Türkiye'de şeker üretiminin 95 yılı: Cumhuriyet'in ilk fabrikaları, özelleştirmeler ve zamlar

Tohumları 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde atılan, 2007'ye kadar sayıları 33'ü bulan şeker fabrikalarının 10 tanesi 2018 sonrası özelleştirilmişti. O günden bugüne şeker üretimi de şekerin fiyatı da hızla arttı

Fotoğraf: Pixabay.com/SilviaMarquez

15 Kasım’da yüzde 25 zamlanan şeker fiyatları, yeniden gündemde. 

Bu sefer ki tartışma ise piyasadaki şeker yetersizliği ve hammaddesi şeker olan gıda üreticilerinin üretimde zorlandığı iddiaları… 

Konuyu gündeme taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’nin 19 Mart tarihli haberine göre Türkşeker, iç pazara şeker arzını kısmış durumda. 

İstanbul’daki, İzmir’deki, hatta Gaziantep’teki tatlı ve şekerli ürün üreticileri, şekerin karaborsaya düştüğünü belirtiyor. 

"290 liralık çuval karaborsada 700 lira"

Cumhuriyet’e konuşan İzmir Şekerciler, Pastacılar ve Yufkacılar Esnaf Odası Başkanı İhsan Esen, fabrikada 290 lira olan bir çuval (50 kilogram) şekerin, karaborsada 700 lirayı aştığını söylüyor. 

Şekerpancarında bir sıkıntı olmamasına rağmen sınırlı üretim yapıldığını belirten Esen, “Bunun sebebi Türkiye şeker fabrikalarının iç piyasaya şeker vermemesidir. Türkiye şeker fabrikaları imalatçıya, üreticiye neden şeker vermiyor? İç piyasaya şeker vermeyerek neden paniğe sebep oluyor? Böyle yaparak krize giren iç piyasada diğer özel şeker fabrikalarında fiyatı artırmasına neden müsaade ediliyor?” sorularını yöneltti. 

Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Belgin Çekmen Altay’a göre ise şekerli ürün üreten güçlü ve tekeli elinde bulunduran büyük gıda firmaları zamlardan sonra stoklarını artırdı. Bu da piyasadaki şeker miktarını azalttı ve küçük üreticilerin hammaddeye ulaşımını zorlaştırdı. 

"Taahhüde bağlı üretimlerde işletmeler zarar ediyor"

Bir açıklama da baklavanın başkenti Gaziantep’ten geldi. 

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Tuncay Yıldırım, şeker kullanan sanayiciler ve gıda toptancılarının şekere ulaşamadıklarını ve artan şeker fiyatlarından ötürü zor durumda olduklarını söyledi. 

GTO’nun internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Ne yazık ki son yıllarda yaşanan salgın, enerji ve hammadde maliyetleri, enflasyon, savaş gibi birçok etken işletmelerimizi her zamankinden daha fazla sorunla mücadeleye zorladı” dedi ve Türkiye Şeker Fabrikalarının üreticiye destek olması çağrısında bulundu.

Yıldırım, şeker fiyatlarındaki artış nedeniyle işletmelerin yeni fiyatlama yapamadığını, taahhüde bağlı üretimlerde işletmelerin zarar ettiğini söyledi.

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı’nın açıklamasına göre bu durum, ürün fiyatlarına yansırsa satışlar da düşebilir, enflasyon olumsuz da etkilenebilir. 

(Konuyla ilgili olarak Türkşeker'in cevap hakkı her daim saklıdır. Açıklama yapılması durumunda bu kısma eklenecektir)

Toz şeker fiyatında yüzde 200'ün üzerinde artış

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) şubat verilerine göre şeker fiyatı, son bir senede bile yüzde 45 ila yüzde 65 artmış durumda.
 

Son 10 yılda ortalama şeker fiyatlarındaki değişim (*)
  Toz şeker (kg) Küp şeker (kg)
2011 2,56 3,89
2012 2,93 3,23
2013 3,22 3,50
2014 3,37 3,67
2015 3,71 4,03
2016 4,06 4,39
2017 4,23 4,57
2018 4,35 4,59
2019 4,55 4,69
2020 5,32 5,66
2021 5,64 6,10
2022 8,24 10,04
(*) Her yılın şubat ayı verileri alınmıştır/ Kaynak: TÜİK


1) Şeker için belirlenen fiyat nereden nereye geldi?

Tabloya göre 2011'den bu yana toz şekerin ortalama fiyatı yüzde 200'ün, küp şekerin ortalama fiyatı ise yüzde 150'nin üzerinde arttı. Bu değerler piyasadaki şeker satışının ortalaması. 

Şeker sektörünün en büyük ismi, kamu şirketi Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin (TÜRKŞEKER), belirlediği fiyat ise daha düşük.

15 Kasım'da şeker fiyatına yüzde 25 zam yapıldığını duyuran Türkşeker, kristal (toz) şekerin KDV hariç kilogram fiyatının 3,93 liradan, 4 lira 91 kuruşa çıktığını açıkladı. KDV dahil fiyat ise 5 lira 30 kuruş oldu. 

Böylece kristal şekerin 50 kilogramlık çuval fiyatı da 212 liradan 265,28 TL'ye yükselmişti. 

Şirketin internet sitesinde yer alan 2020 Sektör Raporu'na göre Türkşeker, yalnızca pancardan elde edilen şekeri üretiyor. (Nişasta bazlı şeker üretiminin detaylarına ileride değinilecek). 

Söz konusu rapora göre Türkşeker'in açıkladığı ortalama KDV hariç pancar şekeri fiyatlarının yıllara göre değişimi ise şu şekilde: 
 

  KDV hariç şeker fiyatı (kg)
2011/2012 1,94
2012/2013 2,13
2013/2014 2,39
2014/2015 2,54
2015/2016 2,68
2016/2017 2,65
2017/2018 2,94
2018/2019 3,18
2019/2020 3,48


Yukarıdaki tablonun yıl yıl değil de iki sene aralığı (2011/2012 gibi) şeklinde sıralanmasının bir nedeni var.

Bazı yıllarda şeker fiyatının iki defa belirlenmiş olması, küp şeker ve kristal şeker fiyatlarının birlikte hesaplanması gibi.

Örneğin 1 Ocak- 14 Temmuz 2011 arası küp şekerin kilogramı 2,26 liraydı. Bu tarihten 2011 sonuna kadar 2,44 lira oldu.

Kristal şeker için ise bu rakamlar, 1,82 ve 1,97 liraydı. 

Kristal şekerin en güncel fiyatı olarak 4 lira 91 kuruşu baz alırsak, 2011'e göre yüzde 170 daha pahalı tüketeceğimizi söylemek yanlış olmaz. 

2) Türkiye'de şeker fabrikalarının kısa tarihi
 

Memleketimizde pancar yetiştirilerek, şeker fabrikaları tesis ve ziraatte münavebe (ekim nöbeti) usulünün tevsii (genişletilmesi) ve bu suretle hayvanatımızın ve hububatımızın ıslah ve çoğaltılması gerekmektedir.


Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arasında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlardan biriydi bu. 

Kongre kararlarında yer aldığı gibi "hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dallarının kurulması", ekonomik hakimiyet için elzemdi. 

Kongre'den iki buçuk yıl sonradır ilk şeker fabrikasının kuruluşu. 

Daha sonradan kendisine "Şeker" soy ismi verilecek, Uşaklı çiftçi Molla Ömeroğlu Nuri'ye verilir bu görev.

Nuri bey ve yerel pek çok girişimcinin ortak çabasıyla 6 Kasım 1925 tarihinde ilk şeker fabrikasının temeli atıldı. 
 

Molla Nuri şeker fabrikası
Uşak Şeker Fabrikası'nın kurulmasını üstlenen Molla Ömeroğlu Nuri/ Fotoğraf: Sözcü


Uşak Şeker Fabrikası'ndan yaklaşık bir ay sonra ise Kırklareli'de Alpullu Şeker Fabrikası'nın temel atması gerçekleşti.

Alpullu, 26 Kasım 1926'da, Uşak Şeker Fabrikası ise 17 Aralık 1926 tarihinde işletmeye açıldı. 

"Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker fabrikalarının çoğalması ve bu suretle memleketin şeker ihtiyacının temini mühim hedeflerimiz arasında tanınmalıdır" diyordu Mustafa Kemal, Alpullu Şeker Fabrikası'nı gezdikten hemen sonra. 
 

Atatürk şeker fabrikası
Mustafa Kemal Atatürk'ün Alpullu Şeker Fabrikası'nı 1930'daki ziyareti/ Fotoğraf: isteataturk.com


Paşa'nın dediği oldu ve Cumhuriyet'in bu ilk önemli girişimlerini 1933'te Eskişehir, 1934'te Tokat Turhal Şeker Fabrikası izledi. 

1951-1956 yıllarını kapsayan dönemde toplam 11 yeni şeker fabrikası (Adapazarı, Amasya, Konya, Kütahya, Burdur, Susurluk, Kayseri, Erzincan, Erzurum, Elazığ, Malatya Şeker Fabrikaları) kuruldu. Bu tarihten sonra işletmeye alınan fabrikalar ise sırasıyla şöyle: 

1962: Ankara Şeker Fabrikası 

1963: Kastamonu Şeker Fabrikası,

1977: Afyon Şeker Fabrikası

1982: Muş ve Ilgın (Konya) şeker fabrikaları

1983: Bor (Niğde) Şeker Fabrikası

1984: Ağrı Şeker Fabrikası

1985: Elbistan (Kahramanmaraş) Şeker Fabrikası

1989: Erciş (Van), Ereğli (Konya) ve Çarşamba (Samsun) Şeker Fabrikaları, 

1991: Çorum Şeker Fabrikası

1993: Kars Şeker Fabrikası

1998: Yozgat Şeker Fabrikası

2001: Kırşehir Şeker Fabrikası

2004: Çumra (Konya) Şeker Fabrikası 

2007: Boğazlıyan (Yozgat) ve Aksaray şeker fabrikaları. 

3) Özelleştirmeler

Bugün Türkiye'de toplam 33 şeker fabrikası bulunuyor. Ancak bunların içinde devlete ait olanların sayısı, zaman içerisinde azaldı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Boğazlıyan ve Kayseri şeker fabrikalarını bünyesinde bulunduran Kayseri Şeker, Konya ve Çumra fabrikalarının çatısı Konya Şeker ve Amasya şeker fabrikalarının sevk ve idareleri ile finansman işleri (mali, idari, teknik, ticari, zirai ve hukuki) 1990'ların başına kadar Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. tarafından yürütüldü. 

1991 ve 1992'de ise tüm yetkiler, bugün 1,5 milyon üyesi bulunan Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği'ne (Pankobirlik) geçti. 

Şeker fabrikalarının kaderini değiştiren yıl ise 2001'di.  

1956 yılında yürürlüğe giren 6747 sayılı Şeker Kanunu, fabrika kurma iznini ve şeker pancarı fiyatlarını belirleme yetkisini Bakanlar Kurulu Kararı'na bağlıyordu. 

6747 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldıran 4634 sayılı Şeker Kanunu ise 04 Nisan 2001 tarihinde kabul edildi. 
 

amasya şeker fabrikası
Fotoğraf: amasyaseker.com.tr


Yeni yasayla fabrika açma sınırlandırılmaları kaldırıldı, tek fiyat uygulamasından vazgeçildi, fiyatların piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirlenmesi kararı alındı ve şekerin iç piyasadaki satışına kota getirildi. 

"A ve B kotası ile C şekeri" adıyla üç kota belirlendi. Buna göre; 

A kotası, yurtiçi talebe göre üretilen ve pazarlama yılı içinde iç pazara verilebilen şeker miktarını,

B kotası, A kotasının belli bir oranına tekabül eden, üretilen ancak piyasaya sunulmayan, güvenlik amacıyla depolanan şeker miktarını,

C şekeri ise A ve B kotaları dışında üretilen ve yurt içinde pazarlanamayan şeker ile işlenmek üzere ihraç kaydıyla temin edilen ham ve beyaz şekeri açıklıyor. 

Derviş'in 15 günde 15 yasası ve Şeker Kanunu

Yeni Şeker Kanunu, 2000'de Türkiye'nin borçlarına karşılık IMF ve Dünya Bankası'nın sunduğu "özelleştirme" şartının bir ürünüydü. Aynı Tütün Kanunu'nda olduğu gibi. 
 

Kemal Derviş Bülent Ecevit AA
1974–2002 yılları arasında dört kez Başbakanlık görevini üstlenen Bülent Ecevit ve eski Devlet Bakanı Kemal Derviş/ Fotoğraf: AA


Türkiye'nin IMF'ye 18 Aralık 2000 tarihli olarak ilettiği niyet mektubunda, 7,4 milyar dolarlık ilave fon kaynağına karşılık, "bankacılıkta alınacak kritik tedbirler", "büyük miktarda döviz girişi için özelleştirmeler" ve "yapısal reformlar" vaat ediliyordu.

Vücut bulması ise 2001 mali krizi sonrası, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından, Dünya Bankası'ndaki görevinden çağırılarak Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirilen Kemal Derviş döneminde oldu. 

13 Mart 2001'de göreve başlayan Kemal Derviş, nisanda gazetecilere verdiği röportajda şunları söylemişti: 
 

Türkiye zor günler geçiriyor ancak bu şekilde devam edemeyiz. Son 10 yılda yurtiçi borç, gayrisafi milli hasılaya oranla iki katına çıktı. Yabancı desteğini sağlamak için çalışmalar devam ediyor. Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası'ndan 10 milyar dolar ile 12 milyar dolar arası kaynağı alabilmesi için birkaç güne ihtiyacı var. 


Türkiye'ye gelirken Derviş'in ajandasında olan "15 günde çıkarılacak 15 kanun", Şeker Yasası, Tütün Yasası, Telekom Yasası, Tahkim Yasası gibi önemli kanunları kapsıyordu.  

4 Nisan 2001'de Derviş öncülüğünde açıklanan "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı''nın "Şeker Kanunu" başlığı altında şu ifadeler yer aldı: 
 

Şeker üretiminde, fiyatlandırmasında ve pazarlamasında usul ve esaslar getirerek piyasadaki istikrarın sağlanması amaçlanmaktadır. 2002-03 üretim döneminden itibaren Devlet tarafından fiyat açıklanmayacaktır. 

Şeker piyasası, Şeker Kurulu tarafından düzenlenecektir. İhtiyaç fazlası şeker üretimine son verilerek devletin zarara uğraması engellenecektir. 

Üretici ekim öncesinde fiyatı bilerek ekim kararı verecektir. Tüm çiftçilere doğrudan gelir desteği verilerek gelir kaybı giderilecektir. 

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin önü açılacaktır. Türk insanı daha ucuza şeker tüketecektir. 


Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın dediği gibi özelleştirmeler başlasa da Türk insanı daha ucuza şeker tüketemedi. Ne kadar güçlü bir ekonomiye geçildiği de tartışmalı. 

14 fabrika satılacaktı, 10'u satıldı 

Önce, Kütahya Şeker Fabrikası, 2004 yılında Torunlar Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye, Adapazarı Şeker Fabrikası ise Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi'ne satıldı. 

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., 2008'de özelleştirme programına alındı. 

Türkşeker'e ait, 25 fabrikadan 10 tanesinin (Afyon, Alpullu, Bor, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Kırşehir, Muş, Turhal) satışı, 2018'de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapıldı. 

20 Şubat 2018 tarihinde 14 fabrikanın (Afyon, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat Şeker Fabrikaları) özelleştirilmesi için ihale süreci, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından başlatılmıştı. 

Yukarıda bahsedildiği gibi devir işlemi tamamlanan 10 fabrika dışında Burdur, Yozgat ve Ilgın Şeker fabrikalarının satışı ise 25 Aralık 2018 tarihli ve 505 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile iptal edildi. 

Türkşeker'in 2020 Sektör Raporu'nda yer verdiği üzere, satışı gerçekleşen/iptal edilen fabrikalar, satın alan firmalar ve satış bedelleri şu şekilde: 
 


4) Özelleştirmeler şeker üretimi ve şeker fiyatlarını etkiledi mi? 

2020 Sektör Raporu'na göre Türkşeker'in 2018 yılına kadar bünyesindeki 25 şeker fabrikasıyla yıllık şeker üretim kapasitesi 2 milyon 36 bin tondu. 

2018'de 10 şeker fabrikasının özelleştirilmesi ile üretim, 1 milyon 176 bin ton'a geriledi. 

2003'te Türkiye toplam pancar şekeri üretiminin yüzde 74'ü Türkşeker tarafından üretilirken, fabrika sayısının azalması ile bu oran yüzde 30'lara kadar düştü. 2020/2021 pazarlama yılı için bu oran, yüzde 35. 

Bu veriler yalnızca Türkşeker'in üretimine ait. 

Türkiye genelinde ise 2020 yılında üretilen 3 milyon tonun üzerinde A kotası ve C şekeri ile tüm zamanların rekoru kırıldı. 
 


Türkşeker'in üretimi 2018'den bu yana azalış gösterirken, özel fabrikaların üretimi 1,5 milyon tondan 1,6 milyon tona çıktı.

TÜİK verilerine göre şekerin ortalama fiyatına bakıldığında ise 2015-2018 yılları arasında fiyatı 70 ila 80 kuruş değişen şeker, 2018'den bu yana yaklaşık 4 ila 5 lira pahalılaştı. 

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım'a göre şekere yapılan yüzde 25 zam, son değil. Devamı gelecek. Çünkü hem piyasada ikili bir fiyatlama yapısı var hem de şeker pancarı üretiminde azalma. 

Yıldırım, kendisine ait Tarım Dünyası adlı internet sitesinde kaleme aldığı yazısında, kuraklık ve benzeri nedenlerin pancar üretimini olumsuz etkileyeceğini söylüyor. 

TÜİK'in 30 Aralık'ta açıkladığı "2021 Bitkisel Üretim İstatistikleri"ne göre, 2020 yılında 23 milyon ton olan şekerpancarı üretimi, 2021'de yüzde 20,7 gerileyerek yüzde 18,3 milyon ton oldu. 

Bunun yanı sıra bir yanda kamuya ait Türkşeker'in diğer yanda özel fabrikaların olduğu ikili bir yapıda fiyat baskısının oluştuğunu söyleyen Ali Ekber Yıldırım, enflasyon artmasın diye Türkşeker'in iki yıldır fiyat artırmadığını söyledi. 
 


Yıldırım'ın açıklamasına göre en ucuzu arzı sağlayan Türkşeker'in fiyat artırmamasıyla özelleştirilen fabrikaların sahipleri, kooperatif şeker fabrikalarının yöneticileri "şeker fiyatı artırılmazsa batarız" diye açıklamalar yapmaya başladı. 

Bunun üzerine özel sektör, yaklaşık bir ay önce şekere önce yüzde 25 sonra da yüzde 16 olmak üzere toplamda yüzde 41 zam yapmak durumunda kaldı. 

"Türkiye Şeker Fabrikaları ise maliyetlerdeki artışa rağmen bu zammı yapmadı. Böylece piyasada ilk kez ikili bir fiyat oluştu" diyen Ali Ekber Yıldırım, şunları söyledi: 
 

Özel sektör şeker fabrikaları 50 kiloluk şekerin çuvalını 302-305 liraya satarken, Türk Şeker aynı şekeri 210 liradan satıyordu. 

Doğal olarak marketler, imalatçılar, üretimlerinde şeker kullanan sanayicilerin hepsi Türk Şeker'den şeker almayı tercih edince büyük bir talep oluştu. 

Bir tarafta şeker var ama fiyat yüksek diye talep edilmiyor, diğer tarafta şeker ucuz diye arzın çok üzerinde bir talep var. Rafların boşalması bundandı.


Yıldırım Deutsche Welle'e yaptığı açıklamada da söz konusu ikili fiyat yapısını eleştirerek, "Devletin tüketici daha uygun fiyattan şeker tüketsin diye üretimi sübvanse etme rolü ortadan kalkarken, kotalı üretim nedeniyle üretici istediği zaman istediği miktarda üretim yapamıyor" dedi. 

Ali Ekber Yıldırım, Tarım Dünyası'ndaki makalesinde "Zammın yüzde 31 seviyesinde planlandığı" yönünde duyum aldıklarını ancak zammın yüzde 25 ile sınırlı kaldığını söyledi. 

Yıldlrım'a göre bu, yakın zamanda yeni bir zammın habercisi olabilir. 

5) Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretimi 

Başta mısır olmak üzere buğday, patates gibi tarım ürünleri de şeker kaynağı olabiliyor ve adına nişasta bazlı şeker (NBŞ) deniliyor. 

Bir diğer adı "Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu" olan nişasta bazlı şeker, mısır nişastasının yapısındaki glukozun bir kısmının bir enzim ile fruktoza dönüştürülmesi sonucu elde ediliyor. 

Türk Böbrek Vakfı, NBŞ'nin kristal şekere göre yaklaşık 2,5 kat daha tatlı olduğunu, gıdalara katıldığında daha hızlı eridiğini, ucuz olması nedeniyle hükümetlerden daha fazla sübvansiyon aldığını, bu nedenle daha yaygın şekilde kullanıldığını söylüyor. 

NBŞ, alkollü, gazlı, kolalı içeceklerde, tat verici olarak meyve suyu sanayiinde, tadı artırma ve fermante edilebilen özelliği ile de çikolata, şekerleme, tatlı, bisküvi ve unlu mamullerin üretiminde kullanılıyor. 

Türk Böbrek Vakfı'na göre glukoz, vücudun tüm hücrelerinde kullanılırken, fruktoz sadece karaciğer için gerekli. Her gün 15 gram fruktoz tüketimi yeterli kabul ediliyor.

Ancak adı üstünde "Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu", genelde bu miktarın üzerine çıkıyor. 

Fruktozun fazlası, ürik asit düzeyini yükseltirken, obeziteye, alkol-dışı karaciğer yağlanmasına, hipertansiyona, kan yağlarının yükselmesine, metabolik sendroma ve tip 2 diyabete yol açıyor. 
 

şeker
Fotoğraf: Unsplash.com/@viktortalashuk


Bunun yanı sıra pankreas kanseri, siroz, karaciğer kanseri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı, koroner kalp hastalığı, diş çürümesi, depresyon, gut, böbrek yetersizliği, migren ve varis gibi hastalıklara zemin hazırlıyor. 

Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretimine belli bir kota koyulmuş durumda. 

Şeker Kanunu'na göre NBŞ için belirlenecek toplam A kotası, ülkenin toplam A kotasının yüzde 5'ini geçemez. Cumhurbaşkanı bu oranı, yüzde 50'sine kadar artırmaya veya yüzde 50'sine kadar azaltmaya yetkilidir. 

2018/2019 pazarlama yılı için yüzde 5 olarak uygulanan nişasta bazlı şeker kotası, 2019/2020,  2020/2021 ve 2021/2022 pazarlama yılları için yüzde 50 azaltılarak yüzde 2,5'e düşürüldü. 

Yani örneğin, 2019/2020 dönemi için hem şeker pancarı hem NBŞ A kotasının toplamı 2 milyon 700 bin tondu. Bunun yüzde 2,5'ine denk gelen 67 bin 500 ton ise NBŞ kotası. Bu değer, 2020/2021 ve 2021/2022 pazarlama dönemleri için de aynı. 

Aşağıda Türkşeker'e ait olan tabloda, şeker pancarı ve NBŞ için belirlenen kotalar yer alıyor: 
 


Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre ihraç amaçlı dahil üretilen nişasta bazlı şeker miktarı 2020/2021 pazarlama yılında 591 bin ton seviyesinde gerçekleşti. Bu miktarın 532 bin tonu C şekeri, yani ihraç için üretilen kısım. 

Nişasta bazlı şekerin yıllara göre üretim miktarı ise şu şekilde: 
 


Şeker Kanunu kapsamında kota tahsisi yapılan beş şirket var. Bunlar: 

- Cargill Tarım ve Gıda San. Tic. A.Ş.: Mısır gibi pek çok üründe küresel pazarı domine eden ABD merkezli Cargill, Türkiye ile ilk işbirliğini 1960'da yapmış, İstanbul merkezini ise 1992'de açmıştı. Sektöre 156 yılı geride bırakan şirket, 2021 mali yılında 5 milyar dolarlık net gelir ile tarihi bir rekora imza attı. 

- Amylum Nişasta San. ve Tic. A.Ş: 1902'de kurulan çok uluslu gıda işleme şirketi Archer-Daniels-Midland'ın alt kuruluşu olan Amylum, 1992'den bu yana nişasta ve glikoz şurubu üretiminde

- PNS Pendik Nişasta Sanayi A.Ş.: 1993 yılında Avrupalı nişasta üreticisi Cerestar ve Ülker ortaklığıyla kurularak, 1996'da üretime başladı. Cargill'in 2002'de Cerestar firmasını satın alınması ile Tükiye'de Cerestar'a ait olan Pendik Nişasta Sanayi hisselerinin yüzde 50'si Cargill'e geçti.  

- Sunar Mısır Entegre Tesis: 1985'te Adana merkezli kurulan Sunar Mısır, gıda, tekstil ve kağıt başta olmak üzere bir çok sektöre; glukoz ve izoglukoz, doğal nişasta, modifiye nişasta, dekstrin, poliol, mısır kepeği, mısır özü ve mısır gluteni gibi ürünleriyle hammadde sağlıyor. 

- Tat Nişasta San. ve Tic. A.Ş.: Ticari hayatına 1997 yılında başlayan Adana merkezli Tat Nişasta, tamamı yerli sermayeli Tezcanlar Yatırım A.Ş. bünyesinde yer alıyor. 80'den fazla ülkeye ihracat yapan şirket, Coca-Cola, PepsiCo, Unilever, Danone, Mondelez, Nestle, Ferrero, Dr. Oetker gibi lider gıda üreticilerine hammadde sağlıyor. 

Ayrıca kota kapsamı dışında olup, ihraç amaçlı üretim yapan diğer beş NBŞ üreten şirket ise şu şekilde: 

1- Ak Nişasta (Kırklareli) 

2- GSF Gıda Üretim San.Tic. (Sakarya) 

3- Ay Nişasta (Mardin) 

4- Beşan Nişasta (Gaziantep) 

5- Omnia Nişasta San. Tic. A.Ş. (Adana) 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU