Biden ve Cinping görüşmesinde masaya yatırılmayı bekleyen 6 önemli sorun

İki ülkenin ilişkilerini daha da kırılgan hale getiren bir dizi tartışmalı konu masada bekliyor

İki liderin görüşmesi ABD ve Çin arasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden ve Çin lideri Şi Cinping, 15 Kasım Pazartesi günü video konferans yoluyla görüşecek.

ABD ve Çin arasında ticaret, insan hakları ve askeri faaliyetlerle ilgili gerilimler devam ederken, iki liderin görüşme kararı büyük yankı uyandırdı. Görüşmede ülkeler arasındaki rekabet ve ortak çıkarların ele alınacağı ve birlikte çalışmanın yollarının aranacağı ifade edildi.

2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na (COP26) katılan iki ülke, 10 yıl içinde iklim kriziyle ilgili işbirliğini artırmak için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu. Bu nedenle görüşmenin en önemli konularından birinin söz konusu işbirliği olacağı yorumları yapıldı.

Öte yandan iki ülkenin ilişkilerini daha da kırılgan hale getiren bir dizi tartışmalı konu da masada bekliyor. İşte görüşmede masaya yatırılması beklenen sorunlar…

Tayvan krizi

Son günlerde Tayvan krizi iki ülkenin ilişkilerini geren en önemli sorunlardan biri oldu.

Çin'in Tayvan'ı korkutmak için askeri faaliyetleri hızlandırdığını öne süren Biden, Çin'in saldırması halinde Tayvan'ı savunacaklarını açıklamıştı. ABD Başkanı, "Bunu yapmayı taahhüt ettik" demişti.

Tayvan'ın ABD ve Çin ilişkilerindeki "en hassas" ve "en önemli" konu olduğunu vurgulayan Çinli yetkililer ise ABD'yi "tehlikeli politikalar" izlemekle suçlamıştı.

Pekin kendi toprağı olarak gördüğü Tayvan'a yönelik askeri ve politik baskıları artırırken Washington, Çin'in bölgedeki istikrar ve barış için tehdit oluşturduğunu öne sürüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Çinli mevkidaşı Wang Yi de bu haftasonu bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Tayvan'daki durumun da ele alındığı görüşmede Wang, Blinken'a Tayvan'daki bağımsızlık yanlısı güçlere yanlış sinyaller göndermemesi gerektiğini söylemişti.

Çin'in nükleer faaliyetleri ve AUKUS

Financial Times gazetesinin adını açıklamak istemeyen 5 kaynağa dayandırarak ortaya attığı, Çin'in temmuzda nükleer başlıklı hipersonik füze denemesi yaptığı iddiası da ilişkilerin gerilmesine neden olmuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, söz konusu iddiaların "endişe verici" olduğunu söylemişti. Bloomberg'e yaptığı açıklamada "Tüm dikkatimizi verdik" diye konuşan Milley, Çin ordusunun "tüm alanları kapsayan ve küresel emelleri olan çok yetenekli bir orduya" dönüştüğünü savunmuştu.

Pentagon sözcüsü John Kirby ve Başkan Biden'dan da peşpeşe benzer açıklamalar gelmişti.

Öte yandan Çinli yetkililer Financial Times'ta yer alan iddiaları reddetmişti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, denemesi yapılan aracın "hipersonik füze" değil yeniden kullanılabilir özellikte "uzay aracı" olduğunu söylemişti.

Bu arada Çin tarafı ise ABD'nin eylülde Birleşik Krallık ve Avustralya'yla imzaladığı güvenlik anlaşmasından rahatsız. Üç ülkenin nükleer enerjili denizaltılarla ilgili "sırlarını paylaşmak" amacıyla imzaladığı, AUKUS adı verilen bu anlaşma Washington'ın yeni güvenlik stratejisinde Pasifik bölgesine ve Çin'le rekabete odaklandığı yorumlarını beraberinde getirmişti.

Çin yönetimi ise anlaşmayı kınamıştı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, anlaşmanın bölgesel barış ve istikrara zarar verdiğini savunmuştu:

AUKUS, bölgesel barış ve istikrarı ciddi şekilde baltalıyor, silahlanma yarışını yoğunlaştırıyor ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarına zarar veriyor.

Öte yandan Reuters'a göre Pekin ve Washington'dan askeri yetkililer, bu gerilimi azaltmayı amaçlayan daha alt düzey görüşmeler yapıyor.
 


Ticaret savaşı

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin mallarına getirdiği yüklü gümrük vergileri iki ülke arasında "ticaret savaşı" diye nitelenen bir dizi gerilime sebep olmuştu.

ABD iktidarının değişmesinin ardından Çin, Trump'ın belirlediği bu vergilerin kaldırılmasını talep etmişti. Çinli yetkililer bunun enflasyonu hafifletip istihdamı artıracağını ve her iki tarafa da fayda sağlayacağını savunuyor.

Öte yandan Reuters'a göre Çin, ABD'yle Ocak 2020'de imzaladığı Birinci Aşama ticaret anlaşmasının gereklerini de yerine getirmedi.

Söz konusu anlaşmada Pekin, ABD menşeli tarım ve biyoteknoloji ürünleriyle finansal hizmetlerin pazara erişimini iyileştirmeyi vaat etmişti ancak yeterli adımlar atılmadı.

Ancak Çinli yetkililer bunun değişmesi için de Trump'ın getirdiği vergilerin kaldırılması gerektiğini söylüyor.

Huawei krizi

Çinli teknoloji firması Huawei'in Mali İşler Direktörü Mıng Vancou, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delme suçlamasıyla 1 Aralık 2018'de Kanada'nın Vancouver kentinde tutuklanmıştı.

Kısa süre önceyse Mıng'ın ABD savcılarıyla yaptığı bir anlaşmanın ardından ülkesine dönmesine izin verilmiş ve Huawei krizinin neden olduğu gerilim yatışmıştı.

Ancak teknoloji savaşı içten içe kaynamaya devam ediyor.

Huawei'nin yanı sıra drone üreticisi DJI, çip üreticisi SMIC ve gözetim firması Hikvision gibi Çinli firmalar hala ABD'nin ulusal güvenlik kara listesinde. Bu liste söz konusu firmaların, ABD'li firmalarla teknoloji paylaşımı yapmasını zorlaştırmayı hedefliyor.

Kış olimpiyatları

Pekin, şubat ayında Kış Olimpiyatları'na ev sahipliği yapacak. Ancak ABD'li parlamenterler, Çin'in Uygurlara ve diğer azınlık Müslümanlara karşı soykırım uyguladığı iddiasıyla boykot talebinde bulunuyor.

Geçen hafta Dışişleri Bakanı Blinken, Washington'ın dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle "olimpiyatlara katılım konusunda nasıl düşündüklerini" sorduğunu ama henüz karara varılmadığını söylemişti.

Pandeminin "suçlusu" kim?

ABD ve Çin arasında koronavirüs pandemisine dayanan bir başka kriz daha var.

Trump yönetimi, koronavirüsün Çin'deki Vuhan Viroloji Laboratuvarı'ndan sızdığı iddiasını sıklıkla gündeme getiriyordu.

Trump, bu teorinin incelenmesi için bir soruşturma birimi kurmuş ama Biden yönetimi daha sonra bu birimi kapatmıştı.

Ancak mayıs ayında sızdırılan bir ABD istihbarat raporu, teoriyi yeniden gündeme getirmiş ve Biden'ın da fikir değiştirerek Çin'in üzerine gitmesine neden olmuştu.

İki ülke arasındaki pandemi gerilimi o zamandan beri devam ediyor. Biden, Pekin'in uluslararası soruşturmalarda daha fazla işbirliği yapması gerektiğini söylerken Çin bu tür çağrıları reddediyor.

Diğer yandan sızıntı teorisini ve virüsün kökenini araştırmak için Çin'e giden Dünya Sağlık Örgütü heyeti, Mart 2021'de hazırlanan raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin "aşırı derecede az" olduğunu belirtmişti.

 

Independent Türkçe, Reuters, Bloomberg, Wall Street Journal, Anadolu Ajansı, DW Türkçe, BBC Türkçe, TRT Haber, Halk TV

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU