Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı'nın kırım açıklaması ne ifade ediyor?

Gökçe Hubar Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: The Sofia Globe

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, 18 Kasım Perşembe günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, -Rus yanlısı gibi gözükmesine neden olacak bir şekilde- "Dış politikada pragmatik olmak çok önemli. Kırım ve Ukrayna nedeniyle uygulanan yaptırımlar sonuç vermiyor" diye konuşmuş ve Kırım'ın "şu anda Rus" olduğunu sözlerine eklemişti.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in 2014 yılında Ukrayna'dan uluslararası hukuka aykırı bir biçimde ilhak edilen Kırım Yarımadası'nın Rusya'nın bir parçası olduğunu söylemesinin hemen ardından Ukrayna sert tepki göstererek, 19 Kasım Cuma günü Kiev'deki Bulgaristan büyükelçisini görüşmeye davet etmişti.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'nın Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in açıklamalarına ilişkin yorumu şöyleydi:

"19 Kasım'da Bulgaristan'ın Ukrayna Büyükelçisi Kostadin Kodzhabashev Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'na davet edildi.

Ukrayna tarafı, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in dünkü seçim öncesi TV tartışmalarında Kırım'a ilişkin açıklamalarının yanlışlığı ve kabul edilemezliği konusunda devletimizin tutumunu Büyükelçiye iletti.

Mevcut Bulgar cumhurbaşkanının sözlerinin Ukrayna ile Bulgaristan arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmadığı ve Sofya'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü destekleme konusundaki resmi tutumuyla keskin bir şekilde çeliştiği vurgulandı.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in dünkü açıklamasını reddetmesini bekliyoruz.

Büyükelçi Kostadin Kodzhabashev, Bulgaristan'ın Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne sarsılmaz desteğini, Kırım'ın devletimizin topraklarının ayrılmaz bir parçası statüsünü ve özellikle Bulgaristan'ın Kırım Platformu'na katılımı yoluyla yarımadayı işgal etme çabalarını güvence altına aldı." 1


Sonunda Bulgaristan geri adım attı. 22 Kasım günü saat 16.32'de Bulgar resmi ajansı BGNES'te yayımlanan açıklama aşağıdaki gibiydi: 

"Cumhurbaşkanlığı: Kırım'ın ilhakı uluslararası hukukun ihlalidir.

Devlet Başkanı Rumen Radev, Kırım'ın ilhakının uluslararası hukuka aykırı olduğunu defalarca dile getirdi. Bu, Bulgaristan Cumhuriyeti'nin tüm uluslararası kuruluşlardaki açık pozisyonudur.

Bu, 18 Kasım'daki seçim öncesi tartışmayla bağlantılı olarak devlet başkanının basın ofisi tarafından yayılan bir pozisyonda belirtilmektedir.

Pozisyon "Hukuki açıdan Kırım Ukrayna'ya aittir ve ülkemiz, Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediğini defalarca ifade etmiştir. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in seçim tartışmasında vurguladığı gibi, 'şu anda' Kırım Rusya tarafından kontrol ediliyor ve bu sorunun zorla çözülemeyeceği çok açık" diye ifade etmektedir.

"Tartışmada olduğu gibi, devlet başkanı bir kez daha, uluslararası ilişkilerde ve özellikle Bulgaristan ve müttefiklerinin güvenliği üzerinde doğrudan etkisi olan Karadeniz bölgesinde gerginliğe yol açan bu gerçek durumdan duyduğu endişeyi dile getirmiştir" denmektedir.

Cumhurbaşkanı, bölgede ve özellikle Doğu Ukrayna'da gerilimlerin olası bir şekilde tırmanmasından duyduğu korkuları defalarca dile getirmiştir ve çatışmayı azaltmak ve barışçıl bir çözüm için koşullar yaratmak için yeterli güven ve diyalog oluşturucu önlemler çağrısında bulunmuştur." 2


Anlaşılan o ki, Bulgaristan hem Batılı müttefiklerini hem de Sovyetler Birliği döneminden bu yana son derece iyi ilişkiler geliştirdiği Rusya'yı kaybetmek istemiyor.

Bulgar-Rus ilişkileri her ne kadar iniş çıkışlarla dolu olsa da, bilhassa İkinci Dünya Savaşı döneminden bu yana son derece kuvvetli. 


Sovyet Ordusu 5 Eylül 1944'te Bulgaristan'a girmiş, 1946'da Bulgaristan Halk Cumhuriyeti ilan edilmiş, Bulgar Komünist Partisi iktidara gelmişti.

Anavatan Cephesi'ne katılmayan siyasi partiler yasaklanmış, ekonomik işletmeler ve bankalar kamulaştırılmış, ekilebilir araziler zorla kooperatifler halinde örgütlenmişti.

Georgi Dimitrof, Vasil Kolarof, Vulko Çervenkof, Anton Yugof ve Todor Jifkof arka arkaya hükümet başkanlarıydı. Bulgaristan'da demokratik değişimler 10 Kasım 1989'da başladı.

Yeni bir Anayasa kabul edildi, siyasi partiler restore edildi, 1947'de ellerinden alınan mülkler iade edildi, özelleştirme ve arazilerin eski sahiplerine geri verilmesi başladı.

1990'da Jelio Jelef Bulgaristan Cumhurbaşkanı oldu ve bu görevde demokratik olarak seçilen ilk kişi oldu.


AB ve NATO üyeliği, Bulgaristan'ın dış politikasında temel öncelikler haline geldi. Bulgaristan 29 Mart 2004 tarihinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne katıldı.

12-13 Aralık 2004 tarihli AB Zirvesinde ise, 25 üye ülkenin liderleri Bulgaristan'ın 1 Ocak 2007'de AB'ye katılmasına karar verdiler.

Avrupalı liderler Nisan 2005'te Sofya ve Bükreş ile Katılım Antlaşması'nı imzalamayı kabul ettiler. 1 Ocak 2007'de üyelik kriterlerini sağlayan Bulgaristan, Avrupa Birliği'ne tam üye oldu.


Peki şimdi ne olacak?

Ukrayna ile Bulgaristan ilişkilerinin gerginlikten son anda kurtulduğunu söyleyebiliriz, ancak Bulgaristan'a bu geri adımı nelerin attırdığını da düşünmekte fayda var.

Bulgar lider, seçimleri kazanmasının arefesinde Avrupa Birliği, NATO, ABD ve -daha genel düşünmek gerekirse- Batı dünyası ile ideolojik bir çatışma içerisine girmekten kaçınmak istiyor.

Bunu yapmazsa, Bulgaristan'ın Rusya'nın bir kukla devletçiği gibi görüleceğini çok iyi biliyor. 


Hava Kuvvetleri Komutanlığı da yapmış bir isim olan Bulgaristan'ın mevcut lideri Rumen Radev, Bulgar Sosyalist Partisi tarafından destekleniyor. Radev, şu sözün de sahibi:

Avrupa yanlısı olmak, Rus karşıtı olmak anlamına gelmez.

 

1. https://mfa.gov.ua/en/news/komentar-mzs-ukrayini-u-zvyazku-z-vislovlyuvannyami-prezidenta-bolgariyi-rumena-radefa 
2. BGNES’in resmi sitesindeki Bulgarca açıklama için Bkz: https://bgnes.bg/news/prezidentstvo-aneksiraneto-na-krim-e-narushenie-na-mezhdunarodnoto-pravo-1/.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU