Akrasia ve teknoloji bağımlılığı

Deniz Unay Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: Robert McGrath/The Chronicle

Günümüzün en büyük problemlerinden biri olan erteleme hastalığı, yediden yetmişe herkesin hayat kalitesinde olumsuz bir etki bırakmaktadır.

Erteleme hastalığı, Antik Yunan filozofları tarafından da kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Akrasia, bir çeşit erteleme hastalığı olarak tanımlanır.

Akrasia kavramı ilk defa Sokrates ve Aristoteles gibi antik Yunan filozofları tarafından kullanılmıştır. Akrasia ile anlatılmak istenen, önemli bir sorumluluk için çalışmak yerine işleri erteleyerek daha anlamsız ve keyif verici konularla meşgul olmaktır.


Akrasia davranış modeli, kişinin kendi öz kontrolünü kaybedip daha iyi kararlar almasına karşın daha gereksiz davranışları sergilemesidir.

Özellikle son dönemde milyonlarca kişiyi etkisi altına alan teknoloji bağımlılığı, akrasia hastalığını daha da belirgin bir hale getirmiştir. İnsanlar teknolojik cihazları kullanırken çok daha önemli işleri yapmak yerine bu cihazlarla anlamsız işlere daha çok vakit ayırdıkları görülmektedir.

Örneğin öğrencilerin ders çalışmak yerine cihazlarda video izlemek veya oyun oynamak gibi işlere kalkışması akrasia hastalığına çok güzel bir örnektir. 


Akrasia hastalığı, anlamsız şeylerle meşgul olurken önemli ve yapılması gereken sorumlulukların ertelenmesi anlamına gelir. Bu tür örneklerle akrasia etkisinde kalan bazı insanlar, sorumluluklarını erteledikleri için kendilerine karşı suçluluk hissedebilirler.

Ayrıca erteleme hastalığını bir öteye taşıyan insanlarda ise vicdanlarını rahatlatmak için haberler, hava durumu ve gündeme dair konularla etkileşim içine girerek sorumluluklarından kaçındıkları görülmektedir. 


Akrasia ile Hedonizm ilişkisi

Günümüz insanları ve özellikle teknolojik yeniliklerin içinde büyüyen genç nesiller Akrasia hastalığının olumsuz etkisinden daha çok zarar görmektedir.

Geniş kitleleri etkisi altına alan bu problem günümüzde mutlaka göz ardı edilmemesi gereken bir sorundur. Sorumluluk ve hedonizm (hazcılık) arasındaki çelişki akrasia hastalığının da temelini oluşturur.

Hedonizm kavramı, Antik Yunan'da Kirene Okulu'nda Sokrates'in öğrencisi Aristippos tarafından kurulmuş bir akımdır. Epiküros bu akımını devam ettirmiş ve felsefeyi daha geniş kitlelere yaymıştır. 


Hedonizm felsefesine göre insanların eylemleri haz sağlayacak bir şekilde planlaması ve uygulaması önemlidir. Bu eylemlerin sürekliliği bu felsefe açısından önem taşır.

Hedonizm etkisinde kalarak akrasia tuzağına düşen kişilere dair bazı olay örnekleri vardır. Bunlardan en önemlisi de Viktor Hugo'nun 1830 yılında yayıncısına teslim etmesi gereken ünlü Notre Dame Kamburu kitabı için hiçbir çalışma yapmamasıdır.

Yazar, bir yıl boyunca kitabını yazmadan kendini mutlu eden şeylerle meşgul olmuş, kitabı zamanında teslim edemeyince yayıncısı kendisine ek olarak 6 ay daha süre vermiştir.

Hugo içinde bulunduğu kontrol eksikliğine neden olan şeyin dışarıda amaçsız bir şekilde vakit geçirmek olduğunu anlamış ve bunu engellemek için kendinde planlar yapmıştır.

Hugo dışarıya çıkarken giydiği kıyafetlerini asistanına vererek bunları sandığa kilitlemesini söylemiştir. Bu sayede oto kontrol sağlayan yazar, eserini 14 Ocak 1881 tarihinde yayıncısına yetiştirmeyi başarmıştır.

Bu olay hedonizm ile akrasia arasında önemli bir örnek olarak gösterilmektedir. 


Akrasia psikoloji ilişkisi 

Psikoloji alanında akrasia ile ilgili olarak yapılan çalışmalara bakıldığında uzmanlar şu sonuca varmıştır:

Erteleme bir zaman yönetimi değil, bir duygu düzenleme sorunudur.


Bu kapsamda sorumluluklarını erteleyen insanlarla ilişkin yapılan çalışmalarda bunun bir tembellik sorunu olmadığı ve aksine çok çalışkan aynı zamanda disiplinli kişilerde de akrasia probleminin ortaya çıktığı bilinmektedir.

Akrasia etkisine maruz kalan insanlar kendi mesleklerinde çok başarılı kişiler de olabilmektedir. Erteleme nedenlerine bakıldığında bazen sıkıcı gibi görünen ve sürekli yapılan işler, akrasia etkisini yaygın bir şekilde gösterir.

Örnek olarak bulaşık yıkamak, eşyaları temizlemek gibi sıkıcı işler erteleme hastalığını tetiklemektedir.


Bazı durumlarda da iyi olabilecek şeylerde insanların akrasia etkisine girdiği görülür. Örneğin yemek yapmak, yapılan araştırmalara göre insanların ertelediği şeyler arasında yer alır.

Genel anlamda insanlar erteledikleri sorumluluklar her zaman sevmedikleri işlerle alakalı olmaz. İnsanlar sevdikleri şeylerde de erteleme hastalığına yakalanabilir.

Ertelemenin duygusal açıdan depresyon ve endişe gibi problemlerinin yanı sıra, tükenmişlik sendromu gibi pek çok nedeni vardır. 


Kişide erteleme ile başlayan rahatlama hissi, erteleme döneminde yapılan eğlence ve keyif veren şeyler her zaman dışardan olduğu gibi iyi sonuçlar doğurmayabilir.

Akrasia, insanın yaşamında ekonomik kayıplar getirmesinin yanı sıra strese davetiye çıkararak kişide çok ciddi psikolojik sorunlar da yaratabilir. Akrasia etkisi yüzünden aksiyete ve kötü beslenme gibi problemler görülebilir.

Aynı zamanda erteleme hastalığı yüzünden kişilerin sık sık uyku problemleri yaşadıkları da görülmektedir. Tüm bunlar kişinin fiziksel bünyesinde damar sağlığını olumsuz etkileyen bir kısır döngü yaratabilmektedir. 


Akrasia ve insan beyni

İnsan, zihinsel kabiliyetleri sayesinde plan yapmakta üstün bir yapıya sahiptir. Eğer insanlar yaptıkları planları eyleme geçirmeyip başka işlerle meşgul oluyorsa bu durumda nörobilim bakımından araştırmalar yapılmalıdır.

Uzmanlar, bu tür erteleme hastalığını açıklamada yardım olacak unsur olarak kişinin beyninde farklı bölgelerde iş yapmasını incelemiştir. Yapılan araştırmalarda plan ve karar vermeden sorumlu alanların beynin korteks yapısı olduğu ortaya çıkmıştır.

Korteks için geçmiş, bugün ve gelecek kavramları bulunmaktadır. Uzmanlar, limbik sistem ise heyecan ve duyguların merkezi olan yer olarak göstermektedir. 


Limbik sistem için kortekste olduğu gibi zaman kavramı olmayıp sadece şu an kavramı mevcuttur. Bu sistem sessiz ve makul davranmayı sağlayan korteksi bastırarak kişide akrasia etkisinin oluşmasına neden olmaktadır.

Bastırılan korteks yüzünden gelecek açısından doğru olan davranışları sergilemek yerine anlık hazlara odaklanmak anlamına gelen akrasia ortaya çıkmaktadır.

Uzmanlar psikolojik ve beynin nörolojik bölgelerini Akrasia hastalığında bu şekilde yorumlamaktadır. 


Akrasia ve teknoloji bağımlılığı 

İnsanlarda günümüzde akrasia ve hedonizm arasında kaldıkları bir konfor alanı oluşmaktadır. Bu ikilem arasında kalan insanlar, günlük rutin sorumluluklarını yerine getirmekte ciddi sorunlar yaşayabilirler.

Bunun yanı sıra psikolojik ve fiziksel olumsuz etkiler de yaygın bir şekilde görülebilir. Yapılan çalışmalara bakıldığında akrasia ile teknoloji bağımlılığı arasında da dikkat çekici bir ilişki mevcuttur.

Teknoloji bağımlısı olan bir kişi, istemediği halde akrasia ve hedonizm etkisi altında kalabilir. Bu kişilerde akrasia seviyesi yüksek olursa, kişinin temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaması mümkün olabilir.

Örnek olarak insanlar teknoloji bağımlılığı yüzünden yemek yeme, tuvalete gitme ve uyuma gibi sorumluluklarını ya da ihtiyaçlarını bile yerine getiremeyebilir.

Bunların ertelenmesi akrasia ile teknoloji bağımlılığına güzel bir örnektir. 


Peki ne yapmalı?

Eğer akrasia, yani erteleme hastalığına sahipseniz ve bunun arkasında teknoloji bağımlılığı olduğunu düşünüyorsanız; şunları yaparak kendinizi bu hastalıktan koruyabilirsiniz:

Öncelikle akıllı telefon ve teknolojik cihazlarda bildirimleri kapalı tutun.

Daha sonra telefonunuzdaki oyun ve uygulamalardan gelen bildirimlerin gerekli olmayanlarını kapatın.

Gelen bildirimlerin merak uyandırıcı ve sizi işinizden alı koyucu etkisi olmadığından emin olmanız gerekir. 

Akıllı telefonunuzda kullanmadığınız ve sizi meşgul eden oyun ve uygulamaları mutlaka silin. Çünkü bu oyunları kullanmasanız bile bunlardan gelen etkileşim ve bildirimler sizi telefonda daha fazla tutmaya neden olabilir.

Süre kısıtlayıcı uygulamalar ile günlük kullanımını sınırlandırdığınız oyun ve diğer uygulamaları kontrol altında tutabilirsiniz. Bu durum başta sıkıcı gelse de akrasia etkisinden kurtulmanız için çok faydalıdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU