Su Çi'nin hapsedilmesi cuntanın ne kadar kırılgan ve güvensiz hissettiğini gösteriyor

Cunta şubattan bu yana 1300'den fazla göstericiyi öldürmesine rağmen, zulmettiği nüfusun barışçıl rızasını güvence altına almaya her zamankinden daha uzak

(AP)

Hafta sonu Myanmar'dan gelen haberlerde güçlü bir deja vu unsuru vardı. Son 20 yıldır ülkede olup bitenleri takip edenler için, Ang San Su Çi'nin askeri yönetimle ters düşmesi ve 4 yıl hapse mahkum edilmesi (sonradan iki yıla indirildiği söyleniyor) usandıracak kadar tanıdıktı. Bu zaten orada eskiden sürekli olan bir şey değil mi?

Fakat yüzeysel benzerliklere karşın, bu yıl eski Britanya kolonisinin durumu geçmiştekinden çarpıcı derecede farklı; Hem farklı hem de ciddi anlamda daha kötü.

Örneğin, Su Çi nerede? Çoktan hapiste mi? Kimse bilmiyor, tıpkı göreve başlamak üzere olan ikinci yönetiminin 1 Şubat darbesinde devrilmesinden beri Su Çi'nin 9 aydır nerede tutulduğuna dair kimsenin bir fikrinin olmaması gibi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Su Çi, 1990'dan sonunda serbest bırakıldığı 2020'ye kadar geçen 20 yılın büyük kısmında ev hapsinde kaldı. Neredeyse tüm bu süre boyunca Myanmar'ın ticari başkenti Yangon'daki bir göl kenarındaki aile evindeydi. Şu anda tutukluluk koşullarını örten emsalsiz gizlilik (şimdi bile mahkumiyeti ilan edilirken nerede olduğu bir yana gerçekte hapishanede olup olmadığına dair bir fikrimizin bile bulunmadığı gerçeği) bu sefer şartların ne kadar çok farklı olduğunun bir ölçütü.

Nobel Barış Ödülü sahibinin Myanmar ordusunun 2017'de Rohingyalara düzenlediği soykırım saldırısını şoke edici şekilde hiç eleştirmemesi, Batı'daki destekçilerini dehşete düşürmüş ve uzun yıllar boyunca kadın Gandi veya Mandela olarak görülen Su Çi'nin başarı ve mirasının tamamen yeniden değerlendirilmesine yol açmıştı.

Ancak böyle bir yeniden değerlendirme Myanmar'da asla yaşanmadı: Su Çi'nin yurttaşları geçen sene, kimseyi etkilemeyen bir hükümet siciline rağmen 2015'tekinden daha da ezici bir çoğunlukla ona oy verdi. Halk nezdinde, bağımsız devletin kurucu babası General Ang San'ın gözü pek kızı, harika siyasi kampanyacı ve miting konuşmacısı Su Çi hâlâ hata yapamazdı. Önceki gün gülünç "isyana teşvik" ve Kovid kısıtlamalarının ufak bir ihlali davasından onu hapse mahkum etmesi, cuntanın silahlı kuvvetteki ezici avantajına rağmen ne kadar kırılgan ve güvensiz hissettiğinin net bir göstergesi. Rejim için, 76 yaşındaki Su Çi her zamanki gibi ciddi bir tehdit olmayı sürdürüyor.

Her gün bu kırılganlığa ilişkin yeni göstergeler ortaya çıkıyor. Cunta şubattan bu yana 1300'den fazla göstericiyi öldürmesine rağmen, zulmettiği nüfusun barışçıl rızasını güvence altına almaya her zamankinden daha uzak. Su Çi'nin hapsedildiği haberi çıkarken, diğer haberler Su Çi'nin daha önceki gözaltı yıllarında hüküm süren asık suratlı itaati elde etmek için cuntanın halen tırmanması gereken dağı vurguladı.

Pazar günü Yangon'da aniden toplanan ve Su Çi yanlısı pankartlar taşıyan göstericilere, üzerlerine doğru hızlanan bir ordu kamyonu çarptı. Daha sonra kamyondaki askerler yaralılara tüfek dipçikleriyle saldırdı ve sivillerin üzerine ateş açtı. Olayda 5 göstericinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Ölüm haberleri ülke genelinde yeni gösterilere sebebiyet verdi. Şubattaki darbeye karşı düzenlenen büyük ölçekli gösteriler zorla bastırılmıştı ama yerini sınır tanımayan, sonsuz ve öngörülemez çalı yangını direnişleri aldı.

Bu yılki gösteriler öncesinde Myanmar'daki son büyük siyasi protestolar 2007'de, yüz binlerce Budist rahibin birçok şehir ve kasabanın sokaklarına döküldüğü, sonradan "Safran Devrimi" adı verilen harekette gerçekleşmişti. Sabrı taşan ordu, kalabalığı dağıtmak için makineli tüfeklerle geldiğinde bile kesinlikle barışçıl olan devasa sivil kalabalıklar da keşişlere katılmıştı. Su Çi'nin 1989'a dayanan, demokrasi hareketinin şiddete şiddetle yanıt vermeyi reddettiği ısrarı tüm bu yıllar boyunca hüküm sürmüştü.

Ama artık değil. Su Çi göstericilerin odağı ve lider figürü olmayı sürdürse de cunta muhalifleri Su Çi'nin orduyu müzakere masasına çekip onlarla uzlaşmaya dayanan siyasetinin ve benzer biçimde altında yatan Gandici yaklaşımın temelden başarısız olduğunu idrak ediyor. Bunun yerine ülke genelinde, orduyu köşeye sıkıştırmak için gerilla taktikleri kullanan sayısız Halk Savunma Gücü ortaya çıktı.

Orduyla doğrudan veya dolaylı yoldan bağlantılı hiçbir hedef rahat hissedemez. Ordunun sahip olduğu şirketlere el bombaları atılıyor, düzinelerce telefon direği devrildi, hükümet bakanlıklarına ve diğer devlet tesislerine bombalı saldırılar düzenleniyor. Öte yandan çay dükkanları askerlere hizmet sunmayı ve çok sayıda kişi elektrik faturasını ödemeyi reddediyor. Pazar günkü ölümler önceki aylarda görülen tencere-tava vurma protestolarına geri dönüşü kışkırttı.

Elbette, nesnel olarak bakıldığında cuntanın korkacak pek bir şeyi yok. Bahse konu taban muhaliflerinin orduyu devirme umudu yok. Hem Çin hem de Rusya'nın sağlam desteği sayesinde cunta, AB ve ABD'nin şimdiye kadar dayattığı zayıf yaptırımları göz ardı ederek iktidarı hiç bırakmamayı umabilir. Ancak Su Çi'nin hapsedilmesi, rahat uyumaktan ne kadar uzak olduklarını gösteriyor.

Peter Popham, "The Lady and the Peacock: The Life of Aung San Suu Kyi of Burma" (Leydi ve Tavus Kuşu: Myanmarlı Ang San Su Çi'nin Hayatı), "The Lady and the Generals: Aung San Suu Kyi and Burma's Struggle for Freedom" (Leydi ve Generaller: Ang San Su Çi ve Myanmar'ın Özgürlük Mücadelesi) ve "Tokyo: the City at the End of the World" (Tokyo: Dünyanın Sonundaki Şehir) kitaplarının yazarıdır



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU