Maraş katliamı tanıklarından Koç: En büyük hayalim öldürülen 16 köylüm için bir anıt mezar diktirmektir

Tarihe "Maraş katliamı" olarak geçen 19-26 Aralık 1978 arasında Kahramanmaraş'ta yaşanan ve 111 kişinin öldüğü olayların tanıklarından Derviş Koç, en büyük hayalini anlattı

Derviş Koç, Maraş Katliamı'nın yaşayah tanıklarından  / Fotoğraf: Independent Türkçe

Aralarında Kemal Kılıçdaroğlu ve Ahmet Davutoğlu'nun olduğu birçok siyasi ile çok sayıda kişi, dün sosyal medya hesaplarından 43 yıl önce yaşanmış bir olayda yaşamını yitirenleri anmak için paylaşımlarda bulundu.

Bilindiği gibi Kahramanmaraş, bundan 43 yıl önce tarihe "Maraş katliamı" olarak geçecek kanlı olaylara sahne oldu.

19 Aralık 1978'te başlayan, 26 Aralık 1978'e kadar süren olaylarda 111 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı, çok sayıda ev ve iş yeri tahrip edildi.

Olayların fitilini ateşleyen ise Cüneyt Arkın'ın başrolünü oynadığı "Güneş Ne Zaman Doğacak" adlı daha çok milliyetçi kesimin izlediği filmin gösteriminin yapılacağı Çiçek Sineması'na patlayıcı madde atılması oldu.

Bu saldırının solcularca yapıldığını öne süren aşırı sağcı gruplar, sol kesime ait kimi binalara saldırılar düzenlendi.

Kentte gerilim en üst düzeye çıktı. 21 Aralık'ta iki solcu öğretmenin öldürülmesinin ardından 22 Aralık Cuma günü cenazelerinin kaldırılmasını engelleyen gruplar, "Aleviler camiye bomba attı", "Öğretmenlerin cenazesinde peygambere küfredildi" gibi haberlerle kışkırtılan kimi sıradan insanların da kendilerine katılmasıyla kent genelinde Alevileri ve solcuları hedef alan saldırılar yaşandı.

Şehir dışından geldikleri belirtilen grupların da eklemlenmesiyle olaylar kadın ve çocukları da hedef alan katliama dönüştü. Güvenlik güçlerinin yeterli düzeyde müdahale etmediği ileri sürülen olaylar, 26 Aralık'ta durulmaya başladığında resmi verilere göre 111 kişi öldürülmüş, yüzlercesi yaralanmış, çok sayıda ev ve işyeri tahrip edilmişti.

Öldürülenlerin ezici çoğunluğu Alevi ve sol görüşlü kişilerden oluşuyordu. İçlerinde azımsanmayacak kadar da kadın, çocuk ve yaşlı vardı.

Yıllarca süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet, 321 kişi de 1 ile 24 yıl arasında değişen hapis cezaları aldı.

Yaşanan olaylar sonunda o döneme kadar kent genelinde ciddi nüfusa sahip Alevilerin çoğunluğu kenti terk ettiği de belirtildi.

Kentin demografik yapısının da bir daha eskisi gibi olmayacak şekilde değiştiği bazı kaynaklarda yer aldı.

saldırgangrup.jpeg
Olaylar sırasında saldırganlar, Yörükselim Mahallesi'ne doğru da hücuma geçmişti / Fotoğraf: Wikipedia

 

Yörükselim Mahallesi'nde büyük mücadele

Olaylara tanık olanların ifadesine göre aslında kentteki ölü sayısı binlerle ölçülebilirdi. Olaylar sırasında kentin farklı yerlerinde oturan Alevi-sol nüfus, Alevilerin yoğunlukta olduğu Yörükselim Mahallesi'ne sığınmış, mahallenin nüfusu 2-3 kat artarak kimi iddialara göre 15 ile 20 bine ulaşmıştı.

Sayıları binlerle tabir edilen saldırganlar da Yörükselim Mahallesi'ne yönelik hücuma geçmiş ancak buranın girişlerinde Hamit Kapan, Tahsin Kozanoğlu, Derviş Koç, Saim Sağanak gibi gençlerin öncülük ettiği kimi grupların direnişiyle karşılaşmıştı.

Saatler süren ve karşılıklı olarak silahların da kullanıldığı direniş sonucu saldırganların mahalleye tam girememesi, gecikmeli de olsa gelen güvenlik güçlerinin müdahalesi binlerce insanın hayatını kurtardı.

ertekinin kitabı.jpg
Orhan Gazi Ertekin kitabında (solda) Maraş Katliamı sırasında yaşananları tanıklarıyla anlattı

 

Hakim Ertekin, direnişi kitabında tanıklarına anlattırdı

Hakimlik yapan Orhan Gazi Ertekin'in geçen yıl Dipnot Yayınevi'nden çıkan “Maraş Katliamı: Vahşet, Direniş ve İşkence" kitabı Yörükselim'de yaşanan bu direnişe dair geniş bilgilere ve yukarıda adları geçen kişilerin de yer aldığı tanıklarının anlatımlarına yer verildi.

Kitaptaki anlatımlara göre, Yörükselim Mahallesi'nde direnen bu gençler, hemen bitişiğinde olan Çamlık Mahallesi'ne giren saldırganların buradan çıkarılmasında da büyük rol oynadı.

Çamlık Mahallesi'nde saatlerce süren sokak çatışmalarında 5 arkadaşlarını kaybettiler. Yörükselim Mahallesi'ne giremeyip bu sefer de Karamaraş Mahallesi'ne saldıran gruba karşı direniş ise olayları duyup Pazarcık ilçesindeki Yolboyu Köyü'nden kız kardeşinin düğününü bırakarak yardıma koşan Mehmet Mengücek adlı genç bir muhtar tarafından tek başına yürütüldü.

Mat marka silahı ile saldırganları bir gün boyunca mahalleye sokmayan ve bu sırada yaralanan Mengücek, bir gün sonra gelen güvenlik güçleri içerisinde bulunan bir asker tarafından öldürüldü.

mehmetmengücek.jpg
Mehmet Mengücek, Karamaraş Mahallesi'ne saldırganların girmesini engelleyen kişi olarak anılıyor / Fotoğraf: Twitter

 

Vali aylar öncesinden yaşanacak olayları haber verdi iddiası

Öldürülenlerin çoğu Yörükselim'in dışında kalan kimseden yardım alma şansı olmayan evlerde yaşayan aileler arasında olmuştu.

O günlerde henüz 20'li yaşlarında olan "direnişçi" gençlerin çoğu sonradan olaylara katılmak, yasadışı örgüt üyeliği gibi nedenlerden tutuklandı.

Derviş Koç da bunlardan biri. Ertekin'in kitabında Koç'la yapılmış bir mülakat var.

Olaylar sırasında 24 yaşında olan Koç, kitapta yaşadıklarını detaylıca anlattı.

Kitapta anlattığı anıları arasında bir iddia hayli dikkat çekici.

Katliamdan neredeyse 6-7 ay önce dönemin Kahramanmaraş Valisi'ni bir öğrenci heyetinin başında ziyaret ettiğini belirten Koç, sohbet sırasında samimiyetin ilerlemesi üzerine valinin kendilerine 'Burada Maraş olayları planlanıyor. Öğretmenler öldürülecek' dediğini öne sürdü.

Koç, bu anısından yola çıkarak çıkacak olayların aylar öncesinden planlandığı, devlet tarafından bilindiği halde yeterli önlem alınmadığı iddiasında.

186 gün süren gözaltı, 7,5 yıl hapis

Olaylardan bir yıl sonra tutuklanan Koç, anlattığına göre işkencenin yaygın olarak kullanıldığı 186 gün süren gözaltı sürecinde kaldı.

Genelde gözleri kapalı sokulduğu bu işkenceli sorgularda Maraş olaylarını kendilerinin planladığını itiraf etmeleri istendi.

Bu süreçte ilginç bir olay da olmuş bir keresinde tuvalette gözleri açık olduğu sırada işkence yaptığını iddia ettiği polislerden biriyle karşılaşmış, polis tanınacağını düşünerek panikle geri çekilmişti.

Koç, işkenceci olduğunu öne sürdüğü bu polisin sonradan emniyet teşkilatında insan hakları temsilcisi olduğunu öne sürdü.

7,5 yıl hapis yatan Koç, serbest kalmasının ardından bir süre Türkiye içinde farklı işlerde çalışarak ayakta kalmaya çalıştı.

Ancak 1980'lerin sonunda artan faili meçhul cinayetlerden çekinerek Almanya'ya gitti.

34 yıldır bu ülkede yaşayan Koç, yıllardan beri Maraş katliamında ölenleri unutturmamak için yapılan etkinliklerde aktif rol alıyor. 

katliamdaölenler.jpg
Olaylar sırasında 111 kişi öldürüldü / Fotoğraf: Vikpedia

 

Ölen 16 kişi Kaşanlı köyünden

Maraş katliamında her ne kadar 111 kişi ölüp, binlerce insan mağdur olsa bile bu dramı daha ağır yaşayan köyler, aileler oldu.

Derviş Koç'un da köyü olan Kahramanmaraş Afşin'e bağlı Kaşanlı köyü bunlardan biriydi.

Kaşanlı Köyü, bir Alevi Kürt aşireti olan Kaşanlı aşiretinin ilk kurduğu köydü.

Sonradan aynı aşiret mensupları Örenli, Haticepınar, İnci köyü adlı dört köy daha kurdu.

Yoksul insanların yaşadığı Kaşanlı köylüleri, yazları çiftçilik yaparken kışları da Kahramanmaraş merkeze inerek burada hem çalışıyor hem de çocuklarını okula gönderiyordu.

Evleri de genellikle Yörükselim Mahallesi'nin biraz dışındaydı. Bundan dolayı saldırılardan en çok onlar etkilendi.

seyitsönmez1.jpg
Avukat Seyit Sönmez'in ailesi de olayların tanıklarından / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Mezar yerlerinin bulunması için yapılan başvurulardan sonuç alınamadı

Daha vahimi olayların ardından cenazeler güvenlik güçlerince apar topar defnedildiğinden ve o günkü karmaşadan dolayı 14'ünün mezarı yakınlarınca bile bilinmiyor.

Mezar yerlerinin bulunması için başvurulardan sonuç çıkmadı

Kendisi de Kahramanmaraşlı olan ve ailesi katliam sırasında Yörükselim Mahallesi'nde yaşayan İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat Seyit Sönmez de yıllardan beri öldürülen ancak cesetleri bulunamayan insanların mezarlarının tespiti için çalışmalar yürütüyor.

Sönmez, bugüne kadar belediye ve resmi kurumlara yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını, bu konuda bir duyarlılık görmediklerini iddia etti.

göç.jpg
Olaylardan sonra binlerce kişi yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldı / Fotoğraf: Vikipedia

 

Bazı aileler daha büyük bedeller ödediler

Sönmez, öldürülen 16 Kaşanlı köylüsünün 8'inin çocuk olduğunu hatırlatarak, "İşin vahimi bunların hepsi kurşunla değil, yakın mesafeden kesici ve delici aletlerle öldürülmüş. Bazı aileler, bu süreci herkesten daha ağır geçirdi. Örneğin Ünver ailesinden 5 kişi, Suna ailesinden 5 kişi, Ün ailesinden 5 kişi, Sünni solcu bir aile olup saldırıya uğrayan İşbilir ailesinden 3 kişi öldürülenler arasında. Yılmaz Boz adlı öldürülen 6 aylık bir bebek var. 6 da tane de teşhis edilemeyen cenaze vardı" diye konuştu. 

kaşanlı.jpg
Koç, 16 insanını kaybeden Kaşanlı Köyü'ne bir anıt dikilmesini istiyor

 

Öldürülen köylülerinin unutulmaması için bir anıt dikilmesini istiyor

Derviş Koç da yıllardan beri bu mezarların bulunması için çabalıyor.

En büyük hayali ise yaşamını yitiren 16 köylüleri için köylerine bir anıt mezar diktirmek.

Bu yıl yapılacak anmalarda bunu daha sesli gündeme getireceğini kaydetti.

Bugüne kadar gerçekleşmemesinin nedeni ise bir araya gelse sayısı belki de 12 ile 15 bini bulabilecek Kaşan aşiretinin olayların ardından can havliyle adeta dört bir yana dağılması.

Yakılan evlerin yüzde 70'inin, işyerlerinin ise yüzde 30'unun Kaşanlılara ait olduğunu söyleyen Koç, sonrasında aşiretin önce ülkenin dört bir yanına sonrasında ise yurtdışına göç ettiğini kaydetti.

Öyle ki bugün Kaşanlı aşiretine ait dört köyde kalan insan sayısı çoğunluğu yaşlılar olmak üzere birkaç yüzü geçmezken Koç'un verdiği bilgiye göre sadece İngiltere'nin Londra şehrinde 500 Kaşanlı aile var.

Aşiretin yüzde 60'ı bugün yurtdışında yaşarken, geri kalanın önemli kısmı Türkiye'nin çeşitli illerinde.

Koç'la olan röportajımızın sonucu o günlere ait, köylüleriyle birlikte bir fotoğrafını istemek oldu.

Verdiği şu cevap bile yaşananların boyutunu göstermek açısından yeterli:

Olaylarda bizim de evimiz yakıldı. Geriye hiçbir şey kalmadı. Sadece biz değil, pek çok insan geçmişine ailesine ait hiçbir şeyi alamadan terk etmek zorunda kaldı. Birçoğu bir daha Maraş'a gitmedi bile.

Kendisinin bile öz yeğeniyle 25 yıl sonra karşılaştığını söyleyen Derviş Koç, bütün bu dağılmaya karşın her biri akrabası da olan bu 16 kişi için gerekirse birkaç tane kaya taşını da üst üste getirerek yapılacak bir anıt mezarın köylerine dikilmesi için çabalayacağını sözlerine ekledi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU