Hacettepe Üniversitesi'nde mobbinge uğradığını öne süren Doç. Dr. Aydın: Yaşamak için istifa ettim

Akademide kadrolaşmanın yapıldığını, etnisite, homofobi gibi her türlü ayrımcılığın söz konusu olduğunu iddia eden Doç. Dr. Öykü Didem Aydın, "Üniversitelerde bilimsizleştirme ve Afganistanlaştırma politikası söz konusu" diyor

"Çok tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Üniversiteler dizayn ediliyor" diyen Aydın'a göre bilimsizleştirmenin yanı sıra kadrolaşma ve Anayasasızlaştırma yapılıyor / Fotoğraf: universitem.hacettepe.edu.tr

Hacettepe Üniversitesi'nde 2010 yılından beri pek çok ders veren Hukuk Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öykü Didem Aydın, geçen hafta istifa etti.

Mobbinge uğradığını, can güvenliği korkusu yaşadığını ve istifaya zorlandığını iddia eden Aydın, sosyal medya hesabı üzerinden çeşitli paylaşımlarda bulundu.

Hem Öykü Didem Aydın hem de Hacettepe Üniversitesi'nden görüş alarak konuyu haberleştirmek istedik.

Haberin yayına girdiği süreye kadar Hacettepe Üniversitesi'nden bir dönüş olmadı.

"Politik, akademik, kurumsal ve homofobik mobbing zincirine maruz kaldım" 

Yıllardır sistematik bir şekilde politik, akademik, kurumsal ve homofobik mobbing zincirine maruz kaldığını öne süren Doç. Dr. Aydın ise uygulanan baskı ve yıldırma politikaları nedeniyle istifa kararı aldığını iddia etti.

 

Doç. Dr. Öykü Didem Aydın Twitter.jpg
Doç. Dr. Aydın: 2017-2021 dönemi Hacettepe hukukta mobbing salgını yıllarıdır. 5 koca yıl bu durumu çektim direnmeye çalıştım ama artık iş canıma kastedilme noktasına geldi ve istifa ettim
/ Twitter / @Alexey_Olien

 

"Bana iftira atıldı ama aklandım"

"Olayların çıkış noktası neydi? Böyle bir durum neden yaşandı?" sorusuna Öykü Didem Aydın, "Olaylar 2017'nin şubat ayında başladı" diyerek "İnsan Hakları Savunucularını Savunmak" konulu konferans ve bu kapsamda düzenlenen çalıştayı işaret etti. 

Olağanüstü Hal (OHAL) kararnamesiyle üniversitelerden bazı akademisyenlerin atıldığı bir gecede kendisi hakkında da "Üniversitede PKK teröristi istemiyoruz" şeklinde özetlenebilecek bir ihbar yapıldığını anlatan Aydın, BİMER'e (şimdiki adıyla CİMER) ihbar gönderildiğini söyledi. 

İhbar sahiplerini sonradan bulup çıkarttığını ve sosyal medyada ifşa ettiğini anlatan Aydın, başka ihbarlar da gelince -o sırada fakültenin dekanı olan, şimdi ise yaş haddinden zorunlu emekliliğe ayrılan- Hasan Tahsin Fendoğlu'nun bir pazar günü telefonla kendisini fakülteye çağırarak, bu ihbarlardan söz ettiğini anlattı.

Fendoğlu'nun kendisine karşı bir soruşturma başlatacağını bildirdiğini belirterek, "Mobbing zinciri işte böyle başladı" yorumunu yapan Aydın, bu olayı takiben aleyhine 9 farklı konuda daha soruşturma açıldığını dile getirdi.

İlk soruşturmada "terörist savunuculuğu" ile suçlandığını aktaran Aydın, "Üniversitede iki merkezle birlikte düzenlediğimiz, bilim insanlarının, 40 STK (Sivil Toplum Kuruluşu) ve Demokratik Kitle Örgütü'nün yanı sıra öğretim üyeleri ile öğrencilerin katıldığı 'İnsan Hakları Savunucularını Savunmak' konulu konferans ve bu kapsamda düzenlenen çalıştayda PKK propagandası yapıldığı iddia edilse de soruşturmadan aklandım ama buna rağmen soruşturmaların ardı arkası kesilmedi" diye konuştu.

İkinci soruşturmanın da yine aynı öğrencilerin ihbarlarıyla başlatılan "ahlaka aykırılık" iddiası olduğunu dile getiren Aydın, aynı çalıştayın sosyal programında bir ressamın ve performans sanatçısının yaptığı sanat çalışmasında, sanatçının çırılçıplak soyunduğunun iddia edildiğini kaydetti.

Aydın, böyle bir durum yaşanmadığı halde kendisinin uyarı cezası almasının yanı sıra üniversitede katledilen akademisyen Ceren Damar'ın hatırasına yazdığı ve koşulları eleştirdiği "Arkadaşımız Ceren Damar öğrencisi tarafından öldürüldü" başlıklı yazı nedeniyle de maaş kesme cezası ile karşılaştığını ifade etti.

"Hacettepe'yi pavyona çevirmişler" başlıklı haber yapıldığını belirten Aydın, tüm yaşananların sorumlusu olarak "Hasan Tahsin Fendoğlu ve ona hizalananları" gördüğünü öne sürdü.

Bazı mezuniyet formlarını imzalamakta geç kaldığı gerekçesiyle aylıktan kesme cezası alan Aydın, bu hususta bazı gecikmeleri olduğunu kabul etti ancak bunların matematik hesabının karmaşık olmasından kaynaklandığını savundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Savcıya göre 'Hoca terörist' diyerek CİMER'e ihbarda bulunup disiplin soruşturması açtırtmak anayasal şikayet hakkıymış"

Savcılık tarafından verilen takipsizlik kararını eleştiren ve "Ankara Cumhuriyet Savcısına göre 'Hoca terörist' diyerek CİMER'e ihbarda bulunup disiplin soruşturması açtırtmak anayasal şikayet hakkıymış" sözleriyle tepkisini dile getiren Doç. Dr. Aydın, şöyle devam etti: 

"Bana karşı ihbarda bulunan, müfteri olarak nitelendirdiğim kimse, Hukuk Topluluğu Başkanlığı'na getirildi ve üniversitede görevli bir hocanın ders notlarını, o hocanın bilgi, gözetim ve desteği altında tutmuşlardır. Ayrıca iftiralarından dolayı sadece kınama cezası almışlardır. Bu kimselere karşı iftiradan suç duyurusunda bulundum. Aynı öğrenciler de bana karşı hem isimlerini ifşa etme hem de Ceren Damar makalesi yüzünden hakaret iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuşlardır. Yargı süreçleri devam etmektedir. Ancak Ankara Cumhuriyet Savcılığı, benim şikayetim hakkında, yani aleyhime terörizm propagandasından disiplin soruşturması açılan olayda, takipsizlik kararı vermiştir. Buna karşı itirazda bulunacağım."

Üniversitede silah iddiası

Pandemi öncesinde üniversitede bu öğrencilerle bağlantılı olan ve grubun "reisi" olarak adlandırılan isimden sosyal medyada tehdit aldığını öne süren Aydın, kendisinin bir başka öğrencisine üniversitede silah gösterildiğini savundu.

Öykü Didem Aydın'ın ifadesine göre daha önce sıkıntı yaşadığı Hasan Tahsin Fendoğlu, eylemlerini sürdürerek önce derslerde şubeleri kaldırıp anayasa hukuku derslerini kendisinden aldı ve bu süreçte akademik jürilerde (master ve doktora) görev alması engellendi.

"PKK'lı değilim, sempatizanı da olmadım, Liberteryenim"

Hacettepe'de egemen kurumsal kültürün, OHAL dönemi öncesinde de kadrolaşmaya başlayan ancak bu dönemden itibaren artan oranda kadrolaşan belli bir politik mobtan oluştuğunu iddia eden Aydın, "Cinsiyetçiler, ayrımcılar. Bu moba mensup olmayanlar ise eyyamcı. "PKK'lı değilim, sempatizanı da olmadım" diyerek ekledi:

"Liberteryenim. Bana atılan iftira ve mobbing çok tehlikeli. Ben yalnızca Cumhuriyetin, hukuk devletinin ve temel hak ve özgürlükler ile anayasasının değerlerine bağlı ve sadık bir vatandaşım. Beni terörist olarak yaftalayıp açık hedef haline getirdiler. Çünkü terörist bilinen kişiye saldırıların olabileceğini biliyorlardı. Derslerimden zor geçilmesine karşın pek çok kesimin çok sevdiği biriyim. Derslerim neşeli, interaktif, soru cevap, diyaloglu ve Sokratik geçiyordu."

Kadrolaşma iddiası

Kendisine "mobbing" uygulandığı döneme kadar öğrencilerine her zaman kapısının her zaman açık olduğunu ve üniversitede haftada 30 saate varan dersler açtığını ifade eden Doç. Dr. Aydın, tamamen eşitlikçi ve liberteryen bir isim olarak bilindiğini, hiçbir zaman öğrenci ayırmadığını, bir dönem fakültesinde en fazla seçmeli ders açan öğretim üyesi olduğunu öne sürdü.

Son dönemde Hacettepe'de öğrencilere alternatif hoca seçeneği sunulmak istenmeyen bir anlayış eğilimi bulunduğunu ifade eden Aydın, "tek tip eğitimin" dayatılmasının planlandığı ve "kadrolaşmanın" da bunun bir parçası olduğunu iddia etti.

"Üniversitelerde bilimsizleştirme, kadrolaşma ve Afganistanlaştırma politikası söz konusu"

Anayasa bilimcisi Aydın, üniversitelerin dizayn edilerek belli kadroların eline geçirilmeye çalışıldığını öne sürerek şunları ifade etti: 

"Öğrencilerime farklı ulusların anayasalarını inceletiyorum. İran'a da Çin'e de bakıyoruz. Neler değişirse, hangi koşullarda hangi anayasalar yapılıyor, bunu anlatıyorum. Hukukta nasıl düşünmeliyiz, diğer insanları nasıl anlayabiliriz, argümanlarımızı nasıl ortaya koyabiliriz gibi dertlerim var. İnsan hakları mücadelesini her yerde yaparım. Çok tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Üniversiteler dizayn ediliyor. Üniversitelerde bilimsizleştirme, kadrolaşma, anayasasızlaştırma ve Afganistanlaştırma politikaları söz konusu."

"LGBTIQ+ çalışmaları nedeniyle özgeçmişim üniversite sisteminden kaldırıldı"

Hiçbir başarısından fakültece söz edilmediğini, yayınlarına kasten değinilmediğini, etkinliklerinin duyurulmadığını ifade ederek "Değersizleşme duyguları yaşamaya zorlandım" diyen Doç. Dr. Aydın, fakültenin sitesine özgeçmişinin (CV) bile konulmadığını, daha önce konulan CV'nin de kasıtlı şekilde oradan kaldırıldığını savundu.

Bu durumu özgeçmişindeki LGBTIQ+ çalışmalarına bağlayan Aydın, pandemi döneminde verdiği online derslerin video kayıtlarının da sistemden silindiğini ileri sürdü. 

"Üniversiteleri yeniden dizayn etmeye dur' denilsin"

Aydın sözlerini, "Bana yapılanlar, başkalarına da yapılmasın. Bu bir direniş noktası yaratsın. 'Üniversiteleri yeniden dizayn etmeye dur' denilsin" ifadeleriyle noktaladı.

 

Doç. Dr. Öykü Didem Aydın 2 Twitter.jpg
Doç. Dr. Öykü Didem Aydın: Emekliliğime iki yıl kaldı ama bunu riske atmış durumdayım çünkü ben yapmazsam başka bir insan yapamaz. Uluslararası üniversitelerde misafir hocayım, avukatım. Ahlaki yükümlülüğümüz var. 'Sosyal olarak öldüm, bedensel olarak ölmeyim' dedim. Yaşamak için istifa ettim. Üniversitelerde ayrımcılığın her türlüsüyle mobbing gören var, etnisite, Alevilik, homobofik... Herkes biliyor ama bir şey yapılmıyor / Fotoğraf: Twitter

 

Prof. Dr. Can: Türkiye kaybediyor

Anayasa Mahkemesi'nin eski raportörü Osman Can da Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda Doç. Dr. Öykü Didem Aydın'a destek verdi.

Can, "Ankara Hukuk yıllarından beri arkadaşım, Almanya'da dert ortağım, Venedik Komisyonu'nda Türkiye'yi birlikte temsil etmekten onur duyduğum dostum, fikirleriyle, duruşuyla ve mücadelesiyle örnek insan Öykü'ye yapılan bu muameleyi protesto ediyorum. O değil Türkiye kaybediyor" ifadelerini kullandı.

 

Yücel: Aydın'a zorbalık yapan eski dekan bana da açıkça haksızlık yapmıştır

Doç. Dr. Aydın'a destek veren isimlerden biri de Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi Özge Yücel oldu.

Twitter paylaşımında Yücel, "Öykü Didem Aydın'a zorbalık yapan eski dekan bana da açıkça haksızlık yapmıştır. Eminim çok kişiye de" ifadelerini kullandı.

 

Öykü Didem Aydın kimdir?

Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan Öykü Didem Aydın, Ankara Üniversitesi ve İtalya'nın Milano Üniversitesi'nde yüksek lisans, Federal Almanya-Freiburg Üniversitesi'nde ise ceza hukuku alanında doktora yaptı.

Çok sayıda yabancı üniversitede misafir profesör ve fellow olarak görev aldı.

Avrupa Komisyonu Venedik Komisyonu eski üyesi olan Aydın, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin kurulduğu 2010 yılından beri burada öğretim üyeliği yaptı.

Üniversiteye bağlı Sağlık Hukuku Merkezi'nin de kurucusu Aydın, ağırlıklı olarak ceza hukuku ve insan hakları alanında avukatlık da yapmakta.

Eski Ankara Barosu LGBTIQ+ Hakları Merkezi Başkanı Aydın, Transgender Europe bireysel üyesi.

Çok sayıda ulusal ve uluslararası yayını bulunan Doç. Dr. Aydın, yeni anayasa çalışmaları sırasında TBMM Anayasa Komisyonu'na sunduğu "Hacettepe Anayasa Taslağını" kaleme aldı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU