Karamollaoğlu: Şehit haberleri terörle mücadelede başarısız olduğumuzun göstergesidir

Saadet PartisiGenel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Artık terör bitti' derken her hafta şehit haberleri almaya devam ediyoruz maalesef" diye konuştu

Fotoğraf: AA

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu basın toplantsında gündemi değerlendirdi.

Konuşmasında geçtiğimiz hafta Azez'de şehit olan polislere değinen Karamollaoğlu "Artık terör bitti' derken her hafta şehit haberleri almaya devam ediyoruz maalesef. Bu terörle mücadelede başarısız olduğumuzun bir göstergesidir" diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin de onay verdiği Paris İklim Anlaşması'nın dünyada yankılar getirdinin altını çizen Karamollaoğlu şöyle devam etti:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Anlaşmalar o konularda derinlemesine tedbir alındığı manasına gelmiyor. Bizleri endişelendiren bazı hususların izale edilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bugün atmosferdeki sıcaklık arttıysa, buzullar eriyorsa bu; kalkınmakta olan ya da bilerek geride bırakılan ülkelerin kabahati değil. Tam tersi dünyayı sömüren ve tedbir almayan ülkelerin kabahatidir.

Üzülerek ifade ediyorum ama ben kalkınmış, gelişmiş ülkelerin bu anlaşmada üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceğine inanmıyorum

"Devlet, yatırımcının çevreyi koruma tedbirlerinde gerekli olan maddi külfetlerine destek olmalıdır"

Türkiye’nin kalkınması için en öenmli meselenin üretim olduğunu belirten Karamollaoğlu, "Bunu yaparken de çevreyi asla tahrip etmemeliyiz Devlet, yatırımcının çevreyi koruma tedbirlerinde gerekli olan maddi külfetlerine destek olmalıdır. Sadece sanayiciler ve yatırımcılar çevre kirliliğinden suçlu değil, devlet de gerekli tedbirleri almak mecburiyetindedir" ifadesini kullandı.

Yanlış tarım politikaları nedeniyle Türkiye'nin topraklarının ve akarsu kaynaklarının tehdit altında olduğunu vurgulayan SP lideri, "Ben Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasını önemsiyorum ama geri kalmış ülkelerin havasını da suyunu da kirleten kalkınmış ülkeler; bu bölgelerde üzerlerine düşen sorumlumlukları mutlaka yerine getirmelidir" dedi.

"Enflasyon yüzde 50'yi bulmuşsa siz de yüzde 49 zam derseniz bir kuruş zam yapmamış olursunuz"

Karamollaoğlu şöyle devam etti:

Bir insanın aldığı ücret o insanın ihtiyaçlarını mutlaka karşılamadır. Tekrar tekrar söyledik; hedefimiz açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı olmalıdır. Asgari ücret 19 yılda 10 misli arttı.' demekle bu iş çözülmüyor ki. Ekmek ne kadar arttı? Domatesin fiyatı ne kadar arttı? Siz kalkınmayı gösterişle, israfı ve yolsuzluğu artıracak yatırımlarla sağlamaya kalkarsanız; bu ülke güçlenmez. her yıl asgari ücretin en az yüzde 5-7-10 oranında iktidarın becerisine göre reel manada artırılması gerektiğine inanıyoruz. Enflasyon yüzde 50'yi bulmuşsa siz de al sana yüzde 49 zam derseniz bir kuruş zam yapmamış olursunuz.

"Cumhuriyet tarihinde kişi başına gelirin ilk kez 7 yıl arka arkaya düştüğüne şahit olduk"

TÜIK'e göre 2020 yılının sonunda 1 kilovatsaat başına 73,5 kuruş olan konut elektrik fiyatının bu yıl içinde ekim ayında 91,56 kuruş olduğunu belirten Karamollaoğlu, "Sadece on aylık artış yüzde 25 oranındadır" dedi.

SP lideri şöyle devam etti: 

Cumhuriyet tarihinde bir ilkin gerçekleştiğini ve kişi başına gelirin ilk kez 7 yıl arka arkaya düştüğüne şahit olduk. 2013-2020 yılları arasında kişi başına gelirin üçte biri yok oldu.

Türkiye’de en zengin yüzde 20’nin milli gelirden aldığı pay yüzde 46,3’ten yüzde 47,5’e yükseldi. En yoksul yüzde 20’nin milli gelirden aldığı pay ise yüzde 6,2’den yüzde 5,9’a düştü. Olması gereken bunun tam tersi.

"Onlar da kebap partisi yapsınlar"

Karamollaoğlu'nun açıklamasının ardından soru-cevap kısmına geçildi.

Temel Karamollaoğlu kendisine yöneltilen "MHP Lideri Bahçeli “6 parti sürekli birbirlerine gidiyorlar, hava kokluyorlar. Bir yapmadıkları kısır günü kaldı, onu da yaparlar yakında” diyor. Birbirleriyle görüşen partileri bu sözlerle eleştiriyor. Bu eleştiriyi nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Onlar da kebap partisi yapsınlar, biter gider yani… Başka ne diyeyim ben buna… Laf mı bu! Bir araya gelip oturursun, konuşursun. Biz hiçbir partiyle konuşmayalım diye bir şey söylemiyoruz ki. Yani partilerin bir araya gelip konuşmasından bu kadar rahatsız olmanın manası ne, mantığı ne! Ya, ben bu tip yaklaşımları hakikaten garipsiyorum. Bu yaklaşımlar; hele 5-6 sene öncesini bir de alarak mukayese edin; ne manaya geldiğini daha iyi anlarsınız. Böyle yaklaşım mı olur! Türkiye’de insanlar birbirleriyle oturup konuşacaklar. Bunu başka türlü tarif edeceksiniz! Allah yardımcımız olsun...

 

Independent Türkçe. 


 

DAHA FAZLA HABER OKU