İklim aktivistleri Kadıköy'den Glasgow'a ses verdi: Liderlere değil mücadelenin gücüne güveniyoruz

Küresel İklim Eylem Günü'nde Kadıköy'de bir araya gelen vatandaşlar, fosil yakıtlara yapılan yatırımların sonlandırılması ve kararlı adımların atılması gerektiğini belirterek çözüm yerinin zirveler değil mücadele olduğunu ifade etti

İklim aktivtisleri, Glasgow'da düzenlenen COP-26 zirvesini protesto ederek artık eyleme geçilmesi gerektiği görüşünde.

Kadıköy'de bir araya gelen iklim aktivistleri, artık liderlere değil mücadelenin gücüne güvenilmesi gerektiğini belirtti.

İskoçya'nın Glasgow kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26'ncı Taraflar Konferansı (COP26) devam ederken Kadıköy'de eylem yapan iklim aktivistleri duygu ve düşüncelerini anlattı.

5454bcb9-f4a8-4541-96d5-80e88da75ed9.jpg
Aktevistler, çözümün zirvelerde değil mücadele olduğunu dile getirdi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Onlardan biri Tuna Emren; 30 yıldır aynı liderlerin aynı iklim zirvelerinde konuştuğunu söyledi.

Bu liderlerin katıldığı söz konusu zirvelerin hiçbirinden bir sonuç çıkmadığını belirten Emren, "Liderlere değil mücadelenin gücüne güveniyoruz" dedi.

Emren'e göre "İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu" insanlık ve gezegen için kırmızı alarm veriyor.

"Dolayısıyla biz 30 yıldır ne dinliyoruz?" diye soran Emren, "Aslında sorumuz bu. Ondan dolayı da COP-26 değil yani iklim zirveleri değil liderlerin sözleri değil, mücadele. Çünkü biz artık liderlere değil mücadelenin gücüne güveniyoruz. Glasgow'da dün yirmi beş bin kişi vardı. İşçi, iklim aktivisti hepsi el ele omuz omuza yürüdüler. Biz de burada hem onlara destek vermek, Türkiye'deki iklim hareketini güçlendirmek için bir araya geldik" şeklide konuştu.

"Sistemi değiştirecek bir kurtarıcı yok, o biziz"

İklim aktivisti Duru Barbak da sistemi değiştirecek bir kurtarıcı bulunmadığını dile getirdi.

"O yüzden herkesi iklim mücadelesine katılmaya çağırıyorum" ifadeleri kullandı.

COP-26 dolayısıyla harekete geçilmemesini protesto ettiklerini vurgulayan Barbak, şöyle devam etti:

O konferansa birçok lider aslında kendi özel jet ve uçağıyla gitti. Bu direkt iklim krizi umursamazlığı anlamına geliyor. Ve orada alınan kararlar da tabii ki yeterli değil. Daha çok büyük kirleticiler yani Rusya, Çin gibi. Karbondan çıkış planını bile söylemediler. Aslında bunu protesto ediyoruz. Yani bu ciddiyetsizliği protesto ediyoruz. Zaten bu konferansa katılan liderlerden bile konuşmalar arasına uyanlar bile oldu. Uyumayanlar da gerçeği söylemiyor. Gerçekten bir adım atmaya niyetli değil. Yani bu saçmalığı protesto ediyoruz.

Aslında COP-26 gibi konferansların önemli olduğunu ancak hiçbir zaman gerçek değişimin; böyle karar alıcılardan, politikacılardan gelmeyeceğini bildiklerini savunan Barbak, "Her zaman bizim gibi insanlardan gelecek. Hiçbir karar alıcı öyle kendi rahatını bozmaya meraklı değil. O yüzden değişim bizden gelecek. Hep birlikte birleşip sokaklara çıkıp sosyal medyada da sesimizi yükseltip iklim krizi konusunda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Sistemi değiştirecek bir kurtarıcı yok. O biziz yani" diyerek herkese iklim mücadelesine katılma çağrısı yaptı.

94c83fef-5403-427d-848e-7bee7dc6b91c.jpg
Zengin ülkelerin neden olduğu kirliğin cezasının gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler kesildiği ifade edildi / Fotoğraf: Independent Türkçe



"Birkaç tane ülkenin yaptığının cezasını gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler çekiyor"

Eyleme katılan Rudi Sayar Pulatyan ise iklim adaletine vurgu yaptı.

Pulatyan dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanların iklim krizinden daha fazla etkilendiğini dile getirdi.

Fosil yakıtların artık kullanılmaması gerektiğini aktaran Pulatyan, "Bu ne demek? Bu sadece bugün fosil yakıtların kullanılmaya terk edilmesi değil aynı zamanda bu alanlarda yapılan yatırımların durdurulması ve ülkelerin karbonların sırf karbon salınımlarının sıfırlanması için net adımlar atması planlamasını talep ediyoruz. Bunun haricinde iklim krizinden herkes aynı şekilde etkilenmiyor. Dezavantajlı kesimlerde, bölgelerde yaşayan insanlar ne yazık ki daha fazla etkileniyorlar ve bunun sorumluluğu kendilerine değil" diye konuştu

En fazla karbon salınımı yapan birkaç tane ülkenin yaptığının cezasını gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin çektiğine dikkati çeken Pulatyan sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu yüzden bunun sorumluluğunun da aynı şekilde o salınımı yapan, kalkınmış, gelişmiş ekonomiler olduğunu düşünüyoruz ve bir iklim fonu üzerinden bu ülkelerin karbon-iklim krizine karşı güçlendirilmesi için ayrılmasını bekliyoruz. Bu yüz milyar dolar kadar bir bütçe. Bunun bir an önce kabul edilmesini bekliyoruz. Bu yaratıcı karbon muhasebesine de son vermelerini istiyoruz. Hatta bunu yapmakla da kalmasınlar bugüne kadar karbon salınımı için neler yapıldı ne kadar ne harcandı? Bunların da bir hesabını vermek gerekiyor. Bunu açıkça paylaşılması gerekiyor ve son olarak da dezavantajlı kesimlerin yani biraz önce ülkeler ve özellikle kadınlarla çocuklar iklim krizinden daha çok etkileniyorlar ve bu sorunun giderilmesi için bir dizi politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Bu politikaların da bir an önce geliştirip uygulanmaya başlanması gerekiyor."

31f5dc1d-8165-4300-83a1-877b4d70fb67.jpg
Kadıköy'deki eyleme küçük çocukların da katıldığı görüldü / Fotoğraf: Independent Türkçe

 


"Birleşmiş Milletler'in iktidarını protesto ediyoruz"

Bir başka iklim aktivisti Tibet Şahin ise Birleşmiş Milletler'in hümanizm maskesi altında iklim krizini desteklediğini ve iklim krizine sebep olan şirketleri fonlamaya devam ettiğini iddia etti.

Bugüne kadar birçok büyük küresel bir eylemin Türkiye'deki ayağını oluşturduklarını ve pek çok grupla bir araya gelerek seslerini yükselttiklerini anlatan Şahin, "Bu eylemin kaynağında da aslında 25 kere düzenlenmiş olan ve bu yıl Glasgow'da 26. düzenlenecek olan KOP zirvesini protesto ediyoruz" dedi.

Hiçbir şeyi beceremeyeceklerini gayet bildikleri diplomatları protesto ettiklerini belirten Tibet Şahin, şunları kaydetti:

Bu artık birkaç azınlığın ya da marjinal grubun iddiasını aşmış durumda. Herkes bunu söylüyor. Büyük gazete ve dergiler, artık her yerde yayımlanmış ve bu yüzden on binlerce kişi olarak İngiltere, Almanya, Latin Amerika ve Türkiye toplandık ve Birleşmiş Milletler'in iktidarını protesto ediyoruz. Çünkü temel iddiamız şu, Birleşmiş Millet bir hümanizm maskesi altında iklim krizini desteklemeye ve iklim krizine sebep olan şirketleri fonlamaya devam ediyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU