olan öğrencinin ailesi çiftçilikle geçiniyor. Maddi imkanları kısıtlı olsa da, annesi Efe'ye çok destek oluyor. Öyle ki Hatice Örgü, pazar günleri dahil haftada dört gün eğitim alabilsin diye oğlunu köyden kente getirip götürüyor.

Hafta sonu sabahtan akşama kadar çocuğunu okulda bekliyor. Geçinmek, bir yandan da eşine yardımcı olmak için tarlalarda çalışan anne Örgü, şöyle diyor: 

Biri 11, diğeri 5 yaşında iki çocuğum var. Eğitimin çok önemli olduğunu biliyoruz, etkilerini görüyoruz. Bu süreçte zorluk yaşıyorum ama çocuklarımın geleceği her şeye değer.
 

bilsemm.jpg
Fotoğraf: BİLSEM

 

"Çalışma odası yok"

Gaziantep'te yaşayan Merve Çınar da  BİLSEM'de eğitim almaya başlayan öğrencilerden. 8'inci sınıf öğrencisi Çınar, Cebeler Köyü'nde yaşıyor. Baba Ahmet Çınar, bahçıvanlık yapıp asgari ücretle geçiniyor.

Annesi ise ev kadını, ikisi lisede okumak üzere dört kardeşi olan öğrencinin babası Ahmet Çınar, şunları söylüyor: 

Çocuğum  üç yıldır  merkeze gidiyor. Beş çocuğum var, hepsini okutmaya çalışıyorum. Kızımın yeteneği olduğunu öğrenince çok mutlu oldum. Kendisine ait bir çalışma odası, özel ders aldırma gibi imkanlarım bulunmuyor. Her isteklerini yerine getiremiyorum. Ama elimden geldiğince çocuklarımın ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorum.

Gelecekte mağdurlara ve fakirlere yardım eden, mesleği olan, iyi yetişmiş bir birey olarak toplumda yer alması en büyük hayalimiz. Kızım boş zamanlarında ailesine yardım ediyor, bol bol kitap okuyor, arkadaşlarıyla vakit geçiriyor.


Yol masrafı için gece mesaisi yapıyor  

Muğla Yatağan'da yaşayan ve il merkezindeki BİLSEM'i kazanan 7'inci sınıf öğrencisi Özümsu Kocataş'ın ailesi de çocuklarını oldukça zor koşullarda okutuyor.

Üstün zekalı çocuklar için birkaç ipucu:   

  • Bebeklikten itibaren aşırı hareketlilik, anne-babayı erken tanıma
  • Hassas bir bünyeye sahip olma; etiket, battaniye gibi ürünlere reaksiyon gösterme     
  • Erken konuşmaya başlama; örneğin yaşıtları iki kelimeli cümleleri iki yaşında söyleyebilirken onlar bir yaşında söyleyebilirler
  • Kendi başlarına okumayı öğrenebilir; ancak yazma konusunda bu kadar başarılı olamazlar çünkü kas gelişimleri aynı hızda devam etmez
  • Kelime hazineleri geniştir; kolay ezberleyip, hafızalarında uzun süre saklayabilirler
  • İnsanların duygu ve düşüncelerini kolayca tahmin edebilirler
  • Liderlik yetenekleri üst düzeyde olur    
  • Rutin işlerden çabuk sıkılırlar ve işleri kendi bildikleri gibi yaparlar     
  • Aşırı duygusal olabilirler       
  • Kendilerinden daha büyük çocuklarla vakit geçirmek isterler   
  • Kitaplara ve görme alanındaki nesnelere karşı aşırı ilgi duyarlar. 

Mermer işçiliği yapan ve asgari ücretle geçindiklerini anlatan baba Salih Kocataş, her hafta sonu kızını Yatağan'dan Muğla merkeze götürüp getiriyor.

Ortaokul ve ilkokula giden çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gece mesailere kaldığını söyleyen Kocataş, "Onların başarılarından dolayı mutluyum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Çocuklarımın başarıya ulaşmasını hayal ediyorum, iyi bir gelecek kurmalarını istiyorum" diye konuşuyor. 


10 yaşında 9 kez ameliyat oldu

Samsun Atakum ilçesinde yaşayan 13 yaşındaki Ali Tuğrul ise 8'inci sınıfa geçti. 4 sene boyunca  günde üç saat yolculuk yaparak il merkezindeki BilSEM'de eğitim alan Tuğrul, mesane ekstrofisi rahatsızlığıyla doğdu.

Doğduğunda 3.5 saatlik ameliyat olan öğrenci, şimdiye kadar dokuz kez operasyon geçirdi. Babası serbest meslek, annesi satranç hakemliği yapan öğrenci, yaşadığı zorluklara rağmen eğitimden kopmadı.

Farklı bir çocuk olduğunu gözlemleyen ailesi ilginç sorular soran, uzayla ilgili içeriklere ilgi duyan, mucit olacağını anlatan Ali Tuğrul'un öğretmenleriyle iletişime geçti.

Sınavların üstesinden gelen başarılı öğrencinin annesi Emine Bilgin, yaşadığı zorlu süreci şöyle anlatıyor: 

Rahatsızlığı nedeniyle çok zorlandık. 5 sene boyunca her gün saat başı okula gidip ilaçlarını veriyordum. BİLSEM eğitimini de bu şekilde sürdürdüm. Büyümeye başladığı için rahatsızlığı konusunda kendi ihtiyacını kendisi gidermeye çalışıyor. Çocuğumun mutlu olmasını istiyorum.

Bu süreç çok zorlu bir süreçti. Uzun süre ev hanımıydım ve maddi açıdan da zorlanıyordum. Topluma kazandırmak için mücadele ettim. Çocuğum fen lisesine gitmek istiyor, BİLSEM'de projelere devam ediyor, satranç oynuyor, sınavlara hazırlanıyor.

 

AAA.jpeg
Fotoğraf: AA

 

Üstün zekalı çocuk nasıl tespit edilir? 

Tüm Üstün Zekâlılar Derneği'nin (TÜZDER) paylaştığı bilgilere göre, hangi çocuğun üstün zekalı olduğunu tespit etmenin yolları özetle şöyle: 

Çocukların gösterdiği bazı özellikler onların gelişimleri hakkında ciddi veriler ortaya koyuyor.

Genel olarak erken konuşma, okuma ve yazmayı öğrenme; kuvvetli hafıza; aşırı merak ve özel ilgi alanlarına sahip olma; üst yaş gruplarıyla iletişim kurma isteği gibi özellikler önemli referanslardan bazıları.

Özel yeteneği olan çocuklar, özellikle zihinsel performans gerektiren faaliyetlerinde yaşıtlarından farklılık gösteriyor.

En doğru tespitte bulunabilmek için uzman bir psikolog, psikolojik danışmanla bir zekâ testinin yapılması gerekiyor. Ancak bu test yapılırken bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.

Testi çocuğun gündeminden uzak tutmak, sonuçlarını anne-baba ve öğretmen gibi birkaç kişinin bilmesi, süreci çocuğun etkilenmeyeceği şekilde ilerletmek oldukça önemli. Erken teşhis yapılması gerekiyor. 

                         

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU