Vahşi olmak için doğdu: Arap leoparının geleceğine dair cesur bir vizyon

Arap leoparlarının sayısı uzun zamandır azalıyor. Yaban hayatında şu anda 200'den az yetişkin kaldığı düşünülüyor. Fakat 10 yıla uzanan yeni bir girişim bunu tersine çevirmeye başlayabilir

Şu anda Arap leoparının nesli tükenme tehlikesi altında olsa da yeniden yabanlaştırma girişimi bunu değiştirmeyi amaçlıyor (Kamaan)

Arap leoparlarını Afrikalı veya Asyalı kuzenlerinden ayırt etmenin mümkün olup olmadığı sorulduğunda Abdulaziz Alenzi gülümsedi. Alenzi, "Bence onları gördüğünüzde diğer leoparlardan farklı olduklarını kesinlikle anlayacaksınız" dedi.

Alenzi için küçük farklılıkların bile bariz olduğunu söylemek doğru olur. Neticede Alenzi, bu büyük kedilerin geleceğini güvence altına almayı amaçlayan iddialı planı yürüten Suudi Arabistan'ın kuzey batısındaki çöl, kumtaşı dağları ve yer yer bereketli vahalardan oluşan 22 bin 500 kilometrekarelik (Galler'in yüzölçümünden daha büyük) El-Ula bölgesinin veteriner müdürlüğünü yapıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu hayvanlar, leopar alttürlerinin en küçüğü. Bazı raporlar, en büyük erkeklerin 30 kg'ı nadiren aştığını gösteriyor. Bu belki de Afrika veya Asya'daki leoparların ulaşmasını beklediğiniz ağırlığın yarısı kadar. Bir diğer farklı nokta da kürkleri. Afrika leoparlarında görülen altın sarısının yerini Arap leoparında daha soluk, neredeyse ten renginde bir kahverengi alıyor (fakat burada dikkate değer bir çeşitlilik var gibi görünüyor).

Başka bir deyişle Arap leopları (teknik ismiyle Panthera pardus nimr, dünyanın yaban hayatı otoritesi olan Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin [IUCN] resmen tanıdığı 9 alttürden biri) çoğu kimsenin hayvanat bahçelerinden veya doğa tarihi programlarından aşina olduğu hayvandan görünür biçimde farklı. Ve bu, El-Ula'daki girişimi söz konusu hayvanı birkaç yüzyıldır süren hızlı nüfus azalmasından kurtarmaya çalışmaya yönlendiren etkenlerden yalnızca biri.
 

Leopar (RCU).jpg
Arap leoparlarının sayısı uzun zamandır azalıyor (RCU)​​​​​​​


Girişim, Suudi Arabistan'ın kuzeybatısındaki Sharaan Doğa Koruma Alanı'nın bünyesinde 1500 kilometrekare alanda dağları ve çölü yeniden yabanlaştırmaya yönelik iddialı planlarla yaban hayatına yeniden kazandırılacak hayvan stoku elde etmeyi amaçlayan birden fazla üreme programını içeriyor.

Bir şeylerin hızla yapılması gerektiği kesin. IUCN, Arap leoparını kritik tehlikedeki türler arasında sayıyor. Popülasyonu 19. yüzyılın başından bu yana yüzde 90 kadar yüksek bir oranda azaldı ve resmi rakamlara göre vahşi doğada 200'den az Arap leoparı kaldı. En büyük tekil popülasyon ise (yaklaşık 50 yetişkinle) Umman'da. Suudi Arabistan'da kalıp kalmadığı tartışmaya açık duruyor.

2000 ile 2010 arasındaki dönemin orta ve sonlarında gerçekleştirilen araştırmalar, her ne kadar bu leoparlar ülkenin kuzeyindeki Medine Dağları'ndan kaybolsa da, Hicaz'da ve daha güneyde, Yemen sınırı yakınlarındaki Saravat Dağları'nda "çok düşük yoğunlukta olsa da makul sayılarda" hâlâ hayatta kalmış olabileceğini öne sürüyor.
 

bitkiler (RCU).jpg

Sharaan Doğa Koruma Alanı'ndaki bitkiler yavaş yavaş aşırı otlatmanın etkilerinden toparlanıyor (RCU)


Fakat 2006'da yayımlanan başka bir araştırma, leoparın yaşam alanının son 15 senedir yıllık yüzde 10 oranında küçüldüğünü ve neslinin tükenmesinin muhtemel olduğunu hesapladı. Temel olarak El-Ula'nın muazzam mirasını ve arkeolojik zenginliklerini korumak ve tanıtmak amacıyla 2017'de kurulan El-Ula Kraliyet Komisyonu'nda (RCU) değerlendirilen seçenek, muhtemelen 50'nin altında yetişkinin kaldığı ve hiçbir üreme çekirdeği bulunmamasının ihtimal dahilinde olduğu yönünde.

Gerçek ne olursa olsun, Suudi Arabistan'ın süper yırtıcısının artık en ücra dağlık alanlara itildiği için yolu neredeyse hiçbir insanla asla kesişmeyen bir hayaletle eş değer olduğu kesin gibi görünüyor. Gerçekten de birkaç leopar olsa dahi, nüfusları bir çıkmaz sokakta yavaşça kayboluyor.

RCU'nun doğal kaynaklar direktörü Ahmet Almalki şöyle diyor:

Yaban hayatında bir leopara rastlamak artık çok nadir bir şey.

En son 2014'te görüldüğünde yanlışlıkla zehirlenmişti. Zehirli bir yem bırakan çobanlar, ortaya bir Arap leoparı çıktığında şaşırmıştı.

Arap leoparının neden bu kadar zor durumda kaldığını tespit etmek zor değil. Gözde avları olan ceylanlar ve dağ keçilerinin popülasyonunun kaybına yol açan habitat bozulması 16. yüzyıl kadar erken bir tarihte, büyüyen demir ve bakır sanayilerini beslemek için ağaçların kesilmesiyle başlamıştı. Bu da, leoparların en önemli etkiyi doğuran insanlarla çatışmasına yol açtı.
 

idmi (RCU).jpg

Sharaan Doğa Koruma Alanı'ndaki bir Arap dağ ceylanı (RCU)


Dünya genelindeki birçok büyük etoburda olduğu gibi, evcil hayvanların varlığı (ve buna bağlı olarak yabani avların yokluğu) leoparların davranışlarını değiştirerek bahse konu durumda keçi, koyun ve genç develeri hedef almasına neden oldu. Leoparları kendi yaşam tarzlarına tehdit olarak algılayan yerel göçebe çobanlar, intikam için bu hayvanları öldürmeye başladı. Zehirli yem bir zamanlar Suudi Arabistan'da çok tercih edilen bir zulüm yöntemiydi. Kaya tuzakları da sıklıkla kullanılsa da bunların yerini keçi etiyle yemlenmiş metal kafesler aldı.

Av türlerinin avlanmasını, daha fazla azalmaya yol açan, bizatihi leoparların spor amaçlı avlanması takip etti. Hem leoparın vücudunun parçalarının hem de canlı hayvanların 1980'lerde, 1990'larda ve 2000'lerin başlarında satıldığına dair bazı kanıtlar da mevcut. Doğal habitatları olan devasa açık alanlara rağmen, söz konusu durum bu büyük kedilere hareket edecek çok az alan bırakıyor.

Arap leoparı muhtemelen dünyanın en nadir büyük kedisi değil fakat bazı büyük kedilerin üzerindeki tehdit o kadar arttı ki, nesillerinin tükenmesine engel olmak için yüksek hedefli müdahaleler yapılması gerekiyor ve Arap leoparı da bu türlerden biri. Hayvanın içinde bulunduğu zor durum, RCU'yu 2019'da türün geleceğini güvenceye almak için bölge genelinde muhafaza girişimlerine sponsor olacak bağımsız bir örgüt olan Arap Leoparı Fonu'nu kurmaya sevk etti.

RCU aynı yıl, Arap Leoparlarının Korunması için Ulusal Eylem Planı kapsamında türlerin korunumu stratejisini gözden geçirmesine yardımcı olacak, ABD merkezli büyük kedi koruma örgütü Panthera'yla benzersiz bir ortaklık üzerine de anlaşmaya vardı. RCU söz konusu ortaklık çerçevesinde, Panthera'nın Yaban Kedileri Küresel İttifakı kapsamında 10 yıllık bir dönemde leopar koruma çabaları için 20 milyon dolar (yaklaşık 190 milyon TL) yatırım yapma taahhüdü verdi. Bu kapsamdaki ilk girişim, tüm Suudi Arabistan genelindeki leopar popülasyonlarının kapsamlı biçimde araştırılması oldu. Şimdiye kadar 10 alan incelendi ve her alanda yerleşik 30 ila 80 yüksek teknolojili fotokapanlarla 550 binin üzerinde görüntü yakalandı.

Habitatın iyileştirilmesi de gerekiyor ve bu süreç de, Sharaan Doğa Koruma Alanı gibi koruma alanlarından keçi, koyun ve deve dahil çiftlik hayvanlarının çıkarılmasıyla başlıyor. Bu, otlanma baskısını tek seferde kaldıran bir çitin çevrilmesiyle sağlandı. Çitler, hayvan yiyeceğinden yakacak oduna kadar her işe yarayan remit (Haloxylon salicornicum) adlı kısa büyüyen ve neredeyse hiç yaprağı olmayan çöl çalısı, 3 metre yüksekliğe ve 6 metre genişliğe ulaşabilen ve bazen süs bitkisi olarak da kullanılan ratm (Retama raetam) adlı daha büyük bir çalı ve yaygın biçimde geleneksel ilaç olarak kullanılan aromatik Pulicaria incisa bitkisi gibi bazı doğal bitki türlerinin toparlanmasını sağlayacak. Yerli akasya ağaçları da dikildi.

Bitki örtüsünün toparlanmaya başlamasıyla birlikte RCU, 2019 ve 2020'de Arap dağ ceylanı, Afrika çöl ceylanı, Nübye dağ keçisi, Arap oriks antilobu ve Kuzey Afrika devekuşlarını aşamalı biçimde serbest bırakarak yeniden doğaya kazandırdı ve bu hayvanlar üremeye çoktan başladı. Bahse konu hayvanların varlığı, Arap kurdu ve kızıl tilki gibi yırtıcı hayvanlara fayda sağlayacak olsa da RCU'nun leoparları yeniden kazandırmayı değerlendirmesi için sayılarının çok daha yüksek olması gerekiyor.

Direktör Almalki, bu koruma önemlerinin yerel halk arasındaki tutumun da değişmesine katkı sağlayacağına inanıyor. Almalki, "Suudi Arabistan'daki durum değişiyor. Artık çevre ihlallerinin, avlanma ve vahşi yaşam zulmü oranlarının azaldığını fark ediyoruz" dedi.

Bu, doğru yönde çok önemli bir hareket.

Suudi Arabistan'ın geçen yıl 7 yeni doğa koruma alanı ilan ettiğini belirten direktör, böylece korunan alanların artık ülke toplamının yüzde 16'sını kapsadığını belirtti. Bu oran nihayetinde yüzde 30'a çıkarılacak.

Her ekosistemde olduğu gibi (Arap Yarımadası'nda leopar olan) süper yırtıcının geri kazandırılması, ekolojik dengenin yeniden tesisi etkisi doğurur ve ilave koruma faydaları getirir. Süper yırtıcının yokluğunda, evcil kökenli yabani hayvanlar ve babunlar istilacı bir hal aldı ve çevrenin daha fazla bozulmasına yol açtı. Almalki, "Hiç yırtıcımız olmadığı için her yerde dolanan babunlarımız var" dedi.

Eğer süper yırtıcıyı geri getirirseniz, o zaman her şey çözülür. Biraz zaman alacak ama nihayetinde beklediğimiz dengeye ulaşacak.

El-Ula'nın diğer girişimleri arasında kaçak avlanmayla mücadele çabalarını desteklemek, bilimsel izleme yapmak ve yerel toplulukların dahil edilmesi ve eğitimi için süren çabalara katkı sağlamak üzere (şimdiye kadar yerel topluluklardan 13 kişinin yetiştirildiği) korucu eğitim programı da yer alıyor. RCU resmi açıklamalarında tüm bunların, "gelecek ve daha çeşitli istihdam fırsatları için sıçrama tahtası olacağı, sürekli kapasite artıracağı ve El-Ula'nın gelişen ekonomisine katkıda bulunacağı" belirtiliyor. Nihayetinde El-Ula'nın tanınmış bir doğa turizmi güzergahı olabileceği ümit ediliyor.

Suudi Arabistan yaban hayatı koruma çalışmalarıyla pek bilinmese de Panthera Başkanı Thomas Kaplan'a göre övgüyü hak ediyor. Kaplan, RCU'yla 2019'da yapılan anlaşma münasebetiyle BBC Dünya Servisi'nin yaptığı söyleşide, "Arap oriks antilobu 1970'lerde yabani hayatta kaybolmuştu ve esaret altında üretim ve yeniden kazandırma programında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan'la işbirliği yapmıştı, bu şimdi Arap leoparında başarmayı umduğumuza benzer bir durum" dedi. Kaplan, bu program sayesinde Arap oriks antilobunun IUCN'nin Kırmızı Listesi'nde nesli tükenmekte olan tür sınıfından çıkarılıp hassas tür olarak yeniden sınıflandırılan dünyadaki ilk tür olduğunu da belirtti. Kaplan, "Bu deneyimi tekrarlamayı umuyoruz" dedi.
 

Oriks (RCU).jpg
Vahşi doğaya kazandırılmış bir Arap oriks antilobu (RCU)​​​​​​​


Panthera'nın tüm dünya genelinde etobur koruma programlarını yönetme deneyimi, Arap leoparı varlığının geri kazanılması için ne yapılması gerektiğini anladığı anlamına geliyor. Kaplan, "Tüm büyük kediler gibi, Arap leoparları da dolaşacakları geniş alanlara ve proteine ihtiyaç duyuyor" dedi.

Bunu sağlayabilirseniz, sadece onlar için değil, şemsiyesi altında toplanan tüm diğer türler için de iyi bir habitat sağlayabilirsiniz.

Arap leoparları, hayati ekolojik önemin yanı sıra kültürel yankılara da sahip. Suudi Arabistan'da 7 bin yıl kadar önceye dayanan kaya resimleri var. Shuwaymis Batı bunlar arasındaki en dikkat çekici yerlerden biri. Burada,  Asya yaban eşeği olarak da bilinen vahşi asinus eşekleri ile evcil sığırların soyu tükenmiş atası yaban öküzünü hedef alan avcı gruplarının tasvirlerini bulabilirsiniz. Kaya yüzüne oyulmuş tasvirlerde, uzun kuyruğu, düz yüz profiliyle bükülmüş uzuvları ve uzun pençeleriyle aldığı takip pozuyla tanınabilen bir leopar avlanırken resmedilmiş. Shuwaymis Batı'da ülkenin diğer yerlerinden daha fazla leopar tasvir edildiği söyleniyor.

Almalki, kaya sanatının insanların Arap leoparını ve avladığı hayvanları nasıl gördüğüne dair bir fikir verdiğini belirtti. Direktör, "Muhteşem" dedi.

Atalarımız hayatlarında gördükleri şeyleri tasvir ediyordu.
 

leopar1 (RCU).jpg

Esaret altında yetiştirme programı başarılı olmakla beraber, bu büyük kedilerin vahşi doğaya kazandırılması biraz zaman alacak (RCU)


Öte yandan, esaret altında üretme çalışmaları, Suudi Arabistan'ın batı ucundaki Taif kentinde yer alan Prens Suud el-Faysal Yaban Hayatı Araştırma Merkezi'nde sürdürülüyor. Merkezde, leoparların sağlığından refahına ve beslenmesine kadar her şeyiyle ilgilenen bir ekip var fakat popülasyonun genetik çeşitliliğinin korunması karşılaştıkları en büyük sorun. Alenzi, "Aynı türü barındıran diğer kurumlarla birlikte çalışacağız" dedi.

Gelecekte hayvanları değiş tokuş edebileceğimizi umuyoruz.

Merkez iki yıl önce iki yavrunun doğumunu gururla duyurmuş, Suudi Arabistan Kültür Bakanı ve RCU Valisi Ekselansları Prens Badr bin Abdullah bin Muhammed bin Farhan el-Suud onların "nesli tükenmenin eşiğindeki alttürün canlandırılması için yeni bir umut ışığını" temsil ettikleri söylemişti. Bakan Farhan el-Suud, "Türlerin tarihin dipnotları haline gelmesini önlemek için popülasyonlarını korumak, muhafaza etmek ve çoğaltmak bizim görevimiz" demişti.

Merkezde halihazırda yaşları iki ile 15 arasında değişen 16 hayvan var. Alenzi "yakın gelecekte" yabani doğaya yeniden gerçek salımlar yürütmek amacıyla, iki yıl içinde bu sayıyı yüzde 20 ile 50 arasında artırmayı umduklarını belirtti.

İlk leoparların yabani doğaya bırakılması için belirlenmiş bir tarih yok. Fakat RCU, bunun nasıl gerçekleştirileceğini belirleyecek protokollerin geliştirilmesi için hem Panthera hem de IUCN'le birlikte çalışıyor. Büyük kedilerin yabani doğaya yeniden salınması, yaban hayatı idarecilerinin salınacak alanın ne kadar bireyi destekleyebileceğini değerlendirmesi ve (bazı durumlarda) hayvanların yerel halk üzerindeki etkisini de göz önünde bulundurması gerektiği için karmaşık bir süreç.

Hem Alenzi hem de Almalki, leoparı Suudi Arabistan'a geri getirme fikrini bir rüya olarak nitelendiriyor. Almalki, "Gerçek oluyor" diye ekledi.

Bu doğrultuda güzel adımlar atıyoruz.

Suudi Yeşil Girişimi, Suudi Arabistan'ın iklim değişikliğiyle mücadele amaçlı yekpare devlet yaklaşımıdır

                                                                      

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/climate-change/sgi

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU